1929 Büyük Buhran’dan çıkış için ABD Başkanı Franklin Delano Roosevelt (FDR) bir dizi önlem paketi hazırlamıştı. New Deal (Yeni Düzen/Anlaşma) olarak adlandırılan bu değişim süreci rahatlama, iyileşme, reform temalarını içermekte; işsizliği azaltmayı, ekonomiyi canlandırmayı ve sonrası için yeniden kriz yaşanmamasına yönelik önlemler almayı amaçlamaktaydı. FDR, bu yeni anlaşmayı aslında 2 aşama olarak uyguladı. Birinci Yeni Anlaşma, FDR’nin göreve geldiği ilk 100 günde uygulananlardı. Çiftçilere sübvansiyon verildi, genç istihdam teşvik edildi, fiyatları belli seviyede tutacak yasalar çıkarıldı, mevduat sigorta fonu oluşturuldu. Böylelikle bankaya yatırılan tasarruf garanti altına alındı. Ayrıca borsasını kontör eden, düzenleyen bir nevi SPK kuruldu. Bunların tamamı ilk 100 günde gerçekleşti. New Deal’ın ikinci aşaması ise 1935-1938 yılları olarak literatüre girmiştir. İkinci dönemde sendikal yasalar, toplu iş sözleşmeleri, sosyal güvenlik kurumlarının oluşturulması yer aldı. Bir de o meşhur uygulamalar; milyonlarca Amerikalı toprağı kazmak, sonra tekrar kapatmak için, duvarları boyamak için işe alındı. Yani bir nevi; olmayan işler icat edildi. Böylelikle amaç, kamunun eliyle istihdam yaratmak ve ekonomiyi canlandırmaktı. Keynesyen ekonomi modeli ile örtüşen adımlar atıldı. Tüm bunlar sınırlı etkiler doğurdu. Tamamen krizden çıkış sağlanamadı. ABD’nin krizden asıl çıkışı, 2.Dünya Savaşı için yaptığı askeri harcamalarla oldu denebilir. FDR’nin New Deal’ı; gördüğümüz üzere kamunun ekonomiyi canlandırmak için öncü olması anlamına geliyor.
Şu anda da dünyada buna benzer aksiyonlar yaşanıyor. Kimi ülke doğalgaz faturalarını fonluyor, kimisi işsizlik maaşı veriyor, kimisi de helikopter para dağıtmanın tartışmasını yapıyor. Milliyetçilik akımı daha da güçleniyor. Kendine yeter ülke olma ve kıt kaynakların ihracatını sınırlandırma gündeme geliyor. Geleceğin New Deal’ı ise biraz Makyavelist bir yapıda olacak gibi duruyor. Makyavel’i bilirsiniz, o meşhur ‘Prens’ in yazarı… Başarıya giden her yol mubahtır diyen Floransalı… Adalet, daima güçlüden yanadır diyen Platon hayranı… İnsanlar genel olarak kötüdürler ve bu nedenle de bütün kötülükleri hak ederler diyen bir şair… Niccolo Machiavelli…
İlk bölümde anlattığım Roosevelt’in New Deal’ı ile Makyavel’i birlikte düşünmenizi isteyeceğim. Makyavelist bir yaklaşımın Yeni Anlaşma’yı uyguladığını, iki akımın tek elde birleştiğini hayal edin. İşte böyle bir dünya düzeni başladı. Geleceğin ekonomi-politiği de tam da bu çerçevede şekillenecek. Alt gruplar destekleniyor gibi gösterilecek, ama asıl amaç iktidarda kalmak veya onu ele geçirmek olacak. Gelir adaleti sağlanıyor imajı çizilecek, ama sadece küçük bir kesişim kümesi olacak. Evrensel küme, elitlerin/güçlülerin elinde olacak. Güçlü olmanın elit sayıldığı bir gelecek bizi bekliyor. Elon Musk, ABD Başkanı olmak için neler yapmaz? Makyavel’in Prens’i Musk neden olmasın?
Ortadoğu toplumlarında ve ABD’de bunu oluşturmak ve uygulamak zannımca daha kolay olur. Avrupa ise daha dirençli, daha korumacı kalabilir. ABD'de milliyetçilik olmadığı için kolay olur. Ortadoğu ise Rönesans’ını gerçekleştiremediği için kolay olur. Bir nevi, dönüşümünü sağlayamadığı, yeniden doğamadığı için dönüşmeye, yeniden ölmeye daha yatkındır.
Prens, ulufe dağıtır gibi yenilikler yapacak, göz boyayacak, olmayanları varmış gibi anlatacak… Yeter ki, gücünü koruyabilsin. Bu İngiltere’de tutmaz, Fransa’da, İtalya’da tutmaz… Ama Orta Doğu’da ve ABD’de farklı sebeplerle de olsa tutar, tutmakla kalmaz, birbirine dahi etki eder… ABD’nin Makyavel’i, hem Makyavelliğini sürdürmek için, hem de ekonomisini diri tutmak için Ortadoğu’da minyatür Makyaveller yaratır. Savaş ekonomisi ile silah satar, suni gündemlerle müttefik olur, sonra oradan aldığı güçle iç dizaynını devam ettirir.
New Deal; yeni anlaşma, yeni düzen… Sosyal devlet, büyüme, büyütme… Ama bu metot; o meşhur Platon hayranı, Floransalı şairin elindeyse gelecek zorluğuyla geliyor demektir. Putin mi, Musk mı ya da Ortadoğu’daki başka bir lider mi? Aktör kim olur bilemem, ama filmin adı çoktan belli; ‘‘Gelecekteki Düzen: Makyavelist New Deal’’
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Yılmaz Velioğlu
Gelecekteki Düzen: Makyavelist New Deal
1929 Büyük Buhran’dan çıkış için ABD Başkanı Franklin Delano Roosevelt (FDR) bir dizi önlem paketi hazırlamıştı. New Deal (Yeni Düzen/Anlaşma) olarak adlandırılan bu değişim süreci rahatlama, iyileşme, reform temalarını içermekte; işsizliği azaltmayı, ekonomiyi canlandırmayı ve sonrası için yeniden kriz yaşanmamasına yönelik önlemler almayı amaçlamaktaydı. FDR, bu yeni anlaşmayı aslında 2 aşama olarak uyguladı. Birinci Yeni Anlaşma, FDR’nin göreve geldiği ilk 100 günde uygulananlardı. Çiftçilere sübvansiyon verildi, genç istihdam teşvik edildi, fiyatları belli seviyede tutacak yasalar çıkarıldı, mevduat sigorta fonu oluşturuldu. Böylelikle bankaya yatırılan tasarruf garanti altına alındı. Ayrıca borsasını kontör eden, düzenleyen bir nevi SPK kuruldu. Bunların tamamı ilk 100 günde gerçekleşti. New Deal’ın ikinci aşaması ise 1935-1938 yılları olarak literatüre girmiştir. İkinci dönemde sendikal yasalar, toplu iş sözleşmeleri, sosyal güvenlik kurumlarının oluşturulması yer aldı. Bir de o meşhur uygulamalar; milyonlarca Amerikalı toprağı kazmak, sonra tekrar kapatmak için, duvarları boyamak için işe alındı. Yani bir nevi; olmayan işler icat edildi. Böylelikle amaç, kamunun eliyle istihdam yaratmak ve ekonomiyi canlandırmaktı. Keynesyen ekonomi modeli ile örtüşen adımlar atıldı. Tüm bunlar sınırlı etkiler doğurdu. Tamamen krizden çıkış sağlanamadı. ABD’nin krizden asıl çıkışı, 2.Dünya Savaşı için yaptığı askeri harcamalarla oldu denebilir. FDR’nin New Deal’ı; gördüğümüz üzere kamunun ekonomiyi canlandırmak için öncü olması anlamına geliyor.
Şu anda da dünyada buna benzer aksiyonlar yaşanıyor. Kimi ülke doğalgaz faturalarını fonluyor, kimisi işsizlik maaşı veriyor, kimisi de helikopter para dağıtmanın tartışmasını yapıyor. Milliyetçilik akımı daha da güçleniyor. Kendine yeter ülke olma ve kıt kaynakların ihracatını sınırlandırma gündeme geliyor. Geleceğin New Deal’ı ise biraz Makyavelist bir yapıda olacak gibi duruyor. Makyavel’i bilirsiniz, o meşhur ‘Prens’ in yazarı… Başarıya giden her yol mubahtır diyen Floransalı… Adalet, daima güçlüden yanadır diyen Platon hayranı… İnsanlar genel olarak kötüdürler ve bu nedenle de bütün kötülükleri hak ederler diyen bir şair… Niccolo Machiavelli…
İlk bölümde anlattığım Roosevelt’in New Deal’ı ile Makyavel’i birlikte düşünmenizi isteyeceğim. Makyavelist bir yaklaşımın Yeni Anlaşma’yı uyguladığını, iki akımın tek elde birleştiğini hayal edin. İşte böyle bir dünya düzeni başladı. Geleceğin ekonomi-politiği de tam da bu çerçevede şekillenecek. Alt gruplar destekleniyor gibi gösterilecek, ama asıl amaç iktidarda kalmak veya onu ele geçirmek olacak. Gelir adaleti sağlanıyor imajı çizilecek, ama sadece küçük bir kesişim kümesi olacak. Evrensel küme, elitlerin/güçlülerin elinde olacak. Güçlü olmanın elit sayıldığı bir gelecek bizi bekliyor. Elon Musk, ABD Başkanı olmak için neler yapmaz? Makyavel’in Prens’i Musk neden olmasın?
Ortadoğu toplumlarında ve ABD’de bunu oluşturmak ve uygulamak zannımca daha kolay olur. Avrupa ise daha dirençli, daha korumacı kalabilir. ABD'de milliyetçilik olmadığı için kolay olur. Ortadoğu ise Rönesans’ını gerçekleştiremediği için kolay olur. Bir nevi, dönüşümünü sağlayamadığı, yeniden doğamadığı için dönüşmeye, yeniden ölmeye daha yatkındır.
Prens, ulufe dağıtır gibi yenilikler yapacak, göz boyayacak, olmayanları varmış gibi anlatacak… Yeter ki, gücünü koruyabilsin. Bu İngiltere’de tutmaz, Fransa’da, İtalya’da tutmaz… Ama Orta Doğu’da ve ABD’de farklı sebeplerle de olsa tutar, tutmakla kalmaz, birbirine dahi etki eder… ABD’nin Makyavel’i, hem Makyavelliğini sürdürmek için, hem de ekonomisini diri tutmak için Ortadoğu’da minyatür Makyaveller yaratır. Savaş ekonomisi ile silah satar, suni gündemlerle müttefik olur, sonra oradan aldığı güçle iç dizaynını devam ettirir.
New Deal; yeni anlaşma, yeni düzen… Sosyal devlet, büyüme, büyütme… Ama bu metot; o meşhur Platon hayranı, Floransalı şairin elindeyse gelecek zorluğuyla geliyor demektir. Putin mi, Musk mı ya da Ortadoğu’daki başka bir lider mi? Aktör kim olur bilemem, ama filmin adı çoktan belli; ‘‘Gelecekteki Düzen: Makyavelist New Deal’’