Bankalar kredi limiti verirken şirketlerin kârlılığına bakarlar ama karlılık yeterli değildir.
2024 yılını birçok firma zarar ile kapattı ancak bankacılık sistemi kredi vermeye devam ediyor çünkü bankalar sadece kârlılık rasyonlarına odaklanmıyor. Bir bankadan kredi almak için bilanço borç yapısı da önemlidir, aynı zamanda mali rasyoların tutarlı olması ve ortakların kendi bireysel borçlarını ödeme alışkanlıklarının iyi olması gerekir.
Firmaların kârlılığı, hem borç ödeme gücünü hem de firmaların sürdürülebilir büyüme etkisini ortaya koyar. Kâr yaratan firma bankalar için kıymetlidir ancak bankalar firmaların büyümesini de bekler.
Birçok firma bankalara mali verilerini gönderirken, kredi alabilmek için vergi sonrası karının yeterli olduğunu düşünür.
Oysaki, brüt kâr marjı, net kâr, ebitda ve trend analizleri de önemlidir.
Kâr elde eden firma borcunu ödeyebilir. Dönemsel zararlar önemli değildir yeter ki zararın sebebi anlaşılabilir ve zarar miktarı yönetilebilir olsun!
Brüt kâr marjı, firmanın satışlarından mal ve hizmet maliyetini düştükten sonra elde ettiği kârdır.
Örneğin; bir gıda firması yıllık 100 milyon TL ciro yapıyor ve bu satışa konu ürünlere 70 milyon TL maliyete (hammadde, işçilik) katlanıyor ise 100-70 =30 milyon TL
30/100. = % 30 kârlılık ile çalışıyordur.
Bankalar için diğer önemli kriter faaliyet kârıdır. Faaliyet dışı gelirler veya giderler hariç tutulur. Şirketin operasyonları sonucu oluşan giderlerine faaliyet giderleri denir. Bu giderler pazarlama, satış ve dağıtım, genel yönetim ve araştırma-geliştirme olarak üç başlık altında sınıflandırılır.
Net kâr ise vergi, faiz ve diğer tüm giderlerden sonra firmanın elinde kalan kârdır.
Bankalar 3 yıllık mali verileri değerlendirirler. Dikkat ettikleri konu firmanın değişim yapısıdır. Örneğin; bir firma son 3 yılda sırasıyla % 25 , %15 ve %8 net kâr marjı açıklamışsa bu düşüş trendini banka sorgular . Faiz oranlarındaki artışlar, makro ekonomik değişiklikler, firmaların rasyolarını etkilediği için bankalar firmaları içinde bulunduğu dönem ve sektörlerin yapılarına göre değerlendirir. Enflasyonist bir dönem ile, enflasyonun olmadığı dönem aynı değerlendirme kriterlerine sahip değildir.
Dönemsel değişimler bankaların kredilendirme kriterlerine yön verir.
Bugünler, firmaların kredi bulmakta zorlandığı dönemler olarak yaşanıyor.
1- Faizler çok yüksek, bankacılar yüksek faizli kredi kullanan firmalardan korkuyor ya ödeyemezse diye çekingen davranıyor
2- Firmaların çoğu zarar açıkladı. Tekrar kâra geçebilecek ve bu durumu yönetebilecek firmalara kredi vermek hedefleniyor
3- Firmaların kur riskini yönetmesi önemli. İhracat ve ithalat yapısının doğru yönetilmesi önemseniyor
4- Vergi ve SGK borcunun var olması bankacılık sisteminde olumsuz değerlendiriliyor
5- Alacak kalitesi sorgulanıyor
6- Her şeyiniz mükemmel olsa bile bankaların genel büyüme limitine takılmamanız gerekiyor. Sizin limitiniz var olsa da, bankanın firmalara kullandıracak limiti kalmadıysa (kredi büyüme sınırına geldiyse) bir sonraki ayı beklemek zorunda kalıyorsunuz.
7- Son olarak krediye Teminat sunamadıysanız istediğiniz limite ulaşamıyorsunuz.
Krediye ulaştığınızda karşılaştığınız masrafa şaşırmayın, bankalar faiz dışı geliri faizden daha çok seviyor.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Sinem Toplan
Kredi limitim nereye takıldı?
2024 yılını birçok firma zarar ile kapattı ancak bankacılık sistemi kredi vermeye devam ediyor çünkü bankalar sadece kârlılık rasyonlarına odaklanmıyor. Bir bankadan kredi almak için bilanço borç yapısı da önemlidir, aynı zamanda mali rasyoların tutarlı olması ve ortakların kendi bireysel borçlarını ödeme alışkanlıklarının iyi olması gerekir.
Firmaların kârlılığı, hem borç ödeme gücünü hem de firmaların sürdürülebilir büyüme etkisini ortaya koyar. Kâr yaratan firma bankalar için kıymetlidir ancak bankalar firmaların büyümesini de bekler.
Birçok firma bankalara mali verilerini gönderirken, kredi alabilmek için vergi sonrası karının yeterli olduğunu düşünür.
Oysaki, brüt kâr marjı, net kâr, ebitda ve trend analizleri de önemlidir.
Kâr elde eden firma borcunu ödeyebilir. Dönemsel zararlar önemli değildir yeter ki zararın sebebi anlaşılabilir ve zarar miktarı yönetilebilir olsun!
Brüt kâr marjı, firmanın satışlarından mal ve hizmet maliyetini düştükten sonra elde ettiği kârdır.
Örneğin; bir gıda firması yıllık 100 milyon TL ciro yapıyor ve bu satışa konu ürünlere 70 milyon TL maliyete (hammadde, işçilik) katlanıyor ise 100-70 =30 milyon TL
30/100. = % 30 kârlılık ile çalışıyordur.
Bankalar için diğer önemli kriter faaliyet kârıdır. Faaliyet dışı gelirler veya giderler hariç tutulur. Şirketin operasyonları sonucu oluşan giderlerine faaliyet giderleri denir. Bu giderler pazarlama, satış ve dağıtım, genel yönetim ve araştırma-geliştirme olarak üç başlık altında sınıflandırılır.
Net kâr ise vergi, faiz ve diğer tüm giderlerden sonra firmanın elinde kalan kârdır.
Bankalar 3 yıllık mali verileri değerlendirirler. Dikkat ettikleri konu firmanın değişim yapısıdır. Örneğin; bir firma son 3 yılda sırasıyla % 25 , %15 ve %8 net kâr marjı açıklamışsa bu düşüş trendini banka sorgular . Faiz oranlarındaki artışlar, makro ekonomik değişiklikler, firmaların rasyolarını etkilediği için bankalar firmaları içinde bulunduğu dönem ve sektörlerin yapılarına göre değerlendirir. Enflasyonist bir dönem ile, enflasyonun olmadığı dönem aynı değerlendirme kriterlerine sahip değildir.
Dönemsel değişimler bankaların kredilendirme kriterlerine yön verir.
Bugünler, firmaların kredi bulmakta zorlandığı dönemler olarak yaşanıyor.
1- Faizler çok yüksek, bankacılar yüksek faizli kredi kullanan firmalardan korkuyor ya ödeyemezse diye çekingen davranıyor
2- Firmaların çoğu zarar açıkladı. Tekrar kâra geçebilecek ve bu durumu yönetebilecek firmalara kredi vermek hedefleniyor
3- Firmaların kur riskini yönetmesi önemli. İhracat ve ithalat yapısının doğru yönetilmesi önemseniyor
4- Vergi ve SGK borcunun var olması bankacılık sisteminde olumsuz değerlendiriliyor
5- Alacak kalitesi sorgulanıyor
6- Her şeyiniz mükemmel olsa bile bankaların genel büyüme limitine takılmamanız gerekiyor. Sizin limitiniz var olsa da, bankanın firmalara kullandıracak limiti kalmadıysa (kredi büyüme sınırına geldiyse) bir sonraki ayı beklemek zorunda kalıyorsunuz.
7- Son olarak krediye Teminat sunamadıysanız istediğiniz limite ulaşamıyorsunuz.
Krediye ulaştığınızda karşılaştığınız masrafa şaşırmayın, bankalar faiz dışı geliri faizden daha çok seviyor.