Esad Rejimi ordusu İdlib’i ele geçirebilmek için 2019’un Nisan ayından beri düzensiz aralıklarla askeri harekatlar düzenliyor. Bunlardan en sonuncusu, 3 Şubat Pazartesi günü Rusya savaş uçakları aracılığıyla İdlib kent merkezine düzenlendi ve 8 Türk personelin ölümüne sebep oldu. Meydana gelen son gelişmeler Türkiye ve Rusya arasında gerginliğe yol açtı. Son dönemlerde Rusya ve Amerika arasında denge ilişkisi kurma arayışındaki Türk dış politikasının İdlib’deki saldırıdan sonra Rusya ile ilişkisinin nasıl evirileceğine yönelik birçok yorum yapıldı.

Al-Monitor yayını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye üstüne yaşananlara rağmen Putin ile arasını tam anlamıyla açmayı göze alamayacağını; şubat ayının sonuna kadar Suriye rejiminin ordusunu Türk gözetleme noktasının gerisine çekmediği taktirde Türkiye’nin askeri harekata geçeceğini açıklamasına karşın verdiği demeçlerde Türkiye’nin Rusya’ya olan enerji bağımlılığını ve Rus-Türk stratejik ortaklılığının önemini vurguladığını ve Esad rejimini Rus destekçisinden ayırt eder şekilde konuştuğunu yazmış.

Katar yayını, Al Jazeera Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye rejiminin geçtiğimiz aylardaki İdlib’deki ilerlemesine dayanarak Rusya’nın, Türkiye ve Rusya arasında İdlib bölgesi üstüne yapılan, ASTANA çatışmasızlık anlaşmasını ihlal ettiklerini; artık Astana süreci diye bir şey olmadığını açıkladığını yazdı. Aynı makale, Rusya dış politikası analisti Alexey Khlebnikov’un Erdoğan’ın Kremlin’in Esad üstündeki gücünü gözünde büyüttüğünü ve Ankara’nın da geçmişte birçok kez Astana’nın taleplerini göz ardı ettiğini belirtiğini yazmış.

Amerika Birleşik Devletleri gazetesi, the Washington Post, Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov’un Rusya’nın İdlib’deki isyancı grupların yoğunlaşmasından ve bölgede sürdürdükleri devamlı aktivite ’den kaygı duyduğunu; son gelişmeler çerçevesinde Kremlin’in Vladimir Putin ve Recep Tayyip Erdoğan arasında, Suriye’deki durumun tartışılacağı bir görüşmeyi reddetmeyeceğini açıkladığını yazmış.

Birleşik Krallık haber yayını, the Guardian, son gelişmelere dayanarak Ankara’nın İdlib’in Türkiye için kırmızı çizgi olduğunu vurgulamasına rağmen Rusya ve Esad rejiminin hala ilerlemesinin sebebinin İdlib’in Türkiye’nin istikrarı için hayati önem taşıdığını anlamıyor olduğunu yazmış.

Rusya haber ajansı, RT International, Moskova’nın İdlib’in Suriye egemenliği altındaki bölge olduğu göz önünde bulundurularak, İdlib’de kontrolleri altına aldıkları bölgelerdeki halkı rehin alan cihatçıların meşru askeri hedefler olarak kalacaklarını açıkladığını yazmış.

Arab News yayını, Askeri analist Navvar Saban’ın Astana sürecinin yara aldığını fakat ölmediğini açıkladığını ve Oxford Universitesi’nden Ortadoğu analisti Samuel Ramani’nin İdlib’in Rusya ve Türkiye arasındaki en büyük anlaşmazlık noktası olmasına rağmen Türkiye’nin genelde Rusya karşıtı büyük beyanlarda çok nadir bulunduğunu, bu sebeple Türkiye’nin son gelişmelere nasıl karşılık vereceğini kestirmenin zor olduğunu belirttiğini yazmış.

World Politics Review yayını Türkiye’nin Rusya’nın başlıca ticaret ve enerji ortaklarından olduğunu ve Rusya’ya ılımlı yaklaşan bir NATO ülkesi olarak Moskova için büyük stratejik önem taşıdığını bu yüzden İdlib’deki pozisyonlarının çatıştığını farkında olmalarına rağmen ne Erdoğan’ın ne de Putin’in İdlib’in ikili ilişkilerini bozmasını istemeyeceklerini yazmış.