SON DAKİKA
Hava Durumu

Enflasyon zenginleri sever

Yazının Giriş Tarihi: 18.06.2024 22:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.06.2024 22:04

Mayıs ayı yıllık enflasyonu %75’i geçerek yeni bir rekora imza attı. Bundan sonraki 3 ay baz etkisi ile inişe geçecek ve seneyi de %55’in üzerinde kapatacak gibi görünüyor. Temmuz’da asgari ücret artışına gidilmemesi gerektiğinin altında yatan da tam olarak enflasyon hedefleri ile ilgilidir.

Bilindiği üzere enflasyonun iki temel nedeni bulunuyor: Talep enflasyonu ve maliyet enflasyonu… Ücret artışları her iki enflasyon nedenini de tetikleyen bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Ücretler arttığında, hane halkı hem daha fazla tüketime yönelecek ki bu talep enflasyonuna sebep olacak; diğer yandan işçi ücretlerindeki artış üretim maliyetlerini arttıracak bu da maliyet enflasyonuna sebep olacak. Ücretler artmazsa da hane halkının refah seviyesi gittikçe azalacak. Yani tamamen bir çıkmazın fotoğrafı ile karşı karşıyayız.

İrlandalı iktisatçı Richard Cantillon; enflasyonu analiz ederken; para basmanın sonucu, para arzından sonra ilk harcayanın bundan daha fazla nemalanacağını, sonuç olarak gelir adaletsizliğinin artacağını vurgulamış. Literatüre de bu durum Cantillon Etkisi olarak girmiştir.

Para arzı enflasyona sebep oluyor. Temel kuralımız bu… Bunun yanında enflasyon oluşmadan hemen öncesinde varlıklı sınıf, elindeki güçle henüz para arzı yayılmadan önce dahi tüketime giderek, tükenmeyen mal aldığında ve sonrasında enflasyon gerçekleştiğinde elindeki varlığın değerine değer katıyor. Böylelikle zengin daha zengin, fakir daha fakir oluyor. Gelir dağılım makasının açık olduğu ülkelere baktığınızda mutlaka enflasyonist ortama açık bir ekonomiye sahip olduklarını göreceksiniz. Tersi ile de; enflasyonun yüksek olduğu ekonomilerde gelir dağılımının diğerlerine göre nispeten kötü olduğu gerçeği karşımıza çıkacaktır.

Ülkemizde gerek talep-gerekse de maliyet enflasyonun bir de davranışsal finansı ilgilendiren psikolojik boyutu var. Para arzı artmasa, milli para değer kaybetmese, ücretler artmasa, CDS değişmese dahi, nasıl olsa fiyatlar artar beklentisi ile oluşan psikolojik enflasyon da var. Maalesef ki, bu beklenti enflasyonunu kırmak hiç de kolay değil. Ancak çeşitli sınırlamalarla önüne geçilmeye çalışılır, bu da istenenin altında etki gösterir. Kredi kartı harcamalarının sınırlandırılması, nakdi kredi kullanımının belli şartlara bağlanması vb. tedbirler ters etki yapabilecek riskleri de barındırıyor. Böyle bir ortamda dahi varlıklı sınıf bir adım öne geçip, heybesindekileri çoğaltma fırsatı bulabilir. İşte tam olarak riskin fırsata çevrilmesi…

Sonuç olarak; enflasyon zenginleri sever. Ve bu sevgi karşılıksız değildir. Zenginler enflasyonu onun kendilerini sevdiğinden daha çok sever.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.