İsim yapmış spor salonlarına gitmesek bile kayıt yaptırmak, ne kadar sportif olduğumuzu
Estetik yaptırmak sağlıklı olduğumuzu,
AVM gezmek sosyal olduğumuzu gösteriyor.
Bakış açımız böyle olunca boş zamanlarımız hep bu etkinlikleri yapmak ile geçiyor.
Saydığımız bu etkinliklerin tamamı TÜKETİM içeriyor.
Mış gibi yapıyoruz aslında..
Zenginmiş, entelektüelmiş, itibarlıymış, sağlıklı ve sportifmiş gibi..
Üstelik ‘.. mış gibi’ olmak için para harcıyoruz.
Parası olmayanlar tüketimi kredi kartları, tüketici kredileri ile finanse ediyor.
Sonuç ortada;
Bu yüksek statülü yaşam şekline fiyatlar yükselerek uyum sağladı.
Zam demeyelim, yaşama uyum diyelim bu duruma..
Enflasyonu yaşam şeklimiz tetikledi.
Tüketmeye yönelen toplum, üretim için vakit harcamaz oldu.
Herkes siyaset konuşurken edebiyat, bilim, felsefe ve sanatı konuşanlar kayboldu.
Bilgi ve ilgi azalınca ekonomik sistem tüketim ekonomisi olarak genişledi.
Durum böyle olunca, fiyatlar yükselerek yüksek yaşam statümüze uyum sağladı.
Hepsi bu!
Yaşam böyle gidecekse enflasyon da devam edecek demektir.
Fakir ile zengin arasındaki farkı görmek için ikisinin de boş zamanlarında neler yaptıklarına bakmak gerek .
Boş zamanını bizim gibi tüketim odaklı geçirenlerin zenginleşmesi mümkün değil !
Boş zamanlarında kitap okuyan , sivil toplum kurumları ile toplumsal faydaya önem veren , faydasız işlere para harcama gereği duymayan , hayal kuran , hedefleyen ,deney yapan , deneyimleyen , destekleyen gelişmiş ülkeler seviyesine gelmek için “mış gibi “ yapmayı bırakıp harekete geçmemiz lazım.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Sinem Toplan
Zam yok ki!
Enflasyon, zam, faiz, dolar, kur, fiyat herşey uyumlu!
Yaşam şeklimiz ‘finansa bakış’ımızı gösterir.
Bizim hayatımız görsel şölenden ibaret.
Kıyafetlerimiz, gelir durumu beyan ediyor.
Arabamız, zenginliğimizi.
Lüks mekanlarda yemek yemek, saygınlığımızı,
Evlerimizin şıklığı, itibarımızı,
Şatafatlı alanlar, kültürlü imajımızı,
Zincir kahve dükkanları, entelektüel olduğumuzu,
İçkili mekanlar, harcama gücümüzü,
İsim yapmış spor salonlarına gitmesek bile kayıt yaptırmak, ne kadar sportif olduğumuzu
Estetik yaptırmak sağlıklı olduğumuzu,
AVM gezmek sosyal olduğumuzu gösteriyor.
Bakış açımız böyle olunca boş zamanlarımız hep bu etkinlikleri yapmak ile geçiyor.
Saydığımız bu etkinliklerin tamamı TÜKETİM içeriyor.
Mış gibi yapıyoruz aslında..
Zenginmiş, entelektüelmiş, itibarlıymış, sağlıklı ve sportifmiş gibi..
Üstelik ‘.. mış gibi’ olmak için para harcıyoruz.
Parası olmayanlar tüketimi kredi kartları, tüketici kredileri ile finanse ediyor.
Sonuç ortada;
Bu yüksek statülü yaşam şekline fiyatlar yükselerek uyum sağladı.
Zam demeyelim, yaşama uyum diyelim bu duruma..
Enflasyonu yaşam şeklimiz tetikledi.
Tüketmeye yönelen toplum, üretim için vakit harcamaz oldu.
Herkes siyaset konuşurken edebiyat, bilim, felsefe ve sanatı konuşanlar kayboldu.
Bilgi ve ilgi azalınca ekonomik sistem tüketim ekonomisi olarak genişledi.
Durum böyle olunca, fiyatlar yükselerek yüksek yaşam statümüze uyum sağladı.
Hepsi bu!
Yaşam böyle gidecekse enflasyon da devam edecek demektir.
Fakir ile zengin arasındaki farkı görmek için ikisinin de boş zamanlarında neler yaptıklarına bakmak gerek .
Boş zamanını bizim gibi tüketim odaklı geçirenlerin zenginleşmesi mümkün değil !
Boş zamanlarında kitap okuyan , sivil toplum kurumları ile toplumsal faydaya önem veren , faydasız işlere para harcama gereği duymayan , hayal kuran , hedefleyen ,deney yapan , deneyimleyen , destekleyen gelişmiş ülkeler seviyesine gelmek için “mış gibi “ yapmayı bırakıp harekete geçmemiz lazım.