SON DAKİKA
Hava Durumu

Dostoyevski Ekonomi Bakanı olsa

Yazının Giriş Tarihi: 15.03.2022 07:22
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.03.2022 07:22

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimi; savaşın aslında sadece bombalarla yapılmadığını, psikolojik-ekonomik-kültürel-sosyolojik birçok alanda parça tesirli etkileri olduğunu gözler önüne serdi.

 

Yüzbinler evlerini terk etti, milyonlar sığınaklara girdi, binlercesi hendek kazdı, kilometrelerce uzakta bir ülkede Ayçiçek yağı kuyrukları-kıtlıkları oldu, binlerce mil uzakta bir üniversitede Dostoyevski dersleri yasaklandı… Bombaların gerçekten ‘parça tesirli’ olduğunu, parça parça-dalga dalga yayıldığını gün be gün görebiliyoruz.

 

Yazımızın konusunu Ayçiçek yağı ile ilgili yazasım gelmedi. Çünkü bu sabah gerçekten masumane, stok yapmamak üzere, ihtiyaç maksatlı yağ almaya gittim, bulamadım. Mısır yağı buldum, onunla idare edeceğiz. Sorunun aslında Rusya’nın işgalinden kaynaklanmadığını, süregelen tarım politikalarının etkisi olduğunu vb. hususları yazmayacağım. Dediğim gibi bugün bana kendim dahil kimse Ayçiçek yağı demesin lütfen!

 

İtalya’da bir üniversitede Dostoyevski ile ilgili derslerin yasaklandığı haberi dikkatimi çekti. Parça tesirlerin biri işte bu noktada kültürel anlamda düştü. İki asır önce yaşamış bir efsanenin sırf Rus olduğu için aforoz edilmesi gerçekten üzücü… Dostoyevski… Bugün yaşasa ve bir ülkenin ekonomi bakanı olsa, nasıl olurdu? Çıkış noktam bu…

 

Hayatı parasızlıkla, dertle, kumarla, borçla, hastalıkla, sürgünle geçen bir adamın ruh hali ile bir ekonomiyi yönetsek… İster istemez Dostoyevski deyince, zengin bir ülke tasavvur edemiyorum. Olsa olsa borç içinde yüzen bir ekonominin dümeninde yer alırdı. O borçları ödemek için risk alacağı kesin. Nasıl ki, kumar borçlarını kapatmak için yazmak zorunda kaldıysa, hatta o dünyaca ünlü eserlerin belki de kumar borçları vesilesi ile yazıldığını düşünürsek ekonomide de riske gireceği ve ‘büyük düşüneceği’ aşikar. Kumarbaz adlı eserini sırf yayıncısının baskısının sonucu birkaç günde yazdığını biliyor musunuz? Roman kahramanı Ivanoviç de aslında Dostoyevski’nin kendisidir. Veya Suç ve Ceza’daki Raskolnikov da tamamen kendisi ile yüzleşmesidir. Budala adlı eserinde de kumar bağımlılığı ön plandadır. Dostoyevski’nin hayatında kumar tam bir dönüm noktasıydı. Avrupa’da alışmıştı kumara. Önce kazandı. Hatta eşine ve ağabeyine para yolladı. Sonra kaybetti. Her şeyini kaybetti. Evine dönecek parası bile kalmadı. Yayıncısından avans aldı. Onları da yedi. Tefecilere bulaştı. Borçları arttı. Eşini kaybetti, ağabeyini kaybetti. Eşinin ilk evliliğinden olan çocuğuna da bakmak zorunda kaldı. Yani Yeşilçam filmi modunda bir hayatı vardı Dostoyevski’nin… Hee, hapis yattığı dönemleri, idamdan son anda afla kurtulmasını falan anlatsam yazının burasında fenalık geçirip bırakırsınız okumayı…

 

Dostoyevski bugün yaşasa ve borçlu bir ülkenin ekonomi bakanı olsa, kesin topladığı vergileri kripto paraya yatırırdı… Böylesine kumar tutkusu olan bir kişilikten de bu beklenir. Sonra da kaybettiğinde içsel bir sorgulama ile suçunu görür, neyin suç neyin ceza olduğunu çözümlemeye çalışırdı. Sonunda da o ‘muhteşem dehasıyla’ bir çıkış yolu bulup mutlaka günü kurtarmaya çalışırdı.

 

Aslında bu durum yeni bir ekol adı bile olabilir. Ekonomide çıkış yolu bulunamadığında, ne bulsak diye düşünüp, risk almanın zirve yaptığı modele ‘Ekonomide Dostoyevski Modeli’ diyebiliriz. Mesela Ukrayna işgali biterse ve hala bağımsızlığı kalırsa, onların ekonomi modeli buna benzer olacaktır.

 

Mısır yağına da alışkın olmayan çok yadırgar, sevmez diyorlar. Risk alıp mahalle mahalle dolaşıp Ayçiçek yağı arasam mı? Neden risk? Mazot olmuş 20 TL… Boş boş dolaşıp bir de bulamadan dönersem… Acaba benim yerimde Dostoyevski olsa ne yapardı?

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.