Türkiye faktoringi ne kadar tanıyor? Özellikle ihracat faktoringini… 1988 yılında ilk faktoring işlemleri Türkiye’de yapılmaya başlandığında ihracatçılardan “Factory mi ne fabrikası?”, “Yeni bir bilgisayar programı mı?” gibi sorular alırdık.
Daha sonra yurtiçi faktoring işlemleri başladıktan sonra bizler de dünyadaki birkaç ülkede olduğu gibi bu işlemi olduğundan farklı tanıdık ve tanıttık, şimdi ise neredeyse ismini değiştirecek duruma geldik.
Pekiyi gerçekte faktoring ne? İhracata etkisi ne? İslami faktoring olur mu?
Diyelim ki ihracatçısınız ve yeni pazarlara girmek ve/veya mevcut pazarda iş hacminizi artırmak istiyorsunuz. Müşterilerinize taviz vermeden bunu yapma şansınız çok az. Peşin satışlarınızı vadeliye çevireceksiniz veya, yeni müşteri arıyorsanız vadeli ve açık hesap satmaya razı geleceksiniz. Bu riski alabilmeniz sadece faktoring ile mümkün. Zira ihracat faktoringi tek anlaşmada ihracatçıya hem %100 güvenceli hem de peşin satış imkanı verirken, alıcının da aynı zamanda vadeli ve açık hesap almasını sağlıyor. Yani her iki tarafın da talepleri yerine geldiği için hiç yapılamayacak satışlar yapılabilir hale geliyor. İşlem hacimleri ve karlar artıyor. Büyüme gerçekleşiyor. Birim ihracatçının işlem hacmi arttığında ülkenin toplam ihracatı da artıyor. Halbuki “faktoring” dendiğinde aklınıza bu mu geliyor? Problem faktoringin doğru anlaşılmamış olmasında.
Dünyada yeni bir trend, faktoring ile ilgili yanlış yorumları ortadan kaldıracak gibi. Her ne kadar 2003 yılındaki bir yazımızda buna değinmiş olsak da son birkaç yıldır bazı İslam ülkelerinde başlayan faktoring işlemleri bu enstrümanın daha doğru anlaşılabilmesini sağlayacak gibi görünüyor.
Faktoring Malezya’da “Bay Al Dayn” (borç satımı), Dubai’de “teverruk” (vadeli alıp peşin satma), Türkiye’de de farklı bir isimle “murabaha” bazlı olarak İslami kurallara uygun şekilde gerçekleştiriliyor. Finansmanın faktoringin tali bir hizmeti olması ve kredi kartı işlemlerinde olduğu gibi faktoring finansmanının kredi değil ödenmesi gereken paranın erken verilmesine dayanması nedeniyle faktoring İslami kurallarla zaten örtüşmekte olan bir sistem. Dünyanın en büyük faktörler zinciri FCI, 2018’deki genel kurulunda İslami Uluslararası Faktoring ile ilgili ek sözleşmeyi kabul etti ve tüm dünyada kullanıma sundu. İslami finansın önemli kurumlarından birisi olan ITFC de bu yıl FCI ile uluslararası İslami faktoring işlemlerine yönelik işbirliği anlaşması imzaladı. Türkiye’den bir katılım bankası da bu kapsamda FCI’a üye oldu bile. Bu sözleşme İslam ülkeleri ile diğer ülkelerin ticaret hacminin önemli ölçüde olumlu etkilenmesini sağlayacak gibi görünüyor.
Türkiye’nin önemli ölçüde dış satıma ihtiyacı var. Elimizin altında katma değerli ihracatımızı artıracak çok değerli bir enstrüman var. Tek eksiğimiz bu enstrümanı yanlış tanıyor olmamız, okumamamız, araştırmamamız.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Yüce Uyanık
‘Faktoring’i ne kadar tanıyorsunuz?
Türkiye faktoringi ne kadar tanıyor? Özellikle ihracat faktoringini… 1988 yılında ilk faktoring işlemleri Türkiye’de yapılmaya başlandığında ihracatçılardan “Factory mi ne fabrikası?”, “Yeni bir bilgisayar programı mı?” gibi sorular alırdık.
Daha sonra yurtiçi faktoring işlemleri başladıktan sonra bizler de dünyadaki birkaç ülkede olduğu gibi bu işlemi olduğundan farklı tanıdık ve tanıttık, şimdi ise neredeyse ismini değiştirecek duruma geldik.
Pekiyi gerçekte faktoring ne? İhracata etkisi ne? İslami faktoring olur mu?
Diyelim ki ihracatçısınız ve yeni pazarlara girmek ve/veya mevcut pazarda iş hacminizi artırmak istiyorsunuz. Müşterilerinize taviz vermeden bunu yapma şansınız çok az. Peşin satışlarınızı vadeliye çevireceksiniz veya, yeni müşteri arıyorsanız vadeli ve açık hesap satmaya razı geleceksiniz. Bu riski alabilmeniz sadece faktoring ile mümkün. Zira ihracat faktoringi tek anlaşmada ihracatçıya hem %100 güvenceli hem de peşin satış imkanı verirken, alıcının da aynı zamanda vadeli ve açık hesap almasını sağlıyor. Yani her iki tarafın da talepleri yerine geldiği için hiç yapılamayacak satışlar yapılabilir hale geliyor. İşlem hacimleri ve karlar artıyor. Büyüme gerçekleşiyor. Birim ihracatçının işlem hacmi arttığında ülkenin toplam ihracatı da artıyor. Halbuki “faktoring” dendiğinde aklınıza bu mu geliyor? Problem faktoringin doğru anlaşılmamış olmasında.
Dünyada yeni bir trend, faktoring ile ilgili yanlış yorumları ortadan kaldıracak gibi. Her ne kadar 2003 yılındaki bir yazımızda buna değinmiş olsak da son birkaç yıldır bazı İslam ülkelerinde başlayan faktoring işlemleri bu enstrümanın daha doğru anlaşılabilmesini sağlayacak gibi görünüyor.
Faktoring Malezya’da “Bay Al Dayn” (borç satımı), Dubai’de “teverruk” (vadeli alıp peşin satma), Türkiye’de de farklı bir isimle “murabaha” bazlı olarak İslami kurallara uygun şekilde gerçekleştiriliyor. Finansmanın faktoringin tali bir hizmeti olması ve kredi kartı işlemlerinde olduğu gibi faktoring finansmanının kredi değil ödenmesi gereken paranın erken verilmesine dayanması nedeniyle faktoring İslami kurallarla zaten örtüşmekte olan bir sistem. Dünyanın en büyük faktörler zinciri FCI, 2018’deki genel kurulunda İslami Uluslararası Faktoring ile ilgili ek sözleşmeyi kabul etti ve tüm dünyada kullanıma sundu. İslami finansın önemli kurumlarından birisi olan ITFC de bu yıl FCI ile uluslararası İslami faktoring işlemlerine yönelik işbirliği anlaşması imzaladı. Türkiye’den bir katılım bankası da bu kapsamda FCI’a üye oldu bile. Bu sözleşme İslam ülkeleri ile diğer ülkelerin ticaret hacminin önemli ölçüde olumlu etkilenmesini sağlayacak gibi görünüyor.
Türkiye’nin önemli ölçüde dış satıma ihtiyacı var. Elimizin altında katma değerli ihracatımızı artıracak çok değerli bir enstrüman var. Tek eksiğimiz bu enstrümanı yanlış tanıyor olmamız, okumamamız, araştırmamamız.