SON DAKİKA
Hava Durumu

Kurumlar Vergisi oranında örtülü artış

Yazının Giriş Tarihi: 20.02.2021 12:45
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.02.2021 12:45

Örtülü artış/azalış kavramı ile daha çok para politikası araçlarında karşılaşıyorduk. 2020 yılı içinde TCMB’nin faiz artışlarını doğrudan yapmadığı dönemlerde, geç likidite penceresi ve zorunlu karşılıklar enstrümanları ile faize dolaylı müdahalelerine şahit olmuştuk. Bu defa örtülü artışı maliye politikalarında da görmeye başladık.

 

4 Şubat 2021 tarihli ve 31385 sayılı Resmi Gazete'de finansman gider kısıtlamasına ilişkin olarak 3490 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı yayımlandı.

 

Karara göre 1/1/2021 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarına uygulanmak üzere;

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 41 inci maddesinin birinci fıkrasının (9) numaralı bendi hükümlerine göre; kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kar payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10’unun gider olarak indirilmesi kabul edilmeyecektir,
 
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi hükümlerine göre; kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri dışında, kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının % 10'u kurum kazancının tespitinde indirim olarak kabul edilmeyecektir.

 

Bilindiği üzere; ülkemizde kurumlar vergisi oranı genel kural olarak %20’dir. 2018-2019 ve 2020 yılında özel bir düzenleme ile %22 olarak uygulanmıştır. 2021’de de bu geçici düzenleme terkedilerek yeniden %20’lik orana indirilmiştir. En basit anlatımı ile bir şirketin gelirlerinden giderlerini düştüğümüzde ticari kâra ulaşırız. Ticari kâra da kanunen kabul edilmeyen giderleri eklediğimizde mali kâra ulaşırız. Kurumlar vergisi de mali kâr üzerinden hesaplanır. Bu yeni uygulamada şu söyleniyor: Yabancı kaynaklarınla yani borçlarının toplamı ile özkaynağını karşılaştır. Özkaynağını aşan tutarda yabancı kaynağını belirle…Bu oranı, yabancı kaynaklarınla yani borçlarınla ilgili olan tüm giderlerine uygula… Çıkan sonucun %10’unu kanunen kabul edilmeyen gider olarak ayır. Bunu da ticari kârdan mali kâra geçerken ekle… Kurumlar Vergisi beyanını bu düzenleme ışığında oluştur. Dolayısıyla gelirlerden giderleri düştükten sonra oluşan kâr, giderin düşülmesinde yapılan kısıtlama ile yüksek çıkacaktır. Yüksek kâr, yüksek vergi doğuracaktır.

Kararda geçen ‘yabancı kaynaklar’ ifadesi ile, uygulamada sadece finansman giderlerinin kullanılacağı anlamını çıkartırsak yanılırız. Finansman giderleri yabancı kaynakların sadece bir bölümüdür. Dolayısıyla indirim kısıtlaması gelen kısım oldukça geniş olup, tüm ticari borçlanmalarla ilgili giderleri de içine almaktadır.

Bir örnekle konuyu açıklamaya çalışalım.

Bir şirketin pasif toplamı yani tüm borçları ve sermayesinin toplamı 2500 birim olsun. Bunun içerinde özkaynakları 1000 birim, kısa ve uzun vadeli yabancı kaynakları da(yani borçları) 1500 birim olsun. İlgili kararda yabancı kaynakların özkaynakları aşan kısmı konumuza dahil olacağı için aşan kısım 500 birim olarak karşımıza çıkar.(1500-1000) Görüldüğü üzere aşan kısım toplam yabancı kaynakların 1/3’üdür.

İlgili dönemde finansman giderleri,kur farkı,vade farkı toplamının 300 birim olduğunu farzedelim.  Yukarıda bulduğumuz 1/3 aşan kısmı buna uyguladığımızda 100 birim denk gelmektedir. (300/3)… İşte bunun %10’u olan 10 birim (100*%10) indirilemeyecektir. Bunun da %20’si kurumlar vergisi-geçici vergi beyanı ile ödenecektir. Yani totalde bu örnek için 2 birim ek bir vergi doğmaktadır. Bir şirketin özkaynağı ne kadar güçlüyse katlanacağı ek vergi o kadar düşük olacaktır. Dolayısıyla bu karar şirketlerin özkaynaklarını arttırmaya teşvik ediyor. Ancak bu dönemde sermaye arttırma tarzında uygulamalardan ziyade krediye ulaşma dahi zor ve maliyetlidir. Teşvik ve hibelerin arttığı/artması gerektiği pandemi sürecinde bu kararın şirketlere ek bir yük getireceği aşikardır. Kararla ilgili yorumlarımız bu şekildeydi. Yakın zamanda Maliye Bakanlığı tarafından kararın uygulama tebliği çıkacaktır. Uygulama anlamında eksik ya da yanlış yorumlarımız varsa, o tebliğden sonra konuyu yeniden değerlendiririz.

 

Sonuç olarak; kurumlar vergisi oranı yeniden %20’ye düşmüşken bu kararla birlikte örtülü bir artış yapıldığını görüyoruz. Dolayısıyla 2021’de vergi planlamasının her zamankinden daha hassas ve dikkatli şekilde yapılması, şirket özelinde projeksiyon ve tasarıların gözden geçirilmesi zaruri olmaktadır. Karar Şubat ayında çıkmış olsa da 01/01/2021’den itibaren uygulanacak olması yapılan planlamaların geriye dönük revizesini de beraberinde getirmektedir.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.