İlk kez Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan yeni tip coronavirüs salgını yakından takip ediliyor. Ocak ayının ortasından itibaren dünya gündemine taşınan Çin’deki coronaviüsün kuluçka süresinin 14 güne kadar çıktığı ve virüsün bu süreçte bile bulaşıcı olduğu belirtilirken, şu ana kadar virüsün yayılmasının önüne geçilebilmiş değil. Çin’de virüs salgını nedeniyle 31 Ocak Cuma günü itibariyle hayatını kaybeden insanların sayısı 213’e yükselirken, açıklanan resmi rakamda virüsten etkilenen kişi sayısının 9 bin 692’ye çıktığı belirtildi. Şu ana kadar 20’ye yakın ülkede coronovirüs vakasına rastlandı. Virüse yönelik aşı geliştirme çalışmaları yapılırken, şu ana kadar aşı ile ilgili kaydedilen kayda değer bir gelişmeye yönelik bir haber akışına rastlanmadı. Salgının küresel bir salgın haline dönüşmesinden endişe edilirken, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tüm dünyada paniğe yol açan yeni tip coronavirüs (2019-nCoV) salgınıyla ilgili "uluslararası kamu sağlığı acil durumu" ilan edildiğini duyurdu. Önümüzdeki günlerde salgına dair gelişmeler ve haber akışları tüm dünyanın gündeminde yer almaya ve önemini korumaya devam edecektir. Virüs salgınına ilişkin yaşanan son gelişmeler ocak ayının son haftasında küresel risk iştahı üzerinde baskı oluştururken, güvenli liman talebinin güç kazanmasına neden oluyor. Çin’de birçok uluslararası firma üretimine ve faaliyetlerine geçici olarak ara verirken, Çin yarıyıl tatilinin 9 Şubat’a kadar uzatıldığını açıkladı. Virüs salgını nedeniyle Çin’deki hayat durma noktasına gelirken, salgının Çin ekonomisi üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olacağı öngörülüyor. Mevcut durumdan en çok etkilenen sektörler turizm ve havacılık sektörleri olurken, sanayi üretiminin de tıpkı özel yatırımlar gibi coronavirüs salgınının negatif etkilerinden zarar göreceği belirtiliyor. Salgının devam etmesi ve etkilerinin büyümesi durumunda, Çin GSYH’sının %2 - %3 aralığında düşüş kaydedebileceği tahmin edilirken, salgının bölgedeki diğer Asya ülkeleri ve küresel ekonomiler içinde baskı yaratacağı değerlendiriliyor. Küresel ekonomik görünümün kırılgan olduğu bir konjonktürde salgının etkileri yakından izlenmeye devam edilecek olup, salgının ve etkilerinin büyümesi durumunda risk iştahı üzerindeki baskısı ve riskli varlıklarda satışlar devam edebilecektir.

Enflasyon raporu ve S&P değerlendirmesi izlendi

30 Ocak Perşembe günü Ankara’da yılın ilk enflasyon raporu açıklandı. TCMB enflasyon göstergelerinde olumlu bir tablo görürken, 2019 son aylarında genel enflasyonda görülen yükselişin baz etkisi kaynaklı olduğu yinelendi. Bununla birlikte, döviz kuru, iç talep koşulları ve üretici fiyatlarındaki gelişmelere bağlı olarak enflasyon dinamiklerinin ılımlı seyrettiği belirtildi. TCMB tarafından enflasyonu düşürmeye odaklı, sıkı bir para politikası duruşu ve güçlü politika koordinasyonu altında, enflasyonun kademeli olarak hedeflere yakınsayacağı öngörülüyor. TCMB enflasyonu etkileyen varsayımlarda bir takım ayarlamalara gitse de 2020 sonu tahminini %8,2 olarak koruyor. Enflasyonun 2020 yılsonunda %8,2 olarak gerçekleşeceği, 2021 yılsonunda %5,4´e geriledikten sonra orta vadede %5,0 düzeyinde istikrar kazanacağı tahmin ediliyor. Raporda, yurtiçi ekonomik görünüme ilişkin iyimserlik korunurken, küresel gelişmeler ve etkileri konusunda temkinli bir yaklaşım benimseniyor. Faiz indirimi konusunda önden yüklemeleri alanın büyük bir bölümünü 2019 yılının ikinci bölümünde kullanan ve 2019 Temmuz’dan bu yana 1.275 baz puan faiz indirimine giden TCMB’nin önümüzdeki süreçte faiz kararlarında veri odaklı yaklaşımını koruyacağını değerlendiriyoruz. Yıllık enflasyonun 1Y20 döneminde ağırlıklı olarak %10- 12 dengelenmesini; 2Y20 itibariyle yüksek tek haneli seviyelere doğru yakınsamasını bekliyoruz. TCMB’nin 19 Şubat’taki PPK toplantısında aşağı yönlü hareket alanının sınırlı olduğu görüşümüzü korumaktayız. S&P, cuma günkü not değerlendirmesinde Türkiye’nin notunu ve görünümünü teyit etti. Karar piyasadaki genel beklentilerle uyumlu olsa da Türkiye ekonomisinde en kötünün geride kaldığına ilişkin işaretler neticesinde en azından not görünümünde iyileşme yapılmasının daha isabetli bir karar olacağı kanısındaydık. S&P, 2019 yılındaki iki değerlendirmede de 'B+' kredi notu ile 'Durağan' görünümde değişikliğe gitmemişti.

31 Ocak 2020: Brexit gerçekleşti

2019 Aralık ayı içerisinde İngiltere’de gerçekleşen erken seçimde Boris Johnson’ın başında olduğu Muhafazakar Parti seçimden güç kazanarak çıktı ve tek başına iktidara geldi. 2019 Ekim ayı içerisinde İngiltere Başbakanı Boris Johnson ve Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Londra ve Brüksel'in yeni bir Brexit anlaşması üzerinde mutabakata vardıklarını açıklamıştı. Aralık ayındaki erken seçimden sonra İngiltere Parlamentosu’nda oylanan Brexit yasa tasarısı parlamentonun alt kanadı Avam Kamarası'nda 9 Ocak tarihinde kabul edildi. Devam eden süreçte Lordlar Kamarası’nın da kabul ettiği Brexit yasası, 23 Ocak Perşembe günü Kraliçe 2. Elizabeth tarafından da onaylandı. 31 Ocak 2020 tarihi itibariyle İngiltere’nin Euro Bölgesi’nden ayrılma işlemi resmi olarak gerçekleşirken, önümüzdeki süreçte İngiltere ve Euro Bölgesi arasındaki ticaret müzakereleri piyasaların gündeminde yer alacak.