Son birkaç yıldır, sanayi kesiminin  ekonomi büyüklüğündeki payı düşüyor. Ürün geliştiremeyen sadece İşçilik yapan ülke halinde geldik. Ancak dünyadaki gelişmeleri izleyip ,takip edebilecek  yeteneklerimiz var.

Kur ve enflasyon'un frenlenmediği, Enflasyon'un çift haneye ulaştığı, Yeterli büyümenin sağlanamadığı, Cari açığın %4'ün üzerinde seyir ettiği, İşsizliğin %13'e ulaştığı bir dönemden geçiyoruz.

Bazen yükselmek için dibe vurmak gerekir! 

Dünya  yeni sanayi devrimleri yaparken , biz de  sorunlarımızı sanayileşerek , yeni dünyaya uyumlu insan kaynağı yetiştirerek çözebileceğiz.

Henüz kendi arabamızın motorunu imal edememişken yeni çağın robotlarını da üretmemiz mümkün olamayacaktır ancak bu durum sorunlarımızı çözemeyeceğimiz anlamına gelmez. Önce enerji açığımızı ve temel sanayi ihtiyaçlarımızı çözer sonra diğer sanayileşme süreçlerini takip edebiliriz.

Geleceği parlayan sektörlere yatırım yapmak çok zor değil çünkü enerjiden tarıma kadar her sektör için teşvik ve destek uygulamaları var. Mühim olan yeni girişim planlarını ve buna bağlı yatırımları doğru alanlara yöneltebilmek..

Hangi sektörlerin önem kazandığını gözlemleyip ,doğru alana yatırım yapmak hem yatırımcıya hem ülkeye kazandıracaktır. Bu sayede kazanan, üreten, büyüyen ve büyüten sektör sanayi kesimi olacak ve Koyduğu sermayeden elde ettiği kar, sanayicinin hak ederek elde ettiği bir değer olacaktır.

ENERJİ sektörü hem dünyada hem de Türkiye'de katlanarak büyüyecek. Ülkemizde enerji tüketiminin dünya ortalamasının iki katından fazla büyüyeceği tahmin ediliyor. Enerji sektörü büyüme ve refahı belirleyecek temel parametre olacak. Güneş, rüzgar, bioenerji, Hidroelektrik gibi tüm yenilenebilir enerji üretimlerinde devletin destekleri çok çeşitli...öncelikle devletin ALIM garantisi var. Yani satış ve pazarlama derdi yok, ayrıca düşük kapasitelerde lisans alma zorunluluğu yok. Finansman için ise bir çok kaynak bulunabiliyor. Enerji tüm dünyanın ihtiyacı olduğu için yurt içi ve yurtdışından finansman imkanları mümkün. Ayrıca yatırımın kendini geri ödeme süresi kısa. Yatırımcılar için cazip bir sektör.

ÇEVRE VE GERİ DÖNÜŞÜM: Türkiye bu sektör ile yakın tarihte tanıştı halen Türkiye için Gelişmekte olan yeni bir sektör olarak yer alıyor. Türkiye'nin AB çevre standartlarına geçmesi ve Kyoto Protokolü'nün gereklerini yerine getirmek için yaklaşık 140 milyar dolarlık yatırıma ihtiyacı var.   Özellikle e-atık, hurda araçlar, demir-çelik, kağıt, lastik geri dönüşümü önem kazanacaktır. Kurumsal olarak çevre standartları alma ve uygulama konularında uzmanlara ihtiyaç artacaktır. Bu sektöre yönelik devlet destekleri de zaman içerinde şekillenecek ve artacaktır.

GÜVENLİK:  Terör  tüm dünyada artıyor. Bilişim terörü olan hackerlar da katlanarak büyüyor. Her çeşit güvenlik sistemi önem kazanmaya başladı. Bilgi güvenliği, müşteri güvenliği, altyapı ve kimlik güvenliği, işletme, sokak, bina, kişi güvenliği hızla gelişecek. Güvenlik hizmetlerindeki insan kaynağının yanısıra ev ve  işyeri elektronik güvenlik ekipmanları satış ve  montaj sektörüne yatırım yapmak avantaj yaratacaktır. Arge çalışması yapılmış her ürün bu sektör içinde devlet destekleri ile finansman sağlayabiliyor.

 OTOMOTİV:  Yüksek ihracat hacmi ile Türkiye'ye sağladığı fayda devamlılık gösteriyor. Mevcut kurulu kapasite  aktif olarak revizyon edildiği için en rekabetçi ve en hızla yükselen sektör olarak devam edecektir. Elektrikli araç yatırımları ve diğer ürün geliştirmelerin hepsi devletin Ar-ge ,hibe teşvik desteklerine konu oluyor.

TEKSTİL: Lojistik avantajı her zaman Türkiye'yi vazgeçilmez kılıyor. Kurulu kapasitenin büyük olması, ikinci el makina piyasasının da canlı tutuyor finans sektörü her zaman bu sektörü destekleme alanı buluyor. Dünya pazarının yaklaşık üçte ikisini Çin'in ele geçirmesi, Türkiye'nin tekstil ve hazır giyim sektörlerinde ihracat hacmini fiziksel olarak azaltmış bulunuyor. Ancak, kalite, hız, dar alandaki özel taleplere cevap verebilme, esneklik tercih sebebi olmaya devam ediyor.

Arge destekleri KOSGEB Destekleri bu sektör için de geçerliliğini koruyor. Bu sektörün Turquality desteklerini aktif kullanmaya ihitiyacı var. Sektörün markalaşma konusunda  yatırımlara ihtiyacı var.

SAVUNMA ve HAVACILIK TEKNOLOJİLERİ: Savunma sektörünün dünyada 1,3 trilyon dolar büyüklüğündedir ve bunun  yarısı ABD 'nin elindedir. Türkiye'nin Aselsan, Roketsan, Havelsan, Kale Savunma Sanayi gibi bazı şirketleri bu piyasadan pay almaya başladılar. Uçak, helikopter ve havacılık sanayine parça üreten firmalarımız var. (Tusaş, TAİ, Alp Havacılık gibi firmalar yer alıyor) Bu sektörde büyük bir yatırımcı açığı var. Devletin hibe ve teşvik konularındaki Tüm destek alanlarından faydalanabilecek bir sektör olarak yer alıyor.

SAĞLIK: Tıbbi kongre turizmi ile Türkiye  'de  turizmi de destekliyor. Sektör büyüklüğünün hedefi 10 yıl için 50 milyar dolar olarak gösteriliyor. kişi başına düşen doktor, kişi başına sağlık ve ilaç harcamaları artacak. Bu durum Yeni özel hastaneler, tesisler ve klinikler ihtiyacını gündeme getiriyor. Bu sektör için devlet desteklerinin arttılması bekleniyor.

DANIŞMANLIK; Teknik, hukuksal, finansal, digital, mali danışmanlık daha da önem kazanacaktır. Medya takibi, webometrik değerlendirme, kalite, e-devlet, sertifikasyon hizmetlerinde danışmanlığın önemi artacaktır.

TARIM: Artan Dünya nüfusuna, gıda kaynaklarının; Küresel ısınma, su kıtlığı, tarıma dayalı alanların azalması gibi unsurlar sebebiyle yetemeyeceği görünmektedir. Tarımda en büyük destek TKDK destekleridir. Tarım ve hayvancılık yatırımlarında maddi destekleri yüksektir. Özellikle organik tarım, damlama sulama, topraksız tarım, suda tarım önem kazanacaktır