SON DAKİKA
Hava Durumu

Yeni normalde yeni bankacılık

Yazının Giriş Tarihi: 20.06.2020 17:20
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.06.2020 17:20

Yeni normale geçtiğimiz şu günlerde, bankacılık sektörü de kendi dönüşümünü yaşıyor. Gerek Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun kararları, gerek kredi paketlerinin peşpeşeliği, gerekse de bankaların iş yapış şekilleri yeni normale uyum sağlama çabaları olarak karşımıza çıkıyor. Özel bankaların birçoğu şube personellerini iki ya da üç gruba ayırıp, ‘riski dağıtma’ yolunu seçtiler. Bir kısım personel şubede görev alırken, bir kısmı evden çalışma modelinde devam ediyor. Birkaç haftalık periyotlarla yer değiştirip devridaim sistemini uyguluyorlar.

 

Son günlerde duyurulan ve hayata geçirilen bazı yasal düzenlemeler ve stratejik hamlelere göz atalım.

 

1-) Aktif Rasyo’sunda Revize

 

Aktif Rasyosu birkaç ay önce BDDK’nin bankalara gönderdiği yeni bir uygulama-izleme metodunun adıdır. Bu rasyo ile BDDK bankalara şunu söylemektedir. Topladığın mevduatları krediye dönüştür, piyasayı canlandır. Oluşturduğu formüle uymayan bankaları da cezai işlem ile karşı karşıya kalacakları yönünde uyarmaktadır.  Kamu bankaları özel bankalara göre nispeten daha yukarda bir orana sahip oldukları için, aslında hedef özel bankaların kredi musluğunu açmasına yönelikti. Uygulama başladı, sonrasında hemen formülde revize yapıldı. Çünkü bankalar ‘kısa vadeli’ kredi kullandırarak göstermelik uyum sergilemişlerdi. Ardından gelen revize ile çok kısa vadeli olan kredileri formülasyonda  hesaba katmıyoruz mesajı verildi. Aslında deneme yanılma yoluyla kredi akışı sağlanmaya çalışılıyor. Böyle olunca özel bankalar mevduat toplama noktasında agresif davranmama yolunu seçiyorlar. Özel bankaların gecelik mevduat faizleri (o/n faiz) dip yapmış durumda... Bir bakıma özel bankalardan kamu bankalarına mevduat  kayışına şahitlik ettiğimiz bir dönemi yaşıyoruz. Bankalar aktif rasyosuna uyum sağlamak için kredi vermenin yanında, devlet tahvillerine de ilgiyi arttırmak zorunda kalıyorlar. Yani toplanan mevduat mümkün oldukça ‘ring’ uygulamasına tabi tutuluyor. Bugün için problem yok. Kredibilitesi çok çok kötü olmayan her şirket krediye ulaşabiliyor. Birkaç sene sonra kredi batık oranları ile bu sistemin ne getirip, ne götürdüğünü daha iyi analiz edebiliriz.

 

 

 

 

2- Kambiyo Vergisinde Yeni Oran

Tam olarak bir yıl önce ‘döviz satış’ işlemlerine binde 1 oranında kambiyo vergisi gelmişti. (Döviz satış işlemi = Gerçek ya da tüzel kişilerin TL verip Döviz alması) Sonrasında bu oran binde 2’ye şimdi de %1’e yükseltildi. Oranın artacağını önceki yazılarımızda belirtmiştik.

Sanayi belgesi olanlar, ihracat yapan şirketler vb. için muafiyet söz konusudur. Dolayısıyla dövizle ‘işi’ olanları etkileyen bir uygulama değildir. Dövizi al-sat yapıp para kazanma niyetinde olanları bir kere daha düşünmeye sevk edecek bir vergi türüdür. Bu açıdan bakıldığında olumlu olarak değerlendiriyoruz. Spekülasyon amaçlı hamlelerin önüne geçmek adına atılmış doğru bir adımdır. Bu uygulamayı ‘piyasaya müdahale’ olarak değerlendiren görüşlere, evet müdahaledir ama ‘piyasadaki spekülatif amaçlı işlemleri önleme müdahalesidir’ şeklinde cevap vermemiz en doğrusu olacaktır.

 

3- Yeni Kredi Paketleri

 

Özellikle konut ve taşıt kredisinde sunulan düşük faiz oranları, piyasayı hareketlendirmiş durumda. Konut kredilerinde ‘sıfır’ konutlar için %0,64, ikinci el konutlar için %0,74 faiz oranı kredi kullanmayı düşünenler için fırsat oluşturdu. Geri ödemesiz dönem ve vadenin uzunluğu dikkat çekici diğer noktalar oldu. Fakat özellikle ikinci el konutlarda ani fiyat artışları bir bakıma fırsatçılık olarak değerlendirilebilir. Böyle bir manzara karşısında acaba faiz oranlarındaki indirimin sadece ‘sıfır’ konutlarda mı uygulansaydı, ikinci el konutlarda yapılmasa mıydı diye içimizden geçirmiyor değiliz.

Aslında bu kredi paketlerinde en çok dikkatimizi çeken ‘tatil kredisi’ paketi oldu. 36 aya varan tatil kredisini pek de rantabl bulmadığımızı belirtmek isterim. Hizmet sektöründe oluşacak bir harcamanın 3 yıl gibi bir zamana yayılması, tatiliniz bittikten yıllar sonra dahi o tatilin borcunu ödüyor olmak pek mantıklı gelmiyor. Hatta dost meclisinde şöyle bir espri yapmıştım. ‘Bankalar bu krediyi özellikle çıkarttılar, başvuran kişileri belirleyip onlara bir daha ne kredi, ne de kredi kartı verirler!… ‘ Tabi ki bu sadece olayın latife boyutudur. Herkes kendi bütçesine göre projeksiyonunu seçenekler doğrultusunda yapabilir.

 

Sonuç olarak, harcama yönlü ekonomik model hız kazanmış gibi görünüyor. Üretim sektörüne verilen teşvikler de istihdamı koruma/arttırma yönlü amaçları taşıyor. Bu zor dönemde atılan adımların kısa vadede olumlu etkilerini göreceğimizi düşünüyorum. Enflasyon ve işsizlik yatay gitse dahi bu dönemin başarılı olarak nitelendirilebileceği kanaatindeyim. ‘Katma değerli’ ve ‘Markalı’ ürün ihracatımızın arttırılması da gelecek yılların sigortası olacaktır.

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.