Ülkenin gündemi her gün yeni bir konu ile meşgul edilirken, yangınlarla içimiz yanarken suya sabuna dokunmadan yazı yazmak hiç kolay değil, ama yine de deneyeceğim. Sizlere daha önce rüya ve film anlatmıştım, bu kez de 1994 yılından anı yazacağım.
O yıl bir faktoring şirketinde pazarlama grup müdürü idim. Piyasaları Reuters ekranlarından takip edebiliyorduk. Olabilecek bazı şeyleri öngörmek, konuyu iyi analiz edenler için mümkündü. 24 Mart 1994 günü sabah saat 8:30’da koşarak bankaya maaşımı çekmeye gittiğimi ve bütün param ile 24.100 TL’den dolar aldığımı hatırlıyorum. Arkasından 5 Nisan kararları açıklandı. 7 Nisan günü dolarlarımı 37.500TL’den satmıştım. Bir gün önce satsam 39.500TL’den satacaktım.
O yıl benim için çok verimli olmuştu. Bir yıl öncesinde almış olduğum evin iç tefrişatını sadece maaşım ile alıp sattığım dolarlar sayesinde yapabilmiştim. Tabi ki tesadüfler neticesinde.
Ekranlarda sürekli olarak “Para piyasaları nakit akış tablosu” yayınlanıyordu. Ben de hazine bonolarından geri dönüş olacağı (piyasaya TL verileceği) zamanlara birkaç gün kala döviz alıyor, piyasaya para çıktığı gün saat 11:00 gibi de satıyordum. Hatta aylık takvim yapıyor, ne zaman döviz alınıp ne zaman satılması gerektiğini dostlarımla da paylaşıyordum. Tabi tamamen tesadüf eseri zamanın başbakanı veya iki bakanından birisi tam da benim döviz almamdan sonra bir açıklama yapıyordu ve piyasada tepki olarak döviz artıyordu. Doğal olarak döviz artarken TL parası geri dönen yatırımcı, artmakta olan dolara parasını çeviriyor, TL çıkışı yapılan gün saat 11:00’de maksimum kura ulaşılıyor ve yine tesadüfen, aynı kişilerden birisinin saat 15:00 civarında yaptığı bir başka açıklama ile kurlar tekrar düşüyordu.
1994 aşağı yukarı bu şekilde geçti ve 14.500TL ile yıla başlayan dolar kuru 42.000TL leri Nisanda gördükten sonra yılı 29.000TL lerde kapattı. Kriz döneminde işler durgun geçmişti ama ben iyi para kazanmıştım. Anladığım kadarıyla o dönemde bireysel olarak parasına para katan başkaları da olmuştu. Tabi yine tesadüfler sayesinde.
Daha sonraki yıllarda benzer tesadüfleri IMF’nin alacaklarını tahsil etmek için gönderilen yöneticiler zamanında da görmüştüm. Piyasaya para çıkacağı zamandan hemen önce yapılan açıklamalarla kurlar artmaya başlıyor, piyasaya para çıktığı gün öğleden sonra yapılan açıklamalarla düşüyordu. Tabi yine tesadüfen. O dönemde sadece izlemek zorunda kalmıştım. Bu sayede devletin IMF’ye borcu büyük oranda kapatıldı. 2002 yılından sonra böyle tesadüflerle karşılaştık mı, bilemiyorum.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Yüce Uyanık
Kazandıran tesadüfler
Ülkenin gündemi her gün yeni bir konu ile meşgul edilirken, yangınlarla içimiz yanarken suya sabuna dokunmadan yazı yazmak hiç kolay değil, ama yine de deneyeceğim. Sizlere daha önce rüya ve film anlatmıştım, bu kez de 1994 yılından anı yazacağım.
O yıl bir faktoring şirketinde pazarlama grup müdürü idim. Piyasaları Reuters ekranlarından takip edebiliyorduk. Olabilecek bazı şeyleri öngörmek, konuyu iyi analiz edenler için mümkündü. 24 Mart 1994 günü sabah saat 8:30’da koşarak bankaya maaşımı çekmeye gittiğimi ve bütün param ile 24.100 TL’den dolar aldığımı hatırlıyorum. Arkasından 5 Nisan kararları açıklandı. 7 Nisan günü dolarlarımı 37.500TL’den satmıştım. Bir gün önce satsam 39.500TL’den satacaktım.
O yıl benim için çok verimli olmuştu. Bir yıl öncesinde almış olduğum evin iç tefrişatını sadece maaşım ile alıp sattığım dolarlar sayesinde yapabilmiştim. Tabi ki tesadüfler neticesinde.
Ekranlarda sürekli olarak “Para piyasaları nakit akış tablosu” yayınlanıyordu. Ben de hazine bonolarından geri dönüş olacağı (piyasaya TL verileceği) zamanlara birkaç gün kala döviz alıyor, piyasaya para çıktığı gün saat 11:00 gibi de satıyordum. Hatta aylık takvim yapıyor, ne zaman döviz alınıp ne zaman satılması gerektiğini dostlarımla da paylaşıyordum. Tabi tamamen tesadüf eseri zamanın başbakanı veya iki bakanından birisi tam da benim döviz almamdan sonra bir açıklama yapıyordu ve piyasada tepki olarak döviz artıyordu. Doğal olarak döviz artarken TL parası geri dönen yatırımcı, artmakta olan dolara parasını çeviriyor, TL çıkışı yapılan gün saat 11:00’de maksimum kura ulaşılıyor ve yine tesadüfen, aynı kişilerden birisinin saat 15:00 civarında yaptığı bir başka açıklama ile kurlar tekrar düşüyordu.
1994 aşağı yukarı bu şekilde geçti ve 14.500TL ile yıla başlayan dolar kuru 42.000TL leri Nisanda gördükten sonra yılı 29.000TL lerde kapattı. Kriz döneminde işler durgun geçmişti ama ben iyi para kazanmıştım. Anladığım kadarıyla o dönemde bireysel olarak parasına para katan başkaları da olmuştu. Tabi yine tesadüfler sayesinde.
Daha sonraki yıllarda benzer tesadüfleri IMF’nin alacaklarını tahsil etmek için gönderilen yöneticiler zamanında da görmüştüm. Piyasaya para çıkacağı zamandan hemen önce yapılan açıklamalarla kurlar artmaya başlıyor, piyasaya para çıktığı gün öğleden sonra yapılan açıklamalarla düşüyordu. Tabi yine tesadüfen. O dönemde sadece izlemek zorunda kalmıştım. Bu sayede devletin IMF’ye borcu büyük oranda kapatıldı. 2002 yılından sonra böyle tesadüflerle karşılaştık mı, bilemiyorum.