SON DAKİKA
Hava Durumu

Yapay zeka neden parladı?

Yazının Giriş Tarihi: 23.04.2023 12:18
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.04.2023 12:18

Tarihteki bazı iyi veya kötü birçok gelişmenin arkasına bakıldığında, onun oluşmasında şartları oluşturan bir çok gelişme görülür. Yapay Zeka (YZ), İngilizce tanımıyla Artificial Intelligence (AI) aslında bilişim sektöründe teorisi ve pratiği ile 1950’li yıllarda konuşulmaya başlanmış bir alan. 70 yıllık tarihi varken, ne oldu ve aniden bilişim devleri ardı ardına yeni ürünler ve sürümler çıkarmaya başladılar? Hatta, gelişmeleri o kadar hızlı oldu ki, gerek teknolojiyi kaçırma kaygısıyla, gerek bu hız tehlikeli, insanlık için ne getiriyor incelenmeli kaygısıyla, Elon Musk ve bir çok başka sektör lideri, Yapay Zeka geliştirmeleri durdurulsun diye dilekçe imzaladılar. Bu gelişmelerin nereye gidebileceği konusunda herkes geniş tahminlerde bulunuyor, ben ise neden 70 yıl sonra konu aniden parladı ve gündeme geldi bunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Ne oldu da Yapay Zeka aniden bilimsel çalışmalardan, günlük hayatımızın içine girdi?

Miktar

Yapay Zeka bir veri oburu, eğer çok fazla veriniz yok ise, yazılım sizin için bir değer üretemez. Bir nevi, dağ yolunda Ferrari’nizin olması gibi diyebiliriz. Düz sıcak asfalt lazım, yani veri lazım. Michalis Zeneris (https://www2.deloitte.com/cy/en/pages/technology/articles/data-grown-big-value.html )  linkteki raporunda, dünyada üretilen verinin 2025 yılında tam 175 Zetabyte olacağını söylüyor. Tüm bu veriler Blu-Ray disklere kaydedilse, aya kadar 23 tane kule ediyor diyor raporunda. 1 Zetabyte’ ın 1 Milyon Petabyte dan oluştuğunu belirtelim bu arada. Nedir bu verinin kaynağı derseniz, e-posta sayısı, tweet sayısı vb gibi verilerle oluşmuyor aslında bu hacimler. Yapısal olmayan (unstructured) dediğimiz fotoğraf, video gibi veriler de ciddi bir hacim oluşturuyor ama  ağırlık, IoT sensörleri ile makinaların ürettiği bilgiler, yani bir soğutucunun ölçtüğü mekan ısısının derecesi, bir iş makinasının pompasındaki basınç miktarı ve buna benzer milyarlarca sensörün devamlı olarak ürettiği veriler. Dünya üzerinde 13 Milyar akıllı sensör  (IoT) var. Bir de IoT olmayan yani nesnelerin değil, insanların kullandığı ve bilgi ürettiği bilgisayar, cep telefonu gibi 10 milyar civarında cihazlar var.  Tüm bunların ürettikleri veriler, o kadar çok fazla ki, anlık kararların dışında, bilgisayarların disklerinde zetabyte’larca veri işlenmeden öylece kalıyor. İşte AI, Artificial Intelligence, yani Yapay Zeka’yı mecbur kılan en önemli gelişmelerden biri bu. Bugün disklerde saklanan verilerin %95’inin işlenmeden, öylece saklandığı öngörülüyor. Evet, kullanılmadan duruyordu, boşa akan petrol gibi.

Hız

Terabyte, Petabyte, Exabyte, Zetabyte, Yotabyte diye devam ediyor saklama kapasiteleri ve bilgilerin hacmi, ama bu kadar veriyi işleyecek bir bilgi işlem gücünüz olmadan yine bu veriden faydalanabilmeniz mümkün değil, yani, düz sıcak asfalttasınız, ama arabanız ekonomik bir binek arabaysa birim zamanda kat edebileceğiniz mesafe çok fazla olmadığından, yolculuk bir mana ifade etmeyecektir.  Intel’in kurucu ortaklarından Gordon Moore, geçtiğimiz ay, 24 Mart 2023 tarihinde vefat etti. Moore, öğretmen olarak iş bulamayınca kendi tabiri ile kazara girişimci olan birisi.  Ama onu insanlık Intel kuruculuğundan çok Moore yasası denilen öngörüsünden tanıyor. 1960’lı yıllarda Moore, işlemcilerdeki gücü sağlayan transistörlerin belli aralıklarla hep iki katına çıkacağını söylemişti. Yıllarca bu öngörüsü doğru çıktı. Hatta bu konuda zirve sanırım blokzincir teknolojisi ile ortaya çıkan kripto paraların üretilmesi sürecinde yaşandı.  Kısacası, bilgisayarların hem yapısal (metin ve nümerik veriler) hem de yapısal olmayan (fotoğraf ve video) verileri çok hızlı işleyebilecekleri teknolojik seviye oluştu.

Canlı Kapasite:

Yıllarca bantlar, diskler ile varılmaya çalışılan kapasite artışı zaten vardı, ama tüm bunların hızlıca işlenebileceği ana bellek dediğimiz RAM’lerin hızına yakın SSD (Solid State Disk) dediğimiz teknoloji ile, bu verileri hızlı işleyebilmek mümkün hale geldi. Ne demek SSD ve ne faydası var diye soracak olursak, eski düzen bildiğimiz Sabit Sürücü (HDD) ler fiziksel olarak okuyucu kafaları olan, plaklara benzer mantıkta çalışan teknolojiler iken, SSD’ler Ana belleğe benzer bir şekilde, transistörler ile oluşturulmuş bir bellek havuzu sunuyorlar. Klasik HDD’ler gibi fiziksel bir okuyucu kol gerektirmediği gibi, elektrikler kesildiğinde de üstündeki veriyi kaybetmeyen bu teknoloji sayesinde büyük hacimde verileri saklayabilmek ve bunlara hızlıca ve kolayca erişebilmekte mümkün hale geldi. Bu sayede verilerin üzerinde çok hızlı çalışabilmekte mümkün hale geldi.

Bu yazımızda çok fazla teknolojik terimler kullandık, ama sanırım tüm bunları daha basit tek cümleyle özetlersek:

Un var, yağ var, şeker var, bu durumda helva yapmak lazım idi, olan budur.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.