SON DAKİKA
Hava Durumu

#Yapay Zeka

Ekometre - Yapay Zeka haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yapay Zeka haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Şu anki becerilerin üçte biri geçersiz olacak Haber

Şu anki becerilerin üçte biri geçersiz olacak

Dijital dönüşümü merkezine alan günümüz iş dünyasında, kurumların rekabet avantajını koruması artık yalnızca teknoloji yatırımlarıyla değil, veriyi doğru anlama ve yorumlama becerisiyle mümkün hale geliyor. Dünya genelindeki işgücünün sahip olduğu becerilerin %39’unun 2030’a kadar işlevini yitirebileceğine dikkat çeken Dünya Ekonomik Forumu da İşlerin Geleceği Raporu da büyük veri ve yapay zeka okuryazarlığının önümüzdeki dönemde ilk sırada yer alacağını ortaya koyuyor. Veri odaklı dönüşümün artık bir seçenek değil, tüm sektörlerde stratejik bir zorunluluk olduğunu öne süren BMI Business School Program Direktörü Dr. Emirhan Altunkaya, verinin yönetici ajandasındaki yerini şu sözlerle özetliyor: “Veri, günümüz iş dünyasının en doğru ve en güvenilir ölçüm aracı haline geldi. Yapay zeka dahil hiçbir teknoloji, beslendiği veri olmadan anlam üretemez. Bu nedenle gerçek dönüşüm, kurumların veriyi doğru yönetmesi ve çalışanlarının veri okuryazarlığını geliştirmesiyle mümkün. Biz de BMI olarak kurguladığımız akademilerle liderlerin sadece teknolojiyi tüketen değil, veriyi yöneterek geleceği inşa eden vizyonerlere dönüşmesine rehberlik ediyoruz.” “Veriye dayalı karar alma kültürünün organizasyonların tümüne yayılmasını hedefliyoruz” Yüksek veri olgunluğuna sahip şirketlerin rakiplerine kıyasla daha hızlı büyüdüğünü, daha düşük operasyonel riskle çalıştığını ve daha sürdürülebilir stratejiler geliştirdiğini kaydeden Dr. Emirhan Altunkaya, “ABD, Avrupa ve Asya’daki büyük şirketler, bugün karar mekanizmalarını tamamen veri temelli sistemlere taşıyarak hem hatayı azaltıyor hem de daha hızlı ve tutarlı iş sonuçları elde ediyor. Türkiye’de iş dünyasının eğitim ve gelişim partneri BMI Business School olarak, bu dönüşüm sürecinde kritik bir rol üstleniyoruz” diyerek sözlerine şunları ekledi: “Özellikle yönetici eğitimlerinde ve liderlik programlarımızla veri okuryazarlığı ve veriye dayalı karar alma başlıklarını en öncelikli yetkinlikler olarak konumlandırıyoruz. Şirketlerin ihtiyaçlarına özel Dijital Dönüşüm Akademileri kurguluyoruz. Klasik eğitim modellerinin ötesine geçen bu akademi yapılarıyla şirketlerin yalnızca teorik bilgi edinmesini değil; veriye dayalı karar alma kültürünün üst yönetimden başlayarak tüm organizasyona yayılmasını hedefliyoruz.” “Ölçümlenebilirlik, iş dünyasının yeni standartlarını belirliyor” Veri okuryazarlığının artık tüm çalışanların ortak sorumluluğu olduğunu belirten BMI Business School Program Direktörü Dr. Emirhan Altunkaya, değerlendirmelerini şöyle sonlandırdı: “Yapay zekanın hızla geliştiği, veri hacminin katlanarak arttığı bir dönemde iş dünyası için en kritik başarı faktörü, veriyi stratejik bir içgörü kaynağına dönüştürebilme becerisidir. Veriye dayalı karar alma kültürünü benimseyen kurumlar hem bugünün rekabet ortamında güçlü kalıyor hem de geleceğin iş modellerine uyum sağlamakta önemli bir avantaj elde ediyor. Verinin sunduğu ölçümlenebilirlik ve şeffaflık, şirketleri daha öngörülebilir, daha dayanıklı ve yenilikçi bir yapıya taşıyarak iş dünyasının yeni standartlarını belirliyor.”

Yapay Zekâ hayatı kolaylaştırırken güvenlik açığı büyüyor Haber

Yapay Zekâ hayatı kolaylaştırırken güvenlik açığı büyüyor

Bugün sosyal medya araçlarından görüntü işleme sistemlerine, içerik oluşturma platformlarından reklam algoritmalarına kadar birçok alanda yapay zekâ aktif şekilde yer aldığını belirten Dijital Pazarlama Okulu Kurucusu Yasin Kaplan, “Teknoloji ilerledikçe sunduğu kolaylık kadar risk de büyüyor. Bu hızlı yayılım beraberinde büyük bir güvenlik sorununu da getiriyor. Özellikle mobil yüklemelerde yapay zekâ birçok veriye ulaşıyor ve yapay zekâ ile sohbet edilen alanlarda verilen her bilgi profilleme sürecine katkı sağlıyor. Bu nedenle gereksiz kişisel bilgi paylaşımının önüne geçilmesi gerekiyor” dedi. Yapay zekâ ile oluşturularak gündeme gelen sosyal medya akımları ve her bilginin yapay zekâ platformlarından teyit edilmesi alışkanlığı, bu teknolojinin kontrolsüz ve hoyratça kullanılmasına yol açarak kişisel bilgilere erişim riskini artırıyor. Teknoloji ilerledikçe sunduğu kolaylık kadar risk de büyüyor Yapay zekânın kötüye kullanımının giderek arttığına dikkat çeken Dijital Pazarlama Okulu Kurucusu Yasin Kaplan, “Kullanıcılar her aramada, görsel yüklemesinde, platform etkileşiminde farkında olmadan büyük miktarda veri bırakıyor. Konum bilgileri, uygulama geçmişleri, görseller, videolar, e-postalar, cihaz izleri ve dijital davranışlar işlenebilir hale geliyor. Deepfake videolar, gerçeğe benzeyen sahte sesler ve manipülatif görseller özellikle dijital okuryazarlığı düşük kullanıcılar için büyük bir tehdit oluşturuyor. Bir videonun yapay zekâ ile üretilip üretilmediğini anlamak artık oldukça güç. Bu nedenle son dönemde sosyal mühendislik saldırıları, dolandırıcılık girişimleri ve sahte içeriklerle yapılan manipülasyonlar büyük bir hızla çoğalıyor. Kullanıcıların tanımadıkları kişilerden gelen videolara, para taleplerine, doğrulanmamış bağlantılara karşı dikkatli olması gerekiyor. Kreatif araçlarda kullanılan yapay zekâ sistemlerine yüklenen görseller ve videolar da büyük bir veri havuzunun parçası oluyor. Bu nedenle özel hayatı ilgilendiren fotoğrafların, kişisel videoların, kimlik bilgilerinin ya da hassas verilerin bu platformlara yüklenmesi ciddi bir güvenlik riski olarak değerlendiriliyor. Yapay zekâ ile sohbet edilen alanlarda bile verilen her bilginin bir profilleme sürecine katkı sağlıyor. Bu nedenle gereksiz kişisel bilgi paylaşımının önüne geçilmesi gerekiyor” dedi. Siber saldırganlar artık yalnızca web sitelerinin değil, yapay zekâ sistemlerinin açıklarını da hedeflediğine vurgu yapan Kaplan, “Bu nedenle kullanıcıların güvenilir olmayan yapay zekâ platformlarından, kopya uygulamalardan ve doğrulanmamış eklentilerden uzak durması gerekiyor. Son dönemde sahte veya kopyalanmış yapay zekâ platformların da hızla artış gözlemliyoruz. Bir platformun gerçek olup olmadığını anlamak için arama motorlarında araştırma yapmak, kullanıcı yorumlarını incelemek, uygulamanın geçmişini kontrol etmek ve güvenilir teknoloji kaynaklarından doğrulama yapmak gerekiyor. Tüm bu gelişmeler değerlendirildiğinde yapay zekâ teknolojilerinin iş süreçlerini kolaylaştırdığı, yaratıcılığı artırdığı ve günlük yaşamı pratik hale getirdiği açıkça görülüyor. Ancak aynı zamanda veri gizliliği, mahremiyet ve güvenlik konularında temkinli yaklaşılması gerektiği de unutulmamalıdır. Teknoloji ilerledikçe sunduğu kolaylık kadar risk de büyüyor ve bu nedenle kullanıcı farkındalığı artık her zamankinden daha kritik bir hale geliyor” diyerek sözlerini tamamladı.

2025'te istihdam piyasası ve dengelenme beklentisi Haber

2025'te istihdam piyasası ve dengelenme beklentisi

Page Group Türkiye Genel Müdürü Fatih Cömert, “Bu sene zor geçiyor, son çeyrekte de zorlanmalar sürüyor. 2025, şirketlerin istihdam tarafında güçlüklerle karşılaştığı bir yıl oldu,” diyen Cömert, ekonomik koşulların özellikle ihracatçı ve üretici firmaları etkilediğini belirterek. “Maliyetlerin artması ve kurların aynı oranda yükselmemesi ihracatçıyı zorladı; bu durum doğrudan istihdama yansıdı,” ifadelerini kullandı. 2026 yılına yönelik beklentilerini de paylaşan Cömert, “Yılın ilk dört ayının durgun geçmesini, yaz sonrasında ise kademeli bir normalleşme sürecine girilmesini öngörüyoruz,” diyerek piyasaya güvenin yeniden tesis edildiğine işaret etti. Trendlerle ilgili öngörülerini ise şöyle özetledi: Sektörlerde istihdam görünümü Tekstil üreticileri ve perakende sektörü gibi bazı sektörler baskıyla karşı karşıya kaldı. Bununla birlikte, bu yıl finansal hizmetler, istihdam açısından en güçlü performans gösteren sektör olarak öne çıktı. Teknoloji firmaları ise yetenekleri çekmeye ve istikrarı korumaya devam ediyor. Diğer taraftan üretim dinamikliğini sürdürüyor ve mobilite trendleri ise devam eden adaptasyona işaret ediyor. 2025 Yetenek Trendleri: Denge, Maaşın Önüne Geçti Page Group’un küresel araştırması “Talent Trends 2025”e göre, çalışanlar için iş-özel hayat dengesi artık maaşın önüne geçti. Bu oran geçen seneye göre yüzde 6 arttı. Maaş hâlâ ikinci sırada, üçüncü sırada ise iş tatmini geliyor. Türkiye özelinde maaş hâlâ motivasyonda güçlü bir unsur olmaya devam ediyor. Ancak aktif iş arayanların sayısı azaldı; çünkü ekonomik durgunluk dönemlerinde insanlar mevcut pozisyonlarını korumayı tercih ediyor. İstihdamda teknoloji sektörü en çok tercih edilen alan olmaya devam ederken, üretim sektörü hâlâ en yüksek geçişkenliğe sahip. Perakende sektörü zemin kaybederken, finansal hizmetlerde istihdam geçişkenliği artış gösterdi. Ücret Artışları ve 2026 Beklentileri 2025 yılında birçok işveren hedeflenen maaş artışlarını gerçekleştiremedi. Firmalar 2026 yılında enflasyonun düşmesiyle birlikte Ocak ayında tek seferlik artışlar yapmayı planlıyor; bu süreci asgari ücret artışı belirleyecek. Üst düzey işe alımlarda en fazla hareketlilik üst düzey finans yöneticilerinde (CFO) görülürken, ikinci sırada genel müdürler yer aldı. Ekonomik zorluk dönemlerinde şirketler öncelikle finansal liderlikte değişime gidiyor. Yeni yılda maaş artışları tüm sektörleri etkilerken, özellikle üretim ve ihracat firmalarında marj daralması nedeniyle küçülmeler yaşanabilecek. Ancak yeni yılın ikinci çeyreğinden itibaren daha olumlu bir tablo bekleniyor. İstihdamda yapay zekanın yükselişi Türkiye yapay zekâ adaptasyonunda Avrupa ülkelerine kıyasla daha hızlı ilerliyor. Beyaz yakalı çalışanların yüzde 45’i artık yapay zekâ kullanıyor; bu oran geçen yıl yüzde 30’du. Özellikle muhasebe gibi bazı roller dönüşüyor, yeni pozisyonlar ortaya çıkıyor. Cömert, zorluklara rağmen uyum yeteneği, teknoloji ve şeffaf uygulama trendleri, dönüşümde olan pazarda, önümüzdeki yıllarda başarıyı belirleyeceğine işaret ediyor.

DHL Supply Chain  Müşteri İletişimini İyileştiriyor Haber

DHL Supply Chain Müşteri İletişimini İyileştiriyor

Bu iş birliği, operasyonel iletişimi kolaylaştırmak, müşteri deneyimini iyileştirmek ve çalışan katılımını artırmak alanlarında yapay zekâ aracılarının kullanımında önemli bir adım olarak dikkat çekiyor. DHL Supply Chain, Happy Robot’un yapay zekâ aracılarını halihazırda randevu planlama, sürücü takip aramaları ve yüksek öncelikli depo koordinasyonu gibi alanlarda, çeşitli bölge ve senaryolarda kullanıyor. Yapay zekâ aracıları, telefon ve e-posta etkileşimlerinin otonom olarak yönetilmesini sağlayarak daha hızlı, tutarlı ve ölçeklenebilir iletişimi mümkün kılıyor. Yapay zekâ, DHL Supply Chain genelinde stratejik bir şekilde kullanılıyor DHL Supply Chain CIO'su Sally Miller, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “DHL Supply Chain olarak yapılandırılmış ve stratejik yapay zekâ yaklaşımımız kapsamında 18 aydan uzun süredir üretken yapay zekâ ve yapay zekâ aracıları teknolojileri için operasyonel kullanım örneklerini belirliyor ve geçerli kılıyoruz. Çalışmalarımızda veri analitiği, robotik süreç otomasyonu ve kendi kendine öğrenen yazılım araçları konusundaki kapsamlı operasyonel deneyimimizi temel alıyoruz. Artık müşterilerimiz için daha yüksek süreç verimliliği sağlamak ve manuel veri girişi, rutin planlama ve standartlaştırılmış iletişim gibi tekrarlayan ve zaman alıcı görevleri otomatikleştirerek operasyonel rolleri çalışanlar için daha ilgi çekici ve ödüllendirici hale getirmek için yapay zekâ aracılarını entegre ediyoruz.” DHL Supply Chain’in halihazırda kullanımda olan uygulamaları, yılda yüz binlerce e-postayı ve milyonlarca dakika görüşmeyi hedefliyor. Yapay zekâ aracıları, randevu planlama, nakliye durumu aramaları ve yüksek öncelikli depo koordinasyonu gibi temel iş akışlarını destekleyerek ekiplerin operasyonel iletişimi büyük ölçekte ve daha tutarlı bir şekilde yönetmelerine yardımcı oluyor. Yeni bir çalışma modeli olarak yapay zekâ aracıları DHL Supply Chain, hayata geçirdiği uygulamalardan şimdiden ölçülebilir etkiler elde etmeye başladı. Manuel çaba önemli ölçüde azalırken, yanıt verme hızı arttı ve ekiplerin daha stratejik görevlere odaklanması sağlandı. HappyRobot’un sundukları gibi yapay zekâ aracıları, yüksek hacimli iletişim iş akışlarını otomatikleştirerek DHL'in daha hızlı ve daha müşteri odaklı hizmetler sunmasına yardımcı olurken, çalışanlar için iş deneyimini iyileştiriyor ve iş gücünün uzun vadeli şekilde elde tutulmasına katkıda bulunuyor. DHL Supply Chain İnsan Kaynakları Başkan Yardımcısı Lindsay Bridges, "DHL Supply Chain'de çalışanlarımız yaptığımız her şeyin merkezinde yer alıyor. Yapay zekâ aracıları, ekiplerimizi tekrarlayan ve zaman alıcı görevlerden kurtarmamıza ve onlara anlamlı, yüksek değerli işlere odaklanmaları için alan sağlamamıza yardımcı oluyor. Bu teknolojiler nitelikli yeteneklerin giderek azaldığı günümüzün dar işgücü piyasalarında mevcut rolleri daha çekici ve sürdürülebilir hale getirirken, yanıt verme hızımızı, müşteri odaklılığımızı ve hizmet tutarlılığımızı korumamıza ve hatta iyileştirmemize olanak tanıyor. Bu sadece operasyonel ilerleme değil, aynı zamanda çalışanlarımız için de bir kazanç," şeklinde konuştu. Dijitalleşme alanında Türkiye’de de başarılı çalışmalar yürüttüklerini belirten DHL Supply Chain Türkiye Genel Müdürü Buket Cox, “DHL Supply Chain olarak global uygulamaları ülkemizdeki faaliyetlerimize uygulamamızın yanı sıra 2017 yılından bu yana T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından akredite edilmiş Ar-Ge merkezimizdeki çalışmalarımızla da lojistik sektöründe inovasyonu teşvik ediyoruz. Ar-Ge merkezimizle yapay zekâdan yeşil lojistiğe kadar birçok alanda yenilikçi çözümler geliştirerek lojistik sektörünü daha akıllı, güvenli ve sürdürülebilir hale getirmeyi amaçlıyoruz. HappyRobot iş birliği de son dönemde yükselişte olan yapay zekâ aracıları ile süreçlerimizi nasıl optimize edebileceğimiz konusunda bizi heyecanlandırıyor” dedi. HappyRobot platformu, tamamen otonom yapay zekâ aracılarının telefon, e-posta ve mesajlaşma yoluyla etkileşim kurmasını sağlarken, DHL'in dahili sistemleriyle sorunsuz bir şekilde entegre oluyor. DHL Group, yapay zekâ stratejisini tüm departmanlarında genişletmeye devam ediyor. Mevcut pilot uygulamaların yanı sıra daha fazla kullanım örneği de test ediliyor. HappyRobot CEO'su Pablo Palafox ise, "HappyRobot'ta, yapay zekâ aracılarının küresel tedarik zinciri operasyonlarını koordine edeceğini, yalnızca veri taşımakla kalmayıp aynı zamanda iş akışlarını da aktif bir şekilde yöneteceklerini öngörüyoruz. Çoğu zaman, insanlar sistemleri ve gelen kutularını yönetmekle meşgul oluyor ve özel durumları veya süreçleri iyileştirmek için çok az zamanları kalıyor. DHL, yapay zekâ aracılarının lojistiğe hız, görünürlük ve tutarlılık getiren yeni bir operasyon katmanı olma potansiyelini erken fark etti. Bu vizyonu küresel ölçekte yaygınlaştırmak için böylesine ileri görüşlü ortaklarla iş birliği yapmaktan gurur duyuyoruz" dedi.

E-Ticarette rekabetin yeni ölçütü Haber

E-Ticarette rekabetin yeni ölçütü

Artık yalnızca ürün ve fiyat rekabeti değil, kişiselleştirilmiş deneyim ve veriye dayalı karar alma süreçleri ön planda. Bu dönüşümde yapay zeka destekli analitik sistemler, işletmelerin müşteri beklentilerini öngörmesini ve süreçlerini daha verimli yönetmesini sağlıyor. E-ticaret ekosistemi, tüketici davranışlarındaki hızlı değişim ve teknolojik gelişmelerle birlikte yeni bir evreye girmiş durumda. Artık işletmelerin rekabeti yalnızca ürün ve fiyat üzerinden değil, kişiselleştirilmiş deneyim ve veri odaklı karar alma süreçleri üzerinden şekilleniyor. Bu süreçte yapay zeka destekli analitik sistemler, firmaların müşteri beklentilerini daha iyi anlamasını ve operasyonlarını daha etkin yönetmesini sağlıyor. DİA Yazılım, bulut tabanlı yapısıyla e-ticaret işletmelerine süreç bütünlüğü ve esneklik sağlıyor. Sistem, stok yönetiminden muhasebeye, pazarlamadan sipariş yönetimine kadar tüm süreçleri tek bir çatı altında topluyor. Özellikle B2B e-ticaret için geliştirilen DİA e-Power, bayi ve distribütör ağlarında stok, fiyat ve sipariş yönetimini merkezi bir platformda birleştiriyor. DİA Yazılım Genel Müdürü Suha Onay, dijitalleşme sürecinde verinin önemine dikkat çekerek şunları söyledi: “E-ticarette geleceği belirleyecek en kritik unsurlar yapay zeka destekli kişiselleştirme ve veri analitiği olacak. Müşteriler artık sadece ürün değil, kendilerine özel bir deneyim arıyor. Yapay zeka, firmalara müşteri davranışlarını analiz etme ve kişiselleştirilmiş süreçler geliştirme imkanı sunuyor. Önümüzdeki dönemde öne çıkan markalar, veriyi etkin şekilde kullanan ve dijital hızda düşünebilen markalar olacak.” Onay, dijital dönüşümün yalnızca teknolojik bir geçiş değil, iş modeli açısından da bir değişim anlamına geldiğini vurguladı ve “Donanım temelli sabit sistemlerin yerini, bulut üzerinden sürekli gelişen ve öğrenebilen yapılar alıyor. Rekabet gücünü korumak için işletmelerin yalnızca dijitalleşmesi değil, dijital hızda karar alabilmesi gerekiyor. Yapay zeka, bulut teknolojileri ve veri analitiği ekseninde şekillenen bu dönüşüm, e-ticaret firmalarının operasyonlarını uçtan uca optimize edebilmesini sağlıyor.” diyerek sözlerini bitirdi.

Türkiye’deki Yapay Zeka Girişimlerinin sayısı 419’a yükseldi Haber

Türkiye’deki Yapay Zeka Girişimlerinin sayısı 419’a yükseldi

Haritaya 44 yeni girişimin eklenmesi ve 36 girişimin haritadan çıkarılmasıyla birlikte, Türkiye’deki toplam yapay zeka girişimi sayısı 419’a ulaştı. Türkiye’de kurumsal ve toplumsal yapay zeka farkındalığını arttırma ve ekosistemini geliştirme hedefiyle çalışmalarını sürdüren Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi (TRAI), yapay zeka alanında faaliyet gösteren yerli girişimleri haritalandırmaya devam ediyor. 2017 yılında 24 olan yapay zeka girişim sayısı, 2025 yılının üçüncü çeyreğinde haritaya eklenen 44 yeni girişimle birlikte 419’a ulaştı. Exit, kapanma veya çözümlerini güncellemeleri dolayısıyla toplamda 36 girişim ise haritadan çıkarıldı. Girişim Haritası kategori yapısı güncellendi Eylül 2025 güncellemesiyle birlikte, yalnızca yeni girişimler haritaya eklenmekle kalmadı; TRAI Girişim Haritası’nın kategori yapısı da yenilendi. Yapay zeka ekosisteminin hızlı dönüşümünü daha net, karşılaştırılabilir ve ölçeklenebilir bir çerçevede yansıtabilmek için yapı 6 ana grup (Temel, Üretken Yapay Zeka (GenAI), Otomasyon, Altyapı, Operasyon ve Servisler, Sektörel Çözümler, Edge AI) ve 20 kategoriyi kapsayacak şekilde güncellendi. Bu kapsamda, daha önce tek bir kırılım olarak yer alan GenAI kategorisi, ürün ve kullanım farklarını görünür kılmak amacıyla Diyalogsal YZ, Görsel Üretim ve Agentic AI olarak ayrıştırıldı. Otonom Araçlar kategorisi daha geniş uygulamaları kapsayacak biçimde Otonom Sistemlere dönüştürüldü; Artırılmış Gerçeklik ve Sanal Gerçeklik (AR ve VR) ise uçta çalışan zeka örüntülerini temsil edecek şekilde Edge AI altında konumlandırıldı. Böylece haritadaki her girişim, beyanları ve ürün/teknoloji incelemeleri dikkate alınarak yeni yapıya göre yeniden konumlandırıldı. Eylül 2025’te GenAI girişimleri öne çıktı Eylül 2025’te haritaya eklenen 44 yeni girişimin dağılımı, ekosistemdeki yönelimin ağırlıkla GenAI teknolojilerine kaydığını açıkça gösteriyor. Yeni eklenen girişimlerin dağılımları ve kategorilerdeki ağırlıkları aşağıdaki gibi özetlenebilir: GenAI toplamı: 19 girişim eklendi. (%43,2) Agentic AI: 11 (%25 toplamda; %57,9 GenAI içinde) Diyalogsal YZ: 6 (%13,6 toplamda; %31,6 GenAI içinde) Visual AI: 2 (%4,5 toplamda; %10,5 GenAI içinde) Temel teknolojiler: 13 girişim eklendi. (%29,5) Makine öğrenmesi (ML): 2 (%4,5) Görüntü işleme: 3 (%6,8) Doğal dil işleme (NLP): 2 (%4,5) Arama / asistan çözümleri: 1 (%2,3) Öngörü & veri analitiği: 3 (%6,8) Optimizasyon: 2 (%4,5) Sektörel çözümler: 6 girişim eklendi. (%13,6) HealthTech: 2 (%4,5; kategoride %33,3) EdTech: 2 (%4,5; kategoride %33,3) LegalTech: 2 (%4,5; kategoride %33,3) Altyapı: 2 girişim eklendi. (%4,5) Edge AI / AR-VR: 2 girişim eklendi. (%4,5) Otomasyon (otonom sistemler & robotik): 2 girişim eklendi. (%4,5) GenAI, yeni girişimlerin neredeyse yarısını oluşturarak baskınlığını sürdürüyor. Bunun yanında “temel yapay zeka teknolojileri” kümesinde yaygın ve dengeli bir hareketlilik var. Özellikle görüntü işleme ile öngörü & analitik alt başlıkları dikkat çekiyor. Sektörel çözümlerde ise HealthTech, EdTech ve LegalTech’te yoğunlaşıyor. Haritaya yeni eklenen girişimlerin sektörel dağılımlarında ise Akıllı Şehirler, Enerji, Fintech, Hukuk, Otomotiv, Sağlık, Sürdürülebilirlik gibi sektörler öne çıkıyor. “Bu büyüme yalnızca nicel bir artışı değil, nitelikli bir gelişimi de gösteriyor” Türkiye yapay zeka girişimcilik sahnesinin her geçen gün daha da olgunlaştığını vurgulayan TRAI Genel Müdürü Can Sinemli, güncel verileri şöyle değerlendirdi: “2017’de 24 olan girişim sayısının bugün 419’a ulaşması, yalnızca nicel bir artışı değil, aynı zamanda nitelikli ve uzmanlaşmış bir büyümeyi de gösteriyor. Haritamıza eklenen her girişim, teknoloji çeşitliliğini ve uygulama alanlarını zenginleştirirken, özellikle GenAI ve temel teknolojilerdeki ivme ekosistemin yönelimini net biçimde ortaya koyuyor. Bu dinamik yapı, yatırımcılar için cazip fırsatlar sunarken iş birliği potansiyelini arttıran güçlü bir zemin oluşturuyor. Üretken yapay zeka ve Agentic AI gibi öncü teknolojilerin merkezde olduğu bu dönüşüm, Türkiye ekosisteminin küresel rekabet gücünü arttırma yolunda kritik bir adım niteliğinde.” Yapay Zeka Girişimleri Haritası, stratejik bir rehber olmaya devam ediyor TRAI tarafından güncellenen Yapay Zeka Girişimleri Haritası, özel sektör liderleri, yatırımcılar ve kamu karar vericileri için önemli bir başvuru kaynağı niteliğinde. Harita, yalnızca güncel durumu yansıtmakla kalmıyor; aynı zamanda sektörün geleceğine dair ipuçları da sunuyor. TRAI tarafından düzenli olarak güncellenen bu haritada yer almak isteyen girişimler, başvurularını TRAI’nin web sitesi üzerinden gerçekleştirebiliyor.

Yapay zekâ destekli ekranlarda yeni bir dönem başlıyor Haber

Yapay zekâ destekli ekranlarda yeni bir dönem başlıyor

Samsung Electronics IFA 2025'te Vision AI Companion çözümünü tanıtarak yapay zekâ destekli Samsung TV ve monitörleri geleceğe nasıl hazırladığını paylaştı. Önceki modele kıyasla Daha akıllı hale gelen Bixby sesli asistanla kullanılan Vision AI Companion, daha doğal ve sohbet akışında bir etkileşim sunuyor. Samsung'un en gelişmiş yapay zekâ özelliklerinin tek noktada sezgisel bir yapay zekâ deneyimine entegre edilmesiyle kullanıcılar, içerikleri kolayca keşfedebiliyor ve her türden soruya bağlamsal yanıtlar alabiliyor. Dünya çapında tüketicilerin içerik akışı göstermekten fazlasını yapan cihazlara yöneldiği bir dönemde, Vision AI Companion, bağlantılı evlerde televizyonların giderek daha fazla üstlendiği merkezi rolün altını çiziyor. Samsung, izleme deneyiminin merkezine yapay zekâyı entegre ederek kişiselleştirilmiş öneriler, akıllı çoklu cihaz etkileşimleri ve günlük yaşamı kolaylaştıran sezgisel yardımlar sunuyor. Samsung Electronics Görsel Ekran İş Birimi Müşteri Deneyimi Ekibi Başkan Yardımcısı Kevin Lee, “Samsung’da, deneyimleri daha kişisel, daha sezgisel ve geleceğe uygun hale getiren teknolojilere yatırım yapıyoruz. Vision AI Companion ile bir televizyonun yapabileceklerini yeniden tanımlıyoruz. Görüntü kalitesi ve sesin ötesine geçerek kullanıcıyı anlayan, etkileşime giren ve zamanla kullanıcısıyla birlikte gelişen bir deneyim sunuyoruz” dedi. Akıllı sohbetler ve görsel zekâ Vision AI Companion, Samsung'un önemli yapay zekâ inovasyonlarını tek bir deneyimde birleştirerek tüketicilerin bunlara kolay erişmesini sağlıyor: Generative Wallpaper, kullanıcının tercihlerine göre özelleştirilmiş dinamik görseller sunuyor. AI Picture, Active Voice Amplifier Pro ve AI Upscaling Pro, görüntüleri ve sesleri otomatik olarak ayarlayarak içerik kaynaklarındaki görüntüleme ortamını optimize ediyor. AI Gaming Mode, yapay zekâ destekli optimizasyonla tepkisel ve sürükleyici bir oyun deneyimi yaşatıyor. Bu özellikleri bir arada sunan Vision AI Companion, birden fazla uygulama veya menü arasında geçiş yapma ihtiyacını ortadan kaldırarak, eğlence, üretkenlik ve bağlantılı deneyimler için bir merkez haline geliyor. Vizyondan gerçeğe! Vision AI konseptini ilk kez CES 2025'te tanıtan Samsung, TV'lerde, monitörlerde ve diğer ekran ürünlerinde ana ekran deneyimini iyileştirme hedefini de yine bu fuarda açıkladı. Vision AI, temel olarak ekran ve ses kalitesini önceki Samsung modellerine kıyasla iyileştiriyor, Samsung cihazları arasında kesintisiz iletişim sağlıyor ve gelişmiş yapay zekâ ajanlarıyla kişiye özel içerikler sunuyor. Samsung'un tüketicilere yönelik uzun vadeli taahhüdüyle desteklenen Vision AI, One UI Tizen platformu aracılığıyla, kullanıcılara yedi yıl boyunca ücretsiz yazılım güncellemeleri sağlayacak. Bu sayede, desteklenen modeller her zaman en yeni güncellemelere ve yapay zekâ özelliklerine sahip olmanın yanı sıra Samsung Knox'un en yeni güvenlik güncellemelerini de alacak. Vision AI Companion'ın tanıtılmasıyla, bu fikirler şimdi yeni bir kişiselleştirme, cihaz entegrasyonu ve kullanıcı desteğine kavuşuyor. Vision AI Companion, eylül sonunda Kore, Kuzey Amerika ve belirli Avrupa pazarlarında yazılım güncellemesiyle sunulmaya başlanacak ve daha sonra diğer bölgelere de dağıtılacak. Daha fazla bilgi için www.samsung.com adresi ziyaret edilebilir.

Zeka İnisiyatifi, Yapay Zeka Risk Raporu’nu yayımladı Haber

Zeka İnisiyatifi, Yapay Zeka Risk Raporu’nu yayımladı

Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi (TRAI), yapay zekanın fırsatlarla birlikte getirdiği riskleri mercek altına aldığı “Yapay Zeka Risk Raporu”nu paylaştı. İnsanlığın geleceğini doğrudan etkileyebilecek 10 kritik başlığın ele alındığı raporda, yapay zekanın iş gücü piyasasında yaratacağı değişimler, otonom silahlar, veri gizliliği ihlalleri, sahte içerik üretimi ve çevresel etkiler gibi tehditler kapsamlı biçimde değerlendirildi. Yapay zekanın dönüştürücü gücüne dikkat çeken rapor, etik çerçeve, şeffaf yönetişim ve güçlü düzenleyici mekanizmalar oluşturulmadıkça güvenilir yapay zekanın mümkün olmayacağına vurgu yaptı. Raporda, insanlığın geleceğini doğrudan etkileyebilecek 10 temel risk başlığı ele alınarak hem tehditler hem de çözüm önerileri detaylı biçimde değerlendirildi. Otonom silahların etik açmazlarından işsizlik riskine, veri gizliliğinden çevresel etkilere kadar geniş bir spektrumun ele alındığı rapor, yapay zekanın güçlü bir araç olduğu kadar sorumluluk gerektiren bir emanet olduğunu vurguluyor. Yapay zekanın sağlık, eğitim, tarım ve ulaşımdan güvenliğe kadar pek çok alanda çığır açıcı fırsatlar sunduğunu belirten rapor; hızlı gelişim, yanlış kullanım ve denetimsizlikle birlikte ciddi tehditlerin de kapıda olduğuna dikkat çekiyor. Raporda öne çıkan yapay zekanın kullanımıyla ilgili 10 temel risk Yapay zekanın riskleri; otonom silahların kullanımı, işsizlik ve ekonomik eşitsizlik, veri gizliliği ihlalleri, yapay zekada yanlılık, karar verme süreçlerinde şeffaflık eksikliği, sahte içerik üretimi ve bilgi kirliliği, yönetilemez veya kendini geliştiren YZ senaryosu, insan yeteneklerinin ve bağımsızlığının zayıflaması, siber güvenlik tehditleri, enerji tüketimi ve çevresel etkiler olarak özetleniyor.

CEO’ların %97’si yapay zekadan maddi etki bekliyor Haber

CEO’ların %97’si yapay zekadan maddi etki bekliyor

Dünyanın en büyük 10 küresel BT danışmanlığı şirketlerinden biri olan NTT DATA, 34 ülkede 12 sektörden 2.300 karar vericinin katılımıyla gerçekleştirdiği araştırmanın sonuçlarına dayanan Küresel Üretken Yapay Zeka Raporu’nu (Global GenAI Report) yayımladı. Rapor, araştırmaya katılanların %99’unun üretken yapay zeka alanında daha fazla yatırım planladığını ortaya koydu.  Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan NTT DATA Business Solutions’ın META Bölgesi genelinde Profesyonel Hizmetlerden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Serdal Mermer, “NTT DATA tarafından yayımlanan Global GenAI Report, üretken yapay zekayla ilgili bilinmesi gereken her şey hakkında veri odaklı içgörüler sunuyor. Strateji ve dönüşüm, teknoloji ve inovasyon, insan ve kültür, güvenlik, etik ve sorumluluk gibi tüm başlıklara dair verilerin yer aldığı rapor, işletmelerin yapay zekayı ne ölçüde benimsediğine ve hangi iş fonksiyonlarında nasıl kullandığına dair ipuçları içeriyor” ifadelerini kullandı.  “Yapay zekada deneme dönemi bitti” NTT DATA’nın Global Üretken Yapay Zeka Raporu, üst düzey yöneticilerin yalnızca %1’inin üretken yapay zekayı “aşırı abartılı” bulduğunu gösterirken, tüm katılımcıların %96’sının, üretken yapay zekanın uzun vadeli potansiyeline vurgu yaptığını ortaya koydu. Küresel çapta 10 kişiden 7’sinin üretken yapay zeka konusunda iyimser olduğunu gösteren sonuçlarda, organizasyonların %99’unun üretken yapay zeka yatırımlarını artıracağı, üçte ikisinin ise önemli ölçüde yatırım artışı gerçekleştireceği tespit edildi.  “Yöneticiler üretken yapay zekayı artık ‘deneysel bir araç’ değil, ‘operasyonel bir kaldıraç’ olarak görüyor. Yapay zekada ‘deneme dönemi’ bitti, şirketler sahici senaryolara odaklanarak gerçek fayda üretmeye başladı” diyen Serdal Mermer, “Yapay zeka dünya çapında pek çok şirket tarafından stratejik öncelik olarak görülüyor. Katılımcıların %43’ü, kullandıkları çözümlerin beklentilerini karşıladığını söylese de bu alana yatırımı sürdürmeyi planlayanların oranı da bir hayli yüksek. Şirketlerin %83’ü, üretken yapay zeka yol haritalarının iyi tanımlandığını, %95’i ise üretken yapay zekanın yaratıcılık ve inovasyonda yeni bir seviyenin kapılarını araladığını belirtirken, 10 kişiden 9’u üretken yapay zekanın Ar-Ge çalışmalarında maddi etkileri olacağına inanıyor” ifadelerini kullandı.  Veri ve bilgi işlem gücünün önemine vurgu yapılıyor  Raporda, üretken yapay zeka çözümlerini ilk kez devreye alan organizasyonların zorlandığı noktalar da paylaşıldı. Buna göre, yüksek kaliteli, çeşitli ve temiz verinin etkin üretken yapay zeka modelleri için ön koşul olduğu vurgusu yapılırken, katılımcıların %94'ü, üretken yapay zeka ve dijital ikizlerin entegre edilmesi sürecinde veri altyapısı ve bilgi işlem gücüne yapılacak yatırımların kritik önemine dikkat çekti. Öte yandan katılımcılar, üretken yapay zeka benimseme sürecinde endüstri bazlı kullanım senaryolarında uçtan uca yeteneklere sahip bir teknoloji partnerinin bir zorunluluk olduğunu söyledi.  Her 10 yöneticiden yaklaşık 9'u deneme yorgunluğu yaşadıklarını ve odaklarını üretken yapay zekanın iş performansı üzerinde kanıtlanmış etkisinin olduğu alanlara kaydırdığını hatırlatan Serdal Mermer, “Üretken yapay zekayı iş süreçlerine entegre eden yine 10 şirketten 9’u, eski altyapılar sebebiyle zorlanıyor. Bu noktada bulut sistemler devreye giriyor. Katılımcıların %96’sı, bulut tabanlı çözümlerin üretken yapay zeka uygulamalarını desteklemek için en pratik ve maliyet etkin yolu sunduğuna dikkat çekiyor. Üst düzey yöneticiler için bir soru işareti de siber riskler. Katılımcıların %89'u üretken yapay zeka entegrasyonunun yol açabileceği potansiyel siber riskler konusunda endişeli ve katılımcı şirketlerin yarısından azı siber güvenlik ve üretken yapay zeka stratejilerinin birbiriyle uyumlu olduğunu düşünüyor. Ancak üretken yapay zekanın yatırım getirisi, risklere karşı ağır basıyor” diye konuştu.  “Dönüşümde üretken yapay zekanın gücünden yararlanıyoruz” Yıllara dayanan sektörel yetkinliğiyle Türkiye'de ve bölge ülkelerde işletmelerin dijital dönüşüm yolculuklarında güvenilir bir iş ortağı olarak konumlandıklarını vurgulayan Serdal Mermer, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı: “NTT DATA Business Solutions Türkiye olarak üretken yapay zekanın dönüştürücü etkisinden hem kendi iç süreçlerimizde hem de müşterilerimiz ile gerçekleştirdiğimiz projelerde aktif olarak yararlanıyoruz. Ekiplerimizle geliştirdiğimiz Virtual SAP Consultant çözümümüzle SAP dönüşümünde üretken yapay zekanın gücünden yararlanıyoruz. Kendi iç süreçlerimizde kullandığımız, karmaşık istemler yazmadan 50 farklı teknoloji alanında doğru ve hızlı yanıtlar almaya yarayan üretken yapay zeka aracı aXet ile üretken yapay zekanın verimliliğe etkisini birinci elden deneyimliyoruz. 2024’ten bu yana OpenAI’a odaklanan etkinliklerde müşterilerimizle bir araya geliyor, Türkiye’nin önde gelen markaları için geliştirdiğimiz üretken yapay zeka çözümleriyle müşterilerimizin yapay zeka yolculuğuna eşlik ediyoruz.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.