SON DAKİKA
Hava Durumu

Güçlü gelen ekonomik veriler risk iştahını destekledi ama…

Yazının Giriş Tarihi: 12.04.2021 14:53
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.04.2021 14:53

Geçen hafta gerek ABD’de gerekse Avrupa’da güçlü gelen ekonomik veriler küresel risk iştahını destekleyen gelişmeler oldu. Özellikle hizmet PMI rakamlarının beklentilerin oldukça üzerinde gelmesi ve hatta rekor seviyelerin görülmesi güçlü bir görünüm ortaya koydu. 2020 yılından itibaren ekonomiyi desteklemeye yönelik merkez bankaları ve hükümetler tarafından devreye alınan destekleyici politikaların katkısıyla ekonomik verilerde iyileşme gözleniyor. 2021 yılında küresel çapta toparlanmanın güç kazanması genel beklentiler içerisinde yer alırken, son dönemde gelen veriler toparlanma beklentilerinin güç kazanmasına katkı sağlıyor. Geçen hafta genelinde güçlü gelen ekonomik veriler ve aşılama çalışmalarındaki olumlu görünüm risk iştahını ve riskli piyasaları destekleyen temel gelişmeler oldu. Ancak küresel hisse piyasalarında alım ivmesinde bir miktar zayıflamanın yaşanıyor oluşu dikkat çekiyor. 2020 yılının son çeyreğinde gözlemlenen güçlü alım iştahının 2021 yılı içerisinde gücünü belirli ölçüde kaybettiği görülmekte. Küresel piyasalarda önemli bir düzeltme hareketi görülmemesine ve yüksek seviyelerin korunmasına karşın alım iştahındaki ivme kaybı belirli ölçüde yorulma ve mevcut endişelere bağlanabilir. Güçlü gelen ekonomik veriler risk iştahını destekleyen bir gelişme olmasına karşın aynı zamanda enflasyon endişeleri ve merkez bankalarının erken bir sıkılaşmaya gidebileceğine ilişkin riskleri de gündeme getiriyor. İlerleyen süreçte ekonomik verilerdeki seyir ve küresel ekonomik görünüm, merkez bankalarının söylemleri ve duruşları üzerinde belirleyici olacağından piyasaların yakın takibinde yer alacaktır.

Gündemdeki risk ve endişeler varlığını sürdürüyor

Mart ayı başında kademeli normalleşme planları yapılırken, bu sürece ilişkin değerlendirmeler riskli varlıklar üzerinde olumlu bir etki yaratmıştı. Mart ayının ilk yarısında riskli varlıklarda pozitif bir fiyatlamanın yaşanmasında normalleşme planlarının ve olumlu görünümün katkısı hissedilmişti. Ancak son haftalarda küresel çapta artış kaydeden vaka sayıları yeniden salgın kaynaklı endişeleri gündeme taşıdı. Avrupa’da bazı ülkeler salgın kaynaklı tedbirleri uzatırken, Fransa’nın yeni kapanma planları açıkladığı görüldü. Vaka sayılarında gözlenen bu artış ve tedbirlerdeki uzama önemli bir risk unsuru olarak izlenmeye devam edilecektir. Aşılama çalışmaları hız kazanmasına karşın mutasyonlar nedeniyle vaka sayılarındaki artış eğilimi ilerleyen döneme ilişkin belirsizlikleri gündemde tutuyor. Risk iştahını destekleyen gelişmelerin yanında salgın kaynaklı endişe ve belirsizlikler aşağı yönlü risk ve baskı unsuru olarak takip ediliyor. Yurt içinde de vaka sayılarında ne yazık ki ciddi bir ivmelenmenin yaşandığı görülüyor. Geçtiğimiz haftalarda Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan ayında da ülke genelinde hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacağını ifade etti. Alınan bu tedbirler vaka sayılarında yeterli düşüşü sağlayamazsa Ramazan ayı ve sonrası için yeni tedbirler gündeme gelebilir. Yurt içinde de salgının seyri yakından takip edilecektir. Salgın kaynaklı gelişmelerin yanında şubat ayının ikinci yarısında ön plana çıkan enflasyon endişeleri küresel piyasaların gündemindeki yerini koruyor. Artış kaydeden enflasyon endişelerine bağlı olarak geçtiğimiz haftalarda ABD başta olmak üzere uzun vadeli tahvil faizlerinde yükselişler ön plana çıkarken, merkez bankalarından bu konuda belirli söylemlerin ve hamlelerin geldiği görüldü. Mart ayının ikinci bölümünde uzun vadeli tahvil faizlerinde dengelenme görülürken, nisan ayında bir miktar geri çekilme yaşandı. Ancak ekonomik görünümde iyileşme devam ettikçe ABD 10 yıllık ve uzun vadeli tahvil faizlerinde ilerleyen süreçte yeniden yükselişler gündeme gelebilir. Ayrıca ABD Başkanı Biden’ın açıkladığı 2,25 trilyon dolarlık yeni harcama planının yasalaşma süreci ve bu pakete gelen muhalefetler de piyasaların izleyeceği bir diğer önemli konu başlığı olacaktır. Bu paketin yasalaşması durumunda enflasyon görünümü üzerindeki etkileri önemli olacaktır.

TCMB toplantısı haftanın en önemli gelişmesi olacak

Mart ayı içerisinde TCMB başkan değişimi sonrasında ekonomi yönetimden gelen açıklamaların önemi artış kaydetmiş durumda. Geçtiğimiz haftalarda TCMB’nin yeni başkanı Kavcıoğlu, sıkı duruşun korunacağına ve enflasyonla mücadelenin kararlı bir şekilde devam edeceğine ilişkin açıklamaları ön plana çıktı. Sözlü olarak duymak istediklerini alan piyasalar aksiyon tarafını da görmek isteyebilirler.  Bu hafta 15 Nisan Perşembe günü TCMB’nin PPK toplantısı ve faiz kararı yurt içi piyasaların yakın takibinde olacaktır. Kur cephesinde yaşanan yükselişleri ve TCMB Başkanı Kavcıoğlu’nun açıklamalarını dikkate aldığımızda TCMB’nin bu toplantıda faiz oranlarında bir değişikliğe gitmesi beklenmiyor. Ayrıca 5 Nisan Pazartesi günü mart ayına ilişkin açıklanan enflasyon rakamlarında yükseliş eğiliminin devam ettiği görüldü. Yıllık TÜFE rakamı %16,19 seviyesine yükselirken, ÜFE’deki sert yükseliş de dikkat çekiyor. Piyasadaki konsensüs beklentiler faizlerde bir değişim yapılmaması ve politika faizinin %19,00 olarak korunması yönünde şekilleniyor. Faiz kararının yanında karar metnindeki ifadeler ve TCMB’nin piyasalarla kuracağı iletişim önemli olacaktır. Faiz oranlarının sabit tutulması ve sıkı duruşun korunacağına ilişkin güçlü vurgular TL varlıkları destekleyebilir. İlerleyen süreçte sıkı duruşun korunacağına ilişkin somut adımların görülmesi kur cephesindeki volatiliteyi düşürebilir. İlerleyen dönemlerde ekonomi yönetiminden gelebilecek açıklamalar, iç siyasetteki gelişmeler ve Türkiye’nin dış ilişkilerindeki seyir yurt içi piyasalar ve TL varlıklar üzerinde belirleyici olacaktır.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.