2019 yerel seçimlerinin önceki yerel seçimlerden en büyük farkı;  genel seçim havasında yaşanan bir sürece sahip olmasıdır. Aday belirleme sürecinden itibaren çok hassas bir terazi ile hesaplanan stratejiler bu seçimin görüntüsünü genel seçim havasına sokmaktadır. Seçim vaatlerinde de ön plana çıkan konu, ekonomidir. Her ne kadar yerel yönetimlerin asli görevi ekonomi üzerine kurgulanmasa da bu dönemde ekonomik vaatler üst sıralarda yer alıyor. İstihdam yaratma vasfı hemen hemen her adayın programında bulunuyor. Bazı diğer vaatlerin de doğrudan olmasa da dolaylı olarak vardığı yol yine ekonomiye çıkıyor. Kreş, ulaşım indirimi, kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık vb. unsurların bile altında yatan sebep ekonomidir. İşte bu noktada sürecin genel seçim havasında geçmesi ile ekonomik vaatlerin ön planda olması arasında bir bağ olduğunu görüyoruz. Buradan çıkan sonuç şu; tabandan gelen bir ekonomik talep var, siyasi partiler de buna kayıtsız kalamıyor.  Tabi ki; modern şehircilik, altyapı, çevre düzenlemesi, kentsel dönüşüm, depreme hazırlıklı kentler, kolay ulaşım yerel seçimlerin vazgeçilmez söylem başlıklarıdır. Ama seçmenin odaklandığı nokta ekonomiden uzaklaşamıyor. Aslında bu olumsuz bir durum… Çünkü yerel seçimin nihai amacından bir miktar sapmasına sebep olabiliyor.

Diğer yandan genel ekonomi ile seçim sürecine bakmaya çalışalım. 22 Mart Cuma günü Türk Lirası, Amerikan Doları’na karşı bir günde %5’in üzerinde değer kaybetti. Bu hareketin kıvılcımında yine siyasi söylemleri görüyoruz. Trump’ın tweetlerinin sonrası Ortadoğu’da ısınan hava para birimimize de değer kaybettirdi. Diğer yandan dolarizasyon devam ediyor. Önceki yazımızda belirtmiştik. USD mevduatlarda artış var ve bu tehlikeli boyuta gidiyor. Hatta bir öneride bulunup, TL mevduat faiz stopajlarının düşürülmesini dile getirmiştik. Geçen hafta benzer ama ters açı ile bir karar alındı. USD mevduat faiz stopajı arttırıldı. Ama bu etkili olmayacaktır. İlerleyen haftalarda göreceğiz. Son iki hafta ve özellikle TL’de bir günde yaşanan hızlı değer kaybı bundan sonraki fotoğraf için fikir veriyor. Merkez Bankası son iki haftada döviz rezervlerinde düşüş trendine girdi. Döviz mevduatlar arttı ve önlem olarak TCMB bir hafta vadeli repo ihalesini geçici olarak durdurdu. Bu ne anlama geliyor? Son aylarda üzerinde durduğumuz, acaba faizler inecek mi beklentisinin boşa çıkacağını gösteriyor. Çünkü son iki haftalık test etme süreci TCMB’ye bu adımı atmasına izin vermeyecektir.

Bir yanda seçim bir yanda uluslararası politika ve ekonomide yeni bir yol bulma çabaları… Yukarıda da belirttiğimiz gibi, vatandaşın önceliği seçimden çok geçime odaklıdır. Bu seçimin genel seçim havasında geçmesinin de sebebi budur.  Seçim sonrasında hızlıca, yapısal reform dediğimiz kalıcı ve katma değerli yatırımlara öncelik verilip değişen dünyada üst sıralara çıkacağımız bir döneme konsantre olunmasını temenni ediyoruz. Her seçim bir vazgeçiş gibi görünse de, vazgeçmeyeceğiniz en önemli şey seçme hakkınızı kullanmak olsun.