SON DAKİKA
Hava Durumu

Sürdürülebilir miyiz?

Yazının Giriş Tarihi: 20.05.2025 11:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.05.2025 11:03

Günümüzün en önemli kelimelerinden birisi “Sürdürülebilirlik”. Herhalde iş dünyasında en çok duyduğumuz kelimelerden birisi bu ve “Yapay Zekâ” ile popülerlikte yarışıyorlar. Sürdürülebilirlik denilince akla ilk gelen, gelecekte de yapmaya devam edebileceğimiz bir faaliyette olma durumu. Ama kelimenin en geniş çerçeveli tanımında dünyanın, gezegenimizin sürdürülebilirliği kastediliyor.

Dünya üzerindeki insanların, mevcut ihtiyaçlarını karşılarken, gelecek nesillerin de ihtiyaç duyacakları kaynakları tüketmeden, yani onların hakkı olan kaynakları koruyarak dünyada var olması diyebiliriz. Çevresel, Sosyal ve Ekonomik boyutları ile dünyanın ve işletmelerin sürdürülebilirlik kriterleri binlerce sayfa tanımlar ve detaylar içermekte. Sanayi ve iş dünyası bu konuda epey vurdumduymaz olunca, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği yıllar içinde birçok regülasyonlar duyurdu ve hedeflerine adım adım ilerliyorlar.

AB’nin CBAM (Carbon Border Adjustment Mechanism) düzenlemeleri, (Türkçesi SKDM – Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması) AB ülkelerine mal satışı yapan başta gübre, demir çelik, çimento vb. gibi yüksek sera gazı üreten belli sektörlerde faaliyet gösteren işletmeleri ilgilendirmekte. Fakat bu liste zaman içinde daha da genişleyecek. Bu düzenleme ile koyulan sınırlamalara uymayan işletmeler, ihracat sorunları ile karşılaşacağı gibi, artık işletme sermayesi veya yatırım amaçlı banka kredilerine de erişmekte zorlanacaklar. Avrupa Birliği 2023 yılında başlayan geçiş süresini 2025 sonunda tamamlayacak ve tanımlı sektörlerde faaliyet gösteren işletmeler, 2026 yılından itibaren çok katı kurallarla faaliyetlerine devam edecekler. Her ne kadar Donald Trump’ın başkan seçilmesi ile bu konuda AB’yi yakından takip eden Amerika biraz geri adım atsa da dünyamızın gelecek nesillere de zarar görmeden yaşanabilir bir yer olarak kalmasının başka yolu da yok görünüyor.

Evet Sanayi ve Ticaret alanında sürdürülebilirlik dikkate almamız gereken yeni bir boyut ve bu konuda bilgi edinebileceğimiz, danışmanlık alabileceğimiz birçok kaynak mevcut. Ekonomik yaptırımlar devreye alındıkça zaten bu kurallara uyamayanlar da elenecekler. Bu konuda ayrıca teknoloji de büyük bir destek sunuyor. IoT – Nesnelerin İnterneti sayesinde, üretim hatları da ne tür kaynakları hangi üretim süreci için tükettiklerini kayıt altına aldıklarından, bir ayakkabı, pantolon veya bir hamburger için ne kadar karbon salınımı yapıldığını ölçmek ve belgelemek artık çok daha kolay.

İşletmeler sürdürülebilir bir geleceğe hazırlanırken benim aklımdan geçen soru ise bireyler olarak bu yolculuğun neresinde olduğumuz? Öyle ya, acaba 8 milyar insan olarak bizler ne kadar verimli tüketiyoruz kaynaklarımızı?

Mesela;

Pazarda, markette aldığımız domates, biber, salatalık yaşadığımız yere yakın bir üreticiden geliyor mu diye dikkat ediyor muyuz? Bir görüşmeye/konsere/toplantıya her zaman özel aracımızı tercih etmek yerine önceliği toplu taşımayla gitmeye verebiliyor muyuz? Bir spor ayakkabı veya kot pantolon alırken geri dönüşümlü malzeme kullanılmış bir ürünü tercih ediyor muyuz?

Bu soruları artırmak mümkün. Eğer bunlara evet demiyorsak, birey olarak daha fazla su/petrol/enerji yani gereksiz kaynak tüketimine yol açmaktayız demektir. Sadece markette daha az plastik poşet alıyor olmamız, sürdürülebilir bir gelecek için görevimizi yaptığımız anlamına gelmiyor. Ayrıca bu tür hassasiyetleri olan işletmeleri tercih ederek onları korumadığımız için pozitif ayrımcılıkta oluşmayacaktır. Kendimiz bu konulara hassasiyet göstermiyor isek, buna dikkat etmeyen, dünyanın sınırlı kaynaklarını hoyratça kullanan şirketlere de laf etme hakkımız olmayacaktır.

Son olarak, kişisel sürdürülebilirlik olarak dar çerçevede bizlerin de hayatını sürdürürken daha az kaynak tüketerek sağlıklı yaşaması da bir hedeftir. Bu hedef, bireysel olarak israf etmeden tüketmek, daha az atık üreten mutfak alışkanlıklarına ulaşmak ve sağlıklı bir hayat sürerek, kendimiz, ailemiz ve toplumumuz için verimli olduğumuz zamanı maksimize etmek diye tarif edilebilir. Yani makro ve mikro ölçekte bizlerin üzerinde önemli yükümlülükler var.

Sürdürülebilir bir gelecek için bireylerin de davranışlarını değiştirmesi ve hassaslaşması gerekiyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.