Geçen ay girdiğim İşletme-Doktora mülakatında elenmeme sebep olan soru: Fayol Köprüsü nedir? Aslında ilk 45 saniye içinde sonucu belli eden yaklaşımlarını sezmiştim. Kurul, ‘bizimle değilsin’ der gibi girdi konuya… Sonra bir anda, kruvaze ceketimi dikkatlice süzen profesör, o üç kelimeyi seslendirdi: Fayol Köprüsü nedir? Henry Fayol’dan girdim konuya… Temel prensiplerini açıkladım. Hiyerarşi, örgütlenme derken, köprüsünü soruyorum dedi. Asi olduğum zamanlarda yaptığım gibi sol kaşımı kaldırdım ve şöyle dedim: ‘Köprüye varmak üzereyim!’ Zaten o anda, o gün için Survivor adasına veda eden kişinin ben olduğum kesinleşmiş gibiydi. Diğer sorulara makul cevaplar verdim. Bir hafta sonra mülakat notumu görünce köprüyü geçemediğimi anladım. 100 üzerinden 25…
Peki nedir Fayol Köprüsü? Hiyerarşiyi nispeten azaltmak için, astların kendi aralarında doğrudan mütalaa etmesine imkân veren, sadece sonuçları üstlere bildirmeyi yeterli gören bir yönetim yaklaşımı olarak karşımıza çıkıyor. Köprü olarak adlandırılmasının imgesel ifadesi de buradan geliyor. Asttan asta hızlı geçiş gibi algılayabiliriz.
Gerek kamu yönetiminde gerekse de özel sektör işletme yönetimlerinde pek de karşımıza çıkan bir yapı olmadığı için, daha çok bürokratik modeli sevdiğimiz için, köprü geçişleri bir anda aklımıza gelemeyebiliyor. Karar alma ya da süreç yönetiminde, örneğin ekonomi yönetiminde Fayol Köprüsü var mı sizce? Misal; para politikası kurulu aralarında istişare edip, politika faizinin şu olmasına karar verdik diyor mudur?
Aslında köprünün de modası geçti. Artık yeni moda, Kanal… İstanbul seçimlerinde bile açıktan da gizliden de kanal sorgulaması yapılıyor. Kanal’ı soruyorum diyor bir aday, diğer aday da sol kaşını kaldırıp başka kanallara atıfta buluyor. Son tahlilde; İstanbul için ucu açık bir kanal tedavisi masada bekliyor.
Döviz kanalına baktığımızda da seçime kadar her ay 1 TL’lik USD/TL artışı otomatiğe bağlandı gibi…
Fayol köprüsünün bana öğrettiği en önemli şey; köprüyü geçene kadar sol kaşı kaldırmamak, asi duruşa bürünmemek gerekliliğine aymak oldu. Eylül mülakatlarında ikinci köprüyü kullanmayı planlıyorum. Jean Baptiste Say’a selam edip, biraz da dönüştürerek yeni bir kanun oluşturalım. Her köprü kendi geçişini yaratır.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Yılmaz Velioğlu
Fayol Köprüsü
Geçen ay girdiğim İşletme-Doktora mülakatında elenmeme sebep olan soru: Fayol Köprüsü nedir? Aslında ilk 45 saniye içinde sonucu belli eden yaklaşımlarını sezmiştim. Kurul, ‘bizimle değilsin’ der gibi girdi konuya… Sonra bir anda, kruvaze ceketimi dikkatlice süzen profesör, o üç kelimeyi seslendirdi: Fayol Köprüsü nedir? Henry Fayol’dan girdim konuya… Temel prensiplerini açıkladım. Hiyerarşi, örgütlenme derken, köprüsünü soruyorum dedi. Asi olduğum zamanlarda yaptığım gibi sol kaşımı kaldırdım ve şöyle dedim: ‘Köprüye varmak üzereyim!’ Zaten o anda, o gün için Survivor adasına veda eden kişinin ben olduğum kesinleşmiş gibiydi. Diğer sorulara makul cevaplar verdim. Bir hafta sonra mülakat notumu görünce köprüyü geçemediğimi anladım. 100 üzerinden 25…
Peki nedir Fayol Köprüsü? Hiyerarşiyi nispeten azaltmak için, astların kendi aralarında doğrudan mütalaa etmesine imkân veren, sadece sonuçları üstlere bildirmeyi yeterli gören bir yönetim yaklaşımı olarak karşımıza çıkıyor. Köprü olarak adlandırılmasının imgesel ifadesi de buradan geliyor. Asttan asta hızlı geçiş gibi algılayabiliriz.
Gerek kamu yönetiminde gerekse de özel sektör işletme yönetimlerinde pek de karşımıza çıkan bir yapı olmadığı için, daha çok bürokratik modeli sevdiğimiz için, köprü geçişleri bir anda aklımıza gelemeyebiliyor. Karar alma ya da süreç yönetiminde, örneğin ekonomi yönetiminde Fayol Köprüsü var mı sizce? Misal; para politikası kurulu aralarında istişare edip, politika faizinin şu olmasına karar verdik diyor mudur?
Aslında köprünün de modası geçti. Artık yeni moda, Kanal… İstanbul seçimlerinde bile açıktan da gizliden de kanal sorgulaması yapılıyor. Kanal’ı soruyorum diyor bir aday, diğer aday da sol kaşını kaldırıp başka kanallara atıfta buluyor. Son tahlilde; İstanbul için ucu açık bir kanal tedavisi masada bekliyor.
Döviz kanalına baktığımızda da seçime kadar her ay 1 TL’lik USD/TL artışı otomatiğe bağlandı gibi…
Fayol köprüsünün bana öğrettiği en önemli şey; köprüyü geçene kadar sol kaşı kaldırmamak, asi duruşa bürünmemek gerekliliğine aymak oldu. Eylül mülakatlarında ikinci köprüyü kullanmayı planlıyorum. Jean Baptiste Say’a selam edip, biraz da dönüştürerek yeni bir kanun oluşturalım. Her köprü kendi geçişini yaratır.