Kasım’da gerçekleşecek ABD seçimleri yaklaşıyor. Biden’ın Demokrat parti için Başkanlık yarışından geri çekilmesinden sonra partinin yeni adayı Kamala Harris, ilk kez bir münazara için 10 Eylül’de Cumhuriyetçi parti adayı Donald Trump’la karşı karşıya geldi.
Biden’ın yarıştan geri çekilmeden önceki son münazarasında sergilediği sönük performans ABD Başkanı’nın yerini daha genç ve dinamik bir adaya bırakması için yapılan çağrıları artırmıştı.
Biden’ın bu yıkıcı münazaranın bir ay ardından gelen istifasının ardından Başkan adaylığı için çarpıcı bir çıkış yapan Harris, kısa sürede hem parti içinde hem de seçmen bazında beklenilenin üzerinde bir destek görerek seçimin dinamiklerini değiştirdi.
Harris’in temmuz ayında hızla başlayan kampanyası, 100,000 üzerinde gönüllü ve sadece üç gün içinde 126 milyon dolar topladığını söylüyordu. Fakat münazara tarihi yaklaştıkça ABD’li analistler iyi bir performansçı olan Trump’ın Harris’e saldırabileceği birçok nokta dile getiriyordu.
Öncelikle, Harris’in hızla topladığı popülaritenin, yarışa kararsız seçmenler için kritik konularda belirli bir tutum sergilemeyen taze bir aday olarak girmesinin verdiği heyecanın sonucu olduğunu ve seçimlere yaklaşırken seçmenlerin Harris’ten daha belirgin planlar beklediğini belirtiyorlardı.
Harris aynı zamanda Biden’ın Başkan yardımcısıydı. Biden’ın yönetiminden memnun olmayan kararsız seçmenler anketlerde Harris’ten ekonomi ve göç alanlarında büyük değişimler beklerken, Trump Harris’i Biden’ın yönetimindeyken hiçbir şey değiştirmemiş olmakla suçluyordu.
Son olarak Trump, alaylı bir şekilde “yoldaş Kamala” olarak seslendiği Harris’i siyasi yelpazenin aşırı solunda olmakla suçluyor. Bu etiketin, Biden’ın merkezdeki kararsız seçmenlerden toplayabildiği oyları kaybetmesine yol açabileceği söyleniyordu.
Seçmenleri Harris’e karşı kararsız kılan bütün bu endişelere rağmen New York Times’ın baş siyasi analisti Nate Cohn, iki adayın 2000’lerin başından beri yapılan anketlerdeki en yakın sonuçları verdiğini söylüyordu.
Peki 10 Eylül’deki münazarada ne oldu?
Cumhuriyetçi parti yanlısı Fox news bile münazarayı Harris’in kazandığını söyledi.
Münazarada temel konular göç, ekonomi, kürtaj ve Gazze ve Ukrayna’daki savaşlardı.
Trump münazaralarda ve kampanya konuşmalarında sıkça doğruluğu ispatlanmamış çarpıcı iddialarda bulunarak tartışmalarda üstünlük sağladığını ve seçmenin dikkatini çektiği biliniyor.
Bu sefer de göç konusu tartışılırken Haitili göçmenlerin Ohio’daki evcil hayvanları yemek için çaldığını dile getirdi. Fakat Harris, bu iddialara endişe ve ciddiyetle karşı çıkan geçmişteki Demokrat parti adaylarının aksine Trump’la ustaca dalga geçti.
Financial Times’daki James Politi’nin raporu 90 dakika boyunca Harris’in, Trump’ı Amerikan başkanlığına laik olmayan bir aşırıcı olarak gösterdiğini ve Trump’ın münazara boyunca zaman zaman öfkesini kontrol edemediğini yazdı.
Trump’ın ortaya attığı yanlış iddialardan biri de Harris’in dokuzuncu ayda yapılan kürtajın sorun olmadığını söylemesi ve bazı eyaletlerde Demokrat partililerin bebeklerle ne yapacaklarını bebekler doğduktan sonra karar verdikleriydi.
Trump’ın bu iddiası münazara modaratörü Linsey Davis tarafından düzeltildi. ABC News sunucusu, ABD’deki hiçbir eyalette bebekleri doğumdan sonra öldürmenin yasal olmadığını söyledi.
Guardian gazetesi Diplomatik Editörü Patrick Wintour münazara Trump’ın seçimleri kazanmasının Avrupa güvenliğinin temellerini sarsacağının altını çizdiğini yazdı. Wintour, münazara boyunca Trump’ın Ukranya’nın Rusya’ya karşı savaşı kazanmasını istediğini söylemeyi reddetmesinin Avrupalı diplomatları dehşete düşürdüğünü yazdı.
Independent gazetesi genç seçmenler için büyük önem taşıyan pop star Taylor Swift’in münazara sonunda Harris’i desteklediğini açıklaması Trump’a bir darbe daha vurduğunu yazdı.
Harris, münazara boyunca Trump’ın devam eden ceza davalarını, geçmişteki iflaslarını ve birçok dünya liderince itibar görmediğini seyircilere sıkça hatırlattı.
Harris aslında münazaradan yine kritik konularda taraf seçmeden çıkmış oldu. Birçok yorumcu Trump’ın Harris’e seçmen bazını kısıtlayacak bir taraf seçtirmek için elindeki en önemli şansı yitirdiğini sıkça dile getirdi.
Münazara sonrasında Trump, Kasım’dan önce başka bir münazara için Harris’in karşısına çıkmayacağını duyurdu.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Serra Yedikardeş
Harris ve Trump’ın ilk ve son münazarası
Kasım’da gerçekleşecek ABD seçimleri yaklaşıyor. Biden’ın Demokrat parti için Başkanlık yarışından geri çekilmesinden sonra partinin yeni adayı Kamala Harris, ilk kez bir münazara için 10 Eylül’de Cumhuriyetçi parti adayı Donald Trump’la karşı karşıya geldi.
Biden’ın yarıştan geri çekilmeden önceki son münazarasında sergilediği sönük performans ABD Başkanı’nın yerini daha genç ve dinamik bir adaya bırakması için yapılan çağrıları artırmıştı.
Biden’ın bu yıkıcı münazaranın bir ay ardından gelen istifasının ardından Başkan adaylığı için çarpıcı bir çıkış yapan Harris, kısa sürede hem parti içinde hem de seçmen bazında beklenilenin üzerinde bir destek görerek seçimin dinamiklerini değiştirdi.
Harris’in temmuz ayında hızla başlayan kampanyası, 100,000 üzerinde gönüllü ve sadece üç gün içinde 126 milyon dolar topladığını söylüyordu. Fakat münazara tarihi yaklaştıkça ABD’li analistler iyi bir performansçı olan Trump’ın Harris’e saldırabileceği birçok nokta dile getiriyordu.
Öncelikle, Harris’in hızla topladığı popülaritenin, yarışa kararsız seçmenler için kritik konularda belirli bir tutum sergilemeyen taze bir aday olarak girmesinin verdiği heyecanın sonucu olduğunu ve seçimlere yaklaşırken seçmenlerin Harris’ten daha belirgin planlar beklediğini belirtiyorlardı.
Harris aynı zamanda Biden’ın Başkan yardımcısıydı. Biden’ın yönetiminden memnun olmayan kararsız seçmenler anketlerde Harris’ten ekonomi ve göç alanlarında büyük değişimler beklerken, Trump Harris’i Biden’ın yönetimindeyken hiçbir şey değiştirmemiş olmakla suçluyordu.
Son olarak Trump, alaylı bir şekilde “yoldaş Kamala” olarak seslendiği Harris’i siyasi yelpazenin aşırı solunda olmakla suçluyor. Bu etiketin, Biden’ın merkezdeki kararsız seçmenlerden toplayabildiği oyları kaybetmesine yol açabileceği söyleniyordu.
Seçmenleri Harris’e karşı kararsız kılan bütün bu endişelere rağmen New York Times’ın baş siyasi analisti Nate Cohn, iki adayın 2000’lerin başından beri yapılan anketlerdeki en yakın sonuçları verdiğini söylüyordu.
Peki 10 Eylül’deki münazarada ne oldu?
Cumhuriyetçi parti yanlısı Fox news bile münazarayı Harris’in kazandığını söyledi.
Münazarada temel konular göç, ekonomi, kürtaj ve Gazze ve Ukrayna’daki savaşlardı.
Trump münazaralarda ve kampanya konuşmalarında sıkça doğruluğu ispatlanmamış çarpıcı iddialarda bulunarak tartışmalarda üstünlük sağladığını ve seçmenin dikkatini çektiği biliniyor.
Bu sefer de göç konusu tartışılırken Haitili göçmenlerin Ohio’daki evcil hayvanları yemek için çaldığını dile getirdi. Fakat Harris, bu iddialara endişe ve ciddiyetle karşı çıkan geçmişteki Demokrat parti adaylarının aksine Trump’la ustaca dalga geçti.
Financial Times’daki James Politi’nin raporu 90 dakika boyunca Harris’in, Trump’ı Amerikan başkanlığına laik olmayan bir aşırıcı olarak gösterdiğini ve Trump’ın münazara boyunca zaman zaman öfkesini kontrol edemediğini yazdı.
Trump’ın ortaya attığı yanlış iddialardan biri de Harris’in dokuzuncu ayda yapılan kürtajın sorun olmadığını söylemesi ve bazı eyaletlerde Demokrat partililerin bebeklerle ne yapacaklarını bebekler doğduktan sonra karar verdikleriydi.
Trump’ın bu iddiası münazara modaratörü Linsey Davis tarafından düzeltildi. ABC News sunucusu, ABD’deki hiçbir eyalette bebekleri doğumdan sonra öldürmenin yasal olmadığını söyledi.
Guardian gazetesi Diplomatik Editörü Patrick Wintour münazara Trump’ın seçimleri kazanmasının Avrupa güvenliğinin temellerini sarsacağının altını çizdiğini yazdı. Wintour, münazara boyunca Trump’ın Ukranya’nın Rusya’ya karşı savaşı kazanmasını istediğini söylemeyi reddetmesinin Avrupalı diplomatları dehşete düşürdüğünü yazdı.
Independent gazetesi genç seçmenler için büyük önem taşıyan pop star Taylor Swift’in münazara sonunda Harris’i desteklediğini açıklaması Trump’a bir darbe daha vurduğunu yazdı.
Harris, münazara boyunca Trump’ın devam eden ceza davalarını, geçmişteki iflaslarını ve birçok dünya liderince itibar görmediğini seyircilere sıkça hatırlattı.
Harris aslında münazaradan yine kritik konularda taraf seçmeden çıkmış oldu. Birçok yorumcu Trump’ın Harris’e seçmen bazını kısıtlayacak bir taraf seçtirmek için elindeki en önemli şansı yitirdiğini sıkça dile getirdi.
Münazara sonrasında Trump, Kasım’dan önce başka bir münazara için Harris’in karşısına çıkmayacağını duyurdu.