SON DAKİKA
Hava Durumu

Ekonominin Metamorfozu

Yazının Giriş Tarihi: 14.06.2022 12:58
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.06.2022 12:58

Bankacılık sektörü 2022 yılı ilk dört aylık kârı 98 milyar TL’yi aştı. Geçen yılın aynı dönemine kıyasla yaklaşık 5 kat artış var. Politika faizinin %14’de kalması ama kredi faizlerinin sürekli artıyor olması, değişken oranlı devlet tahvilleri nedeniyle sürekli artan bir değerin aktiflerinde yer alması, bu tahvilleri teminat göstererek merkezden politika faizi ile kredi kullanabilmeleri ve sürekli bu kısır döngünün banka kârı olarak devam etmesi ile yılsonunda 300 milyar TL’yi aşan sektör kârlılığı pek de uzak görünmüyor.

Bu noktada bankaların elinde bulunan TÜFE’ye endeksli devlet tahvillerinin teminat iskontosu ile ilgili değişikliklerin olduğunu görüyoruz. Teminat iskonto oranı %2’den %15’e, sonrasında da %30’a çıkarıldı. Bu ne anlama geliyor? Bankaların elinde bulunan tahvillerin değerinin kabaca 1 trilyon TL olduğunu varsayalım. TCMB diyor ki; artık teminat iskonto oranı %30 oldu. Yani sen, ey banka elindeki tahvilin %30’luk kısmını teminat gösterip benden kredi alamazsın. Bu oran %0 olsa, 1 trilyon TL’lik tahvilin tamamını merkeze teminat verip, %14 ile bedavadan biraz pahalı kredi kullanabilirdi. Ama şimdi bu 700 milyar TL ile sınırlı olacak. Yani aslında parasal sıkılaştırmanın adımı atılmış oldu. Bir bakıma bu örtülü faiz artışıdır. Çünkü hâlihazırda devam eden banka –merkez teminat ve borçlanma yapısının o kadarlık kısmından bankalar mahrum kalacak. Bankalar ya kredi vermeyi yavaşlatacak, yani kredi faizlerini arttıracak; ya da mahrum kaldıkları kısım için ek mevduat toplamaya çalışacak. Bunun için de daha yüksek faizle mevduat toplamaya gidecek. Dolayısıyla özellikle aktifinde bu tür tahvil bulunan bankalar çok hızlı bir şekilde faiz artışına başlayacak. Enflasyonun %70’leri aştığı yerde, kredi faizleri artsa bile yine de krediye talep devam edecektir. Ya da mevduat faizi arttı diye dolarizasyon azalmayacak, liralaşma artmayacak kanısındayız. Şu dönemde görüldüğü üzere en mutlu (!) sektör; bankacılık sektörü… Bir taraftan %14 ile borçlanıp, diğer taraftan %25 ile borçlandığı yere mevduat yapabilen her sektör memnun olur. Finansmana ulaşabilen ihracatçı da mutlu… Mutsuz olan sabit gelirli… Ama bununla ilgili de gerekli tedbirler alınacaktır. Yoksa sadece ihracatçıyı düşünen bir yapı olamaz. Bunu yazarken 90’lardaki gazete manşetleri gözümün önüne geldi. Enflasyon canavarını yeşil, dinozor tipli, kocaman bir görselle karikatürize ederlerdi. Galiba yine o günlere geldik. Tabi bu ölçümlerde TÜİK’in tümsek ayna kullandığı aşikardır. Çünkü, enflasyon aynaya baktığında kendini olduğundan küçük görüyor. Velhasıl, zahirideki (görünürdeki) enflasyon başka, batınideki (içerde gizli olan) enflasyon başka… Zahirideki faiz başka, batınideki faiz başka… Zahirideki söylemler başka, batınideki söylemler başka… Bu duruma ekonominin metamorfozu adını verdim. Enflasyon canavarının tırtıl düzeyinden yetişkin düzeye başkalaşması olarak da örneklendirebiliriz.

Gelin görün ki, ekonominin vücut bulmuş hali pek de öyle tırtılla, çiçekle, böcekle açıklanacak gibi değil. Bir önceki yazımızda Temmuz ayında asgari ücret artışı kesin gibi demiştik, ama şimdiki söylemler pek de öyle olacak gibi değil. Eğer gerçekten yılbaşına kadar beklenirse, enflasyon da batınide düşmez ama zahiride düşmüş olursa işçi sınıfı mutluluğu ertelemek mecburiyetinde kalacaktır. Hepinize banka gelir tabloları gibi pozitif günler diliyorum. En kötü gününüz sektörün Dönem Net Kârı gibi olsun…Kalın sağlıcakla…

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.