TUİK verilerine göre 2002 ve 2019 yılları arasında oluşan ihracat ve ithalat rakamlarımız arasındaki fark 1.067.841.278.300 ABD doları. Yazıyla bir trilyon altmış yedi milyar sekiz yüz kırk bir milyon iki yüzyetmiş sekiz bin üç yüz dolar.
Aynı kuruma göre bir önceki 18 yıllık yani 1984 - 2001 yılları arası dış ticaret açığı toplamı 192.261.754.000 ABD doları. Yani bu dönemin %18’i. Yine Tüik verilerine göre Ağustos 2020 sonuna kadar oluşan dış ticaret açığı da 33.004.439.000 dolar. Bu aylık 4 milyar dolar, günlük ise ortalama 137.5 milyon dolarlık bir açığa denk geliyor.
Oluşan bu açık bir şekilde kapatılmalı. Dolayısıyla ihracatın önemli şekilde artırılması, ithalatın kontrol altına alınması ve döviz girişlerinin döviz çıkışlarından daha fazla hale getirilmesi gerekiyor.
Elbette Tüik’in bu istatistiklerinin doğru olduğunu ve ekonomi yöneticilerinin de bu çözümlerin zaten farkında olduklarını var saymak mecburiyetindeyiz.
İhracatın artırılması nasıl mümkün olabilir? İthalattan bağımsız olarak ihracatı artırmak ancak bize özel bir kreasyon ile katma değeri yüksek ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi ve başkasında yok, bizde var bir teknoloji oluşturmakla mümkün. Böylesi bir gelişimi yaratmak nasıl mümkün olacak?
Daha önce bir devlet büyüğünün dediği gibi “bırakalım başkaları teknoloji geliştirmeye kafa yorsunlar, siz yapmayın, kafayı sıyırırsınız” yaklaşımını devam ettirecek olursak sadece imitasyon ile katma değer yaratamayız.
İnovatif, yaratıcı düşünce nasıl oluşacak? Gençlere yatırım yapılmalı. Halbuki biz 1980 sonrasında gençlerin düşünmesini engellemek için büyük çabalar harcadık. Şimdi zaten başkaları sürekli kendileri adına düşündüğü için gençlerimiz çok fazla şey düşünmek zorunda kalmıyorlar.
Yaratıcılıkları nasıl harekete geçirilir, bilemiyorum. Zaten bu eğitimcilerin işi.
Katma değeri yüksek ürün veya hizmetler geliştiremezsek ne olacak? İhracat ithalatın gerisinde kalmaya devam edecek. Dış ticaret açığını nasıl kapatacağız? Bazı kişiler dış ticaret açığının normal bir şey olduğunu düşünüyor olabilir. Ülke ekonomisini en iyi anlama yöntemi makroyu mikroya dönüştürmek. Yani ülke ekonomisini aile ekonomisi gibi düşünmek… Gelirleriniz giderlerinizden az ise zarar edersiniz. Sürekli zarar ederseniz, önce borç alarak sonra da borçlanma ile birlikte bir şeylerinizi satarak ancak toparlanabilirsiniz. Kronik olarak zarar ediyorsanız da sürekli varlıklarınızı satmaya devam edeceksiniz demektir. Satabileceğiniz çerçevede tabi.
Ülkenin çeşitli köşelerinin, şirketlerin yabancılara satılıyor olmasının en önemli açıklaması bu olsa gerek.
İhracatı kreativite ve katma değer artırarak ithalatın önüne geçiremeyeceğimize göre mevcut durumda daha fazla ihracat yapmanın yöntemlerini bulmak ve uygulamak önemli olacak. İhracat faktoringini bilen kurumlar bu nimetten yararlanarak güvenli bir şekilde işlerini büyütüyorlar. Onlar büyür ise ülke ihracatı da büyür.
Geri kalanını da devletimizin yetkilileri başarsın.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Yüce Uyanık
İhracatta katma değer önemli
TUİK verilerine göre 2002 ve 2019 yılları arasında oluşan ihracat ve ithalat rakamlarımız arasındaki fark 1.067.841.278.300 ABD doları. Yazıyla bir trilyon altmış yedi milyar sekiz yüz kırk bir milyon iki yüzyetmiş sekiz bin üç yüz dolar.
Aynı kuruma göre bir önceki 18 yıllık yani 1984 - 2001 yılları arası dış ticaret açığı toplamı 192.261.754.000 ABD doları. Yani bu dönemin %18’i. Yine Tüik verilerine göre Ağustos 2020 sonuna kadar oluşan dış ticaret açığı da 33.004.439.000 dolar. Bu aylık 4 milyar dolar, günlük ise ortalama 137.5 milyon dolarlık bir açığa denk geliyor.
Oluşan bu açık bir şekilde kapatılmalı. Dolayısıyla ihracatın önemli şekilde artırılması, ithalatın kontrol altına alınması ve döviz girişlerinin döviz çıkışlarından daha fazla hale getirilmesi gerekiyor.
Elbette Tüik’in bu istatistiklerinin doğru olduğunu ve ekonomi yöneticilerinin de bu çözümlerin zaten farkında olduklarını var saymak mecburiyetindeyiz.
İhracatın artırılması nasıl mümkün olabilir? İthalattan bağımsız olarak ihracatı artırmak ancak bize özel bir kreasyon ile katma değeri yüksek ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi ve başkasında yok, bizde var bir teknoloji oluşturmakla mümkün. Böylesi bir gelişimi yaratmak nasıl mümkün olacak?
Daha önce bir devlet büyüğünün dediği gibi “bırakalım başkaları teknoloji geliştirmeye kafa yorsunlar, siz yapmayın, kafayı sıyırırsınız” yaklaşımını devam ettirecek olursak sadece imitasyon ile katma değer yaratamayız.
İnovatif, yaratıcı düşünce nasıl oluşacak? Gençlere yatırım yapılmalı. Halbuki biz 1980 sonrasında gençlerin düşünmesini engellemek için büyük çabalar harcadık. Şimdi zaten başkaları sürekli kendileri adına düşündüğü için gençlerimiz çok fazla şey düşünmek zorunda kalmıyorlar.
Yaratıcılıkları nasıl harekete geçirilir, bilemiyorum. Zaten bu eğitimcilerin işi.
Katma değeri yüksek ürün veya hizmetler geliştiremezsek ne olacak? İhracat ithalatın gerisinde kalmaya devam edecek. Dış ticaret açığını nasıl kapatacağız? Bazı kişiler dış ticaret açığının normal bir şey olduğunu düşünüyor olabilir. Ülke ekonomisini en iyi anlama yöntemi makroyu mikroya dönüştürmek. Yani ülke ekonomisini aile ekonomisi gibi düşünmek… Gelirleriniz giderlerinizden az ise zarar edersiniz. Sürekli zarar ederseniz, önce borç alarak sonra da borçlanma ile birlikte bir şeylerinizi satarak ancak toparlanabilirsiniz. Kronik olarak zarar ediyorsanız da sürekli varlıklarınızı satmaya devam edeceksiniz demektir. Satabileceğiniz çerçevede tabi.
Ülkenin çeşitli köşelerinin, şirketlerin yabancılara satılıyor olmasının en önemli açıklaması bu olsa gerek.
İhracatı kreativite ve katma değer artırarak ithalatın önüne geçiremeyeceğimize göre mevcut durumda daha fazla ihracat yapmanın yöntemlerini bulmak ve uygulamak önemli olacak. İhracat faktoringini bilen kurumlar bu nimetten yararlanarak güvenli bir şekilde işlerini büyütüyorlar. Onlar büyür ise ülke ihracatı da büyür.
Geri kalanını da devletimizin yetkilileri başarsın.