7 Ekim’de Hamas’ın, İsrail’e roket ve kara saldırıları düzenlemesi üzerine İsrail Başbakanı Netenyahu, Hamas’a karşı savaş ilan etmişti.

Aynı gün, İsrail Hamas’a cevaben Gazze’de hava saldırısı başlattı ve bölgeye giden su, elektrik ve yakıt akışını kesti. 2007 yılında Hamas’ın kontrolü altına geçen Gazze, İsrail ve Mısır tarafından hava, deniz ve karadan abluka altında. Yani 2007 yılından beri Gazze’ye giden, su, elektrik, yiyecek, telekomünikasyon ve diğer kamu hizmetleri için İsrail’in kontrolü altında.

Hamas saldırısından bir hafta sonra, İsrail Başbakanı Netenyahu, Kuzey Gazze’nin 24 saat içinde boşaltılmasını talep etti.  Gazze’nin boşaltılmasına yönelik çağrı, İsrail’in Gazze’de kara harekâtı başlatacağının göstergesi olarak yorumlandı.

Netenyahu’nun 12 Ekim’de Gazze için yaptığı tahliye çağrısından sonra siyasi aktörler ve uluslararası kuruluşlar tarafından yapılan açıklamalar aşağıdaki gibidir:

Birleşmiş Milletler, önümüzdeki 24 saat içinde Filistinli sivillerin Güney Gazze’ye taşınmasının “imkânsız” olduğunu açıkladı.

Hamas, Gazze’deki Filistinlileri evlerinde kalmaya çağırdı ve “işgalci güçlerin, sivillere karşı katliamlar yaparak Filistinlileri bir kere daha topraklarından uzaklaştırmak istediğini” duyurdu.

Mısır Başkanı Sisi, Filistinlilerin topraklarında kalmaları için çağrıda bulundu.

Gazze’nin Sağlık Bakanı, Kuzey Gazze’deki hastanelerde tedavi gören yaralıların tahliye edilmesinin mümkün olmadığını belirtti.

Filistin Ulusal Otoritesi Başkanı Abbas, Gazze’deki Filistinlilerin “zorla yerlerinden edilmesini reddettiğini” ve bu durumun gerçekleşmesinin “ikinci Nekbe” yerine geçeceğini iletti.

İnsan Hakları İzleme Komitesi’nin kıdemli hukuk danışmanı Clive Baldwin “Gidecek güvenli bir yer yokken, Gazze’deki bir milyon insana tahliye emri vermek etkili bir uyarı değil. Yollar enkaz halinde, yakıt kıt ve ana hastane tahliye bölgesi içinde” açıklamasını yaptı.

Filistin Kızıl Haç örgütü sözcüsü Nebal Farsakh, içlerinde birçok yaşlı ve yaralının bulunduğu bu kadar insanın yirmi dört saat içinde tahliye edilmesinin herhangi bir yolunun olmadığını açıkladı.

İsrail’in Kuzey Gazze’deki sığınak ve hastaneleri hedef alıp almayacağı üzerine, İsrail ordusundan bir sözcü Kuzey Gazze’deki tüm bölgeleri “savaş alanı” olarak tanımladı.

ABD Savunma Bakanı Austin, ABD’nin İsrail’i desteklediğini ve askeri yardıma hazır olduklarını belirtti.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Birliği’nin İsrail’in yanında olduğunu açıkladı.

Başbakanlık sözcüsü, İngiltere Başbakanı Rishi Sunak’ın, “İngiltere’nin terörle mücadelede İsrail’in yanında” olduğunu ilettiğini ve Gazze’de Hamas’ın sivil halkın içine karıştığını kaydederken, bölgedeki Filistinlileri korumak ve insani yardımı kolaylaştırmak için mümkün olan tüm tedbirlilerin alınması gerektiğini vurguladığını aktardı.

13-14 Ekim arasında İsrail’in, tahliye halindeki sivil konvoylara saldırısı en az 70 kişiyi öldürdü.

Kuzey Gazze’nin toplu bir halde boşaltılması, Arapça facia anlamına gelen ve Nekbe olarak da anılan 1948 savaşından sonra Filistinlilerin topraklarına el konulmasıyla meydana gelen toplu göçle karşılaştırılıyor. Toprak ve vatan kavramı milli kimliklerinde merkezi bir rol oynayan Filistinliler için bu göç, Filistin’in bağımsızlık arayışını sekteye uğratacak bir gelişme olarak sembolik de bir anlam taşıyor.