SON DAKİKA
Hava Durumu

#Şekip Avdagiç

Ekometre - Şekip Avdagiç haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Şekip Avdagiç haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Avdagiç: BAE iş dünyası için büyük bir fırsat Haber

Avdagiç: BAE iş dünyası için büyük bir fırsat

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) İş ve Ticaret Fırsatları Semineri, İstanbul Ticaret Odası’nda düzenlendi. Seminerin açılışında konuşan İTO Başkanı Şekib Avdagiç, BAE’nin Türkiye’nin Körfez Bölgesi’ndeki en önemli ticaret ortağı durumunda olduğunu söyledi. Avdagiç, Türkiye’nin jeostratejik konumuyla üretim, ticaret, finans, turizm ve lojistik üssü özellikleriyle BAE iş dünyası için büyük bir fırsat olduğunu belirtti. STA müzakereleri fırsat Üç kıtanın kesişme noktasında bulunan İstanbul ve Türkiye’nin uluslararası ticaret için ciddi imkanlar sunduğunu dile getiren Avdagiç, “Bunun yanında biz de BAE’nin küresel bir ticaret merkezi, Dubai’nin marka şehir olarak sahip olduğu avantajların da farkındayız. Özellikle son dönemde Avrupa Birliği ile Birleşik Arap Emirlikleri’nin Serbest Ticaret Anlaşması (STA) müzakerelerine başlaması, önümüzdeki dönemde her iki taraf için de önemli avantajlar sağlayacak” dedi. Körfez’le ticarete ivme Avdagiç, Türkiye ile BAE ticaret hacminin bu yıl 20 milyar dolara doğru yaklaşacağını vurguladı. Her yıl 50’ye yakın uluslararası fuarın milli katılımını organize ettiklerini belirten Avdagiç, şöyle devam etti: “Bunlar arasında BAE’de katıldığımız fuarlar var. Çeşitli ülkelere yönelik sektörel ticaret heyetleri düzenliyoruz. Bu bağlamda BAE’de geçen aylarda inşaat malzemeleri ve tekstil sektörlerinde heyet ziyaretleri düzenledik. Her yıl B2B görüşmeleri organize ediyoruz ve iş insanlarını bir araya getiriyoruz. Bu süreç bölgedeki ticaret hacmini artıracak, Türkiye’nin Avrupa Birliği ve Körfez ülkeleriyle olan ticari ilişkilerine dolaylı bir ivme kazandıracak. Türkiye ile BAE arasındaki ekonomik ilişki, dostluk ilişkisine yakışır bir seviyede seyrediyor ama bunu da ileri bir noktaya taşımak gibi görevimiz var. Bu konuda her iki devletin liderleri temmuz ayında yaptıkları görüşmelerde bu iradeyi net bir şekilde ortaya koydu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan huzurunda iki ülke arasında 7 anlaşma imzalandı. O toplantıda iki devlet başkanı, ticaret hacmi için 40 milyar dolarlık yeni bir hedef koydular. Bu hedefi çok önemsiyoruz ve bu hedefe ulaşmak için üzerimize düşen her şeyi yapma gayreti içinde olacağız.” Engeller kalktı Şekib Avdagiç, iki ülke ekonomisinin birbirini tamamlayıcı bir yapısı bulunduğunu ifade etti. 2023’te BAE ile Türkiye arasında kapsamlı ekonomik ortaklık anlaşması imzalandığını hatırlatan Avdagiç, bu anlaşmayla ticaretin önündeki engellerin kaldırıldığını, dış ticaret hacminin önünün açıldığını söyledi. Avdagiç, “Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri’nin ticaret hacmi bu sene 20 milyar dolara doğru yaklaşacak” dedi. Fırsatları değerlendirelim BAE Türkiye Büyükelçisi Saeed Thani Hareb Juma Al Dhaheri, BAE ile Türkiye arasında gelişen ilişkilerin derinliğini yansıtan bu etkinliğe katılmaktan dolayı mutlu olduğunu ifade etti. Kapsamlı anlaşmaların iki ülke arasındaki ilişkiler açısından dönüm noktası olduğunu vurgulayan Dhaheri, şöyle konuştu: “DMCC, ileri teknoloji ve sanayi alanında önemli fırsatlar sunuyor. Türk iş dünyasını bu fırsatlardan yararlanmaya ve mevcut ortaklıkları iki ülkenin de çıkarına olacak şekilde değerlendirmeye davet ediyoruz.” Türkiye’nin Dubai Başkonsolosu Onur Şaylan, İstanbul ve Dubai’nin birbirini tamamladığını, Türkiye’nin marka üretebilen bir ülke olduğunu vurguladı. Yeni ortaklıkları dört gözle bekliyoruz Dubai Çoklu Emtia Merkezi (DMCC) CEO’su Ahmed Bin Sulayem, karşılıklı ticaret hacminin 44 milyar dolara çıktığını dile getirdi. Ortak yatırımların iki ülke için de çok faydalı olduğunu belirten Sulayem, “Küresel tedarik açısından bal, kahve ve çay gibi ürünleri üretme konusunda Türkiye bir lider. Türkiye ile BAE arasındaki ticaret giderek artıyor” dedi. Liderler adım attı, sıra bizde İTO Yönetim Kurulu Üyesi Zeki Akbal’ın katıldığı panelin moderatörlüğünü Dünya Türk İş Konseyleri BAE Temsilcisi Fatma Nilgün Emrem yaptı. Panelde şu görüşler dile getirildi. BAE İş Konseyi Başkanı ve Koç Sistem CEO’su Mehmet Ali Akarca: İki devlet ve onu destekleyen tüm kurumlar bu konuda gerekli tüm adımları attı. Bize düşen görev, bu ortamdan her iki ülke açısından da yüksek değer ortaya koymak. Tamimi Consulting Dubai Kurucu Ortağı Tarık Tamimi: Türk firmalarından farklı sektörde Dubai ile ilgili güzel başarı hikayeleri karşımıza çıkıyor. Doğru yol haritası oluşturmak çok önemli. DMCC Kurumsal Satışlar Kıdemli Müdürü Bassel Bitar: Üyelerimize mümkün olduğunca fırsat sunmaya çalışıyoruz. Yetenekli çalışanlarımıza da erişebiliyorsunuz.

Avdagiç Avrupa ülkelerinin ticaret ataşelerini ağırladı Haber

Avdagiç Avrupa ülkelerinin ticaret ataşelerini ağırladı

İstanbul Ticaret Odası (İTO), Avrupa ülkelerinin ticaret temsilcilerini İstanbul’da ağırladı. İTO Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç’in ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıya; Avusturya, Belçika, Hollanda, İsveç, İsviçre ve İtalya’nın Ticaret Ataşeleri ile ikili ticaret odalarının temsilcileri katıldı. İTO Başkan Yardımcısı Mehmet Develioğlu ve Yönetim Kurulu Üyeleri Giyasettin Eyyüpkoca ve Münir Üstün ile İTO Genel Sekreteri Prof. Dr. Nihat Alaylıoğlu’nun da katıldığı görüşmelerde, Türkiye ile Avrupa ülkeleri arasındaki ticari ilişkilerin derinleştirilmesi, yatırım fırsatlarının artırılması ve en önemlisi vize süreçlerinin kolaylaştırılması ele alındı. Rotamız Avrupa’yla uyumlu Toplantının açılışında konuşan İTO Başkanı Şekib Avdagiç, Avrupa ile ekonomik ve kültürel bağların tarihsel sürekliliğine dikkat çekti. “Türkiye bin yıldır yüzünü Avrupa’ya çevirmiştir. Siyasi ve ekonomik rotamız Avrupa ile uyumludur. Avrupa ülkeleri bizim en büyük ticaret ortaklarımızdır” diyen Avdagiç, 2024 itibarıyla Türkiye’nin toplam dış ticaretinin yüzde 40’ının Avrupa ülkeleriyle gerçekleştirildiğini belirtti. Avdagiç, bu oranın Türkiye ekonomisinin dışa açılan yüzünü temsil ettiğini belirterek, “Bu güçlü bağ, ekonomik ilişkilerimizin temelini oluşturuyor. Ancak bu ilişkinin sürdürülebilir olabilmesi için karşılıklı kolaylaştırıcı adımların atılması şart” ifadelerini kullandı. Somut adımlar atılmalı Toplantının ana gündem maddelerinden biri vize süreçleri oldu. Türk iş dünyasının uzun süredir dile getirdiği bu sorunun, iki tarafın ticaret hacmini etkiledi bildirildi. Avdagiç, toplantıda iş insanlarının yaşadığı zorlukları anlatarak, “İş insanlarının hareketliliği, küresel ticaretin en önemli unsurlarından biridir. Ancak Schengen vize süreçlerinde yaşanan gecikmeler ve belirsizlikler, ticari faaliyetlerimizi yavaşlatıyor” dedi. Ayrıca Avdagiç, firma sahipleri ve temsilcileri için de yorucu vize süreçlerinin uygulandığını, vize verildiğinde de tek girişli veya birkaç günlük sınırlı vize verilmesinin ticareti sekteye uğrattığını belirtti. İTO Başkanı, firmalar için çok girişli ve hızlı vize uygulamasının genişletilmesi ihtiyacını da vurguladı. Avdagiç, konuşmasında, Avrupa Komisyonu’nun Türk vatandaşlarına yönelik vize prosedürlerini kolaylaştırmaya ilişkin yayımladığı son belgeyi ‘umut verici’ bulduğunu belirterek, nihai hedefin tam vize serbestisi olması gerektiğini vurguladı. Avdagiç, “İş dünyasının önündeki vize engeli kaldırılırsa, yalnızca ticaret değil, yatırım, turizm ve kültürel etkileşim de büyük bir ivme kazanacaktır. Türkiye’nin genç girişimcileri, teknoloji startupları ve ihracatçı firmaları Avrupa pazarlarına daha kolay erişebilmeli” dedi. Teknoloji ve sürdürülebilirlik Toplantının önemli başlıklarından biri de Avrupa ülkelerinin Türkiye’deki doğrudan yatırımları oldu. Avdagiç, Avrupa sermayesinin Türkiye’nin ekonomik dönüşümünde oynadığı rolü şu sözlerle özetledi: “Hollanda, Türkiye’nin en büyük üçüncü yabancı yatırımcısı konumunda. İtalya, otomotiv ve makina sektörlerinde köklü üretim ortaklıkları yürütüyor. İsviçre ilaç ve kimya sektörlerinde; Belçika ve Avusturya enerji, lojistik ve altyapı yatırımlarında; İsveç ise sürdürülebilir teknoloji alanında öne çıkıyor.” Avdagiç, Türkiye’nin yatırım ortamının özellikle son yıllarda yeşil dönüşüm, dijital altyapı ve yenilenebilir enerji başlıklarında dikkat çekici hale geldiğini belirtti. Avdagiç, “Bugün Türkiye, üretim kadar teknoloji ve inovasyon odaklı yatırımlar için de güçlü bir merkezdir. Avrupa’nın sanayi tecrübesiyle Türkiye’nin dinamik üretim kapasitesi birleşirse, bölgesel ticaretin yönü yeniden tanımlanabilir” diye konuştu. Gümrük birliği güncellenmeli İTO Başkanı, Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gerektiğini de vurguladı. 1995’te oluşturulan mevcut yapının, dijital çağın dinamiklerine yanıt veremediğini belirten Avdagiç, “Bugünün ticareti artık karbon ayak izi, yeşil mutabakat ve yapay zeka tabanlı üretim süreçleriyle şekilleniyor. Gümrük Birliği’nin de bu değişime uyum sağlaması gerekiyor” dedi. Avdagiç, özellikle dijital gümrük sistemleri, blokzincir tabanlı tedarik zinciri izleme ve karbonsuz üretim teşvikleri gibi alanlarda yeni protokollerin oluşturulmasının önemine değindi. Avdagiç, “Türkiye’nin yeşil dönüşüm hedefleri, Avrupa’nın sürdürülebilirlik politikalarıyla paralel ilerlemeli. Ancak bu, mevcut Gümrük Birliği çerçevesinin yeniden tanımlanmasıyla mümkün olabilir” diye konuştu. Küresel ticaret diplomasisi Toplantıda, İstanbul Ticaret Odası’nın uluslararası ticaret sahnesindeki konumuna da dikkat çekildi. Avdagiç, İTO’nun yalnızca Türkiye’nin değil, bölgenin de en aktif ticaret diplomasisi merkezlerinden biri olduğunu belirtti. İTO Başkanı Avdagiç, bu konu hakkında şu ayrıntıları paylaştı: “İTO, yılda 50 dış ticaret heyetine ev sahipliği yapıyor ve 4 kıtada 50’ye yakın uluslararası fuarın Türkiye milli katılımını organize ediyor. Bu faaliyetler, ülkemizin ticari görünürlüğünü artırırken İstanbul’un küresel bir iş merkezi olarak konumunu güçlendiriyor.” İşbirliği imkanları Avdagiç ayrıca, İTO’nun kurduğu Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) ile Teknopark İstanbul ve İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ICVB) gibi kuruluşların Avrupa ülkeleriyle ortak projeler için avantajlara sahip olduğunu hatırlattı. İTO Başkanı Avdagiç, “Startup ekosisteminden yüksek teknoloji firmalarına, kültür, turizm ve kongre organizasyonlarına kadar pek çok alanda işbirliği potansiyelimiz var. Bu alanlarda sizlerle birlikte ilerlemek istiyoruz” diye konuştu. Uluslararası ağlarda etkin temsil Avdagiç, İTO’nun ICC, Eurochambres, ASCAME ve DCCF gibi uluslararası kuruluşlarda aktif olarak yer aldığını belirterek, bu ağlar aracılığıyla Türk iş dünyasının küresel görünürlüğünün arttığını ifade etti. Avdagiç, “İTO, yalnızca bir ticaret odası değil, aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik diplomasisinin sahadaki sözcüsüdür. Bu işbirlikleri sayesinde İstanbul’u dünya ticaretinin buluşma noktası haline getirmek için çalışıyoruz” dedi. Avrupa Ülkeleriyle ikili ticaret hacmi (2024) * İtalya: 32.2 milyar ABD Doları * Hollanda: 13.6 milyar ABD Doları * Belçika: 8.3 milyar ABD Doları * İsviçre: 12,8 milyar ABD Doları * Avusturya: 3.9 milyar ABD Doları * İsveç: 3.9 milyar ABD Doları

İTO Başkanı Avdagiç: Faiz indirim döngüsü sürmeli Haber

İTO Başkanı Avdagiç: Faiz indirim döngüsü sürmeli

İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, ihracat ve yatırımların ekonomik büyümeye etkisine dikkat çekerek, “Bizim net ihracatçı olmamız çok önemli. Bu nedenle ikinci çeyrekte gördüğümüz net ihracatın büyümeye negatif katkı vermesi dikkatle izlenmeli. Bu tabloyu tersine çevirmeliyiz” dedi. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “Bizim net ihracatçı olmamız çok önemli. Bu nedenle ikinci çeyrekte gördüğümüz net ihracatın büyümeye negatif katkı vermesinin dikkatle izlenmesi gerekiyor. Bu tabloyu tersine çevirmeliyiz. Mutlaka ihracatımızı büyümeye çok etkili bir şekilde katkı sağlayacak noktaya getirmemiz gerekiyor” dedi. Gazze’de soykırım artarak sürüyor Konuşmasında İsrail’in Gazze’de işlediği soykırıma dikkati çeken Avdagiç, “Gazze’de felaket, katliam ve soykırım artarak devam ediyor. İsrail bilinçli çocuk cinayetlerini canice sürdürüyor. Haber ajansları her gün açlıktan vefat eden çocuk ve Gazzeli Müslümanların haberlerini geçiyor. Ne yazık ki bu haberler sıradanlaşıyor. Bir kez daha buradan soykırımcı İsrail’i lanetliyor, Gazze ablukasını kırmak için yola çıkan Küresel Sumud Filosu’na, bu anlamlı yolculuklarında başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı. Net ihracatçı olmalıyız Ekonomideki gelişmelere değinen Avdagiç, faizlerdeki gerileme ve dezenflasyon sürecinin dikkatle izlenmeye devam edilmesi gerektiğini vurguladı. Avdagiç, enflasyonun yavaşladığını, ancak arzu edilen seviyelerde henüz olmadığını belirterek, “Enflasyondaki gerileme paralelinde TCMB’nin faiz indirim döngüsüne devam etmesi önemli. Zira bu, üretici ve ihracatçının rekabet gücünü tekrar kazanmasını ve sermaye yapısını güçlendirmesini de sağlayacaktır” değerlendirmesinde bulundu. İhracat ve yatırımların ekonomik büyümeye etkisinin önem taşıdığının altını çizen Avdagiç, “Bizim net ihracatçı olmamız çok önemli. Bu nedenle ikinci çeyrekte gördüğümüz net ihracatın büyümeye negatif katkı vermesinin dikkatle izlenmesi gerekiyor. Bu tabloyu tersine çevirmeliyiz. Mutlaka ihracatımızı büyümeye çok etkili bir şekilde katkı sağlayacak noktaya getirmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. Büyümenin sac ayakları Sanayi, yatırım ve ihracatın hedeflenen ekonomik gelişimin sac ayakları olduğunu belirten Şekib Avdagiç, “Türkiye yeni büyüme hikayesini bu sac ayaklarının üzerinde yazacaktır. Özellikle uygulanan sıkı para politikası ve kur-enflasyon dengesinin üretim ve ihracat tarafında gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz” açıklamasını yaptı. Türkiye’ye 4 etkisi İTO Başkanı Avdagiç, konuşmasında küresel ekonomik gelişmelere de dikkat çekti. Avdagiç, küresel ekonominin kısa vadede pozitif büyüme sinyalleri verse de ticaret savaşları, enerji piyasası riskleri ve jeopolitik gerilimlerin dünya ekonomisinin kırılganlığını artırmaya devam ettiğini söyledi. Dünya ekonomisindeki son gelişmelerin Türkiye’ye 4 etkisi olacağını belirterek, bunları şöyle sıraladı: “Birincisi, Fed’in faiz indirimleri finansman koşullarının iyileşmesine katkı sağlayabilir. İkincisi, ihracat pazarlarındaki toparlanma da ekonomik aktivitenin hızlanmasına etkide bulunabilir. Bununla birlikte orta vadede hem petrol fiyatlarının hem de altının yüksek seyretmesi cari açığa olumsuz etki edebilir. Dördüncü olarak çok kutuplu ticaret düzeni Türkiye için lojistik, üretim ve enerji geçiş yollarında stratejik fırsatlar oluşturabilir.” Tarifeler risk unsuru Avdagiç, “Yakın dönemde ABD tarifeleri, küresel büyüme ve enflasyonda belirleyici risk unsuru görünüyor. Küresel sermaye hareketlerinin gözü ise esas olarak ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirimlerinde olacak. Ayrıca petrol fiyatlarının arz ve jeopolitik risklere bağlı dalgalı seyretmesi öngörülürken, altının güvenli liman niteliğinin de güçlenmesi bekleniyor” açıklamasında bulundu. Küresel piyasaların gelişen ekonomiler için hem risk hem de fırsatlara işaret ettiğini kaydeden Avdagiç, şöyle devam etti: “Küresel büyümenin yukarı yönlü revize edilmesi, ticaret hacminde artış beklentisi ve faiz indirimleri, gelişen piyasaları olumlu etkileyecek gelişmeler olarak öne çıkıyor. Özellikle Avrupa ve ABD talebindeki toparlanmanın da ihracatçı gelişen ekonomileri dolayısıyla Türkiye’yi de olumlu yönde etkilemesi bekleniyor. ABD’nin yüksek tarifeleri ve Çin’deki yapısal sorunlar ise küresel ticaret zincirlerinde aksamalara yol açabilir. Bu da ihracata bağımlı gelişen ekonomiler üzerinde baskı unsuruna dönüşebilir.” Doluluk oranı yüzde 85 “İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2025 YKS Yerleştirme Sonuçlarına göre, 1701 genel kontenjanından 1450’sini doldurmayı başararak, yüzde 85 doluluk oranına ulaştı. Bu oranı çok önemsiyoruz. Zira vakıf üniversitelerinin genel kontenjan doluluk ortalaması yüzde 75 ve biz bu ortalamanın 10 puan üzerindeyiz. Daha da önemlisi İstanbul Ticaret Üniversitemiz 2024 yılına göre doluluk oranını en fazla artıran İstanbul’daki ilk 4 vakıf üniversitesinden, Türkiye’deki ilk 10 vakıf üniversitesinden biri oldu. Üniversitemize yerleşen öğrencilerin kayıtları da 1-5 Eylül tarihleri arasında gerçekleşti. Henüz mazeretli kayıt dönemi sona ermemesine rağmen öğrencilerimizin yüzde 96’sı kayıtlarını yaptırdı. Ayrıca üniversitemize yerleşen öğrencilerimizin 813’ü birinci tercihinden, 1056’sı ilk üç tercihinden ve 1148’si ilk 5 tercihinden yerleşti. Bu da şunu gösteriyor: Kayıt yaptıran öğrencilerimizin yüzde 70’i bilinçli bir şekilde bizim üniversitemizi tercih etti.” İstanbul’un kongre kazanma oranı yüzde 50’ye yükseldi “TUGEV ve ICVB vasıtasıyla yaptığımız kongre turizmi çalışmalarında önemli başarılar elde ettik. Kongre turizmi için şehrimize gelen turistler, normal turistlere kıyasla en az 3-4 kat daha fazla harcama yapıyorlar. Katıldıkları kongre ile İstanbul’a ekonomik, akademik ve sosyokültürel katkılarda bulunuyorlar. Bu sebeple bir kongreyi İstanbul’a kazandırmak bizim için çok önemli. Bu konuda gerçek anlamda bir başarı hikayesi yazdık: Sözgelimi 2024’te katılımcı sayıları 50 ile 7300 arasında değişen 86 uluslararası kongreye ev sahipliği yaptık, şehrimize kazandırdık. Odamızın uluslararası tanıtım ve lobi çalışmaları sayesinde İstanbul’un daha önceki yıllarda yüzde 30 olan kongre kazanma oranı bu yıl yüzde 50’ye ulaştı. Bu arada kongre adaylık çalışmalarımız da hızla devam ediyor. Dünyanın en büyük derneklerinden Uluslararası Pediatrik Onkoloji Derneği’nin kongresini 2028’de İstanbul’a getirmek için son 3’e kaldık. Ekim ayında, Türk Pediatrik Onkoloji Grubu’ndan akademisyenlerle birlikte adaylığımız için yarışacağız. Bu kongreyi İstanbul’a kazandıracağımıza gönülden inanıyorum. Diğer yandan yeni başladığımız ve lobi faaliyetlerini sürdürdüğümüz kongrelerimiz var. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün spor turizmi odaklı küresel kongresini 2026’da İstanbul’da yapmak için çalışmalarımız sürüyor. Aralarında dünyanın en önemli spor turizmi liderleri ve derneklerinin de olduğu 300’e yakın katılımcıyı İstanbul’da ağırlamayı hedefliyoruz.” Kampüs girişimciliği “Bizim öncelikli hedeflerimizden biri de Türk gençlerini girişimci bir ruha kavuşturmak. Bu amaçla dünyanın en saygın girişimcilik merkezlerinden biri haline getirdiğimiz Bilgiyi Ticarileştirme Merkezimiz ile yeni bir etkinlik başlattık. Üniversitelerimizde girişimcilik kültürünü artırmak ve BTM’yi girişimci gençlere tanıtmak amacıyla Kampus Elçileri Programı’nı hayata geçiriyoruz. Kampus Elçilerimiz, BTM’nin sunduğu imkânları girişimci adayı üniversite öğrencilerimize aktarıyor. Program kapsamında mentorluk, staj ve kariyer fırsatlarıyla öğrencilerimizin kişisel ve profesyonel gelişimlerini destekliyoruz. Onları girişimcilik kapısından içeri sokuyor, bunun için rehberleri oluyoruz. İstanbul Ticaret Üniversitemiz ile birlikte Türkiye’nin üç seçkin üniversitesi daha; İstanbul Teknik Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi de programda yer alıyor. Böylece İstanbul’un lokomotif üniversitelerinde okuyan gençlerimizin katkılarıyla güçlü bir kampüs girişimciliği oluşturuyoruz. Türkiye’nin yarınları için bugünden girişimci tohumları ekiyoruz. İnancımız odur ki, Kampus Elçileri Programı ile üniversite gençlerimiz arasından hem ulusal hem de küresel girişimci liderler çıkacak, Türkiye’nin ekonomisine ciddi katkılarda bulunacaklar.”

Avdagiç: Büyüme trendini daha da güçlendirmeliyiz Haber

Avdagiç: Büyüme trendini daha da güçlendirmeliyiz

İkinci çeyrekteki yüzde 4,8’lik büyümenin özellikle savunma sanayisi öncülüğünde gerçekleştiğini vurgulayan Avdagiç, "Büyümenin sürdürülebilir bir patikada ilerlemesi için savunma sanayimizdeki bu önemli başarının, istihdam deposu diğer sanayi sektörlerimize de yansıması beklentisi ve inancındayız." ifadelerini kullandı. "Ekonomideki genel büyüme yüzdesi ile uyumlu olmasını bekliyoruz" Mal ve hizmet ihracatında 2025 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 1,7 artış olduğunu dile getiren Avdagiç, "İthalat tarafında yüzde 8,8 gibi ihracatın çok üstünde bir artış gerçekleşti. Dış ticarette ihracat rakamlarıyla beraber ithalat rakamlarına da bakmamız gerekiyor. Önümüzdeki dönemlerde ihracatın büyümeye katkısının, ekonomideki genel büyüme yüzdesi ile uyumlu olmasını bekliyoruz. Sanayi, yatırım ve ihracat, hedeflediğimiz ekonomik gelişimin sac ayaklarıdır. Türkiye yeni büyüme hikayesi bu sac ayakları üzerine kurulmalıdır." değerlendirmesinde bulundu. "Faiz indirim döngüsünün devam etmesi önemli" Enflasyondaki gerilemeye paralel olarak TCMB’nin faiz indirim döngüsüne devam etmesinin önemli olduğunu vurgulayan Avdagiç, iş dünyası olarak özellikle üreticileri ve KOBİ'leri destekleyen, tüketici talebini ise makul düzeyde tutacak selektif bir kredi stratejisi uygulanmasını önerdiklerini belirtti. Avdagiç, sanayideki büyümenin tüm sektörlere yayılabilmesi için, KOBİ’lere yönelik kredi kanallarının genişlemesi ve kur-enflasyon korelasyonunun korunmasının büyük önem arz ettiğini söyledi.

Avdagiç: İç talebi soğutmanın bedeli sanayiciye yüklenmemeli Haber

Avdagiç: İç talebi soğutmanın bedeli sanayiciye yüklenmemeli

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın detaylarına dikkat çektiği ‘yeni yatırım teşvik sistemini’ sanayinin büyümeye katkısını ve desteklerin etkinliğini artıracak bir tedbir olarak görüyoruz” ifadesini kullandı. Avdagiç, “Yatırım kredilerinde 11,5 ila 18,4 puan faiz-kâr payı desteği ile yatırım tutarının yüzde 20'sine ve 240 milyon liraya varan teşvikler, üretime ve girdi maliyetlerine olumlu etki yapacaktır. İşletmelerin öz kaynakla yapacakları makina alımlarına, makina bedelinin yüzde 25'ine, yatırım tutarının yüzde 15'ine ve 240 milyon liraya kadar nakdi destek verilmesi yatırımları hızlandıracaktır” değerlendirmesinde bulundu. Avdagiç, Resmi Gazete’de yayımlanan ve Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Mehmet Fatih Kacır’ın detaylarına dikkat çektiği yeni yatırım teşvik sistemini, sanayinin büyümeye katkısını ve desteklerin etkinliğini artıracak bir tedbir olarak gördüklerini belirterek, şöyle devam etti: “Teşvik bölgelerinde yer alan illerdeki OSB'lerde çalışanların SGK primi işveren paylarını 14 yıl, çalışan paylarını 10 yıl hükümetin karşılaması olumlu adımlar. Bununla birlikte sadece OSB’lerdeki firmalara değil, OSB dışındaki firmalara da teşviklerin verilmesi yararlı olacaktır. Çünkü organize sanayiler dışında da teşvik edilmesi gereken yaygın yatırımlar bulunuyor. Ayrıca inovasyona yönelik girişimlerin de özel ve güçlü bir teşvik mekanizmasıyla desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz.” Bugün TÜİK’in açıkladığı ilk çeyrek büyüme verilerinin de bunu teyit ettiğini kaydeden Avdagiç, Türkiye ekonomisinin çeyreklik bazda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2 büyüdüğünü belirterek, “Büyüme tablosunda sanayideki yüzde 1,8, tarımda ise yüzde 2'lik gerileme ciddi sinyaller içeriyor. Aynı şekilde makina-teçhizat yatırımlarında da 1,8’lik daralma mevcut” değerlendirmesinde bulundu. İç talebi soğutmanın tüm bedeli sanayiciye yüklenmemeli Avdagiç, “İhracatın yatay seviyede kaldığını, ithalatın yüzde 3 arttığını görüyoruz. İç talebi soğutmanın tüm bedeli sanayiciye yüklenmemeli. Büyüme kompozisyonumuzu sanayi ve ihracat ağırlıklı yapıdan uzaklaştırmamalıyız.” uyarısında bulundu. Dezenflasyon programının hepimiz için ortak hedef olduğunu vurgulayan Şekib Avdagiç, “Enflasyonun indirilmesi hepimiz için ortak hedef olmakla birlikte, yüzbinlerce kişiye istihdam sağlayan sanayicinin ödediği maliyeti hafifletmenin artık elzem hale geldiğini ifade etmek isterim. Sanayi üretimini güçlendirecek her tedbir, dezenflasyon programına da güveni artıracaktır. Yatırımları ve ihracatçının rekabet gücünü artıracak politikaların hızla devreye alınmasını bekliyoruz. Enflasyonla mücadele reçetesinde sanayi üretiminin soluk alma kapasitesini güçlendirecek uygulamalara ağırlık verilmeli. Bilhassa tarım sektörünü yeniden büyüme patikasına yönlendirmekten vazgeçmemeliyiz. Enflasyonu baskılamak için ihracatı da baskılama yöntemi uzun vadede olumlu sonuçlar getirmeyecektir. Aynı şekilde sanayiyi soğutan bir dezenflasyon programı, enflasyonla mücadelenin tamamına zarar verecektir.” ifadelerini kullandı. İTO Başkanı Avdagiç, açıklamasında kredi piyasasında düzenleyici faaliyetlerle finansman açığının kapatılmasının enflasyonla mücadeleye katkı vereceğini de belirterek, “Bir gerek koşul olarak, enflasyonun altında kalan kurların cari denge üzerinde baskı yapmasına izin verilmemesinin önem taşıdığını da ifade etmek isteriz.” değerlendirmesine yer verdi.

SEDDK yöneticileri İTO Başkanı Avdagiç ile de görüştü Haber

SEDDK yöneticileri İTO Başkanı Avdagiç ile de görüştü

İTO Otomotiv İhtisas Komitesi üyeleri ve Kısa süreli trafik sigortası uygulamalarında ve TRAMER kayıtlarında yaşanan sorunlar, istanbul Ticaret Odası Otomotiv ihtisas komitesi toplantısında ele alındı. Toplantıda pert araçların tespit, onarım ve trafiğe dönüş süreçleri değerlendirilirken, trafik sigorta poliçelerindeki yüksek fiyatlar, ek teminat talepleri ve fiyat farklılıkları da gündeme geldi. Sigortacılık ve Özel emeklilik Düzenleme ve Denetleme kurumu (SEDDK) Başkanı Davut Menteş, toplantıda yaptığı konuşmada, eksper atamalarında akıllı atama sistemi taslağı üzerinde çalışıldığını belirtti. Menteş, taslakta belli bir ücretin üzerinde gerçekleşen kazalarda sıralı ve akıllı sistemden atama yapılacağını söyledi. Menteş'in verdiği bilgiye göre, atamalar, eksperin puanı, coğrafi yakınlığı ve uzmanlık alanına göre yapılacak. SEDDK, kasko durumu için de ayrı bir hazırlık yapıyor. Çalıştay raporu Toplantıya başkanlık yapan İTO Yönetim Kurulu Üyesi Salih Sami Atılgan da çalışmaların sektöre yeni bir perspektif kazandırdığını belirterek, “Otomotiv satış sonrası sektörü, Türkiye’de büyük bir potansiyele sahip. Ancak sektörün büyümesini ve gelişmesini engelleyen çeşitli yapısal sorunlar bulunuyor. Bunun üzerine otomotiv satış sonrası sektörü çalıştay raporunu hazırladık. Bu raporda, sorunları analiz edip çözüm yollarını ortaya koyduk” dedi. Tramer sorgulama ücretleri büyük külfet İkinci el araç satışı sektör temsilcileri, ihalelerle satılan araçların bazılarında TRAMER kayıtlarının belirtilmediğine ve şirketler tarafından da TRAMER sorgusu yapıldığına dikkat çekti. Böylelikle firmalara aylık 10 ila 15 bin liralık ağır yük oluşturulduğunu belirten sektör temsilcileri, en azından ihaleye çıkan araçlarda TRAMER bilgisi verilmesinin gerekli olduğunun altını çizdi. Toplantıda söz alan konuşmacılar, bedelsiz TRAMER olgusunun hem alıcının hem de satıcının kafasını karıştırdığını belirterek, “Burada süreci tüketici anlamıyor ve alışverişten vazgeçebiliyor” dedi.

Avdagiç: Rekabetçiliği kaybetmemeliyiz Haber

Avdagiç: Rekabetçiliği kaybetmemeliyiz

Avdagiç, enflasyonun kalıcı bir şekilde düşeceğine inandığını ifade etti. İTO Başkanı Şekib Avdagiç, faizin, kredi kullanım şartlarının, kredi pastası büyüklüğünün, döviz- TL kredisi maliyetlerinin, bunlarla ilgili regülasyonların hepsinin birbiriyle uyumlu ve koordineli olmasında yarar gördüklerini belirterek, "Yeni süreçte ekonomide atılacak adımların senkron çalışması önemli. Ancak bunların hepsini belli bir denge içinde götürüp, enflasyonu kalıcı bir şekilde aşağı doğru çekmeyi başaracağımıza inanıyoruz." dedi. Tüm dünyanın önde gelen teknoloji fuarları arasında gösterilen, Dünya GSM Birliğinin (GSMA) her yıl İspanya'nın Barselona'da düzenlediği Mobil Dünya Kongresi (Mobile World Congress-MWC) gerçekleştirildi. Mobil iletişim sektörünün en önemli platformlarından biri olma özelliğini taşıyan ve her yıl 100 binden fazla ziyaretçinin katıldığı etkinlikte, cihaz üreticileri, mobil operatörler, teknoloji sağlayıcıları ve sektörden temsilciler bir araya geldi. Fuarda Türkiye'nin milli katılımını 2014'ten bu yana olduğu gibi bu yıl da İstanbul Ticaret Odası (İTO) organize etti. Kongrede, 21'i milli katılım kapsamında 12'si bireysel katılım olmak üzere Türkiye'den 33 firma yer aldı. İTO Başkanı Avdagiç, etkinlikte basın mensuplarına yaptığı açıklamada, iş dünyasının sorunlarına yönelik hassas yaklaşımları için ekonomi yönetimine ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na (TCMB) teşekkür etti. Enflasyonun düşürülmesiyle ilgili yaklaşık 20 aydır devam eden bir politika bulunduğunu anımsatan Avdagiç, bu politikanın büyümeyi makul bir seviyede tutarken, enflasyonu üç senelik bir dönem içinde tek haneye düşürmeyi hedeflediğini ve bunun iş dünyasının büyük bir kesimi açısından da kabul edilen bir makro bakış açısı olduğuna işaret etti. Avdagiç, iş dünyasının enflasyonu düşürmeye yönelik politikanın tam destekçisi olduğunu ve olmaya da devam ettiğini aktararak, "Bizlerin öne çıkartmaya çalıştığımız bir konu da enflasyonu düşürme sürecinin sonunda Türkiye'nin üretim kabiliyetinin, ihracat kabiliyetinin, istihdam hacminin zarar görmemesidir." değerlendirmesinde bulundu. "Enflasyonu kalıcı bir şekilde aşağı doğru çekmeyi başaracağımıza inanıyoruz"  İTO Başkanı Avdagiç, 2023'ün temmuz ayında devreye giren bir ekonomi politika seti olduğunu hatırlatarak, bu politikanın en önemli çıktısının, hedefinin enflasyonu aşağı doğru çekmek olduğunu belirtti. En önemli hedefin enflasyonu makul bir noktaya getirmek olduğunu kaydeden Avdagiç, "Bütün diğer konuların faizin, kredi kullanım şartlarının, kredi pastası büyüklüğünün, döviz- TL kredisi maliyetlerinin, bunlarla ilgili regülasyonların hepsinin birbiriyle uyumlu ve koordineli olmasında yarar görüyoruz. Yeni süreçte ekonomide atılacak adımların senkron çalışması önemli. Ancak bunların hepsini belli bir denge içinde götürüp, enflasyonu kalıcı bir şekilde aşağı doğru çekmeyi başaracağımıza inanıyoruz." açıklamasını yaptı. Kur politikasının da bu paketin içinde çok önemli bir unsur olduğuna değinen Avdagiç, iş dünyasının enflasyon ve döviz kur arasındaki makası karşılamaya, göğüslemeye hazır olduğunu, ancak oluşan makasın yönetilemeyecek dereceye gelmesini önlemenin önemini vurguladı. Avdagiç, bu çalışmaların önümüzdeki dönemde dikkatli bir şekilde ele alınmasının yararlı olacağını söyledi. "Türkiye'nin rekabetçiliğini kaybetmeyeceği bir sürecin beraber yürütülmesi gerekiyor"  Politikaların sadece bir finans yönetimi olarak değil, bir ekonomi yönetimi olarak ele alınmasının yararlı olacağını aktaran Şekib Avdagiç, iş dünyası olarak gündeme getirdikleri en önemli konunun bu olduğunun altını çizdi. Avdagiç, "Dolayısıyla bütün bu ortaya konan politikalar üretime, üretim sektöründe, ihracat sektöründe faaliyet gösteren firmalara, ihracata çalışan firmaların tedarikçilerine odaklanmalı." değerlendirmesinde bulundu. Yurt dışından gelip Türkiye'de hizmet alan yabancıların olduğunu ifade eden Avdagiç, buradaki en büyük sektörün turizm sektörü olduğunu ve Türkiye'nin rekabetçiliğini kaybetmeyeceği bir sürecin de beraber yürütülmesi gerektiğine işaret etti. Avdagiç, üretim yapan, ihracat yapmaya çalışan firmaların içerideki kredi maliyetlerinin yüksekliğinde zorlandığını kaydederek, "Döviz içerideki fiyatlardan az yükseldiği zaman maliyetler döviz bazında artıyor. İhracatı baskılayan, ithalatı cazip hale getiren durum ve uygulamalardan kaçınılması gerektiğini düşünüyoruz." dedi. TCMB’nin açıkladığı yüzde 24’lük revize edilmiş bir enflasyon tahmininin olduğunu belirten Avdagiç, "Tahmin üst aralığı ise yüzde 29’a karşılık geliyor. Dolayısıyla şu anda o bant içinde kalması konusunda iş dünyası olarak tam destek vermeye devam edeceğiz." açıklamasını yaptı. "TÜRKİYE'NİN REZERVLERİ ÇOK DAHA İYİ BİR NOKTADA"  İTO Başkanı Avdagiç, enflasyonla mücadelede kur makasına gereğinden fazla yüklenilmemesi gerektiğini kaydederek, enflasyonda bir düşüş yaşandığını, Türkiye'nin rezervleri çok daha iyi bir noktada olduğunu, CDS'lerin oldukça düştüğünü, bütün bunların başarılı noktalar olduğunu, bunları takdir ettiklerini ve desteklediklerini belirtti. Enflasyonun, faizlerin, kredideki büyümelerin konuşulduğunu anımsatan Avdagiç, "Hepsi çok önemli ama bunlarla birlikte gerçek üretim alanında faaliyet gösteren firmaların, ihracatçıların ve ihracat ailesine tedarikçi olanların durumunu da gözetmeliyiz." ifadelerini kullandı. Avdagiç, Türkiye'nin ihracat rekabetçiliğini kaybetmeyeceği, ithalatın cazip olmaktan çıkarılmış olduğu politikaları sürekli gündeminde tutması gerektiğine işaret ederek, "Enflasyonla mücadelede kur makasına gereğinden fazla yüklenmek, Türkiye'yi ithalatçı bir ülke haline getirebilir. Tekrar üretim kabiliyetini kazanmak, dünyadaki konjonktür dikkate alındığında her zamankinden daha uzun zaman alabilir. Bizim geleneksel üretim kalemlerimiz olan tekstil, hazır giyim, konfeksiyon, saraciye, triko, çorap, deri gibi sektörlerde değil, otomotivde, beyaz eşyada ve kimyada Türk ihracatçısı zorlanıyor. Turizmde artan işçilik, gastronomi yeme-içme ve genel maliyetlerden dolayı daha pahalı bir ülke haline geldik. Dolayısıyla Türkiye'den bazı turistlerin artan fiyatlara bağlı olarak alternatif rotalara yönelmesi ile karşı karşıya kalabiliriz." diyerek sözlerini tamamladı.

Türk Tekstil sektörü Texworld Paris'te Haber

Türk Tekstil sektörü Texworld Paris'te

Moda ve hazır giyim tedarik sektörlerinden 58 Türk şirketi, bugün Fransa'nın başkenti Paris'te kapılarını açan Texworld Fuarı'nda tasarımlarını sergilemeye başladı. Türkiye, fuarda 2'nci büyük katılımcı ülke oldu. İTO Başkanı Avdagiç, "Tekstil ve hammaddeleri sektörümüz ihracatta büyük emekle kazandığı mevziyi kaybetmeyerek önemli bir başarı gösterdi" dedi. Avrupa'nın önde gelen kumaş, aksesuar ve moda fuarlarından Texworld Paris 2025 Spring Fuarı, bugün Fransa'nın başkenti Paris'te kapılarını açtı. Türk tekstil sektörü firmaları bu yıl "Geleceği Dokumak" mottosuyla düzenlenen fuarda üç gün boyunca, sektörün rekabetçi ve en çok tercih edilen geniş ürün yelpazesini sergileyerek, uluslararası profesyonellerle görüşmeler gerçekleştirecekler. Türkiye milli iştirakinin İstanbul Ticaret Odası tarafından gerçekleştirildiği fuarda Türkiye, 19 katılımcı ülke arasında milli katılım olarak 1'inci sırada yer alırken, milli iştirakte yer alan 47 firma ve bireysel olarak katılan 11 firma ile toplam 58 Türk firmasıyla katılımcı sayısı olarak fuarın ikinci büyük ülkesi oldu. Paris Le Bourget Sergi Merkezi'nde düzenlenen fuarı, yaklaşık 10 binden fazla profesyonelin ziyaret etmesi bekleniyor. Dünyanın dört bir yanından alıcıları ağırlayan fuara katılan 58 Türk firması, tekstil ve hazır giyim alanındaki uzmanlıklarını sergiliyor. İstanbul Ticaret Odası'nın 2020 yılından itibaren yılda 2 kere düzenlediği Texworld Paris fuarları Türkiye milli iştirak organizasyonu çalışmaları, 15-17 Eylül 2025 tarihlerinde düzenlenecek Texworld Paris Autumn 2025 ile devam edecek. Etkinlik profesyonel alıcılara, temel ürünlerden en yenilikçi ve kaliteli ürünlere kadar geniş bir yelpazede ürünler sunan önemli bir tedarik platformu özelliğini taşıyor. Fuarda aksesuar, çanta, çocuk giyim, denim, deri mamulleri, erkek ve kadın giyim, kemer, şal, kumaş gibi ürünler sergileniyor. "Texworld'deki her buluşmamızda sektörümüzün gelişmesini görmenin heyecanını yaşıyoruz" İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, yaptığı açıklamada, Türk moda ve hazır giyim sektörünün binbir çeşit rengi ile Texworld Paris Fuarı'nda yer almasından mutluluk duyduklarını söyledi. Avdagiç, "Texworld'deki her buluşmamızda, hazır giyim ve modanın yeni bir yorumunu ve sektörümüzün gelişmesini görmenin heyecanını yaşıyoruz. Çünkü moda, giyinmenin bir ihtiyaç olarak ortaya çıktığı ilk andan itibaren, yani insan yeryüzünde görünmeye başladığından beri olageldi. Çünkü insan o andan itibaren giysiye ihtiyaç duydu. Bu yönüyle kazıbilimcilerin ortaya çıkardığı; insan bilimci ve kültür bilimcilerin yorumladığı her eski belge ve kalıntı, modanın da gelişim çizgisini gösterir. Ortaya çıkartılan o bulgular, aynı zamanda, binlerce yıllık bir moda ve giyim sergisidir. İnsanın hayat tarzını ve ruhunda taşıdığı asli kimliğini gösterir" ifadelerini kullandı. Avdagiç, Türkiye'nin tekstil ve hammaddeleri ihracatının 2024 yılı aralık ayında yüzde 1,8 artış göstererek 942 milyon dolar değerinde gerçekleştiğini söyledi. Avdagiç, sektörün ihracatının 2024 yılının ocak-aralık döneminde ise yüzde 1,3 azalarak 11,4 milyar dolar değerinde gerçekleştiğini kaydetti. Şekib Avdagiç, "Tekstil ve hammaddeleri sektörümüz ihracatta büyük emekle kazandığı mevziyi kaybetmeyerek önemli bir başarı gösterdi. Sürekli dile getirdiğimiz kur-enflasyon makasının aşırı açılmasının ihracatımızı olumsuz etkilediğinin farkındayız. Ancak Türk ihracatçısı, bu zorlu engeli de geride bırakabilecek güçte olduğunu ortaya koymuştur. Ekonomiden sorumlu yetkililerimizin, bu konuya etkili çözümler getirmesiyle 2025 yılının daha iyi geçeceğine inanıyorum" diye konuştu.

İTO'nun hazırladığı fiyat endeksi güncelleniyor Haber

İTO'nun hazırladığı fiyat endeksi güncelleniyor

1995 yılından bu yana hazırlanan ‘İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi’ yarından itibaren İstanbul Tüketici Fiyat İndeksi’ adıyla yenilenerek yayımlanacak. Yeni endeks ana gruplar ve madde sayısı olarak TÜİK ile daha uyumlu bir görünüm sergiliyor. Konuyla ilgili tanıtım toplantısında konuşan İTO Bilim Kurulu Üyesi ve Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ege Yazgan, çıkan sonuçlarla ilgili, “TÜİK ile İTO verilerinin ana eğiliminin eskisine göre daha yakın olduğunu söyleyebilirim. Güncelleme sonrası bu bizim beklediğimiz bir durumdu” dedi. İstanbul Tüketici Fiyat İndeksi çalışmaları kapsamında Ocak 2023’ten bu yana toplam 586 binin üzerinde fiyat verisi toplandı. 1995 yılı bazlı indekste 242 madde bulunurken, 2023 yılı bazlı İstanbul Tüketici Fiyat İndeksi’nde 493 madde yer alıyor. İndeksteki ana grup sayısı 8’den 12’ye çıkarıldı. Fiyat derleme sayısı da 15 bin 725’ten 24 bin 500’e yükseltildi. İTO tarafından hesaplanan ve açıklanan indekslerin fiyatları, ağırlıklı olarak ‘yerinde veri toplama’ yöntemiyle temin ediliyordu. Yeni indekste ise bu yönteme ek olarak kısmen 'internet üzerinden' veri temini de yapılmaya başlandı. Yeni endeksin madde yapısı da günün koşullarına göre güncellendi. Örneğin eski endeksteki soba, gazete, video ve kasetçalar gibi ürünler çıkarılırken, dijital yayın üyeliği, cep telefonu gibi kalemler eklendi. En radikal değişiklik ise eski endekste olmayan otomobilin eni endekse dahil edilmesi oldu. Güncelleme sonrası gıdanın payı yüzde 42,5’ten yüzde 30,70’e inerken, ulaştırmanın payı yüzde 6’dan yüzde 13,8’e yükseldi. Yeni indeks için İTO Bilim Kurulu, İTO Stratejik Araştırmalar Merkezi (İTOSAM) İstatistik Birimi ve NielsenIQ Türkiye Tüketici ve İçgörü Araştırmaları Bölümü’nün çalışmaları ile aylık 350 hane takip edilerek, toplam 2 bin 400 hanenin katılım gösterdiği tüketim araştırması yapıldı. İndeks çalışmaları kapsamında Ocak 2023’ten bugüne kadar geçen 25 ayda toplamda 586 binin üzerinde fiyat verisi toplandı. Yeni alışkanlıklara göre güncellendi Yeni indeksin tanıtım toplantısında konuşan İTO Başkanı Şekib Avdagiç, şunları söyledi: “Tüketim davranışlarımızda köklü değişiklikler oldu, oluyor. Dün hiç düşünülmeyen hizmet ve ürünler, temel ihtiyaçlar arasına girdi. Bir önceki indeksimizde ‘soba, video, kaset çalar, odun, aidata dahil olmayan kapıcı ücretleri’ gibi başlıklar vardı. Şimdi İstanbul’da doğalgazsız ev yok, video kaset izleyen yok. Ama hepimiz otomobil, cep telefonu, internet, dijital platformlar kullanıyoruz. Dolayısıyla 30 yıldır kullandığımız 1995 baz yıllı indeksimiz artık yeterli olmamaya başladı. Bu nedenle İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi’nin güncellenmesi için 2019 itibariyle çalışmalara start verdik. Ne yazık ki araya 2 yıllık pandemi girdi, hem fiyatlamalarda hem de tüketim biçimlerinde anormallikler oldu. Biliyorsunuz, baz yılının olağanüstü gelişmelerden mümkün olduğunca arındığı bir yıl olması gerekiyor. Bu nedenle çalışmalarımızın başlangıç tarihini erteledik. Normalleşme sürecinin kabul edilecek bir seviyeye gelmesini bekledik. Yeni indeksimizi ilk kez 2023 yılında teste başladık. Baz yılı olarak da 2023’ü esas aldık. 1 Şubat 2025’ten itibaren de resmi olarak yürürlüğe koyuyoruz.” Avdagiç, İstanbul Tüketici Fiyat İndeksi’nin A’dan Z’ye akademisyenler, bağımsız kuruluşlar ve İTO İstatistik Birimi’nden oluşan bir ekip tarafından hazırlandığını kaydetti. Avdagiç, “En büyük şansımız, tıpkı 1953’teki gibi akademik açıdan Türkiye’nin sayılı isimleri arasında yer alan hocalarımızdı. İkincisi ise dünyanın önde gelen bilgi hizmetleri ve en kapsamlı tüketici içgörülerini sunan şirketi NielsenIQ oldu. Bu süreçte NielsenIQ Türkiye ve NBT Teknoloji Danışmanlık’tan danışmanlık hizmeti aldık. Sacayağımızın üçüncü temeli ise Odamızın 96 yıllık enflasyon ölçme deneyimine sahip İstatistik Birimi’ydi” diye konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.