SON DAKİKA
Hava Durumu

İhracat bedellerinin yurda getirilme zorunluluğu ve önerimiz

Yazının Giriş Tarihi: 25.09.2018 12:50
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.09.2018 12:50

EKOMETRE’nin 18. yılında bu ailenin bir üyesi olmaktan mutluluk duyuyorum.  EKOMETRE’nin gündemi yakalayan, hatta gündemi belirleyen, tarafsız ve özgün yayın anlayışıyla ekonomi gazeteciliğinde her geçen yıl bir kademe daha ileriye gidişini izlemek, bu yolculuğun içerisinde yer almak gurur verici. Toplum olarak son yıllarda ekonomi haberciliğine ilgimizin arttığı, ekonomi yorumlarının ve haberlerinin takibinin daha da ön plana çıktığı aşikârdır. İşte böyle bir ortamda EKOMETRE, üzerine düşen sorumluluğu bilmekte ve doğru, tarafsız, aydınlatıcı kimliği ile ön plana çıkmaktadır. Bu yolculuğun uzun yıllar devam etmesini temenni eder,  kurumsal başarılarının sürekliliğini dilerim.

 

Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara ilişkin 4 Eylül’de yayımlanan tebliğ ile birlikte on yıldır devam eden bir süreç değiştirilmiş oldu. Artık ihracat bedellerinin en az %80’inin bir bankaya satılması zorunlu hale getirildi. Tebliğin uygulamaya dönük sorunlarının ortadan kaldırılması için önümüzdeki günlerde Merkez Bankası tarafından ayrıntılı bir genelge yayınlanacaktır. Bu yazıyı kaleme aldığımız dakikalarda henüz genelge yayınlanmadığı için ayrıntılarına ulaşamıyoruz. 13 Eylül tarihinde Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilileri ile Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin organize ettiği toplantıda bir araya geldik. Uygulamada ne tür aksaklıklar yaşanabilir, çözüm önerileri nelerdir, özellik arz eden konuların ayrıntıları, ihracatçının ticaretini kolaylaştıracak istisnalar vb. konular üzerinde duruldu. Henüz genelge yayınlanmadığı ama tebliğ yürürlüğe girdiği için uygulamada her bankanın farklı yöntemi ile karşılaşıyoruz. Tebliğ 4 Eylül’de yürürlüğü girdi. Kimi banka 5 Eylül’de gelen ihracat bedelini bu kapsamda değerlendiriyor. Halbuki ihracatı 4 Eylül’den önce yapıldıysa bedel bu tarihlerde gelse dahi tebliğ kapsamı dışında kalmalı. Yani 4 Eylül ve sonrası yapılan ihracatları kapsayan bir tebliğ ile karşı karşıyayız.

Diğer bir nokta; her gelen ihracat bedelinin %80’i bankaya satılacak mı? Döviz kredisi ödemesi olan şirket, gelen dövizi satıp yeniden mi alacak? Hayır… İhracat taahhütlü kredi ise gelen bedel bu kapsamda mahsup edilebilecek. Peki diğer ödemeler için dövize ihtiyaç olduğunda alış-satış yapılırken kur farkı oluşmayacak mı? Örneğin; 20 bin USD ihracat bedeli geldi, 20 bin USD’lik de ödemeniz var, ne yapacaksınız? Genelgede belirtilecek istisnalar bölümüne bakmanız gerekir. Eğer operasyonunuz bu istisnalar kapsamına giriyorsa, dövizi bozmadan hareket edebilirsiniz. Girmiyorsa, çalıştığınız banka  ile al-sat aynı kuru bağlamak için pazarlık yapacaksınız. Genelde aynı tutarlı al-sat işlemlerini aynı kurla uygularlar. Bu konuya dikkat etmenizde fayda var.

Tebliğin yürürlükte kalma süresi 6 ay olarak belirlendi. Uzatılır mı, yoksa süre sonunda biter mi, bunu zamanla göreceğiz. İnce bir noktayı daha paylaşayım, tebliğin 4 Mart 2019’a kadar geçerli olduğunu düşünelim. Sonrasında da uzatılmadığı senaryosunda 3 Mart 2019’da yapacağınız ihracat bu tebliğ kapsamındadır. Yani 3 Mart’da ihraç ettiğiniz malın bedeli Haziran 2019’da gelse bile bu tebliğ kapsamında yer alacak.

Uygulama esnasında; döviz satışlarını yaparken ilgili gümrük beyannamesini bankaya iletip, talimatınızda da beyannamenin tarih, tutar, numara gibi bilgilerini de yazıp Döviz Alım Belgesi’ne (DAB) bağlatmanız ve bu DAB’ları arşivlemeniz faydanıza olacaktır. Herhangi bir incelemede ispat kolaylığı sağlar.

Altı Ay Sonrası İçin Bir Öneri

Mevcut durumun altı ay geçerli olacağı ve sonrasında devam etmeyeceği düşünülüyor. Tebliğ yürürlükten kalktıktan sonra uygulama yeniden eski haline dönecek. Bu süreçte Döviz Alım Belgesi’ne (DAB) bağlanacak ihracat bedelleri için, altı ay sonrasına bir önerimiz var. Literatüre Döviz Giriş Belgesi (DGB) olarak girebilecek bu öneri, hem kamu otoritesinin kontrol mekanizmasını koruyabilir hem de ihracatçıya daha geniş bir hareket alanı kazandırabilir. Döviz Giriş Belgesi ile, ihracatın yurda getirilme zorunluluğu devam ederken, gelen dövizin kullanım tasarrufu ihracatçıya bırakılabilir. Beyannamede belirtilen tutarın %80’inin yurda getirilmesi ve Döviz Giriş Belgesi’ne bağlanması sağlanabilir. Getirmek zorunlu ama tasarrufu ihracatçıya bırakılabilir. Bu hem bir kontrol mekanizması hem de esneklik sağlar. İhracatçı dövizini kendi politikası gereği kullanabilir. Vade konusunda da Türkiye ihracatçılar Meclisi’nin alt birliklerinden görüş alınabilir. Her meslek grubuna kendi ticaretinin doğası gereği bir vade belirlenebilir. Makine ihracatçısı ile hazır giyim ihracatçısının ya da yaş sebze meyve ihracatçısının ihracat satış vadesi aynı değildir. Meslek kodlarına göre vade belirlenip, bu vadelerde ihracatın yurda getirilmesi zorunlu tutulabilir. Döviz Giriş Belgesi’nin uygulama kolaylığı da gümrük beyannamelerinin bir sisteme yüklenmesi ile sağlanabilir. Banka, gümrük müdürlüğü ve ihracatçı beyannameleri on-line olarak sistemden görürlerse daha hızlı ve evrak sirkülasyonu olmadan kolaylıkla işlemler yürüyebilir.

Sonuç olarak; kur-faiz-enflasyon kıskacından geçtiğimiz bu günlerde kamu otoritesinin bu ve benzeri tedbirler almasını gayet doğal ve yerinde buluyoruz. İstisnaların ve uygulamadaki standardın netleşmesi ile birlikte taşlar yerine oturacaktır.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.