Yerel seçimlere çok kısa bir süre kala, kamu otoritesinin ekonomiye müdahalesi gittikçe artmaya başladı. Aslında bu öngörüyü iki ay önceki yazımızda belirtmiştik. Hatta 2019 yılının ülke ekonomimiz açısından Keynesyen Ekonomik Modele benzer bir yapıyla geçeceğini savunmuştuk. Bir de seçim döneminin yaklaşması bu aktiviteleri hızlandırdı, öne çekti diyebiliriz. Seçim ekonomisi uygulanıyor mu, uygulanmıyor mu tartışmasından öte; bugünün ve yarının fotoğrafını çekmeye çalışalım. Yeni ekonomik programda 2019 yılı için; 2,5 milyon yeni istihdam öngörülüyor. Bunu sağlamak için de özel sektöre devlet tarafından son derece büyük teşvikler sunuluyor. Bir süre maaş ödemelerinin asgari tutarının devlet tarafından ödenmesi, sigorta primlerinin hazine tarafından karşılanması gibi teşvikler mutlaka istihdamı arttırıcı etki yapacaktır. Hedeflenen boyutlara gelebileceğini tahmin etmesem de istihdamda yüksek bir ivme sağlayacaktır. Çünkü teşvikle alınan bu personeller, atıl tutulursa bir sonraki sene aşırı istihdam kaybı oluşur. Nasıl olsa cebimizden çıkmayacak diye ek istihdam alıp, üretimi, hizmeti, büyümeyi sağlayamazsak; ani istihdam artışlarının sonunda ani istihdam kayıpları da yaşarız. Çünkü bu teşvikler ilelebet süremez.
Kredi Garanti Fonu (KGF) destekli kredi mekanizması yeniden uygulamaya alındı. Hazine; bankaların bu kapsamda vereceği kredilerin %80’ine kefil oluyor. Yaklaşık %18 yıllık faiz oranı + %2 KGF komisyonu ile 5 milyon TL en üst sınıra kadar kullandırılacak bu krediler 6 ay geri ödemesiz ve 3 yıl vadeli olacak. Bu uygulama birçok işletme için nefes olacaktır. KGF’nin yani hazinenin komisyon oranı iki sene öncesine göre bir hayli artmış görünüyor. 2017 yılında onbinde 3 komisyon alınırken, şimdi %2’ye ulaşmış. 2017 yılında da %1-%2 arası öngörülürken, sonradan yapılan bir düzenleme ile onbinde 3’e düşürülmüştü. Eğer yeniden bu tarz bir indirim olmazsa, alt mesajı iyi okumak gerekir. Hazine; batık kredilerin artacağını öngördüğü için mi kendi komisyonunu yüksek tutuyor sorusu akıllara gelebilir.
Diğer yandan Mart ayında TCMB’nin faizlerde herhangi bir değişikliğe gitmediğine şahit olduk. Politika faizi %24 oranında tutulurken, Ocak ayındaki toplantıda belirtilen mesajlar yinelendi. Enflasyonun daha kontrollü bir hale gelmesi için beklendiği, ihtiyaç halinde müdahale edilebileceği vurgulandı. Politika faizi, yani TCMB’nin bankalara uyguladığı bir haftalık repo faizi %24’lerde iken; konut kredi faizleri, ihtiyaç kredi faizleri, KGF destekli krediler %20’nin altında seyretmeye başladı. Özellikle bireysel kredilerde kamu bankalarının faiz indiriminde öncü olduğu görünüyor. Diğer yandan mevduat faizleri ise %18-%21 bandında devam ediyor. Bu fotoğrafta sürdürülemeyecek bir durum var. Ya TCMB aşağı gitmeli, ya da şu anki mevduat ve kredi faizleri yukarı hareket etmeli. Büyük bir ihtimalle TCMB Haziran’a kadar faiz indirimini yapacaktır. Ancak geç kalırsa piyasa kendi dinamiğinde buna cevap verecektir. Nasıl ki, geçen yıl faiz arttırımında geç kalındıysa, bu yıl da indirim noktasında fazla beklememelidir. Faiz indirimine Mart toplantısında neden gidilmedi? Çünkü döviz kurunun yukarı yönlü ani hareketinden çekinildi. İşte ekonomimizin yumuşak karnı burası. Faiz, kur, enflasyon üçlüsünü şu tabloda, bugünün şartlarında aynı anda aşağıda tutamayız. Hangi ikisini tercih edeceğimiz konjonkturel duruma göre değişecektir. Kur konusunda çok fazla tedirgin olmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Faiz hamlesinden çok, kuru belirleyecek olan siyasi hamleler olacaktır. ABD ile S400 problemini hepimiz gördük. Sorun ortaya çıkmadan önce, sadece sorunun adı USDTRY’de 10 kuruşluk artışa sebep oldu. Dolayısıyla TCMB’nin bir an önce faiz indirimine gidip, kredi mekanizmasını gerçekçi hale taşıması gerektiğini düşünüyorum. Yoksa, bankaların %24 ile TCMB’den borçlanıp %20 ile kredi vermesi sürdürülebilir değildir.
Toki’nin ucuz mesken hamlesi, kamuya memur ve işçi alımları, ÖTV indiriminin uzaması, imar barışının Haziran’a kadar uzatılması, yeni havalimanının taşınma operasyonun Nisan’a bırakılması vb birçok konu 31 Mart’dan sonra daha hareketli bir dönemi karşımıza çıkaracaktır. Bu dönemde bazı ek hamleler yapılarak piyasanın sakinleşmesi sağlanabilir. Örneğin; geçen yılın son aylarında uygulanan fakat şu an gündemde olmayan mevduatlarda stopaj indiriminin yeniden ve acilen uygulanması gerektiği kanaatindeyim. 2019 yılbaşından bu yana gerçek kişilerin bankalardaki mevduatlarına baktığımızda TL’den dövize kaçış, piyasa tabiri ile dolarizasyon görülmektedir. Mevduatlarda stopaj indirimi TL’de kalmaya mutlaka sebep olacaktır. Çünkü bu hızla giderse TCMB’nin faiz indirmesi beklenmeden adım adım TL’nin değer kaybını göreceğiz.
Son olarak 31 Mart Yerel Seçimleri’nin ülkemize ve milletimize hayırlı sonuçlar vermesini diliyor, sürecin başından sonuna kadar demokrasi şöleni içinde geçmesini temenni ediyorum.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Çatısızlar Çağı: Türkiye’de barınmanın sosyal ve ekonomik etkileri
18.06.2025 12:47
TÜİK verilerine göre, Mayıs 2025 itibarıyla son 12 aylık TÜFE ortalaması %45,80 olarak açıklandı; yani Haziran ayında kira kontratlarını yenileyecekler için yasal zam tavanı bu oran oldu. Örneğin, mevcut kirası 10.000 TL olan bir evde zamlı tutar 14.580 TL’ye yükseliyor. 30.000 TL’lik mevcut kira i
Edebi dille Ebedi faiz kıskacı - Vazgeçmek zorunda kalmak
20.05.2025 11:01
TCMB faiz indiriminden ‘vazgeçmek zorunda’ kaldı.
TCMB’nin 2022 yılsonunda politika faizi %9’du. 2023 yılında hızlı bir politika değişikliği ile peş peşe faiz artışları geldi. O yılın sonunda %42,50’lik seviyelere ulaştı. 2024’ün ilk çeyreğinde de artışları sürdürdü. %50 mertebesinde zirveye ulaş
Trump’ın yeni gümrük tarifeleri Türkiye için beklenmedik bir avantaj mı?
15.04.2025 13:31
Nisan 2025'te ABD Başkanı Donald Trump, küresel ticaret sahnesini sarsan yeni gümrük vergilerini duyurdu. Birçok ülkeye yönelik yüksek oranlı tarifeler açıklanırken, Türkiye ve İngiltere'ye uygulanan %10'luk vergi oranı, diğer ülkelere kıyasla daha düşük seviyede belirlendi. Bu durum, Türkiye e
Salatalığın kilosu 80 TL, zincir markette pidenin fiyatı 39,50 TL, en düşük ev kirası 20 Bin TL, doktor muayenesi 1.400 TL, ekmeğin normali 15 TL, azıcık şekillisi 30-40 TL, simidin normali 20 TL, azıcık peynirlisi 60 TL, en binek (!) otomobil 1,3 milyon TL… Bu bilgiler ışığında kaç lira maaş alırs
Mavi Motosikletli Kadın: Ekonomik tercihler ve yeni bir başlangıç
17.02.2025 12:18
Mavi Motosikletli Kadın: Ekonomik tercihler ve döviz dalgalanmalarının gölgesinde yeni bir başlangıç
Günümüzde ekonomi, sadece rakamlarla, borsalarla ve döviz kurlarıyla sınırlı bir kavram değil. İnsan hayatını, günlük tercihleri, hedefleri ve hayalleriyle şekillendiriyor. İşte size, mavi motosikle
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Ekometre
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Yılmaz Velioğlu
2019’ün ilk ekonomik röntgen sonuçları
Yerel seçimlere çok kısa bir süre kala, kamu otoritesinin ekonomiye müdahalesi gittikçe artmaya başladı. Aslında bu öngörüyü iki ay önceki yazımızda belirtmiştik. Hatta 2019 yılının ülke ekonomimiz açısından Keynesyen Ekonomik Modele benzer bir yapıyla geçeceğini savunmuştuk. Bir de seçim döneminin yaklaşması bu aktiviteleri hızlandırdı, öne çekti diyebiliriz. Seçim ekonomisi uygulanıyor mu, uygulanmıyor mu tartışmasından öte; bugünün ve yarının fotoğrafını çekmeye çalışalım. Yeni ekonomik programda 2019 yılı için; 2,5 milyon yeni istihdam öngörülüyor. Bunu sağlamak için de özel sektöre devlet tarafından son derece büyük teşvikler sunuluyor. Bir süre maaş ödemelerinin asgari tutarının devlet tarafından ödenmesi, sigorta primlerinin hazine tarafından karşılanması gibi teşvikler mutlaka istihdamı arttırıcı etki yapacaktır. Hedeflenen boyutlara gelebileceğini tahmin etmesem de istihdamda yüksek bir ivme sağlayacaktır. Çünkü teşvikle alınan bu personeller, atıl tutulursa bir sonraki sene aşırı istihdam kaybı oluşur. Nasıl olsa cebimizden çıkmayacak diye ek istihdam alıp, üretimi, hizmeti, büyümeyi sağlayamazsak; ani istihdam artışlarının sonunda ani istihdam kayıpları da yaşarız. Çünkü bu teşvikler ilelebet süremez.
Kredi Garanti Fonu (KGF) destekli kredi mekanizması yeniden uygulamaya alındı. Hazine; bankaların bu kapsamda vereceği kredilerin %80’ine kefil oluyor. Yaklaşık %18 yıllık faiz oranı + %2 KGF komisyonu ile 5 milyon TL en üst sınıra kadar kullandırılacak bu krediler 6 ay geri ödemesiz ve 3 yıl vadeli olacak. Bu uygulama birçok işletme için nefes olacaktır. KGF’nin yani hazinenin komisyon oranı iki sene öncesine göre bir hayli artmış görünüyor. 2017 yılında onbinde 3 komisyon alınırken, şimdi %2’ye ulaşmış. 2017 yılında da %1-%2 arası öngörülürken, sonradan yapılan bir düzenleme ile onbinde 3’e düşürülmüştü. Eğer yeniden bu tarz bir indirim olmazsa, alt mesajı iyi okumak gerekir. Hazine; batık kredilerin artacağını öngördüğü için mi kendi komisyonunu yüksek tutuyor sorusu akıllara gelebilir.
Diğer yandan Mart ayında TCMB’nin faizlerde herhangi bir değişikliğe gitmediğine şahit olduk. Politika faizi %24 oranında tutulurken, Ocak ayındaki toplantıda belirtilen mesajlar yinelendi. Enflasyonun daha kontrollü bir hale gelmesi için beklendiği, ihtiyaç halinde müdahale edilebileceği vurgulandı. Politika faizi, yani TCMB’nin bankalara uyguladığı bir haftalık repo faizi %24’lerde iken; konut kredi faizleri, ihtiyaç kredi faizleri, KGF destekli krediler %20’nin altında seyretmeye başladı. Özellikle bireysel kredilerde kamu bankalarının faiz indiriminde öncü olduğu görünüyor. Diğer yandan mevduat faizleri ise %18-%21 bandında devam ediyor. Bu fotoğrafta sürdürülemeyecek bir durum var. Ya TCMB aşağı gitmeli, ya da şu anki mevduat ve kredi faizleri yukarı hareket etmeli. Büyük bir ihtimalle TCMB Haziran’a kadar faiz indirimini yapacaktır. Ancak geç kalırsa piyasa kendi dinamiğinde buna cevap verecektir. Nasıl ki, geçen yıl faiz arttırımında geç kalındıysa, bu yıl da indirim noktasında fazla beklememelidir. Faiz indirimine Mart toplantısında neden gidilmedi? Çünkü döviz kurunun yukarı yönlü ani hareketinden çekinildi. İşte ekonomimizin yumuşak karnı burası. Faiz, kur, enflasyon üçlüsünü şu tabloda, bugünün şartlarında aynı anda aşağıda tutamayız. Hangi ikisini tercih edeceğimiz konjonkturel duruma göre değişecektir. Kur konusunda çok fazla tedirgin olmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Faiz hamlesinden çok, kuru belirleyecek olan siyasi hamleler olacaktır. ABD ile S400 problemini hepimiz gördük. Sorun ortaya çıkmadan önce, sadece sorunun adı USDTRY’de 10 kuruşluk artışa sebep oldu. Dolayısıyla TCMB’nin bir an önce faiz indirimine gidip, kredi mekanizmasını gerçekçi hale taşıması gerektiğini düşünüyorum. Yoksa, bankaların %24 ile TCMB’den borçlanıp %20 ile kredi vermesi sürdürülebilir değildir.
Toki’nin ucuz mesken hamlesi, kamuya memur ve işçi alımları, ÖTV indiriminin uzaması, imar barışının Haziran’a kadar uzatılması, yeni havalimanının taşınma operasyonun Nisan’a bırakılması vb birçok konu 31 Mart’dan sonra daha hareketli bir dönemi karşımıza çıkaracaktır. Bu dönemde bazı ek hamleler yapılarak piyasanın sakinleşmesi sağlanabilir. Örneğin; geçen yılın son aylarında uygulanan fakat şu an gündemde olmayan mevduatlarda stopaj indiriminin yeniden ve acilen uygulanması gerektiği kanaatindeyim. 2019 yılbaşından bu yana gerçek kişilerin bankalardaki mevduatlarına baktığımızda TL’den dövize kaçış, piyasa tabiri ile dolarizasyon görülmektedir. Mevduatlarda stopaj indirimi TL’de kalmaya mutlaka sebep olacaktır. Çünkü bu hızla giderse TCMB’nin faiz indirmesi beklenmeden adım adım TL’nin değer kaybını göreceğiz.
Son olarak 31 Mart Yerel Seçimleri’nin ülkemize ve milletimize hayırlı sonuçlar vermesini diliyor, sürecin başından sonuna kadar demokrasi şöleni içinde geçmesini temenni ediyorum.
Çatısızlar Çağı: Türkiye’de barınmanın sosyal ve ekonomik etkileri
18.06.2025 12:47TÜİK verilerine göre, Mayıs 2025 itibarıyla son 12 aylık TÜFE ortalaması %45,80 olarak açıklandı; yani Haziran ayında kira kontratlarını yenileyecekler için yasal zam tavanı bu oran oldu. Örneğin, mevcut kirası 10.000 TL olan bir evde zamlı tutar 14.580 TL’ye yükseliyor. 30.000 TL’lik mevcut kira i
Edebi dille Ebedi faiz kıskacı - Vazgeçmek zorunda kalmak
20.05.2025 11:01TCMB faiz indiriminden ‘vazgeçmek zorunda’ kaldı. TCMB’nin 2022 yılsonunda politika faizi %9’du. 2023 yılında hızlı bir politika değişikliği ile peş peşe faiz artışları geldi. O yılın sonunda %42,50’lik seviyelere ulaştı. 2024’ün ilk çeyreğinde de artışları sürdürdü. %50 mertebesinde zirveye ulaş
Trump’ın yeni gümrük tarifeleri Türkiye için beklenmedik bir avantaj mı?
15.04.2025 13:31Nisan 2025'te ABD Başkanı Donald Trump, küresel ticaret sahnesini sarsan yeni gümrük vergilerini duyurdu. Birçok ülkeye yönelik yüksek oranlı tarifeler açıklanırken, Türkiye ve İngiltere'ye uygulanan %10'luk vergi oranı, diğer ülkelere kıyasla daha düşük seviyede belirlendi. Bu durum, Türkiye e
Ne kadar maaş iyi maaştır?
19.03.2025 10:44Salatalığın kilosu 80 TL, zincir markette pidenin fiyatı 39,50 TL, en düşük ev kirası 20 Bin TL, doktor muayenesi 1.400 TL, ekmeğin normali 15 TL, azıcık şekillisi 30-40 TL, simidin normali 20 TL, azıcık peynirlisi 60 TL, en binek (!) otomobil 1,3 milyon TL… Bu bilgiler ışığında kaç lira maaş alırs
Mavi Motosikletli Kadın: Ekonomik tercihler ve yeni bir başlangıç
17.02.2025 12:18Mavi Motosikletli Kadın: Ekonomik tercihler ve döviz dalgalanmalarının gölgesinde yeni bir başlangıç Günümüzde ekonomi, sadece rakamlarla, borsalarla ve döviz kurlarıyla sınırlı bir kavram değil. İnsan hayatını, günlük tercihleri, hedefleri ve hayalleriyle şekillendiriyor. İşte size, mavi motosikle