Bu ayki köşe yazımda ‘Sendikasyon Kredileri’ ile ilgili hazırladığım makalenin özetini paylaşmak istedim. Özellikle bankalar açısından önemli bir kaynak olan bu enstrümanın tüm özelliklerini analiz etmeye çalıştığım bu araştırma makaleme, 2024 yılında bankalarımızın kullandığı kredileri tutar ve faiz oranları ile sunarak başlamayı tercih ettim. Bu çalışmanın konuya ilgisi olan okurlarımıza faydalı olmasını temenni eder, keyifli okumalar dilerim.
Türkiyedeki Bankaların 2024 Yılında Sendikasyon Kredisi Kullanımı
Kullanım Tarihi
BANKA ADI
VADE
TUTAR USD
USD FAİZ
TUTAR EUR
EUR FAİZ
28.11.2024
QNB BANK A.Ş
734
USD 187.800.000,00
SOFR+ 2,25
EUR 107.500.000,00
EURIBOR+2,00
28.11.2024
QNB BANK A.Ş
1101
USD 68.000.000,00
SOFR+ 2,35
EUR 34.000.000,00
EURIBOR+2,10
28.11.2024
DENİZBANK A.Ş
367
USD 228.000.000,00
SOFR+ 1,75
EUR 314.346.666,67
EURIBOR+1,50
28.11.2024
DENİZBANK A.Ş
734
USD 289.500.000,00
SOFR+ 2,25
EUR 145.000.000,00
EURIBOR+2,00
26.11.2024
TÜRKİYE VAKIFLAR BANKASI T.A.O
367
USD 518.500.000,00
SOFR+ 1,75
EUR 331.400.000,00
EURIBOR+1,50
20.11.2024
T.İŞ BANKASI A.Ş
371
USD 584.500.000,00
SOFR+ 1,75
EUR 494.900.000,00
EURIBOR+1,50
12.11.2024
TÜRKİYE İHRACAT KREDİ BANKASI A.Ş
367
USD 297.000.000,00
açıklanmadı
EUR 297.000.000,00
açıklanmadı
7.11.2024
TÜRK EKONOMİ BANKASI A.Ş
367
USD 46.000.000,00
SOFR+ 1,75
EUR 248.000.000,00
EURIBOR+1,50
7.11.2024
TÜRK EKONOMİ BANKASI A.Ş
734
USD 66.000.000,00
SOFR+ 2,25
EUR 62.500.000,00
EURIBOR+2,00
5.11.2024
ŞEKERBANK A.Ş
1825
USD 160.000.000,00
açıklanmadı
YOK
YOK
25.10.2024
AKBANK T.A.Ş
367
USD 272.700.000,00
SOFR+ 1,75
EUR 254.100.000,00
EURIBOR+1,50
25.10.2024
AKBANK T.A.Ş
734
USD 159.500.000,00
SOFR+ 2,25
EUR 43.500.000,00
EURIBOR+2,00
17.07.2024
TÜRKİYE SINAİ KALKINMA BANKASI A.Ş
367
USD 48.600.000,00
açıklanmadı
EUR 129.700.000,00
açıklanmadı
12.06.2024
DENİZBANK A.Ş
367
USD 674.000.000,00
SOFR+ 2,50
EUR 215.500.000,00
EURIBOR+ 2,25
10.06.2024
T.İŞ BANKASI A.Ş
367
USD 442.000.000,00
SOFR+ 2,50
EUR 562.700.000,00
EURIBOR+ 2,25
6.06.2024
Türkiye Garanti Bankası A.Ş
367
USD 240.750.000,00
SOFR+ 2,50
EUR 178.600.000,00
EURIBOR+ 2,25
30.05.2024
YAPI VE KREDİ BANKASI A.Ş
367
USD 442.500.000,00
SOFR+ 2,50
EUR 454.500.000,00
EURIBOR+ 2,25
28.05.2024
QNB BANK A.Ş
367
USD 273.800.000,00
SOFR+ 2,50
EUR 116.000.000,00
EURIBOR+ 2,25
23.05.2024
TÜRKİYE İHRACAT KREDİ BANKASI A.Ş
367
USD 120.000.000,00
açıklanmadı
EUR 559.700.000,00
açıklanmadı
13.05.2024
TÜRKİYE VAKIFLAR BANKASI T.A.O
367
USD 361.000.000,00
SOFR+ 2,50
EUR 513.000.000,00
EURIBOR+ 2,25
17.04.2024
AKBANK T.A.Ş
367
USD 309.750.000,00
SOFR+ 2,50
EUR 267.000.000,00
EURIBOR+ 2,25
1.1 Sendikasyon Kredisinin Tanımı
Sendikasyon kelimesi; Fransızca temsilciler meclisi manasına gelen Syndicat kelimesinden türetilmiş olup, ayrıca Yunanca ’da beraber anlamına gelen ‘syn’ ve adalet anlamına gelen ‘dike’ kelimelerinin kökenine dayanır. Finansal literatürde ise; bir veya birden fazla banka tarafından ortak bir metin çerçevesinde ve belirli ortak şartlar kapsamında tek bir borçluya kullandırılan krediler olarak karşımıza çıkmaktadır (Çetintaş, 2008: 25).
Diğer kredi türlerinden farklı olarak, bu kredi türünde tutar yüksek olup, katılımcı bankalar üstlendikleri riskler boyutunda isimler almaktadır. Sırasıyla, ‘Lider Yönetici’, ‘Yönetici’, ‘Yardımcı Yönetici’, ‘Yönetici’ ünvanları ile sendikasyon kredisinin içinde yer bulurlar (Çalışkan, 2010: 10).
Kredinin vadesi genel olarak 3 ile 10 yıl arasında değişen ‘orta vadeli kredi’ olarak sınıflandırılabilir (Üçler, 2021: 45).
1.2 Sendikasyon Kredisinde Fiyatlama
Kredinin fiyatlaması; LIBOR/EURIBOR gibi oranların üzerine spread konularak belirlenir, kredi sözleşmesine kredi kullanımından önce eklenir. Böylece belirli vadelerde ödenecek faiz tutarı, spread sabit olsa da LIBOR/EURIBOR değiştikçe değişen oranlı kredi haline gelir (Güzel, 2021: 225).
Üç tür maliyet unsurundan bahsedilebilir. Birincisi; baz faiz denilen, LIBOR veya EURIBOR olarak adlandırılır. Vade sonunda veya belirli dönemlerde ödenir. İkincisi; marj (spread) olarak karşımıza çıkar. Baz faizin üzerine prim olarak yansıtılır. Üçüncü maliyet kalemi de masraf veya komisyonlar olarak oluşur. Bu üç unsur sendikasyon kredilerinin maliyet kalemlerini özetler (Sarıgül, 2015: 119).
Kredinin düzenlenme aşamasında, ortak girişime katılan bankaların aldıkları farklı isim altında ücretler ve sözleşmeye dair bazı şerhler yer alır. Düzenleme ücreti, tam yüklenim ücreti, katılım ücreti, acente ücreti, erken ödeme ücreti, taahhüt ücreti örnek olarak gösterilebilir. Tam yüklenim ücreti, krediyi sağlamayı taahhüt ettiği için ana banka bu ücrete hak kazanır. Katılım ücreti, sendikasyona katılan bankaların sürecin en başında talep ettikleri ücrettir. Operasyonel süreçleri yürüten banka, acentecilik ücreti talep eder. Erken ödeme ücreti; borçlunun vadeden önce krediyi kapatmak istemesi üzerine alınabilecek, sürecin başında belirtilen bir cezai şarttır. Taahhüt ücreti; tahsis edilen limitin borçlu tarafından tamamının kullanılmaması durumunda alınabilecek ücrettir. Çünkü bankalar, bu işlem için karşılık ayırmak zorunda kalabilir bu da ek bir maliyet kalemi olarak gündeme gelebilir (Pişkin, 2016: 9-10).
Nasıl ki, borç alanlar bazı yasal zorunlulukları yerine getirmek zorundaysalar, borç verenler de bazı şartları yerine getirmelilerdir. Sermaye yeterliliği bu şartların başında gelir. Sendikasyona katılan her bankanın büyüklüğü farklı olduğu için, yasal anlamda kredi büyüklüğü sınırlarına da takılabilirler. Borç veren kuruluşun sermaye yeterliliği ve kredi büyüklüğüne katılma sınırı her ülkenin yasal zorunluluklarına göre değişebilir (Kalloub ve Musabeh, 2020: 10)
1.3 Sendikasyon Kredilerinde Aranjör Bankanın Rolü
Sendikasyon kredilerinin banka tarafında iki tür bankadan söz edilebilir. Katılımcı bankalar ve katılımcı bankalarla borçlu arasındaki ilişkiyi düzenleyen aranjör banka olarak sınıflandırılabilir. Aranjör banka görüşmeler sonucunda bilgi paketi hazırlar ve hem borçluya hem katılımcı bankaya görüşmelerin geldiği noktayı raporlar. Aranjör banka oluşacak kredi tutarının tamamını garanti edebilir. Bir kısmını garanti ettiği sürecin adına ‘en iyi çaba’ ilkesi denir. Son olarak; borçlu sendikasyona katılacak bankaları kendisi seçerse aranjör banka sadece operasyonel yükü üstlenir. Bu türün maliyeti daha düşük olup, ‘kulüp kredisi’ olarak tanımlanır (Köksal ve Ardıyok, 2021: 49-50).
1.4 Bilgi Kitapçığının İçeriği ve Önemi
Sendikasyon kredilerinde teklif aşamasından önce borçlu ve lider banka, kredi talebinde bulunacak borçlu hakkında, borçluyu tanıtan bir bilgi kitapçığı hazırlar. Bu bilgi kitapçığı, şirketin tanıtımı açısından önemlidir. Sendikasyona katılacak olan bankalara talep ile birlikte bu kitapçık gönderilir ve böylece kreditörler şirket hakkında detaylı bilgiye sahip olurlar. Bilgi kitapçığının içeriğinde;
Şirketin tarihi Ortaklık yapısı Ana faaliyetleri ve iştirakleri Kredinin hangi amaçla kullanılacağı Bilanço ve karlılık analizleri yer alır (Yıldırım, 2005: 29).
Tablo 1.1 Sendikasyon Yapısı Örneği
Kaynak: (Pişkin, 2016: 14)
Tablo 1.1’de Sendikasyon kredisi bünyesindeki örnek yapıda, katılımcı bankalar finansmana katıldıkları tutar ve sorumluluk orantısında ücret/komisyon almaktadırlar.
1.5 Sendikasyon Kredilerinde Asimetrik Bilgi ve Risk Kavramı
Asimetrik bilgi, finans piyasalarında işlemin içinde olan taraflardan bir kısmının yeterli bilgiye sahipken, diğer kısmının daha az bilgiye sahip olması durumunu ifade eder (Otluoğlu, 2015: 26).
Sendikasyon kredilerinde bulunan üç taraf olan; borçlu, lider borç verenler ve katılımcı borç verenler arasında asimetrik bilgi durumu vardır. Borçlu, kendi durumunu diğer katılımcılardan çok daha iyi bilir. Lider borç verenler borçlu hakkında katılımcı borç verenlerden daha fazla bilgiye sahiptir. Katılımcı borç verenler bu durumunda farkında olup, borç tutarında lider borç veren bankaların daha fazla risk üstlenmelerini beklerler (Hu, 2015: 5-6).
Asimetrik bilgi kavramını belirsizlik kavramı ile, belirsizliği de risk kavramı ile ilişkilendirebiliriz. Ardı sıra birbirini izleyen bu kavramlar, sendikasyon kredisinin özellikle borç verenler tarafında şekillenmektedir.
Borç verenlerin, kredinin geri ödenmeme riski ve kredi organizasyonundaki konum riskleri vardır. Sendikasyon içinde ne kadar tutarlık bir işlemin sorumluluğunu alacakları riskin birinci boyutudur. İkinci boyut ise, sendikasyonda yer alacakları konumdur. Aranjör, lider banka mı olunacağı, yoksa sadece katılımcı banka olarak mı yer alınacağı konum riskini oluşturur (Köksal ve Ardıyok, 2021: 58).
1.6 Sendikasyon Kredi Türleri
Sendikasyon kredi türleri, kurumsal- ticari türleri ile benzerlik göstermektedir. En yaygın olanları; vadeli kredi, rotatif kredi, destek kredisi veya akreditif veya türev ürünler şeklinde kullandırılabilir. Proje finansmanı, dış ticaret finansmanı ve uçak-gemi finansmanı konularını da içerebilir (Kazdal, 2019:40). Borçlu taraf, geri ödemede kur risklerini azaltmak ya da önlemek için karma işlemler tarzında da sendikasyon kredisi kullanabilir. Bu tür karma işlem sendikasyon kredi türlerinin başında para takası ve faiz oranı takası gelir (Üçler, 2021:60)
1.7 Sendikasyon Kredilerinin Geri Ödenme Şekilleri
Sendikasyon kredileri geri ödeme şekillerine göre dörde ayrılır. Birinci amortismanlı kredilerdir. Bu krediler taksitli kredi mantığı ile işler. Her ay yapılan ödemeler, vade sonuna kadar devam eder, son taksit ödendiğinde borç kapanır. Tek ödemeli kredilerde, vade sonuna kadar herhangi bir ödeme yapılmaz. Tek kalemde ödeme yapılır ve borç kapanır. Balon ödemeli kredilerde, vadeye kadar taksitler halinde ödeme yapılsa da, bu taksitler vade sonunda ödenecek son taksitten çok daha küçüktürler. Kredi tutarının büyük bölümü vadede ödenmek şartıyla taksitli kredi denebilir. Son olarak, vadede nakit yerine şirket bonosu ya da tahvili ile ödenebilen kredi türü yer alır (Pişkin, 2016: 32-33).
İKİNCİ BÖLÜM
2.1 Sendikasyon Kredilerinin Tarihçesi
Sendikasyon kredilerinin ilk kullanımının tam olarak ne zaman olduğu bilinmese de literatürde 1968 İngiltere bankaları olduğu yer alır (Óskarsdóttir, 2018: 10).
19. yüzyılda Londra bankalarında görülme sıklığı artsa da sendikasyon kredilerinin asıl gelişimi 2. Dünya savaşı sonrası Amerika Birleşik Devletleri olmuştur. Büyük tutarlı orta vadeli kredileri tek başına veremeyen bankalar bu tür kredi çözümü ile riski dağıtmışlardır. Ayrıca ölçek olarak küçük olan bankalar her ne kadar o ülkelerde bulunmasalar da gelişmekte olan ülke pazarlarına sendikasyon kredileri vasıtasıyla girebilmişlerdir. İlk ivme 1971-1982 yılları arasında olmuş, Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkelerine finans kaynağı akmıştır (Ovadya, 2019: 20).
2.2 Dünyada Sendikasyon Kredileri
Sendikasyon kredileri içerisinde özellikle 2000’li yıllarda borç veren tarafında Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bankaların ağırlıkta olduğu görülmektedir. Loan Syndication and Trading Association’ın verilerine göre o dönemde ön plana çıkan bankalar; The Bank of NewYork, Bank of America, Citibank, Lehman Brothers, J.P Morgan, Merrill Lynch gelmektedir (Yılmaz, 2003: 150).
Sendikasyon kredilerinin Avrupa’daki gelişimi 1960’dan sonra dikkat çekmeye başlamıştır. Avusturya için Bankers Trust’ın hazırladığı kredi paketi, Avrupa’daki ilk sendikasyon kredisi olarak literatüre girmiştir. 1980’li yıllarda bu tür kredinin kullanımı artmış olup 1980 yılında toplam 88 Milyar USD olan hacim, 1989 yılında 568 Milyar USD seviyesine ulaşmıştır (Bayar ve Başar, 1999: 22-23).
1970’li yıllarda daha çok devletlerin kullandığı bir kredi türü olan sendikasyon kredileri, 1980’lerde Meksika Krizinin olduğu dönemde kredi riskinin çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerdeydi.
1970’lerden sonra birçok Amerikan Bankası, Avrupa’da şube açmış ve o pazara dahil olmuştur. İştirak bankalarının kurulması sendikasyon kredi organizasyonunu genişletmiştir. Bu dönemde İngiliz ve Amerikan bankaları öncü durumdaydı. İlk dönemlerde sendikasyon kredileri piyasaya açıklanmayan, gizli işlemler şeklinde organize edilirdi. Sonraları prestij unsuru olarak algılanınca pazarlama stratejisi doğrultusunda duyurular yapılmaya başlandı (Çetintaş, 2008: 65-75).
1990’lardaki Japonya Krizi sonrası Japon bankaları ve şirketleri bir süre uluslararası piyasadan çekildiler. Amerika’daki Lehman Brothers krizi de benzer bir sonuç türetti. Bu dönemlerde sendikasyon kredileri bir nebze sekteye uğrasa da genel trend sürekli yükselme şeklindedir. 2009’dan sonraki dönemde toparlanma başlarken, Atlantik bölgesi Kıta Avrupa’nın önüne geçerek sendikasyon kredilerinde ön plana geçtiler. Avrupa Bankalarındaki yıllar itibari ile dalgalanma Amerikan bankalarına göre daha fazladır. 2000’lerde Ortadoğu bölgesinde Türkiye ön plana çıkmaktadır (Petrov, 2016: 535-537).
Ticari bankaların yanında yatırım bankaları da 90’ların sonunda sendikasyon kredilerine ilgi göstermeye başladılar. 1998’de sendikasyon kredilerinden elde edilen getiri 6 Milyar USD iken hisse senedi ihracında 4,6 Milyar USD, finansman bonosu ihracından ise 3,2 Milyar USD’ydi (Çetintaş, 2008: 85).
Kalloub ve Musabeh (2016) tarafından yapılan analizde 2000-2017 yılları arasında G7 ülkelerinde (Kanada, Fransa, İtalya, Almanya, Japonya, İngiltere ve ABD) kullanılan sendikasyon kredilerinin finans sektörüne avantaj sağladığı, yatırımları hızlandırdığı, büyümeyi hızlandırdığı tespit edilmiştir.
2.3 Türkiye’de Sendikasyon Kredileri
Botaş’ın 1975 yılında uluslararası bankalardan kullandığı 5 yıl vadeli 150 Milyon USD’lik kredi, reel sektörün kullandığı ilk sendikasyon kredisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kredinin faiz oranı LIBOR + 1,50 olarak imzalanmıştır. 1980 sonrası sendikasyon kredilerinin artışa geçtiği görülmektedir (Yıldırım, 2005: 55).
1980’den itibaren liberal politikalara geçişle birlikte, Türkiye’nin uluslararası piyasada daha fazla yer aldığı gözlenmektedir. Türk Hava Yolları, Petkim, Tüpraş gibi firmaların yanında belediyelerimiz de alt yapı ve üst yapı inşası için sendikasyon kredilerine başvurmuşlardır. 1980-1990 arası dönemde kullanılan kredilerin en önemli ortak özelliği, vadelerinin 1 yılı geçmiyor olmasıdır. Türkiye ekonomisi kendini bulma ve değişim sürecinde olduğu için uzun vadeli krediler henüz sahneye çıkamamıştır. Bankacılık sektörünün kullandığı sendikasyon kredilerinde de kamu bankalarının ön planda olduğu görülmektedir. Ziraat Bankası, Emlakbank, Vakıflar Bankası ve kamu sayılabilecek İş Bankası bu dönemde sendikasyon kredisi kullanan bankalardır (Üçler, 2021:104-106)
1990 yılında Türkiye’nin kullandığı toplam sendikasyon kredisi tutarı 2 milyar dolar iken, 2000 yılında 3 kat artarak 6 milyar dolara ulaşmıştır. 2000’li yıllara geldikçe kredi kullanan özel bankaların da sahneye çıktığını görüyoruz. Garanti Bankası, Akbank, Yapı ve Kredi Bankası bu dönemde sendikasyon kredisi kullanan özel bankalara örnek verilebilir (Çalışkan, 2010: 51-56).
2000 sonrası ile birlikte Türkiye’nin yaşadığı finansal krizlere global krizler de eklenince, sendikasyon kredisi kullanımımızda dalgalanmalar olduğunu görüyoruz. 2001-2003 yılları arasında bir miktar gerileme olsa da 2004 yılında yeniden 6 milyar dolar sınırı aşılmıştır. Özel bankalarda sendikasyon sahasına adım atan yeni bankalar karşımıza çıkıyor. Tekstilbank, Alternatifbank, Anadolubank, Şekerbank 2004 yılında sendikasyon kredisi kullanan bankalar arasında yerini alıyor. 2005’den sonra da sendikasyon kredisinde Euro ve Usd paylaşımlı, çift para birimli kredi örneği ile karşılaşıyoruz. 2001 ve 2008 krizleri ile birlikte kredi vadelerinde de kısa dönemin ön planda bulunduğuna şahit oluyoruz (Pişkin, 2016: 59-67). 2000’li yıllarda Türkiye’nin uluslararasısı kredilerinin çoğunluğunun finansal kesim dışındaki şirkete verildiğini gözlemliyoruz (Çalışkan, 2010: 41).
Bu dönemde sendikasyon kredisi kullanan Türk şirketlerinin finansal kesim haricinde, otomotiv, iletişim, imalat sanayi, enerji, sağlık, taşımacılık sektörlerinde yoğunlaştığını görüyoruz (Yıldırım, 2005: 71-74).
2000’li yıllarda bankacılık sektörünün kullandığı uluslararası krediler, sektörün gelişimine olumlu katkılar yapmıştır (Sakarya ve Sezgin, 2015: 8). Bankacılık sektörünün kullandığı krediler, çarpan etkisi reel sektörün de gelişimine olumlu katkılar sunmuştur.
İlgili dönemde; dış ticaret dengesi ile sendikasyon kredileri arasında tek yönlü doğrusal bir denge olduğu görülmektedir. Dış ticaret açığını azaltmak yönünde sendikasyom kredilerinin faydası olduğu simetrik ve asimetrik nedensellik analizleri ile tespit edilmiştir (Atukalp, 2023: 99)
2000’li yılların başında Türk şirketlerinin Dünya sendikasyon kredileri pazarından aldıkları pay %1’in üzerine çıkamamıştır (Çetintaş, 2008: 127).
2010 yılında Türk bankacılık sektörünün kullandığı sendikasyon kredileri toplamı 14,2 Milyar USD iken, 2019’da 16,3 Milyar dolar olarak kaydedilmiştir (Üçler, 2021: 120).
Güzel (2021) tarafından yapılan ARDL sınır testi yaklaşımında 2003-2021 yılları arasında Türk bankalarının sendikasyon kredisi talep ve süreçlerini etkileyen unsurlar analiz edilmiştir. Bankaların sermaye yeterliliği unsurunun, sendikasyon kredi kullanımında olumsuz bir etki yaptığı, buna karşın öz kaynak karlılığının kredi taleplerinde olumlu olarak değerlendirildiği sonucuna varılmıştır. Ayrıca, Türk bankacılık sektöründe mevduat ortalaması düşük olduğu için orta vadeli sendikasyon kredilerine ulaşmanın sektörün gelişimi açısından değerli olduğu belirtilmiştir. Sendikasyon kredilerinin bir nevi yabancı sermaye olarak değerlendirildiği ve bunun da ülke ekonomisine katkı sağladığı vurgulanmıştır.
Şahin ve Baş (2018) tarafından yapılan sendikasyon kredileri ve ithalat ihracat arasındaki ilişki incelenmesinde birim kök testleri kullanılmıştır. 2000 ve 2016 yılları arasındaki incelemede, sendikasyon kredileri ile dış ticaret arasında karşılıklı olumlu tesir olduğu tespit edilmiştir. Sendikasyon kredisi kullanımı ile, ara malı ithalatının arttığı, bunun da ihracatı geliştirdiği sonucuna varılmıştır. Böylelikle büyüyen ekonomi yeni kaynaklara ihtiyaç duymakta, yeni sendikasyon kredilerinin kapıları aralanmaktadır. Dolayısıyla, Türk şirketlerinin sendikasyon kredisi kullanımı uzun dönemde ekonomik büyüme ve dış ticaretteki ivmeyi sağlamaktadır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
SENDİKASYON KREDİLERİNDE UYGULAMA
3.1 Sendikasyon Kredilerinin Hukuki Niteliği
Sendikasyon kredisi sözleşme niteliğinde olup, sözleşmenin türü adi ortaklıktır. Adi ortaklık içinde sorumluluk kredi borçlusu ile müteselsil ve kısmi olarak paylaşılabilir. Kredi verenlerin sözleşmedeki borcu krediyi verme borcudur. Müteselsilen ya da kısmi olarak bu sorumluluğu üstlenirler. Müteselsilen sorumlulukta, sendikasyondaki kredi verenler taahhütlerini yerine getirmezlerse diğerleri kalan tutar kadar ekleme yapmak zorundadırlar. Kısmi sorumlulukta ise, kredi verenler sadece taahhüt tutarlarından sorumludurlar (Berzek, 2023: 81-87).
3.2 Sendikasyon Kredilerinde Teklif Türleri
Sendikasyon kredisinin olgunlaşma bölümünün ilk aşaması olan teklif süreci üç seçeneğe ayrılır. Birincisi, endikatif tekliftir. Banka, borçluya bilgilendirme amaçlı bir teklif yapar ve bunun bağlayıcılığı yoktur. İkincisi; best effort tekliftir. İlkine göre daha somut ve ciddi bir tekliftir. Banka, süreçte elinden geleni yapacağını belirtir. Yine herhangi bir yükümlülük yoktur. Üçüncüsü ise underwritten tekliftir. Borçlunun talep ettiği kredinin tamamı ya da bir kısmının teklif aşamasında taahhüt edildiği türdür. Borçlu açısından daha kesin ve somut bir teklif olacağı için komisyona tabidir ve maliyetlidir (Özköse, 1997: 55).
3.3 Sendikasyon Kredilerinin Taraflara Sunduğu Avantaj ve Dezavantajlar
Borç veren bankalar açısından riskin dağıtılmış olması en büyük avantajdır. Ayrıca, müşteri ilişkilerinin gelişmesi, aynı müşteri ile ek işlerin oluşma potansiyeli bir diğer olumlu yan olarak karşımıza çıkmaktadır. Komisyon ve/veya prim kazanıyor olmaları en somut avantajdır. Borç alan içinse, yüksek krediye ulaşmak cazip bir unsurdur. Büyük bir krediye kısa zamanda erişmek önemli bir avantajdır. Diğer yandan birden fazla işlem yerine, tek ve büyük bir kredi işlemini yönetmek borçlu açısından daha yararlıdır. Ayrıca, hiç tanımadığı bankalardan dahi sendikasyon kredileri sayesinde makul bir maliyetle kredi kullanabilir. Bankalar açısından dezavantajlarının başında, portföy genişlediği için riski ölçme ve yönetme zorlaşabilir. Geri ödenmeme riskinin varlığı ve operasyonel süreçlerin karmaşıklığı önemli bir unsurdur. Borçlu açısından ise; kredinin asıl yükümlülükleri haricinde başka yükümlülüklere de maruz kalma dezavantajdır (Sakarya ve Sezgin, 2015: 8).
3.4 Sendikasyon Kredilerinin İkincil Piyasası
Sendikasyon kredilerinin katılık payı, tıpkı menkul kıymetlerin ihraç edildikten sonra ikincil piyasada alınıp satılması gibi işleme konu olur. Kredi sözleşmesinde transfer edilebilir, devredilebilir ifadesi olduğu sürece sendikasyon kredilerinin katılım payı sonradan alınıp satılabilir. Vadeye kalan sürede, bu katılım payının fiyatı İndirgenmiş Getiri ile beklenen ömür, sözleşme risk primi, nominal değer ve swap oranı dikkate alınarak hesaplanır. Debtdomain global olarak tanımlanan bir platformda onlarca üye banka ikincil piyasa sendikasyon kredilerine ait bilgilere rahatça ulaşabilirler (Çalışkan, 2010: 31-32).
SONUÇ
Bu çalışmada; sendikasyon kredilerinin finansal piyasalardaki yeri incelenmiş olup, borç alan ve borç verenler açısından SWOT analizi yapılmıştır. Sendikasyon kredileri, birçok kreditörün bir araya gelerek büyük ölçekli krediler sunduğu bir finansal araç olarak karşımıza çıkmıştır. Geri ödememe riskinin paylaşımı ve büyük projelere fon oluşturması konuları ele alınmıştır. Yapılan araştırmalarda; yüksek tutardaki krediye, hızlı ve uygun maliyetle ulaşma seçeneklerinin başında bu tür kredilerin geldiği görülmüştür. Dünyada ve Türkiye’deki seyri incelenmiş olup, 2000’li yıllardan sonra sendikasyon kredilerine olan talebin arttığı izlenmiştir. Özetle sendikasyon kredileri, büyüme, dış ticaret, yatırım yönü ile önemli bir enstrüman olarak finans literatüründeki yerini her geçen yıl güçlendirmektedir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Yılmaz Velioğlu
Sendikasyon Kredileri
Türkiyedeki Bankaların 2024 Yılında Sendikasyon Kredisi Kullanımı
Kullanım Tarihi
BANKA ADI
VADE
TUTAR USD
USD FAİZ
TUTAR EUR
EUR FAİZ
28.11.2024
QNB BANK A.Ş
734
USD 187.800.000,00
SOFR+ 2,25
EUR 107.500.000,00
EURIBOR+2,00
28.11.2024
QNB BANK A.Ş
1101
USD 68.000.000,00
SOFR+ 2,35
EUR 34.000.000,00
EURIBOR+2,10
28.11.2024
DENİZBANK A.Ş
367
USD 228.000.000,00
SOFR+ 1,75
EUR 314.346.666,67
EURIBOR+1,50
28.11.2024
DENİZBANK A.Ş
734
USD 289.500.000,00
SOFR+ 2,25
EUR 145.000.000,00
EURIBOR+2,00
26.11.2024
TÜRKİYE VAKIFLAR BANKASI T.A.O
367
USD 518.500.000,00
SOFR+ 1,75
EUR 331.400.000,00
EURIBOR+1,50
20.11.2024
T.İŞ BANKASI A.Ş
371
USD 584.500.000,00
SOFR+ 1,75
EUR 494.900.000,00
EURIBOR+1,50
12.11.2024
TÜRKİYE İHRACAT KREDİ BANKASI A.Ş
367
USD 297.000.000,00
açıklanmadı
EUR 297.000.000,00
açıklanmadı
7.11.2024
TÜRK EKONOMİ BANKASI A.Ş
367
USD 46.000.000,00
SOFR+ 1,75
EUR 248.000.000,00
EURIBOR+1,50
7.11.2024
TÜRK EKONOMİ BANKASI A.Ş
734
USD 66.000.000,00
SOFR+ 2,25
EUR 62.500.000,00
EURIBOR+2,00
5.11.2024
ŞEKERBANK A.Ş
1825
USD 160.000.000,00
açıklanmadı
YOK
YOK
25.10.2024
AKBANK T.A.Ş
367
USD 272.700.000,00
SOFR+ 1,75
EUR 254.100.000,00
EURIBOR+1,50
25.10.2024
AKBANK T.A.Ş
734
USD 159.500.000,00
SOFR+ 2,25
EUR 43.500.000,00
EURIBOR+2,00
17.07.2024
TÜRKİYE SINAİ KALKINMA BANKASI A.Ş
367
USD 48.600.000,00
açıklanmadı
EUR 129.700.000,00
açıklanmadı
12.06.2024
DENİZBANK A.Ş
367
USD 674.000.000,00
SOFR+ 2,50
EUR 215.500.000,00
EURIBOR+ 2,25
10.06.2024
T.İŞ BANKASI A.Ş
367
USD 442.000.000,00
SOFR+ 2,50
EUR 562.700.000,00
EURIBOR+ 2,25
6.06.2024
Türkiye Garanti Bankası A.Ş
367
USD 240.750.000,00
SOFR+ 2,50
EUR 178.600.000,00
EURIBOR+ 2,25
30.05.2024
YAPI VE KREDİ BANKASI A.Ş
367
USD 442.500.000,00
SOFR+ 2,50
EUR 454.500.000,00
EURIBOR+ 2,25
28.05.2024
QNB BANK A.Ş
367
USD 273.800.000,00
SOFR+ 2,50
EUR 116.000.000,00
EURIBOR+ 2,25
23.05.2024
TÜRKİYE İHRACAT KREDİ BANKASI A.Ş
367
USD 120.000.000,00
açıklanmadı
EUR 559.700.000,00
açıklanmadı
13.05.2024
TÜRKİYE VAKIFLAR BANKASI T.A.O
367
USD 361.000.000,00
SOFR+ 2,50
EUR 513.000.000,00
EURIBOR+ 2,25
17.04.2024
AKBANK T.A.Ş
367
USD 309.750.000,00
SOFR+ 2,50
EUR 267.000.000,00
EURIBOR+ 2,25
1.1 Sendikasyon Kredisinin Tanımı
Sendikasyon kelimesi; Fransızca temsilciler meclisi manasına gelen Syndicat kelimesinden türetilmiş olup, ayrıca Yunanca ’da beraber anlamına gelen ‘syn’ ve adalet anlamına gelen ‘dike’ kelimelerinin kökenine dayanır. Finansal literatürde ise; bir veya birden fazla banka tarafından ortak bir metin çerçevesinde ve belirli ortak şartlar kapsamında tek bir borçluya kullandırılan krediler olarak karşımıza çıkmaktadır (Çetintaş, 2008: 25).
Diğer kredi türlerinden farklı olarak, bu kredi türünde tutar yüksek olup, katılımcı bankalar üstlendikleri riskler boyutunda isimler almaktadır. Sırasıyla, ‘Lider Yönetici’, ‘Yönetici’, ‘Yardımcı Yönetici’, ‘Yönetici’ ünvanları ile sendikasyon kredisinin içinde yer bulurlar (Çalışkan, 2010: 10).
Kredinin vadesi genel olarak 3 ile 10 yıl arasında değişen ‘orta vadeli kredi’ olarak sınıflandırılabilir (Üçler, 2021: 45).
1.2 Sendikasyon Kredisinde Fiyatlama
Kredinin fiyatlaması; LIBOR/EURIBOR gibi oranların üzerine spread konularak belirlenir, kredi sözleşmesine kredi kullanımından önce eklenir. Böylece belirli vadelerde ödenecek faiz tutarı, spread sabit olsa da LIBOR/EURIBOR değiştikçe değişen oranlı kredi haline gelir (Güzel, 2021: 225).
Üç tür maliyet unsurundan bahsedilebilir. Birincisi; baz faiz denilen, LIBOR veya EURIBOR olarak adlandırılır. Vade sonunda veya belirli dönemlerde ödenir. İkincisi; marj (spread) olarak karşımıza çıkar. Baz faizin üzerine prim olarak yansıtılır. Üçüncü maliyet kalemi de masraf veya komisyonlar olarak oluşur. Bu üç unsur sendikasyon kredilerinin maliyet kalemlerini özetler (Sarıgül, 2015: 119).
Kredinin düzenlenme aşamasında, ortak girişime katılan bankaların aldıkları farklı isim altında ücretler ve sözleşmeye dair bazı şerhler yer alır. Düzenleme ücreti, tam yüklenim ücreti, katılım ücreti, acente ücreti, erken ödeme ücreti, taahhüt ücreti örnek olarak gösterilebilir. Tam yüklenim ücreti, krediyi sağlamayı taahhüt ettiği için ana banka bu ücrete hak kazanır. Katılım ücreti, sendikasyona katılan bankaların sürecin en başında talep ettikleri ücrettir. Operasyonel süreçleri yürüten banka, acentecilik ücreti talep eder. Erken ödeme ücreti; borçlunun vadeden önce krediyi kapatmak istemesi üzerine alınabilecek, sürecin başında belirtilen bir cezai şarttır. Taahhüt ücreti; tahsis edilen limitin borçlu tarafından tamamının kullanılmaması durumunda alınabilecek ücrettir. Çünkü bankalar, bu işlem için karşılık ayırmak zorunda kalabilir bu da ek bir maliyet kalemi olarak gündeme gelebilir (Pişkin, 2016: 9-10).
Nasıl ki, borç alanlar bazı yasal zorunlulukları yerine getirmek zorundaysalar, borç verenler de bazı şartları yerine getirmelilerdir. Sermaye yeterliliği bu şartların başında gelir. Sendikasyona katılan her bankanın büyüklüğü farklı olduğu için, yasal anlamda kredi büyüklüğü sınırlarına da takılabilirler. Borç veren kuruluşun sermaye yeterliliği ve kredi büyüklüğüne katılma sınırı her ülkenin yasal zorunluluklarına göre değişebilir (Kalloub ve Musabeh, 2020: 10)
1.3 Sendikasyon Kredilerinde Aranjör Bankanın Rolü
Sendikasyon kredilerinin banka tarafında iki tür bankadan söz edilebilir. Katılımcı bankalar ve katılımcı bankalarla borçlu arasındaki ilişkiyi düzenleyen aranjör banka olarak sınıflandırılabilir. Aranjör banka görüşmeler sonucunda bilgi paketi hazırlar ve hem borçluya hem katılımcı bankaya görüşmelerin geldiği noktayı raporlar. Aranjör banka oluşacak kredi tutarının tamamını garanti edebilir. Bir kısmını garanti ettiği sürecin adına ‘en iyi çaba’ ilkesi denir. Son olarak; borçlu sendikasyona katılacak bankaları kendisi seçerse aranjör banka sadece operasyonel yükü üstlenir. Bu türün maliyeti daha düşük olup, ‘kulüp kredisi’ olarak tanımlanır (Köksal ve Ardıyok, 2021: 49-50).
1.4 Bilgi Kitapçığının İçeriği ve Önemi
Sendikasyon kredilerinde teklif aşamasından önce borçlu ve lider banka, kredi talebinde bulunacak borçlu hakkında, borçluyu tanıtan bir bilgi kitapçığı hazırlar. Bu bilgi kitapçığı, şirketin tanıtımı açısından önemlidir. Sendikasyona katılacak olan bankalara talep ile birlikte bu kitapçık gönderilir ve böylece kreditörler şirket hakkında detaylı bilgiye sahip olurlar. Bilgi kitapçığının içeriğinde;
Şirketin tarihi Ortaklık yapısı Ana faaliyetleri ve iştirakleri Kredinin hangi amaçla kullanılacağı Bilanço ve karlılık analizleri yer alır (Yıldırım, 2005: 29).
Tablo 1.1 Sendikasyon Yapısı Örneği
Kaynak: (Pişkin, 2016: 14)
Tablo 1.1’de Sendikasyon kredisi bünyesindeki örnek yapıda, katılımcı bankalar finansmana katıldıkları tutar ve sorumluluk orantısında ücret/komisyon almaktadırlar.
1.5 Sendikasyon Kredilerinde Asimetrik Bilgi ve Risk Kavramı
Asimetrik bilgi, finans piyasalarında işlemin içinde olan taraflardan bir kısmının yeterli bilgiye sahipken, diğer kısmının daha az bilgiye sahip olması durumunu ifade eder (Otluoğlu, 2015: 26).
Sendikasyon kredilerinde bulunan üç taraf olan; borçlu, lider borç verenler ve katılımcı borç verenler arasında asimetrik bilgi durumu vardır. Borçlu, kendi durumunu diğer katılımcılardan çok daha iyi bilir. Lider borç verenler borçlu hakkında katılımcı borç verenlerden daha fazla bilgiye sahiptir. Katılımcı borç verenler bu durumunda farkında olup, borç tutarında lider borç veren bankaların daha fazla risk üstlenmelerini beklerler (Hu, 2015: 5-6).
Asimetrik bilgi kavramını belirsizlik kavramı ile, belirsizliği de risk kavramı ile ilişkilendirebiliriz. Ardı sıra birbirini izleyen bu kavramlar, sendikasyon kredisinin özellikle borç verenler tarafında şekillenmektedir.
Borç verenlerin, kredinin geri ödenmeme riski ve kredi organizasyonundaki konum riskleri vardır. Sendikasyon içinde ne kadar tutarlık bir işlemin sorumluluğunu alacakları riskin birinci boyutudur. İkinci boyut ise, sendikasyonda yer alacakları konumdur. Aranjör, lider banka mı olunacağı, yoksa sadece katılımcı banka olarak mı yer alınacağı konum riskini oluşturur (Köksal ve Ardıyok, 2021: 58).
1.6 Sendikasyon Kredi Türleri
Sendikasyon kredi türleri, kurumsal- ticari türleri ile benzerlik göstermektedir. En yaygın olanları; vadeli kredi, rotatif kredi, destek kredisi veya akreditif veya türev ürünler şeklinde kullandırılabilir. Proje finansmanı, dış ticaret finansmanı ve uçak-gemi finansmanı konularını da içerebilir (Kazdal, 2019:40). Borçlu taraf, geri ödemede kur risklerini azaltmak ya da önlemek için karma işlemler tarzında da sendikasyon kredisi kullanabilir. Bu tür karma işlem sendikasyon kredi türlerinin başında para takası ve faiz oranı takası gelir (Üçler, 2021:60)
1.7 Sendikasyon Kredilerinin Geri Ödenme Şekilleri
Sendikasyon kredileri geri ödeme şekillerine göre dörde ayrılır. Birinci amortismanlı kredilerdir. Bu krediler taksitli kredi mantığı ile işler. Her ay yapılan ödemeler, vade sonuna kadar devam eder, son taksit ödendiğinde borç kapanır. Tek ödemeli kredilerde, vade sonuna kadar herhangi bir ödeme yapılmaz. Tek kalemde ödeme yapılır ve borç kapanır. Balon ödemeli kredilerde, vadeye kadar taksitler halinde ödeme yapılsa da, bu taksitler vade sonunda ödenecek son taksitten çok daha küçüktürler. Kredi tutarının büyük bölümü vadede ödenmek şartıyla taksitli kredi denebilir. Son olarak, vadede nakit yerine şirket bonosu ya da tahvili ile ödenebilen kredi türü yer alır (Pişkin, 2016: 32-33).
İKİNCİ BÖLÜM
2.1 Sendikasyon Kredilerinin Tarihçesi
Sendikasyon kredilerinin ilk kullanımının tam olarak ne zaman olduğu bilinmese de literatürde 1968 İngiltere bankaları olduğu yer alır (Óskarsdóttir, 2018: 10).
19. yüzyılda Londra bankalarında görülme sıklığı artsa da sendikasyon kredilerinin asıl gelişimi 2. Dünya savaşı sonrası Amerika Birleşik Devletleri olmuştur. Büyük tutarlı orta vadeli kredileri tek başına veremeyen bankalar bu tür kredi çözümü ile riski dağıtmışlardır. Ayrıca ölçek olarak küçük olan bankalar her ne kadar o ülkelerde bulunmasalar da gelişmekte olan ülke pazarlarına sendikasyon kredileri vasıtasıyla girebilmişlerdir. İlk ivme 1971-1982 yılları arasında olmuş, Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkelerine finans kaynağı akmıştır (Ovadya, 2019: 20).
2.2 Dünyada Sendikasyon Kredileri
Sendikasyon kredileri içerisinde özellikle 2000’li yıllarda borç veren tarafında Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bankaların ağırlıkta olduğu görülmektedir. Loan Syndication and Trading Association’ın verilerine göre o dönemde ön plana çıkan bankalar; The Bank of NewYork, Bank of America, Citibank, Lehman Brothers, J.P Morgan, Merrill Lynch gelmektedir (Yılmaz, 2003: 150).
Sendikasyon kredilerinin Avrupa’daki gelişimi 1960’dan sonra dikkat çekmeye başlamıştır. Avusturya için Bankers Trust’ın hazırladığı kredi paketi, Avrupa’daki ilk sendikasyon kredisi olarak literatüre girmiştir. 1980’li yıllarda bu tür kredinin kullanımı artmış olup 1980 yılında toplam 88 Milyar USD olan hacim, 1989 yılında 568 Milyar USD seviyesine ulaşmıştır (Bayar ve Başar, 1999: 22-23).
1970’li yıllarda daha çok devletlerin kullandığı bir kredi türü olan sendikasyon kredileri, 1980’lerde Meksika Krizinin olduğu dönemde kredi riskinin çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerdeydi.
1970’lerden sonra birçok Amerikan Bankası, Avrupa’da şube açmış ve o pazara dahil olmuştur. İştirak bankalarının kurulması sendikasyon kredi organizasyonunu genişletmiştir. Bu dönemde İngiliz ve Amerikan bankaları öncü durumdaydı. İlk dönemlerde sendikasyon kredileri piyasaya açıklanmayan, gizli işlemler şeklinde organize edilirdi. Sonraları prestij unsuru olarak algılanınca pazarlama stratejisi doğrultusunda duyurular yapılmaya başlandı (Çetintaş, 2008: 65-75).
1990’lardaki Japonya Krizi sonrası Japon bankaları ve şirketleri bir süre uluslararası piyasadan çekildiler. Amerika’daki Lehman Brothers krizi de benzer bir sonuç türetti. Bu dönemlerde sendikasyon kredileri bir nebze sekteye uğrasa da genel trend sürekli yükselme şeklindedir. 2009’dan sonraki dönemde toparlanma başlarken, Atlantik bölgesi Kıta Avrupa’nın önüne geçerek sendikasyon kredilerinde ön plana geçtiler. Avrupa Bankalarındaki yıllar itibari ile dalgalanma Amerikan bankalarına göre daha fazladır. 2000’lerde Ortadoğu bölgesinde Türkiye ön plana çıkmaktadır (Petrov, 2016: 535-537).
Ticari bankaların yanında yatırım bankaları da 90’ların sonunda sendikasyon kredilerine ilgi göstermeye başladılar. 1998’de sendikasyon kredilerinden elde edilen getiri 6 Milyar USD iken hisse senedi ihracında 4,6 Milyar USD, finansman bonosu ihracından ise 3,2 Milyar USD’ydi (Çetintaş, 2008: 85).
Kalloub ve Musabeh (2016) tarafından yapılan analizde 2000-2017 yılları arasında G7 ülkelerinde (Kanada, Fransa, İtalya, Almanya, Japonya, İngiltere ve ABD) kullanılan sendikasyon kredilerinin finans sektörüne avantaj sağladığı, yatırımları hızlandırdığı, büyümeyi hızlandırdığı tespit edilmiştir.
2.3 Türkiye’de Sendikasyon Kredileri
Botaş’ın 1975 yılında uluslararası bankalardan kullandığı 5 yıl vadeli 150 Milyon USD’lik kredi, reel sektörün kullandığı ilk sendikasyon kredisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kredinin faiz oranı LIBOR + 1,50 olarak imzalanmıştır. 1980 sonrası sendikasyon kredilerinin artışa geçtiği görülmektedir (Yıldırım, 2005: 55).
1980’den itibaren liberal politikalara geçişle birlikte, Türkiye’nin uluslararası piyasada daha fazla yer aldığı gözlenmektedir. Türk Hava Yolları, Petkim, Tüpraş gibi firmaların yanında belediyelerimiz de alt yapı ve üst yapı inşası için sendikasyon kredilerine başvurmuşlardır. 1980-1990 arası dönemde kullanılan kredilerin en önemli ortak özelliği, vadelerinin 1 yılı geçmiyor olmasıdır. Türkiye ekonomisi kendini bulma ve değişim sürecinde olduğu için uzun vadeli krediler henüz sahneye çıkamamıştır. Bankacılık sektörünün kullandığı sendikasyon kredilerinde de kamu bankalarının ön planda olduğu görülmektedir. Ziraat Bankası, Emlakbank, Vakıflar Bankası ve kamu sayılabilecek İş Bankası bu dönemde sendikasyon kredisi kullanan bankalardır (Üçler, 2021:104-106)
1990 yılında Türkiye’nin kullandığı toplam sendikasyon kredisi tutarı 2 milyar dolar iken, 2000 yılında 3 kat artarak 6 milyar dolara ulaşmıştır. 2000’li yıllara geldikçe kredi kullanan özel bankaların da sahneye çıktığını görüyoruz. Garanti Bankası, Akbank, Yapı ve Kredi Bankası bu dönemde sendikasyon kredisi kullanan özel bankalara örnek verilebilir (Çalışkan, 2010: 51-56).
2000 sonrası ile birlikte Türkiye’nin yaşadığı finansal krizlere global krizler de eklenince, sendikasyon kredisi kullanımımızda dalgalanmalar olduğunu görüyoruz. 2001-2003 yılları arasında bir miktar gerileme olsa da 2004 yılında yeniden 6 milyar dolar sınırı aşılmıştır. Özel bankalarda sendikasyon sahasına adım atan yeni bankalar karşımıza çıkıyor. Tekstilbank, Alternatifbank, Anadolubank, Şekerbank 2004 yılında sendikasyon kredisi kullanan bankalar arasında yerini alıyor. 2005’den sonra da sendikasyon kredisinde Euro ve Usd paylaşımlı, çift para birimli kredi örneği ile karşılaşıyoruz. 2001 ve 2008 krizleri ile birlikte kredi vadelerinde de kısa dönemin ön planda bulunduğuna şahit oluyoruz (Pişkin, 2016: 59-67). 2000’li yıllarda Türkiye’nin uluslararasısı kredilerinin çoğunluğunun finansal kesim dışındaki şirkete verildiğini gözlemliyoruz (Çalışkan, 2010: 41).
Bu dönemde sendikasyon kredisi kullanan Türk şirketlerinin finansal kesim haricinde, otomotiv, iletişim, imalat sanayi, enerji, sağlık, taşımacılık sektörlerinde yoğunlaştığını görüyoruz (Yıldırım, 2005: 71-74).
2000’li yıllarda bankacılık sektörünün kullandığı uluslararası krediler, sektörün gelişimine olumlu katkılar yapmıştır (Sakarya ve Sezgin, 2015: 8). Bankacılık sektörünün kullandığı krediler, çarpan etkisi reel sektörün de gelişimine olumlu katkılar sunmuştur.
İlgili dönemde; dış ticaret dengesi ile sendikasyon kredileri arasında tek yönlü doğrusal bir denge olduğu görülmektedir. Dış ticaret açığını azaltmak yönünde sendikasyom kredilerinin faydası olduğu simetrik ve asimetrik nedensellik analizleri ile tespit edilmiştir (Atukalp, 2023: 99)
2000’li yılların başında Türk şirketlerinin Dünya sendikasyon kredileri pazarından aldıkları pay %1’in üzerine çıkamamıştır (Çetintaş, 2008: 127).
2010 yılında Türk bankacılık sektörünün kullandığı sendikasyon kredileri toplamı 14,2 Milyar USD iken, 2019’da 16,3 Milyar dolar olarak kaydedilmiştir (Üçler, 2021: 120).
Güzel (2021) tarafından yapılan ARDL sınır testi yaklaşımında 2003-2021 yılları arasında Türk bankalarının sendikasyon kredisi talep ve süreçlerini etkileyen unsurlar analiz edilmiştir. Bankaların sermaye yeterliliği unsurunun, sendikasyon kredi kullanımında olumsuz bir etki yaptığı, buna karşın öz kaynak karlılığının kredi taleplerinde olumlu olarak değerlendirildiği sonucuna varılmıştır. Ayrıca, Türk bankacılık sektöründe mevduat ortalaması düşük olduğu için orta vadeli sendikasyon kredilerine ulaşmanın sektörün gelişimi açısından değerli olduğu belirtilmiştir. Sendikasyon kredilerinin bir nevi yabancı sermaye olarak değerlendirildiği ve bunun da ülke ekonomisine katkı sağladığı vurgulanmıştır.
Şahin ve Baş (2018) tarafından yapılan sendikasyon kredileri ve ithalat ihracat arasındaki ilişki incelenmesinde birim kök testleri kullanılmıştır. 2000 ve 2016 yılları arasındaki incelemede, sendikasyon kredileri ile dış ticaret arasında karşılıklı olumlu tesir olduğu tespit edilmiştir. Sendikasyon kredisi kullanımı ile, ara malı ithalatının arttığı, bunun da ihracatı geliştirdiği sonucuna varılmıştır. Böylelikle büyüyen ekonomi yeni kaynaklara ihtiyaç duymakta, yeni sendikasyon kredilerinin kapıları aralanmaktadır. Dolayısıyla, Türk şirketlerinin sendikasyon kredisi kullanımı uzun dönemde ekonomik büyüme ve dış ticaretteki ivmeyi sağlamaktadır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
SENDİKASYON KREDİLERİNDE UYGULAMA
3.1 Sendikasyon Kredilerinin Hukuki Niteliği
Sendikasyon kredisi sözleşme niteliğinde olup, sözleşmenin türü adi ortaklıktır. Adi ortaklık içinde sorumluluk kredi borçlusu ile müteselsil ve kısmi olarak paylaşılabilir. Kredi verenlerin sözleşmedeki borcu krediyi verme borcudur. Müteselsilen ya da kısmi olarak bu sorumluluğu üstlenirler. Müteselsilen sorumlulukta, sendikasyondaki kredi verenler taahhütlerini yerine getirmezlerse diğerleri kalan tutar kadar ekleme yapmak zorundadırlar. Kısmi sorumlulukta ise, kredi verenler sadece taahhüt tutarlarından sorumludurlar (Berzek, 2023: 81-87).
3.2 Sendikasyon Kredilerinde Teklif Türleri
Sendikasyon kredisinin olgunlaşma bölümünün ilk aşaması olan teklif süreci üç seçeneğe ayrılır. Birincisi, endikatif tekliftir. Banka, borçluya bilgilendirme amaçlı bir teklif yapar ve bunun bağlayıcılığı yoktur. İkincisi; best effort tekliftir. İlkine göre daha somut ve ciddi bir tekliftir. Banka, süreçte elinden geleni yapacağını belirtir. Yine herhangi bir yükümlülük yoktur. Üçüncüsü ise underwritten tekliftir. Borçlunun talep ettiği kredinin tamamı ya da bir kısmının teklif aşamasında taahhüt edildiği türdür. Borçlu açısından daha kesin ve somut bir teklif olacağı için komisyona tabidir ve maliyetlidir (Özköse, 1997: 55).
3.3 Sendikasyon Kredilerinin Taraflara Sunduğu Avantaj ve Dezavantajlar
Borç veren bankalar açısından riskin dağıtılmış olması en büyük avantajdır. Ayrıca, müşteri ilişkilerinin gelişmesi, aynı müşteri ile ek işlerin oluşma potansiyeli bir diğer olumlu yan olarak karşımıza çıkmaktadır. Komisyon ve/veya prim kazanıyor olmaları en somut avantajdır. Borç alan içinse, yüksek krediye ulaşmak cazip bir unsurdur. Büyük bir krediye kısa zamanda erişmek önemli bir avantajdır. Diğer yandan birden fazla işlem yerine, tek ve büyük bir kredi işlemini yönetmek borçlu açısından daha yararlıdır. Ayrıca, hiç tanımadığı bankalardan dahi sendikasyon kredileri sayesinde makul bir maliyetle kredi kullanabilir. Bankalar açısından dezavantajlarının başında, portföy genişlediği için riski ölçme ve yönetme zorlaşabilir. Geri ödenmeme riskinin varlığı ve operasyonel süreçlerin karmaşıklığı önemli bir unsurdur. Borçlu açısından ise; kredinin asıl yükümlülükleri haricinde başka yükümlülüklere de maruz kalma dezavantajdır (Sakarya ve Sezgin, 2015: 8).
3.4 Sendikasyon Kredilerinin İkincil Piyasası
Sendikasyon kredilerinin katılık payı, tıpkı menkul kıymetlerin ihraç edildikten sonra ikincil piyasada alınıp satılması gibi işleme konu olur. Kredi sözleşmesinde transfer edilebilir, devredilebilir ifadesi olduğu sürece sendikasyon kredilerinin katılım payı sonradan alınıp satılabilir. Vadeye kalan sürede, bu katılım payının fiyatı İndirgenmiş Getiri ile beklenen ömür, sözleşme risk primi, nominal değer ve swap oranı dikkate alınarak hesaplanır. Debtdomain global olarak tanımlanan bir platformda onlarca üye banka ikincil piyasa sendikasyon kredilerine ait bilgilere rahatça ulaşabilirler (Çalışkan, 2010: 31-32).
SONUÇ
Bu çalışmada; sendikasyon kredilerinin finansal piyasalardaki yeri incelenmiş olup, borç alan ve borç verenler açısından SWOT analizi yapılmıştır. Sendikasyon kredileri, birçok kreditörün bir araya gelerek büyük ölçekli krediler sunduğu bir finansal araç olarak karşımıza çıkmıştır. Geri ödememe riskinin paylaşımı ve büyük projelere fon oluşturması konuları ele alınmıştır. Yapılan araştırmalarda; yüksek tutardaki krediye, hızlı ve uygun maliyetle ulaşma seçeneklerinin başında bu tür kredilerin geldiği görülmüştür. Dünyada ve Türkiye’deki seyri incelenmiş olup, 2000’li yıllardan sonra sendikasyon kredilerine olan talebin arttığı izlenmiştir. Özetle sendikasyon kredileri, büyüme, dış ticaret, yatırım yönü ile önemli bir enstrüman olarak finans literatüründeki yerini her geçen yıl güçlendirmektedir.