Geçtiğimiz ay da bahsettiğimiz üzere Türkiye’deki yaklaşan seçimler ülke gündemini olduğu kadar uluslararası basını da meşgul ediyor. Farklı basın kuruluşları Türkiye’nin yeni hükümetinin benimseyeceği dış politika ve para politikalarının geleceği konusuna odaklanmışlar. Özetle, eğer muhalefet lideri Kılıçdaroğlu seçilirse, Türkiye’nin dış siyasetinin, batılı müttefiklerine karşı daha ılımlı bir yöne doğru evirilmesi bekleniyor. Fakat, ittifakın söz verdikleri demokratik reformları gerçekleştirebilmesi konusunda tereddütler hâkim. Bunun sebebi muhalefet koalisyonunun farklı üyelerinin demokrasiye olan sadakatinin sorgulanması. Fakat, Kılıçdaroğlu’nun hükümetinin Ortodoks ekonomik politikalara geri döneceği yönünde beklentilerin uluslararası yatırımcıları heyecanlandırdığı söylenilebilir. Bununla birlikte, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dış siyasetteki çizgisini değiştirmeyeceği öngörülürken, ekonomik politikasının geleceğine dair belirsizliklerin hâkim olduğu algısı uluslararası basında oldukça yaygın.
France 24, Türkiye’nin enflasyon krizinin seçimleri etkileyici rol oynadığını ve uzmanlara göre krizin basitçe çözümünün Kılıçdaroğlu’nun da söz verdiği gibi Ortodoks ekonomi politikalarına dönerek enflasyonu düşürmenin olduğunu belirtirken bu politikanın kısa vadeli ekonomik gerilemeye sebep olacağı için para politikasının, muhalefet partilerinin seçim kampanyası adına konuşması zor bir konu haline geldiğini belirtmiş.
The Guardian, eğer Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kalırsa milletvekili seçimlerini kazanan tarafın psikolojik avantaj elde edeceğine inanıldığını yazmış. Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklamasının Millet İttifakı’nın oyları böleceğine inanılması sebebiyle Kılıçdaroğlu’nun ilk turda seçimleri kazanma şansının azaldığın yazmış.
Politico, Türkiye’deki seçimlerin Avrupa ve Ortadoğu’nun güvenliği konusunda kritik önem taşıdığına işaret ederek, seçim sonuçlarının Türkiye’nin, NATO’daki rolünün, Ukrayna savaşındaki yerinin, Doğu Akdeniz’deki gerilime yaklaşımının ve Avrupa, Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri’yle ilişkilerinin geleceğini belirleyeceğini yazmış.
Foreign Policy, seçimleri Kılıçdaroğlu’nun kazanması ihtimalinde Türkiye’nin tekrar demokrasi ve refaha kavuşarak Avrupa Birliği üyeliği için adımlar atması beklense de Kılıçdaroğlu’nun liderliğini yaptığı ittifakın çok farklı ideolojileri barındıran partilerden oluştuğuna değinerek Türkiye’nin siyasi kurumlarında esaslı değişimler yapmanın Kılıçdaroğlu ve ittifakının dile getirdiği kadar kolay olmayacağını belirtmiş.
The New York Times, Kılıçdaroğlu’nun, Erdoğan’ın tam tersi bir imajla seçmenlere hitap ederek beş yıllık görevini yerine getirdikten sonra emekli olmayı planlayan sıradan bir adam şeklinde sunduğunu yazmış.
Deutsche Welle, uzmanlardan aldığı görüşlere göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimleri kazanması halinde dikkati iç sorunlardan başka yöne çekmek için agresif bir dış siyaset izlemeye devam edeceği görüşünde olduklarını belirtmiş.
Middle East Eye, Millet ittifakının milletvekili listelerinde eski AKP mensuplarının yer almasının bazı CHP destekçilerini kızdırdığını ve CHP’nin, tarihinde ilk kez listelerinde sayıca bu kadar sağ görüşlü siyasetçiye yer verdiğini iletmiş.
Financial Times, uzmanlara göre ekonomik krizin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dindar muhafazakâr seçmen tabanını sarsmış olsa da bu durumun Kılıçdaroğlu’na oy şeklinde geri dönmediğini belirttiklerini yazmış.
Reuters, Avrupa, İsrail ve Körfez ülkelerinden uluslararası yatırımcıların, Türkiye’nin 14 Mayıs’tan sonra daha Ortodoks bir ekonomik politikaya geçiş yapacağına inanarak, özellikle enerji alanında yatırımlarını arttırmayı beklediklerini yazmış.
Al Jazeera, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim kampanyası kapsamında enflasyonu tek haneli rakamlara indireceğini söz vermesine rağmen Ekonomik mantrasını tekrarlayarak yatırım, üretim, ihracat ve nihai cari fazlanın Türkiye’nin gayri safi yurtiçi hasılasını arttıracağını belirttiğini yazmış.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Serra Yedikardeş
Dış basında Türkiye seçim tahminleri
Geçtiğimiz ay da bahsettiğimiz üzere Türkiye’deki yaklaşan seçimler ülke gündemini olduğu kadar uluslararası basını da meşgul ediyor. Farklı basın kuruluşları Türkiye’nin yeni hükümetinin benimseyeceği dış politika ve para politikalarının geleceği konusuna odaklanmışlar. Özetle, eğer muhalefet lideri Kılıçdaroğlu seçilirse, Türkiye’nin dış siyasetinin, batılı müttefiklerine karşı daha ılımlı bir yöne doğru evirilmesi bekleniyor. Fakat, ittifakın söz verdikleri demokratik reformları gerçekleştirebilmesi konusunda tereddütler hâkim. Bunun sebebi muhalefet koalisyonunun farklı üyelerinin demokrasiye olan sadakatinin sorgulanması. Fakat, Kılıçdaroğlu’nun hükümetinin Ortodoks ekonomik politikalara geri döneceği yönünde beklentilerin uluslararası yatırımcıları heyecanlandırdığı söylenilebilir. Bununla birlikte, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dış siyasetteki çizgisini değiştirmeyeceği öngörülürken, ekonomik politikasının geleceğine dair belirsizliklerin hâkim olduğu algısı uluslararası basında oldukça yaygın.
France 24, Türkiye’nin enflasyon krizinin seçimleri etkileyici rol oynadığını ve uzmanlara göre krizin basitçe çözümünün Kılıçdaroğlu’nun da söz verdiği gibi Ortodoks ekonomi politikalarına dönerek enflasyonu düşürmenin olduğunu belirtirken bu politikanın kısa vadeli ekonomik gerilemeye sebep olacağı için para politikasının, muhalefet partilerinin seçim kampanyası adına konuşması zor bir konu haline geldiğini belirtmiş.
The Guardian, eğer Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kalırsa milletvekili seçimlerini kazanan tarafın psikolojik avantaj elde edeceğine inanıldığını yazmış. Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklamasının Millet İttifakı’nın oyları böleceğine inanılması sebebiyle Kılıçdaroğlu’nun ilk turda seçimleri kazanma şansının azaldığın yazmış.
Politico, Türkiye’deki seçimlerin Avrupa ve Ortadoğu’nun güvenliği konusunda kritik önem taşıdığına işaret ederek, seçim sonuçlarının Türkiye’nin, NATO’daki rolünün, Ukrayna savaşındaki yerinin, Doğu Akdeniz’deki gerilime yaklaşımının ve Avrupa, Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri’yle ilişkilerinin geleceğini belirleyeceğini yazmış.
Foreign Policy, seçimleri Kılıçdaroğlu’nun kazanması ihtimalinde Türkiye’nin tekrar demokrasi ve refaha kavuşarak Avrupa Birliği üyeliği için adımlar atması beklense de Kılıçdaroğlu’nun liderliğini yaptığı ittifakın çok farklı ideolojileri barındıran partilerden oluştuğuna değinerek Türkiye’nin siyasi kurumlarında esaslı değişimler yapmanın Kılıçdaroğlu ve ittifakının dile getirdiği kadar kolay olmayacağını belirtmiş.
The New York Times, Kılıçdaroğlu’nun, Erdoğan’ın tam tersi bir imajla seçmenlere hitap ederek beş yıllık görevini yerine getirdikten sonra emekli olmayı planlayan sıradan bir adam şeklinde sunduğunu yazmış.
Deutsche Welle, uzmanlardan aldığı görüşlere göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimleri kazanması halinde dikkati iç sorunlardan başka yöne çekmek için agresif bir dış siyaset izlemeye devam edeceği görüşünde olduklarını belirtmiş.
Middle East Eye, Millet ittifakının milletvekili listelerinde eski AKP mensuplarının yer almasının bazı CHP destekçilerini kızdırdığını ve CHP’nin, tarihinde ilk kez listelerinde sayıca bu kadar sağ görüşlü siyasetçiye yer verdiğini iletmiş.
Financial Times, uzmanlara göre ekonomik krizin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dindar muhafazakâr seçmen tabanını sarsmış olsa da bu durumun Kılıçdaroğlu’na oy şeklinde geri dönmediğini belirttiklerini yazmış.
Reuters, Avrupa, İsrail ve Körfez ülkelerinden uluslararası yatırımcıların, Türkiye’nin 14 Mayıs’tan sonra daha Ortodoks bir ekonomik politikaya geçiş yapacağına inanarak, özellikle enerji alanında yatırımlarını arttırmayı beklediklerini yazmış.
Al Jazeera, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim kampanyası kapsamında enflasyonu tek haneli rakamlara indireceğini söz vermesine rağmen Ekonomik mantrasını tekrarlayarak yatırım, üretim, ihracat ve nihai cari fazlanın Türkiye’nin gayri safi yurtiçi hasılasını arttıracağını belirttiğini yazmış.