Kredi aldım, ödeyemeyeceğim..

Neden olmasın?

Sistem bankacılık için şöyle çalışıyor ;

Batık krediyi Varlık Yönetim şirketine sat!

Hangi kredileri satıyorlar?

Ortalama 2 yıl tahsilat yapamadıkları kredileri devrediyorlar .

Peki neden?

Bankaların Yurtdışından rahat borçlanabilmeleri için  NLP (Geri ödenmeyen kredi) oranlarının düşük olması gerekiyor.

Kredi, varlık yönetim şirketine devredildikten sonra artık bankanın müşterisi ile hiçbir bağı kalmıyor.

Müşteri  artık  Varlık Yönetim Şirketine borçlu oluyor.

BDDK’ya kayıtlı 12 adet Varlık Yönetim Şirketi var.

Borçlu için çok sevimli bir işlem mi? Pek değil. Başlarda çok sıkıntılıydı. Diyelim ki bankaya 10.000 TL borcun vardı ama 12.000 TL tahsilat  isteyen Varlık Yönetim Şirketleri meydana çıkmıştı. Faiz yükü fazlaydı.

Sonra zaman geçtikçe sistem gelişti.

Bankalar neredeyse bedava denilecek fiyata batık yada batmaya yüz tutmuş kredilerini satmaya başladılar. Yani alacaklarının %90 ‘ından vazgeçtiler.

Son 10 yılda  bankalar 70 Milyar TL kredi alacaklarını, 7 milyon TL ye sattılar.. Bankalar artık dertli müşteri ile uğraşmadığı için mutluydular. Ama kredi boçlularının borçları devam ediyordu sadece alacaklı değişmişti.

Onlara da  şöyle bir fırsat doğdu .

Pazarlık  yapıp ,borçlarının yarısını ödeyerek hesaplarını kapattılar.

Yani bankanın yapamadığını Varlık Yönetim Şirketleri yaptı.

Aldığı kredinin yarısını ödeyerek borçtan kurtulan birçok gerçek yada tüzel kişi oldu .

 Uzun bir zamandır bu hikaye böyle sürdü. Ama bankacılık sisteminde batık kredi oranı arttı, hal böyle olunca işlem yapacak dosya sayısı da arttı.  Varlık Yönetim Şirketleri bu artışa cevap verebilecek mi?

 Batık kredi satın almak için yeterince nakit paraları var mı?  Yani likiditeleri müsait mi?

Ya da artan dosya sayısı ile ilgilenebilecek  yeterli kadroları var mı ?

BDDK da öyle düşünmüş olmalı ki  bankalar için yeni bir düzenleme yaptı!  Muhasebe kayıtları ile ilgili bir düzenleme oluştu.

Kredinin tahsili mümkün değilse nazım hesaplarda takip  edebilirsiniz diye imkan geldi. Bankaların bilançoları daha iyi görünecek demektir.

Ama aklımıza şöyle bir soru geliyor; banka battı diye düşündüğü krediyi % 10 ‘a zaten satıyorsa ve bu küçük tahsilata  razıysa niye araya Varlık Yönetim Şirketi giriyor  ki? Direkt olarak bankalar   Borçlusuyla  anlaşıp krediyi kapatsalar işler daha kolay olmaz mıydı?

Borçluya;  “10.000 TL borcun vardı gel anlaşalım 2000 TL ye kapat” demiş olsalar borçlular memnuniyetle öderdi. (Varlık Yönetim Şirketine 1000 TL ‘ye satacağına 2000 TL ‘ye borçlu ile anlaşırdı) İcra   ve takip işlemlerinden borçlularda bankalar da  kurtulmuş olurdu. Neden bu yapılamıyor?

 Çünkü mevzuat izin vermiyor. Bankacılık sistemi sıkı kontrol altında çalışıyor. Mağdur olan bankacılık sistemi düşünülürken, mağdur olan borçlulara da destek şart. Stok affı, Vergi affı, imar affı gibi  “Girişimci Borç Affı” çıkarılsa mutlu olan geniş bir kesim oluşacaktır.

 Borçlanmış, istihdam yaratmış, yatırım yapmış ama darda kalmış  girişimcilerin desteğe ihtiyacı  var . Üstelik zor duruma düşen firmanın gelecek  5 yılı da çok zor geçiyor. Çünkü bilgişlem sisteminde    Yani KKB ‘de kara listede yer alıyor.  Yatırım yapan ama zamanlaması yanlış olan, işletme sermayesini sağlayamadığı için borcunu ödeyemeyen firmalara  belirli bir miktara kadar borç affı olabilmeli. Yeter ki faaliyetlerini sürdürmeye gayret edip, durmasınlar..

Zaten Varlık Yönetim Şirketleri ‘ne devir olan borçların yaklaşık  % 65 ‘i Tüketici kredilerinden oluşuyor. Destek sağlanması gereken kısım sadece %35 ‘lik kısım.

Türkiye ‘nin bazı bankaları ortaklaşa Varlık Yönetim Şirketi kurmayı planlıyor. Tahsil imkanı olan ancak takibe attıkları kredileri aktarabilecekleri şirket planlıyorlar. O şirketin aktif olması hemen mümkün değil.

Piyasa canlılığı için af lazım. Affetmek özgürleştirir.