Küresel piyasaların odağındaki ticaret savaşlarına yönelik haber akışı hız kesmeden devam ediyor. Önceki hafta sonu G-20 zirvesinde ABD Başkanı Trump ve Çin devlet Başkanı Şi Cinping,  mutabakata varmıştı. Varılan bu mutabakata göre ABD ile Çin, 90 gün boyunca bir anlaşmaya varabilmek amacıyla yeni ticaret müzakerelerinde bulunacak ve bu süre içinde iki ülke de karşılıklı olarak herhangi bir yeni gümrük vergisi getirmeyecek. Bu gelişmeye rağmen hafta içinde Trump’tan gelen açıklamalar ön plana çıktı. Trump, Çin ile gerçek bir ticaret anlaşmasına ulaşılamaması durumunda gümrük vergilerinin süreceğini belirtmesi ticaret anlaşmasına dair iyimser beklentileri baskıladı. Bu açıklamaların ardından Perşembe  günü Çinli teknoloji şirketi Huawei'nin CFO’su ve aynı zamanda Huawei'nin sahibinin kızı Wanzhou'nun ABD’nin talebi üzerinde Kanada’da gözaltını alınması ticaret savaşlarına dair endişeleri tekrar gündeme taşıdı. Yaşanan bu gelişme ile birlikte risk iştahının baskılandığı ve küresel hisse piyasalarında satışların hız kazandığı gözlendi. Bu haftada da ticaret savaşlarına ilişkin gelişmeler ve haber akışları yakından takip edilecek.

Geçen hafta TL varlıklar değer kaybetti

Geçen haftaya yurt içinde kasım ayı enflasyon verileri ile başladık. Kasım ayında TÜFE verisi piyasa beklentilerinin üzerinde bir düşüş kaydederken ilk fiyatlamalarda TL varlıklar değer kazandı. Ancak devam eden süreçte TCMB’nin para politikasında gevşemeye gidebileceğine dair oluşan beklentiler, Türk Lirası başta olmak üzere TL varlıkları baskılayan bir gelişme olarak karşımıza çıktı. Ancak geçen hafta çarşamba günü yayınlanan TCMB 2019 Yılı Para ve Kur Politikası metninde ve Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesi’nde sıkı duruşun korunacağı mesajlarının verilmesine bağlı olarak TCMB’nin para politikasına ilişkin endişelerin hafiflediği görüldü. Kasım ayı enflasyon verisinde aylık bazda düşüş görülse de enflasyon tarafında henüz kalıcı düşüş trendinin başlamadığı ve bu tarafta kalıcı gerilemenin 2019 yılının ilk çeyreğinden sonra başlayabileceğini değerlendirilmekte. Haftanın ikinci yarısında TL varlıklarda bir miktar toparlanma çabası etkili olsa da küresel risk iştahında zayıf seyir ve riskli varlıklardan sermaye çıkışlarının hız kazanması bu taraftaki pozitif görünümünü baskılayan temel etken oldu. Risk iştahının baskılanmasında Huawei'nin sahibinin kızı ve aynı zamanda mali işler direktörü olan Mıng Vancou'nun, İran yaptırımlarını deldiği gerekçesiyle ABD’nin isteği üzerine Kanada'da gözaltına alınması etkili oldu. Yaşanan bu gelişme ticaret savaşlarına ilişkin endişeleri tekrar gündeme taşırken küresel hisse piyasalarında satış baskısının ön plana çıktığı izlendi. Yurt dışı piyasalardaki olumsuz hava BIST-100 Endeksi üzerinde de etkili oldu. Gelişmekte olan ülke varlıklarının riski iştahındaki düşüşe bağlı olarak karışık bir seyir izlediği ve Türk Lirası’nın hafta başında oluşan spekülatif beklentilerle haftayı değer kaybı ile tamamladığı görüldü.

2018/3Ç büyüme rakamları açıklandı

Yeni haftaya yurt içinde büyüme verisi ile başladık. 2018 yılının üçüncü çeyreğinde Türkiye ekonomisi %1,6 büyüdü. Beklenti büyümenin %2 seviyesinde gerçekleşeceği yönündeydi. Açıklanan büyüme verisi piyasa beklentilerinin bir miktar altında kaldı. 2018 yılının ilk çeyreğinde %7,3 olan büyüme % 7,2; ikinci çeyrekte ise % 5,2 olan büyüme % 5,3'e revize edildi. GSYH'yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde bu yılın üçüncü çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla zincirlenmiş hacim endeksi olarak tarım sektörünün katma değeri % 1, sanayi sektörünün %0,3 artarken, inşaat sektörünün ise yüzde 5,3 azaldı. Ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinin toplamından oluşan hizmetler sektörünün katma değeri de yüzde 4,5 yükseliş gösterdi. İhracat yüzde 13,6 artarken, ithalat yıllık bazda yüzde 16,7 daraldı. 2018 yılının üçüncü çeyreğinde Türk Lirası’nda gözlenen sert değer kaybı, finansal koşullardaki sıkılaşma ve iç talepte yaşanan yavaşlamanın etkisiyle büyümenin ivme kaybetmesine neden oldu.

TCMB toplantısı yurt içi piyasaların en önemli veri akışını oluşturuyor

13 Aralık Perşembe günü haftanın en önemli veri akışını oluşturan TCMB Aralık ayı PPK Toplantısı izlenecek. Geçen hafta başında açıklanan kasım ayı enflasyon verisi sonrasında piyasada TCMB’nin para politikasında gevşemeye gidebileceğine dair oluşan beklentilerin Türk Lirası’nı baskıladığı görülmüştü. Ancak geçen hafta çarşamba günü yayınlanan TCMB 2019 Yılı Para ve Kur Politikası metninde ve Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesi’nde sıkı duruşun korunacağı mesajları sonrasında TCMB’nin para politikasına ilişkin endişelerin hafiflediği görüldü. Kasım ayı enflasyon verisinde aylık bazda düşüş görülse de enflasyon tarafında henüz kalıcı düşüş trendinin başlamadığını ve bu tarafta kalıcı gerilemenin 2019 yılının ilk çeyreğinden sonra başlayabileceğini değerlendiriliyor. Dolayısıyla TCMB’nin enflasyonda kalıcı bir düşüş trendi sağlanana kadar para politikasında sıkı duruşunu korumaya devam edeceğini ve aralık ayı PPK toplantısında faiz oranlarında değişime gitmeyeceğini değerlendiriyoruz. Piyasadaki genel beklentilerde bu yönde şekilleniyor.

Bu hafta ekonomik veri akışı yoğun seyrediyor

Yurt içinde hafta başında açıklanan büyüme verisi ve perşembe günü gerçekleşecek TCMB PPK toplantısının yanında, 12 Aralık Salı günü ekim ayı cari denge rakamları ile 14 Aralık Cuma günü Fitch Türkiye değerlendirmesi takip edilecek diğer önemli veri akışlarını oluşturuyor.  Cari denge rakamları aylık bazda ağustos ve eylül aylarında fazla verirken bu taraftaki olumlu seyrin ekim ayında da devam etmesi bekleniyor.  Özellikle petrol fiyatlarındaki gerilemenin bu tarafta cari denge rakamların olumlu katkı vermesi bekleniyor. Ayrıca iç talepteki yavaşlamaya bağlı olarak ithalat rakamlarında daralma gözlenirken ihracat rakamlarının tarihi seviyelerde seyrediyor oluşu da cari denge tarafında güçlü rakamlar görülebilmesine imkân kılıyor. 14 Aralık Cuma günü piyasa kapanışından sonra Fitch'in Türkiye kararını açıklaması bekleniyor. Fitch’in daha önce bankalar yönünde aldığı kararlar not indirimini daha olası kılsa da son dönemde Türk Lirası’ndaki değer kazanımları bu tarafta Fitch’in kararını gözden geçirmesine neden olabilir. Bu minvalde sürpriz olmakla birlikte bir not indirimi ile karşılaşmazsak TL varlıklarda pozitif bir fiyatlama gündeme gelebilir.

Yurt dışında da yoğun bir takvimden bahsetmek mümkün. Avrupa Birliği (AB) üyesi ülke liderleri ile İngiltere birlikten ayrılık (Brexit) anlaşmasını ve gelecekteki ilişkileri belirleyecek siyasi deklarasyonu 25 Kasım Brexit Zirvesi’nde imzalamıştı. Brexit Anlaşması 11 Aralık Salı günü İngiltere Parlamentosu’na gelecek. Brexit anlaşmasına itirazların bulunması, oylamaya ilişkin piyasaların temkinli duruşunu korumasına yol açmaktaydı. Geçen hafta da İngiltere'deki Avam Kamarası, May Hükümeti'nin 11 Aralık'ta yapılacak olan Brexit oylaması öncesinde konuyla ilgili olarak yasal tavsiyeyi açıklamadığı için parlamentoyu aşağıladığına hükmetti. Bu karar, Brexit anlaşmasının kaderiyle ilgili önemli bir gösterge olarak yorumlanırken anlaşmasız Brexit’e dair endişeleri artırdı. 11 Aralık’taki oylama bu açıdan önem taşıyor. ABD’de 11 Aralık Salı günü ÜFE rakamları ile 12 Aralık Çarşamba günü açıklanacak TÜFE verisi ön plana çıkıyor. Yine ABD tarafında haftanın son işlem gününde yoğun bir ekonomik veri akışı bulunuyor. Euro Bölgesi’nde 12 Aralık Çarşamba günü sanayi üretim verisi ile 13 Aralık Perşembe günü gerçekleşecek ECB toplantısı ön plana çıkan veri akışlarını oluşturuyor. ECB’nin faiz oranlarında bir değişikliğe gitmesi beklenmezken daha önce açıklandığı üzere, mevcut durumda aylık 15 milyar euro olarak devam eden varlık alım programı sona erecek. Toplantı sonrasında ECB Başkanı Draghi’nin konuşması ve ilerleyen sürece dair yönlendirmeleri piyasaların yakın takibinde yer alacak. Aynı zamanda İtalya ile devam eden bütçe görüşmelerine ilişkin haber akışları ve ticaret savaşlarına dair gelişmeler de küresel risk iştahı ve fiyatlamalar üzerinde belirleyici olacak ana konu başlıkları olarak gündemdeki yerini koruyor.