SON DAKİKA
Hava Durumu

#Insan Kaynakları

Ekometre - Insan Kaynakları haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Insan Kaynakları haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İK’nın geleceği: İnsan merkezli yapay zekâ Haber

İK’nın geleceği: İnsan merkezli yapay zekâ

Şirket, 2026 yılında devreye alacağı yapay zekâ destekli iç iletişim ve gelişim asistanı ile çalışan deneyimini dönüştürmeyi hedefliyor. E-ticaret dünyası, yalnızca tüketici deneyimini değil, aynı zamanda kurum içi çalışma kültürünü de yeniden şekillendiriyor. Dijitalleşmenin en yoğun yaşandığı sektörlerden biri olan e-ticarette, teknolojik yenilikler artık yalnızca satış platformlarında değil, insan kaynağı yönetimi ve kurumsal gelişim alanlarında da fark yaratıyor. ideasoft, bu dönüşümün en güçlü temsilcilerinden biri olarak dikkat çekiyor. Yeni kurumsal kimliğiyle birlikte ideasoft, geleceğe hazır, öğrenme odaklı ve yüksek motivasyonlu bir çalışma ortamını sürdürülebilir kılmayı hedefliyor. Sektördeki başarısını sadece altyapı ve teknolojiyle değil, aynı zamanda insan odaklı yenilikçi yaklaşımlarıyla da sürdürüyor. Bu yaklaşım, markanın hem kurum içi bağlılığı hem de yenilik kültürünü güçlendirmeyi amaçlıyor. 2026 yılında devreye alınacak yapay zekâ destekli iç iletişim ve gelişim asistanı, ideasoft çalışanlarına kişisel gelişim, süreç yönetimi ve iç iletişimde yeni bir deneyim sunacak. ideasoft İnsan ve Kültür Direktörü Betül Talay, uygulamanın amacını şu sözlerle özetledi: “Yeni yapay zekâ destekli asistanımız, çalışanlarımızın ihtiyaç duydukları bilgilere, süreçlere ve yönlendirmelere anlık erişim sağlayarak herkes için daha akıcı, kişiselleştirilmiş ve keyifli bir çalışma deneyimi sunacak. Bu uygulama, teknolojiyle insanı güçlendiren kültürümüzün doğal bir yansıması olacak.” Yapay zekâ insanın yerini değil, potansiyelini güçlendiriyor ideasoft, yapay zekâyı organizasyonel verimliliği artıran ve çalışanların yaratıcılık ile stratejik düşünme becerilerine daha fazla alan açan bir araç olarak konumlandırıyor. Yapay zekâ destekli sistemler sayesinde operasyonel süreçlerde yüksek verimlilik sağlanırken, çalışanların gelişim yolculukları da daha görünür ve kişiselleştirilmiş hale getiriliyor. Talay, bu yaklaşımı şöyle değerlendirdi: “Yapay zekâyı istihdamı azaltan değil, yeni uzmanlık alanları yaratan bir güç olarak görüyoruz. ideasoft’ta teknoloji, insanı merkeze alan kültürümüzün en güçlü destekçisi konumunda.” İK’nın geleceği: İnsan merkezli yapay zekâ 2025 yılında ideasoft bünyesinde kurulan Yapay Zekâ Kulübü, şirketin dijital dönüşüm yolculuğunun önemli adımlarından biri oldu. Eğitim yatırımlarının %40’ı yapay zekâ öğrenimine ayrılırken, tüm departmanlardan gönüllü çalışanlar süreçlerini dönüştüren projelere imza attı. Bu projelerin bir kısmı halihazırda aktif olarak kullanılmaya başlandı. Yeni geliştirilen asistan uygulaması, bu kültürel dönüşümün bir sonraki adımı olarak, çalışanların iç süreçlerle ilgili ihtiyaçlarını hızlıca karşılayan, kişisel gelişimlerini destekleyen ve yönlendirmeler sunan bir sistem işlevi görecek. Genç enerjiyle deneyimin dengesi 2025 yılı boyunca ekibe katılan genç profesyoneller, ideasoft’a taze bir bakış açısı ve hız kazandırırken, deneyimli ekip üyeleriyle birlikte güçlü bir bilgi paylaşımı kültürü oluşturuldu. Bu yapının sonucu olarak, şirketin ortalama yaşı 31 seviyesinde.

İş dünyasında “Sessiz çatırdama” tehdidi Haber

İş dünyasında “Sessiz çatırdama” tehdidi

Uzmanlar, tükenmişliğin erken bir belirtisi olan bu durumun, çalışanların memnuniyetsizliklerini dile getirmeden içe kapanmalarına ve performanslarının sessizce düşmesine yol açtığını belirtiyor. Yönetimin çoğu zaman verimlilik düşüşü veya kilit yeteneklerin ayrılmasıyla fark ettiği bu "görünmez tükenmişlik", şirketler için ciddi riskler barındırıyor. Sessiz çatırdama nedir ve neden tehlikelidir? Elkin Consultancy Kurucusu Elif Elkin, “sessiz çatırdama” ilgili olarak şunları söyledi: “Quiet cracking, çalışan memnuniyetsizliğinin kademeli ve ince bir biçimidir; işten ayrılmaya, düşük performansa ve artan işten ayrılma oranlarına yol açabilir. Sessiz istifanın aksine, quiet cracking kasıtlı bir kopuş değildir. Çalışanlar genellikle iyi bir iş yapmak isterler, ancak karşılanmayan ihtiyaçlar düşük morale ve azalan üretkenliğe neden olur. Bu durum, yöneticiler tarafından genellikle fark edilmez, çünkü çalışanlar dışarıdan adanmış ve hırslı görünmeye devam ederler; her şeye ‘evet’ der ve işlerini teslim ederler. Ancak yüzeyin altında, bu aşırı çalışma kaçınılmaz tükenmişliğe, plansız işten ayrılmalara, kültürel erozyona ve inovasyonun baskılanmasına yol açar.” Quiet Cracking'i tetikleyen faktörler neler? Elif Elkin, bu sinsi trendin ortaya çıkmasında birçok etkenin rol oynadığına dikkat çekti ve bu etkenleri şöyle sıraladı: Çalışanların sesini çıkaramaması: Birçok iş yeri kültürü, en meşgul görünenleri ödüllendirir. Bu durum, çalışanların zorlandıklarını yönetime ifade etmekten çekinmelerine neden olan sürekli bir değer kanıtlama baskısı yaratır. Ekonomik İstikrarsızlık ve iş güvencesizliği: işten çıkarmalar ve maliyet düşürme önlemlerinin yarattığı endişe, çalışanları bunalmış hissetmelerine rağmen sorumluluklarla aşırı yüklenmeye iter. Liderlik Belirsizliği ve Zayıf İletişim: Liderlik, öncelikler konusunda belirsiz olduğunda, çalışanlar neyin iyi durumda kalmak için gerekli olduğunu tahmin etmek zorunda kalır ve genellikle daha fazla çalışmanın daha iyi olduğunu varsayarlar. Sosyal ve Profesyonel Karşılaştırma: Çalışanlar, yüksek performans gösteren akranlarına ayak uydurmak adına kendilerini aşırı iş yükü altına sokabilir, bu da tükenmişliğe yol açabilir. İK liderleri için acil eylem çağrısı! Quiet cracking’in, şirketler için sadece çalışan tükenmişliği değil, kültürün, güvenin ve yetenek havuzunun yavaş yavaş aşınması riski taşıdığının altını çizen Elkin, “İyi haber şu ki, quiet cracking önlenebilir. İK liderleri, bu yükselen tehditle mücadele etmek için proaktif adımlar atmalıdır” dedi ve ekledi: Yöneticileri daha iyi sorular sormak için eğitin: Yöneticiler, "Mevcut iş yükü kapasiteniz nedir?" gibi sorularla çalışanların gerçek durumunu anlamaya teşvik edilmelidir. Bu, savunmasızlığı cezalandırmadan dürüst konuşmalara kapı açar. Nabız anketleri uygulayın: Düzenli ve kısa anketlerle çalışanların iş yükü, teslim tarihleri ve stres seviyeleri hakkındaki geri bildirimleri toplanmalı, böylece çatlaklar oluşmadan önce talepler yeniden dengelenebilir. Sağlıklı çalışma davranışlarını modelleme: Liderler, kendi sınırlarına saygı göstererek, izin kullanarak ve mesai saatleri dışında bağlantıyı keserek tüm organizasyon için bir örnek teşkil etmelidir. Bu, wellbeing'i korumanın sadece kabul edilebilir değil, gerekli olduğunu gösterir. Zihinsel sağlık kaynaklarını vurgulayın: Çalışanların mevcut zihinsel sağlık kaynaklarından haberdar olmaları ve bunlara kolayca, gizlice erişebilmeleri sağlanmalıdır. Kırılmadan önce dayanıklılık oluşturmak: Çalışanlar sessizce acı çekiyor çünkü bunun hayatta kalmanın tek yolu olduğuna inanıyorlar. Liderler, uyarı işaretlerini erken tespit edebilir ve çalışanların aşırı yüklenmiş değil, desteklenmiş hissettiği bir ortam yaratabilirler. Bu, dinlemek, şeffaflık ve wellbeing'i ortak bir öncelik haline getirmekle başlar. Şirketler, bu proaktif yaklaşımla sadece çalışanlarını korumakla kalmayacak, aynı zamanda daha dirençli, daha yenilikçi ve sürdürülebilir bir geleceğe adım atacaktır.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.