SON DAKİKA
Hava Durumu

Huzur ekranda

Yazının Giriş Tarihi: 21.02.2024 12:26
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.02.2024 12:26

Günlerdir düşünüp duruyorum, “Gerçekten neler yaşıyoruz?” diye. İşin enteresan yanı düşündükçe kendimi daha kötü hissediyorum. Halbuki ne için yaşıyoruz? İyi hissetmek için. Demek ki bir değişiklik yapmam ve daha az ya da farklı şeyler düşünmem gerekiyor.

Şubat ayı artık büyük deprem ile anılacak. Hayatını kaybeden elli binin üzerinde, belki de kimilerinin ağzından kaçırdığı gibi yüz otuz bin kişiyi tekrar rahmetle anıyoruz.

Kimi insanlar var iyidirler. Onlara güvenir ve hiçbir kötülük beklemezsiniz. Kimi insanlar var gerçekten içleri, ruhları kötüdür. Onlara güvenmez ama söylediklerinin tersine inanırsınız. Tavsiye ederim, hakikaten tutarlı sonuçlara varabilirsiniz. Ama en kötüsü minicik kişisel çıkarları için ruhlarını satmaya hazır ve ne zaman ne yapacağı öngörülemeyen yanar döner kişilerdir.

Onlar için sadece kendi çıkarları var. Ne vatan ne millet ne de insanlık umurlarında. Bu kişilerin ortak özelliklerinden birisi de kendilerini diğer herkesten daha akıllı zannetmeleri, böylece diğerlerinin zekalarını küçümseyerek her olaya bir kulp takmaya çalışmaları.

O kadar yoruldum ki;

  • Sivil Havacılık yönetmeliğini hiçe sayarak kafasına göre kuralları dayatan havayolu şirketlerinden,                    
  • Borçlar Kanunu’nu hiçe sayarak kafasına göre uygulamalar yapan iletişim operatörlerinden                    
  • Sana bozuk malın gönderilmesine göz yumup, iadenin kargo ücretini sana ödetip kendi hizmet ücretlerini iade etmeyen ikinci el sitelerinin çevirdikleri dolaplardan,                    
  • Devletin en önemli kurumlarının sitelerini kopyalayıp insanları dolandırmaya çalışanlardan,                    
  • Tanım ezberletmeyi üniversite hocalığı sananlardan,                    
  • Kendi koyduğu kanunları tanımayanlardan,                    
  • Senelerdir teminatını artırmayıp ama primini her yıl döviz bazında 0 civarında artıran sigortacılardan,                    
  • Seçimi kazanacağız diye milleti kandırıp seçim kaybetmek için ne gerekiyorsa yapanlardan,                    
  • Halkın parasını sonuna kadar emip halka adeta sadaka verenlerden,                    
  • Her yaz gözlerimiz önünde yangınlarla ormanların yok edilmesinden,                    
  • Görev alırken ayrımcılık yapmayacağım diye namus ve şeref üzerine ant içenlerin ayrımcılıklarından,                    
  • Yazın üç kuruşluk teknesinde yaşamaya çalışanlara yolunacak tavuk gibi bakılmasından,                    
  • Arabasına çakar benzeri ilaveler yapmanın veya önemli birilerini tanıyor olmanın kendilerini diğerlerinden daha üstün insan yaptığını zannedenlerden,                    
  • Kümes gibi evleri iki emekli maaşına kiraya vermeye çalışanlardan,                    
  • Yazlık yerine kıt kanaat bir tekne (yat) alabilen emeklileri Karun kadar zengin, aldıkları mazotu vergisiz zanneden, o garipleri nasıl yolarım diye düşünenlerden,                    
  • Turistik uzay seyahatlerini bilimsel gelişme sayanlardan,                    
  • Kendisini geliştirmek ve insanlığa hizmet için hiçbir şey yapmayıp bütün insanların kendisine hizmet etmesini ve kendisi yerine düşünmesini bekleyenlerden,                    
  • Televizyona çıktığı için her şeyi bildiğini zannedenlerden,                    
  • Dünyanın en değerli şeyi olan insan hayatını hiçe sayıp cinayet işleyenlerden veya insanları göz göre göre ölüme gönderenlerden,                    
  • İhmal kaynaklı iş kazası ve deprem kayıplarını kaderin bir parçası olarak lanse edenlerden,                    
  • Göz göre göre ülke ekonomisini uçurumdan yuvarlayanlardan,                    
  • Özel sektör başarılarını devlet adamı reklamında kullananlardan,                    
  • Mecburmuşum gibi bu konular benzeri onlarcasını düşünmekten ve bütün bu ahval ve şerait içerisinde artık hiç değilse ailemi ve çevremi nasıl koruyabilirim diye yöntemler aramaktan… Çok yoruldum ve mutsuz oldum.

Yaşasın! Sonunda buldum. Aslında nüfusun çoğunluğunun akıl ve ruh sağlığını nasıl koruyabildiğini de anladım. Bu konuda çok büyük emeği olan özellikle bir televizyon (yarışma) kanalını ve kimsenin desteği olmadan tek başına bunu başardığını zannettiğim sahibini kutluyorum.

Biliyorsunuzdur insan aynı anda olan binlerce farklı olayı görür, duyar, algılar ama sadece o sırada bilinci ile proses edebildikleri ile ilgili düşünebilir. Bilinçaltı veya bilinçdışı da algılanan her şeyi bir hard disk gibi kaydeder ve insanın paradigma (bakış açısı) oluşumuna etki eder. Dolayısıyla bir evde televizyon 24 saat açık ise o sırada televizyonda olup biten her şeyin o ortamdakilerin bilinçaltlarına etkisi muhakkak olacaktır. Yani televizyonun toplulukları etkilemede önemi çok büyük.

Çok kızardım sürekli televizyon seyredenlere. ““Şu anda zamanımı en verimli şekilde kullanabiliyor muyum?” diye sorun kendinize, boş zamanınızı kendinize ve insanlığa katkısı olacak işler yaparak ortadan kaldırın, ülke ancak böyle kurtulur” derdim eskiden. Ve elbette manipüle edildiklerine ve buna izin vermemeleri gerektiğine inanırdım. Tabi bir işe yaramazdı söylediklerim, bir de kızarlardı bana.

Artık ben de Nagehan ile Nefise’nin Aleyna’ya yaptıklarını, Yunus Emre ile Poyraz’ın neden kavga ettiklerini merak eder derecede televizyon izleyicisi oldum. O kadar güzel ki, akşam saat sekizde bir önceki günün özeti veriliyor. Dokuz olunca o günün yarışmaları başlıyor. Gelecekte olacaklar çok kısa özet şeklinde en az on kere veriliyor. “Ne olur ne olmaz, bir kerede bu halk anlamaz” diye düşünüyorlar sanırım. Neticede güzel yarışmalar oluyor, harika kavgalar çıkıyor, keyif ve merakla izliyoruz. Tüm duyguları, sevinç, üzüntü, hırs hepsini yaşatıyorlar, hem de koca bir sezon boyunca, daha ne olsun. Gece yarısına yakın bitiyor. Uykun geliyor yatıyorsun. Ertesi gün bir önceki günü yorumluyorlar uzmanlar. “Kim kime neden ne yaptı da ne olabilir şimdi” falan… Ben akşamları izleyebildiğim için yorumlara pek zaman ayıramıyorum. Yemek programı giriyor araya. Orada da son derece görgülü ve terbiyeli hanımlar beyler bizlerin kültürel gelişimimize katkılar sağlayacak görüşmeler yapıyorlar ve söylenene göre yemek yapmayı öğretiyorlar. Yok yine bir sezon süren şefli yarışma başka, ondan bahsetmiyorum. Akşam da her zamanki akış devam ediyor.

Diğer televizyon kanallarında da yarışma değil diziler var. Yine ilk olarak bir önceki hafta yayınlanan 2,5 saatlik bölümün herhalde sadece aralardaki bakışmalarla geçen gerilim müzikli süreler atılarak kalan bir saatlik özeti oluyor. Yani hiçbir konuşmayı kaçırmıyorsunuz. 21:00’den 23:45’e kadar dizi ve en sevdiğim bölüm “Dizi reklamlardan sonra devam edecek” kısmı geliyor. Yarım saat kadar reklamdan sonra son kısım biraz geri alınarak tekrar aynı noktaya geliş veeee “Dizi reklamlardan sonra devam edecek”. Herhalde izleyenlerin istatiksel olarak yarısı devam edeceğine inanarak bekliyordur. Ya da izleyiciyi yanlış yorumluyorlar. Ama yanılacaklarını sanmıyorum çünkü bu yöntemlerin arkasında dünya çapında sosyolog ve psikologlar olduğunu tahmin ediyorum. Bırakın dizileri, ana haberlerde bile aynı taktik var.

Son bir haftadır akşamları televizyon seyrediyorum. Tek kanal yetiyor. Henüz bizim dizileri tam olarak seyretmeye başlamadım. Ne haberlere bakıyorum ne de enflasyonmuş, dış ticaret açığıymış falan düşünüyorum. Artık “anayasasız bir ülke olursak ne olur?” falan diye de düşünmüyorum.

Zaman zaman güç savaşlarında, daha yetkili olan kişi kendi kuvvetini göstermek ve diğerini uyarmak için onun elemanını işten atar ya, sanki ekonomi yönetiminde benzer bir şey yaşandı, onu bile takip etmedim.

Ne kadar rahatladı kafam anlatamam. Bir yıl böyle televizyon seyretsem muhtemelen artık yazı yazacak, kelimeleri bir araya getirebilecek kadar düşünemeyebilirim ama ben de her akşam (daha sonra dövmeden önce) dizimi seyredip inanılmaz huzurlu olabilirim.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Ekometre En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.