SON DAKİKA
Hava Durumu

İran’ın IMF başvurusu

Yazının Giriş Tarihi: 23.04.2020 14:18
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.04.2020 14:18

İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarında ülkelere mali krizleri süresince finansal yardım sağlayarak küresel ekonomiyi şekillendirmesi için kurulan Uluslarası Para Fonu (IMF) geçtiğimiz haftalarda gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerin Kovid-19 ile mücadelelerini desteklemek amacıyla 50 milyar dolarlık bir fon oluşturdu.

 

Bunun üstüne İran hükümeti ülkede 4,500’ü aşkın insanın ölümüne mal olan salgını önlemeye yönelik atacağı adımlar doğrultusunda 60 yıldır kapısını çalmadığı IMF’e 5 milyar dolarlık bir kurtarma paketi için başvurdu. Fakat, bilindiği gibi IMF’nin temel finansal kaynağı üyeleri tarafından sağlanan kotalardır. Amerika Birleşik Devletleri bu kotaların %17.45’ini sağlamasıyla hala IMF’nin en büyük finansçısı konumunda. Bu durum Amerika’ya IMF’nin kararları üstünde %16’lık söz hakkı vererek ona Fon’da ağırlıklı bir veto yetkisi sağlıyor. Böylece İran’ın hala Amerikan ambargosu altında olduğu ve ocak ayında Kasım Süleymani’nin öldürülmesiyle gerilen İran-ABD ilişkisi göz önüne alınınca İran’ın Amerika girişimiyle kurulmuş ve desteğiyle yürütülen IMF’ye neden başvurduğu ve Amerika’nın İran’ın başvurusuna karşı tutumunun ne olacağı gibi sorular soruluyor.

 

İçinde bulundukları diplomatik çekişme doğrultusunda ABD, İran hükümetinin mali olarak zorlama politikasını sürdürerek, İran’ın Kovid-19 ile mücadele etmek için yeterince devlet sermayesinin olduğunu belirtti ve İran tarafından talep edilen miktara karşı çıktı. Trump yönetiminin süregelen İran politikası göz önünde bulundurulduğunda ABD beklenen bir tutum sergiledi.

 

Fakat, normal şartlar altında IMF hibe ettiği bir fon ile birlikte alıcı ülkeleri IMF’nin hatta ABD’nin direktiflerine göre ekonomilerini yeniden düzenlemeye iter. Bu düşünülünce, İran’ın İslam Devrimi sonrası egemenliğini karşısında en çok koruduğu devlet ABD’ye bu kadar yakın bir kuruma başvurarak IMF’in kendini isteyebileceği imtiyazlara karşı korunmasız bırakması İran’ın durumun aciliyetini vurguluyor. Bu da şu ana kadar sergilediği sıfır tolerans politikasını göz önüne alınınca İran’daki Kovid-19’un ülkeye getirdiği yıkım IMF’ye ve hatta belki ABD’ye ödün vermenin getireceği yıkımı aşmış olabilir mi?

 

Ülkelerin IMF’e başvurmaları bir çöküşün eşiğinde oldukları anlamına gelmez. Fakat İran’ın IMF gibi kurumlarla iş birliği yapmaya yüklediği anlam düşünülünce bazı yorumlar Kovid-19’un ekonomisi halihazırda ABD yaptırımları sonucu sarsılmış olan İran’ı sosyo-ekonomik anlamda büyük bir rejim değişikliğine mecbur bırakacağı yönünde.

 

Şimdilik İran Amerika’nın maksimum baskı politikasının İran’ın salgına cevap verme kabiliyetini kısıtladığını belirterek ABD’yi ekonomik ve tıbbi teröristlik yapmakla suçluyor. IMF başvurusu sonrası İran’ın Dışişleri Bakanı Javad Zarif ABD’yi tarihin doğru tarafında durmaya ve bu konuda sorumlulukla hareket etmeye çağırdığını açıkladı.

 

Görünen o ki İran bu fonu alsa da almasa da kovid-19’a karşı verdiği mücadelenin sonunda ekonomisini ve iç ve dış politikalarını ne gibi değişikliklerin beklediği şu an için belirsiz. Öyle ki, şu an bütün yönetimler asıl çabalarını ve sermayesini bu salgınla başa çıkmaya yoğunlaştırmış durumdalar. Fakat, görüldüğü gibi salgım devletlerin birbirlerine güvenmesine ve tüm uluslararası çatışmaların durmasına henüz yol açmadı. Birleşmiş Milletlerin Genel Sekreteri António Guterres bu süreçte temel erzaklar ve tıbbi yardıma ulaşımı sağlamak adına devletleri birbirlerine karşı uyguladıkları yaptırımları hafifletmeye çağırdı. Umarım bize insan hayatını temel alan politikaların önemini tekrar hatırlatan Kovid-19, bu dönemden sonra da devam edecek uluslararası dayanışmanın artmasına sebep olur.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.