SON DAKİKA
Hava Durumu

Bankacılık kadını cezalandırıyor!

Yazının Giriş Tarihi: 15.03.2018 12:42
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.03.2018 12:42

Dünya nüfusunun yarısını kadınlar oluşturuyor. Sektörler ancak kadın isterse var olabiliyorlar.

Kadın ne kadar gelişirse sektörlerde o seviyede gelişime ayak uydurabiliyor.

İnşaat sektörü kadın evi beğenirse konut satışı yapabiliyor.

Mobilya sektörü kadına göre imalat yapıyor.

Tekstil sektörünü hedef kitlesini kadın merkezli odaklıyor.

Çocuk, erkek, ayakkabı, çanta, giyim harcamalarını kadın yönetiyor.

Mutfak ekonomisi anne sıfatıyla kadında.. Gıda sektörü de kadına emanet.

Çocukların eğitim ihtiyaçlarını kadın tespit ediyor.

Gezi, kültür, eğlence, kozmetik kadın ile hayat buluyor.

Bugün banka kredilerinin çoğunluğu perakende sektöre yönelik. Tüketici ve konut kredileri toplam kredi payı içerisinde önemli bir paya sahip. Kadın istiyor, banka kredi veriyor, sistem çalışıyor.

Kadın ekonomiye “Can” veriyor.

Kadın ekonomiye “Yön” veriyor.

Kadın ekonomiye “Fırsat” veriyor.

Kadın ekonomiye “Güven “ veriyor.

 Kadın “karlılık” yaratıyor.

 Ama,

Kadınların çalışma hayatında katılımlarının sınırlı olduğu ve kadın girişimci rol modellerinin çok yaygın olmadığı bir ülkede yaşıyoruz.

Öğretmeni kadın isteyip çocuğunu teslim eden, bakıcısını kadın seçen,

Pırıl pırıl ortamlar gördüğünde “Kadın eli değmiş gibi” tanımlamasını kullanan, kadındaki güven duygusunu iyi bilen toplum ‘Kadın Girişimciler’den korkuyor. Kadının güçlenmesinden korkuyor ama bunu itiraf etmiyor.

Kadınların girişimcilik kararı verme aşamasında motivasyon faktörlerini belirleyip, bu faktörleri ön plana çıkaracak ve güçlendirecek politikalar izlemek gerekirken, bolca engel konulmaya çalışılıyor.

Bu engellerin başında BANKALAR geliyor.

Bankacılık kadını küçümsüyor, önemsizleştiyor.

Kadın girişimci hikayesinin ardında mutlaka kocasından ya da babasından bir iz arıyor. Kadını kimliksizleştiyor. Kadın Girişim kredileri verirken arka planda eş kefaleti alarak kadını değersizleştirmeye vasıfsızlaştırmaya çalışıyor. Güya batan kocanın, karısı üzerinden iş yapıp yapmadığını kontrol ediyor. Erkek hatalarını da kadına yükleyerek “Kadını cezalandırıyor”

Teminatsız  Avrupa kalkınma bankası kaynaklı krediler kadınlara yönelebiliyor ama bankaların kendi kaynkları henüz kadınalara uyumlu halde değil.

“En çok kadın istihdam eden sektörlerin başındayız” diye kendisi ile övünen Bankacılık Sektörü’nün 200 bin civarında çalışanı var. Üstelik kadın istihdam sayısı erkeklerden fazla! Ama üst yönetim kadrolarına gelindiğinde aynı istihdam oranını korumuyor. 51 bankanın sadece 6 tanesinde kadın Genel Müdür atanıyor. Bu sayı kimi yıl 5’e  hatta 3’e düşüyor ama hiç 25 ‘e çıkmıyor. İstihdamın yarısı kadın ama üst yönetimlerin yarısı kadın değil!  Üstelik kadın genel müdürü atayan bankalar da genellikle yabancı sermayeli oluyor.

Evladını, parasını, hayatını, ana-babasını, eğitimini, ekonomik hedeflerini kadınla yasatan ve kadına emanet eden toplum, Girişimci ve üst yönetici pozisyonunda kadına neden yer vermek istemez ?

Erkek egemen toplum suç bastırır gibi sesini yükseltir, şiddeti artırır, her 3 kadından birini ne okutur ne çalıştırır sadece evde oturtur!   Kendisi için baskı ile rahat alanlar yaratır.

Kadın varsa ekonomide dikkat vardır, kolay kolay batmaz kadınların kurduğu firmalar çünkü sistem vardır, karmaşık işlere bulaşmazlar.

İşte bu yüzden kadının varolduğu sistemde özgür alan bulamaz erkek egemen toplumlar.

 

Kadın anadır. Evladı yaşatır, işletmesi de evlattır.

Kadın sadakattir. İş çevresine, çalışanına, müşterisine sadıktır.

Kadın fedakardır. Gece, gündüz ayırdetmez.

Kadın huzurdur. Kazanır ve paylaşır.

Verin fırsatları kadın girişimciliğe, güneş doğsun kadının gülen yüzüyle ülke ekonomisine!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.