Reel piyasanın yapı taşı olan firmaların en büyük sıkıntısı “kaybolan banka limitleri”
Bankalar tarafından firmalara tahsis edilen limitler ne yazık ki, belirtildiği şekilde revize tarihlerine kadar geçerliliğini korumuyor. Geçmiş dönemlerde yılda bir yenilenen ve adına “Revize” denilen limit değerlendirme süresi, bugünkü süreç içerisinde bazı bankalarda 3 aya kadar düştü. Değerlendirme sürecinin daraltılması yetmedi ayrıca, sinyal çakan bankacılık dönemi başladı.
Kendi kullandıkları bilgisayar programları üzerinde, firmaları değerlendirmek için bir nevi alârm sistemi kuran bankalar, alârm seviyesini o kadar hassas değere getirdi ki, sistem her sinyal çaktığında otomatik olarak firmalara verdikleri kredi limitlerini blokeye alıyorlar.
Blokeye alınan limitler kullanılamaz hale geliyor.
Yani o bahsettikleri revize (Kredi limiti güncelleme ) tarihleri hükümsüz kalıyor. Üstelik limitlere bloke koyduklarını söyleme gereği bile duymuyorlar.
Firmaların her hareketine takılır oldu bankacılık sistemi;
Firma bu ay üst üste kredi aldı, ver sinyali! (Hangi Bankadan aldığı önemli değil, tutarlar yeterli, ver sinyali)
Firma çek kullanımını artırdı, ver sinyali!..
Firma faktoring kullandı , AMAN ha hemen ver sinyali! (Yalnız faktöring işlemini bizim bankadan kullandıysa gözardı edelim)
Firma ortağı kredi kartını çok kullandı, ver sinyali!
Firma ortağı limitlerini çok doldurdu, ver sinyali!
Firma ortağı lüks araç mı aldı? Ver sinyali!
Firmanın faaliyet gösterdiği sektörde herhangi bir firma mı battı? Hemen bu da batarsa endişesiyle ver sinyali!
Firma çapraz çek sistemine takıldı, aynı müşteriden çek aldı ve yine çek verdi, ver sinyali!
Tabi ki , bu sinyal sistemi bankalara komisyon tahsilatı için bahane yaratıyor ve faiz dışı gelirler kaleminde fayda sağlıyor. Örneğin, yılda bir alınan kredi tahsis ücreti adı altında ki masraflar artık 3 ayda bir alınır olabiliyor.
Dijitalleşme adına tamamen bilgi işlem sistemine kendisini endeksleyen bankacılık sistemi mevcut haliyle Girişimci Ruhunu taşımıyor. Sadece girişimci ruhunu taşıyormuş gibi yapıyor.
Kimi zaman faaliyet gösterdiği sektör bahane edilerek, kimi zaman raiting notu bahane edilerek, kimi zaman teminat koşulları yada sermaye yetersizliği bahane edilerek bir anda bankalarda tanımlı olan limitler yok oluyor.
Piyasa ekonomisinin canlılığı bankacılık sistemi istikrarlı tavır sergilediğinde başarılı bir şekilde korunabiliyor. Bu sebeple kaybolan banka limitlerimizi geri alalım lütfen!.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Sinem Toplan
Bankadaki limitiniz neden sıfırlandı?
Reel piyasanın yapı taşı olan firmaların en büyük sıkıntısı “kaybolan banka limitleri”
Bankalar tarafından firmalara tahsis edilen limitler ne yazık ki, belirtildiği şekilde revize tarihlerine kadar geçerliliğini korumuyor. Geçmiş dönemlerde yılda bir yenilenen ve adına “Revize” denilen limit değerlendirme süresi, bugünkü süreç içerisinde bazı bankalarda 3 aya kadar düştü. Değerlendirme sürecinin daraltılması yetmedi ayrıca, sinyal çakan bankacılık dönemi başladı.
Kendi kullandıkları bilgisayar programları üzerinde, firmaları değerlendirmek için bir nevi alârm sistemi kuran bankalar, alârm seviyesini o kadar hassas değere getirdi ki, sistem her sinyal çaktığında otomatik olarak firmalara verdikleri kredi limitlerini blokeye alıyorlar.
Blokeye alınan limitler kullanılamaz hale geliyor.
Yani o bahsettikleri revize (Kredi limiti güncelleme ) tarihleri hükümsüz kalıyor. Üstelik limitlere bloke koyduklarını söyleme gereği bile duymuyorlar.
Firmaların her hareketine takılır oldu bankacılık sistemi;
Firma bu ay üst üste kredi aldı, ver sinyali! (Hangi Bankadan aldığı önemli değil, tutarlar yeterli, ver sinyali)
Firma çek kullanımını artırdı, ver sinyali!..
Firma faktoring kullandı , AMAN ha hemen ver sinyali! (Yalnız faktöring işlemini bizim bankadan kullandıysa gözardı edelim)
Firma ortağı kredi kartını çok kullandı, ver sinyali!
Firma ortağı limitlerini çok doldurdu, ver sinyali!
Firma ortağı lüks araç mı aldı? Ver sinyali!
Firmanın faaliyet gösterdiği sektörde herhangi bir firma mı battı? Hemen bu da batarsa endişesiyle ver sinyali!
Firma çapraz çek sistemine takıldı, aynı müşteriden çek aldı ve yine çek verdi, ver sinyali!
Tabi ki , bu sinyal sistemi bankalara komisyon tahsilatı için bahane yaratıyor ve faiz dışı gelirler kaleminde fayda sağlıyor. Örneğin, yılda bir alınan kredi tahsis ücreti adı altında ki masraflar artık 3 ayda bir alınır olabiliyor.
Dijitalleşme adına tamamen bilgi işlem sistemine kendisini endeksleyen bankacılık sistemi mevcut haliyle Girişimci Ruhunu taşımıyor. Sadece girişimci ruhunu taşıyormuş gibi yapıyor.
Kimi zaman faaliyet gösterdiği sektör bahane edilerek, kimi zaman raiting notu bahane edilerek, kimi zaman teminat koşulları yada sermaye yetersizliği bahane edilerek bir anda bankalarda tanımlı olan limitler yok oluyor.
Piyasa ekonomisinin canlılığı bankacılık sistemi istikrarlı tavır sergilediğinde başarılı bir şekilde korunabiliyor. Bu sebeple kaybolan banka limitlerimizi geri alalım lütfen!.