SON DAKİKA
Hava Durumu

Bir diplomanın düşündürdükleri

Yazının Giriş Tarihi: 18.06.2025 12:46
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.06.2025 12:47

Uzun zamandır faktoring konusunda yazmıyordum. Geçtiğimiz günlerde gurur duymamızı sağlayacak bir durumu yaşadık. Taşkent’te IFC, FCI ve Özbek Merkez Bankası tarafından düzenlenen bir seminerde iki gün boyunca konuşmacı olarak rol aldım. Karşımızdaki kişiler Özbekistan’ın ve Tacikistan’ın önde gelen bankalarının üst düzey yöneticileri ve temsilcileriydi. Bankacılık ve finansal kurumlardan sorumlu Merkez Bankası guvernör yardımcısı da seminerin en önemli katılımcılarından ve destekçisi oldu.

Merkezi Amsterdam’da bulunan 90 kadar ülkede 400 civarında kuruluşun üye olduğu FCI’ı Özbekistan’da üç Türk temsil ettik. Eğitim direktörü, Strateji ve Pazarlama direktörü ve eğitmen olarak da bendeniz Hukuk Komitesi üyesi…

Türkiye faktoring konusunda bugün olduğu yerine genellikle kişisel çabalar ile bu kadar zamanda geldi. Elbette özellikle geri dönüşsüz uluslararası faktoringin bir kredi olmadığı, muhasebesinin doğru tutulması gerektiği, islami kurallara çok uygun olmasının zaten onu “para satışı” enstrümanlarından kalın çizgilerle ayırmakta olduğunu, ulusal düzenlemelerin de bu kapsamda yapılması gerektiğini dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştık. Türkiye’de çok uzun zamandır uğraşıp anlatamadığımız pek çok şeyi de anlamalarını sağladık. Gurur duyduk. Artık faktoringin sadece finansmandan ibaret olmadığını, finansmanın faktoringin isteğe bağlı bir ürünü olduğunu, özellikle durgunluk ve kriz dönemlerinde faktoringin önemli oranda ihracatın artmasına katkı sağladığını ve uluslararası faktoringin devlet tarafından özellikle desteklenmesi gerektiğini net bir şekilde biliyorlar.

Aldığımız övgüler ve özellikle seminer sonrası gösterdikleri misafirperverlik de ruhumuzu okşadı.

Geçtiğimiz günlerde bir gelişme daha oldu. Olası iptallere karşı artık bir diplomam daha var. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesinin dört yıl süreli Uluslararası Ticaret ve Lojistik Yönetimi Bölümünü bitirdim.

2019 yılında, daha o zaman Işık Üniversitesinde uluslararası ticaret üzerine eğitimler verirken karar vermiş ve girmiştim bu ikinci üniversiteye. Birkaç amacım vardı.

Birincisi öğrenmek hoşuma gidiyordu ve alaylı olarak öğrendiğim ve iyi öğrendiğim için çok uzun süredir derslerini verdiğim için bu konuların üniversite öğrencilerine özellikle açık öğretimde nasıl anlatıldığını merak ediyordum. İkincisi elbette detayda pek çok noktada öğrenmem gereken ilave bilgiler olacaktı ve onları öğrenecektim, özellikle tedarik zinciri ve lojistik konularında… Ve öğrenciyim demenin güzelliği ve pasonun getirdiği haklar da caba…

Birkaç kez farklı hocaların derslerini videolardan izlemek istedim. Yapamadım. Metni okuyorlardı, anlatmıyorlardı ve onu ben de becerebilirdim. Kitapların içerisindeki ünite sonu alıştırma sorularının içerisinde pek çok yanlış vardı. Oradaki yanlış soru ve yanıt, yani kitaptaki bilgiyle uyuşmayan, benim için yanlış olan değil, güvenilirliği sarsıyordu, oradan da çalışamaz oldum. En az beştir ama tam olarak kaç kez olduğunu hatırlamıyorum, kitabın o bölümünü hangi hoca yazdı ise bulup sorularımı ve eleştirilerimi email ile hocaya doğrudan ilettim. Zaten ulaşabilmek için başka seçenek yok, üzerine gittiğimde sadece bir tanesi nihayet ikinci mesajıma cevap verdi, o da sorunun yanıtı değildi. Örneğin içerisinde faktoring geçen neredeyse hiçbir konudaki bilgi tam olarak doğru değildi. Hocalar sorulara cevap da vermiyorlardı.

Açık öğretimde, alışılanın aksine, bazı derslerde 60-70 ortalama ile AA alabiliyorsunuz. Pandemi döneminde sınavlar online iken 90 küsür ortalamalı bir dersimden BA gibi, yani üçüncü en yüksek notu aldığımdan itibaren bir süre kayıt yenilemedim, yenilediklerimde de online sınava girmedim. Sebebi bellidir diye düşünüyorum. Online sınav beceriklilere iyi, bana kendimi kötü hissettirecekti.

Sonra sınavlar normale döndüğünde kayıt yenilemeye ve sınavlara gitmeye devam ettim. Tabi arayı kapatabilmek için üç dönemde yedişer ders vermem gerekiyordu. Sorun olmadı.

Şimdi sınavların hazırlanışına gelelim. Her dersin iki sınavı oluyor açık öğretimde. 20 soru 30 dakika. Genelde her bir sınav 10-15 dakika sürüyor. Beş seçenekli çoktan seçmeli sorular var.

Yanlış cevap verirseniz 5 değil 6.25 puanınız gidiyor dört yanlış bir doğruyu götürdüğü için. Kitapta gruplanan konuları ezberlemek zorundasınız. Mesela şunun benzeri bir soru ile karşılaşabiliyorsunuz. “Planlamanın ilk aşaması nedir?” Beklenen yanıt “Planlama yapmaya karar vermek” gibi bir şey oluyor. Tabi bunun planlama konusunu öğrenmeye ne kadar katkı sağladığı çok açık değil. Kitapta verilen terminoloji ve tanımları iyi ezberlemeniz gerekiyor. Çok önemli kavramlar da olsa isteneni madde medde ezberlemedi iseniz yanlış yapıyor ve kaybediyorsunuz. Ezber, konu bütünlüğünden ayırıyor sizi. Bir de yine ezberlemek zorunda olduğunuz tarihler var. Örneğin, Türkiye GATT’a kaç yılında dahil olmuş. Dünyanın ilk lojistik üssü nerede ne zaman kurulmuş. En büyük liman nerede imiş. Lojistik ne yapar, nasıl yapar, biz bu bilgileri nasıl kullanarak birtakım yorumlar yapabiliriz gibi üniversitenin gerçek amacına uygun sorular nerede? Allah için arada yine de birkaç tane yorumla bulunabilecek sorular çıkıyor. İyi bildiğime inandığım Tedarik Zinciri Yönetimi dersinin final sınavından çıktığımda kalacağım zannetmiştim. Ama 50 ortalama ile BA aldım. Demek ki herkesin sınavları çok başarısız geçmiş. Hayatım bu konularla geçmesine rağmen ezberciliğim olmadığı için böyle oldu işte.

“Peki nasıl başardın da mezun oldun?” diye sormayın. 35’in üzerinde ortalamanız varsa hiçbir dersten kalmıyorsunuz. Her şeyi ezberlemek zor olacaksa ki benim için imkansız, eski çıkmış sınav sorularını çözmeniz ve doğru cevapları ezberlemeniz gerekiyor. En az 10 soru eskilerden çıkıyor. Bir de dördü konuyla çok alakasız bir tanesi ilgili yanıtları olan sorular oluyor. Beş yanıtı okuyorsunuz mantıklı olan tek yanıt sorunun cevabı oluyor. Soru içeriği ne olursa olsun, mantıklı yanıtı seçin bitsin.

Ne oldu? 4 üzerinden 222 kredide 3.66 ile mezun oldunuz. Şimdi siz Uluslararası Ticaret ve Lojistik uzmanı zannediyorsunuz kendinizi yeterince genç ve deneyimsiz iseniz. Kapı gibi diplomanız var. İş başvurusu yapıyorsunuz. Açık öğretimi bilen sizi çağırmıyor bile. Siz de öte yandan başka konuları düşünmüyorsunuz bile. Birileri beklentinize göre çok düşük profilli bambaşka bir iş teklif ediyor, beğenmiyor istemiyorsunuz. Sonra da “Gençler iş beğenmiyor, yoksa işsizlik olmazdı” deniyor. Acaba kim haklı?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Ekometre En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.