Fransa’da gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçimleri bu günlerde küresel basını en çok meşgul eden olaylardan biri haline geldi. En son 2017’de gerçekleşen seçimlerde de yine aynı iki Cumhurbaşkanı adayının, Emmanuel Macron ve Marine Le Pen’in, karşı karşıya gelmiş olmasına rağmen, seçimlere yöneltilen bu yoğun ilginin en büyük sebeplerinden biri 2017’den bu yana iki adayın arasındaki daralan oy farkı. Le Pen’in oylarının Macron’a bir hayli yaklaşmasının tüm Avrupa’yı çalkalamasının sebebi ise küresel göç krizi, koronavirüs pandemisi ve küresel ısınma gibi konuların gerektirdiği uluslararası dayanışmaya karşın izlediği aşırı sağ siyasetin içe dönük ve ksenofobik, yani yabancı karşıtı tutumu. Sizler için, belki de Avrupa’yı derinden sarsacak bu konu hakkında farklı uluslararası yayınların yazdıklarını derledim.

Birleşik Krallığın the Guardian gazetesi, 2017’de Macron’un geleneksel merkeziyetçi partilerin desteğiyle kazandığı seçimlerden beri Fransız siyasetinin tabanın radikal bir çizgiye doğru kaydığını belirtmiş.

Fransa’nın France 24 haber yayınında yer alan bir köşe yazısı, Amerika Birleşik Devletleri’nde Donald Trump’a karşı Joe Biden’ın zaferi gibi popülizme karşı ilerici liberal demokratların kazandığı zaferler umut vadedici olsa da, Le Pen’in Fransa’daki seçimleri kazanması liberal demokrat ve sağ popülistler arasındaki çekişmenin bitmemiş olduğunu gösterdiğini belirtmiş.

Hindistan’ın The Hindu gazetesi, Fransa’daki seçim sonuçlarının ciddi bir uluslararası etkisi olacağını belirtmiş ve Cumhurbaşkanı Macron’un Avrupa Birliği’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlarını desteklerken, Le Pen’in bu yaptırımlara Fransa’nın yaşam standartları üzerindeki olumsuz etkileri sebebiyle şüpheyle yaklaştığını hatırlatmış.

Amerika Birleşik Devletleri’nin The Washington Post gazetesi, ikinci turda Le Pen’in seçimleri kazanması Fransa’da ilk kez aşırı sağ bir adayın Cumhurbaşkanlığını devralması ve Avrupa Birliği’nin en önde gelen destekçisi Macron’un yerini Avrupa Birliği karşıtı bir liderin alması anlamına geldiğini belirtmiş.

Uluslararası Al-Jazeera yayını, Fransa Cumhurbaşkanlığı seçimlerin ilk tur sonuçlarının Fransız halkının gittikçe kutuplaşan yapısına işaret ettiğinin altını çizmiş.

Japon gazetesi The Asahi Shimbun, Le Pen’in vaatleri arasında Fransa’daki Müslümanların bazı haklarını kısıtlamak, baş örtüsünün kamu alanlarında kullanımını yasaklamak ve Fransa’ya göçü kısıtlamak gibi politikalar olduğunu ve seçim süresince birçok kez Fransa’daki yükselen hayat pahalılığının altını çizdiğini hatırlatmış. 

Alman yayını Deutsche Welle, ilk turda elenen, aşırı sağ başka bir aday Eric Zemmour desteğini Le Pen’e verirken, Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo Macron’u desteklediğini belirtmiş.

Belçikalı yayın organı, The Brussels Times, son seçimlerde, Fransız kamuoyunun çoğunlukla aşırı sağ veya aşırı sol partilere oy verdiğini ve Fransa’yı 60 yıl boyunca yönetmiş olan merkez partilerin oylarının %5’in altına düştüğünü yazmış.

Kudüs merkezli, The Jerusalem Post, Fransız Yahudiler’in Le Pen’in seçimi kazanmasıyla dini özgürlüklerinin ellerinden alınacağından endişe ettiklerini ve Le Pen ve partisinin  antisemitik görüşlerinin olduğunun düşünüldüğünü belirtmiş.