Anadolu toprakları Avrupa kimliğinin inşasına ev sahipliği yapmış ve evrensel medeniyetin şekillenmesinde etkin rol oynamış önemli bir coğrafyadır.
Bugün Avrupa kimliğinin üç önemli parametresi olarak sayılan Eski Yunan felsefesi, Roma hukuku ve Hıristiyanlık bu coğrafyada neşvü nema bulmuştur.
Aristo, Platon, Öklid, Pisagor, Heraklit gibi Antik Yunanın büyük filozofları İyonya medeniyetine ev sahipliği yapan Anadolu, aynı zamanda Roma hukukunu ihdas eden kurumsal ve kavramsal dönüşüme de şahitlik etmiştir. Konumuz açısından bakıldığında, Nasıra’da doğan Hz. İsa’nın getirdiği Hıristiyanlık, bu topraklardan çıkıp Suriye üzerinden Antakya’ya ulaşmıştır. Zamanla Antakya bu dinin en önemli inşa sürecinin merkezi olmuştur.
Paganizmin hâkim olduğu dönemde Hıristiyanlar Orta Anadolu’da yer altı şehirleri inşa ederek dinlerini yaşama ceht ve gayreti içinde olmuşlardır. Öyle ki Kütahya Hristiyanlığın yasaklandığı zaman diliminde imanını haykırarak Roma askerleri tarafından şehit edilmeyi şeref sayan Martyres (şehitler) tarikatına ev sahipliği yapmıştır.
Hristiyanlığı Roma’ya taşıyan ve annesi Hristiyan olan ve Hristiyan kültürüyle yetişen I. Konstantin olmuştur. Hıristiyanlığın paganizmden etkilenmesinden rahatsız olan ve çok farklı ve birbiriyle çelişen din yorumları yerine ortak bir öğretinin esas alınmasını isteyen Konstantin, 325 senesinde İznik’te Konseyini toplamıştır. Bu konseyde yüzlerce İncil’in yerine Matta, Yuhanna, Luka ve Markus İncilleri temel dini referans kaynakları olarak kabul edilmiştir. Tüm Hıristiyan mezheplerine hitap eden umdeler benimsenmiştir.
Tüm bu tarihsel ve teolojik arka planı dikkate aldığımızda Papa 14. Leo’nun Türkiye ziyareti büyük bir ehemmiyet arz etmektedir. 1960’a kadar yurtdışı ziyareti yapmaları yasak olan Papalar, şimdiye kadar beş defa Türkiye’yi ziyaret etmiştir. Altıncı ziyareti gerçekleştiren bu Papa, bir önceki papanın vasiyetini yerine getirmiştir. Bu yıl, İznik Konsilinin toplanmasının 1700. sene-i devriyesidir. Farklılıkları ortak değerler etrafında toplama arayışı, bugün kendi içinde çatışma içine giren ve dini aidiyetini/hassasiyetini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalan Hristiyan âlemi açısından oldukça önemlidir.
Günümüzde tüm Katolikleri temsil eden Vatikan, hem siyasi ve hem de teolojik bir merkezdir. Bu bakımdan Papa, hem tüm Katoliklerin ruhani lideri ve hem de Vatikan Devletinin başkanıdır. Ne var ki Vatikan bugün pedofili, taciz, tecavüz ve yolsuzluk gibi ciddi ithamlarla maluldür ve Avrupa hızla Hristiyan değerlerden uzaklaşmaktadır. Kiliseler cemaat bulamadığı için bir bir kapanmaktadır. Söz konusu Papa, Hıristiyanlığı mümkün mertebe özüne döndürerek bu ithamlardan Kiliseyi arındırma arayışındadır.
Bu papayı diğerlerinden ayıran önemli alamet-i farikalar mevcuttur. Şimdiye kadar Papa seçimlerinde kıtalar arası denge gözetilmiş olmakla beraber Amerikan bir Papa seçilmemiştir. Hâlbuki Amerikan vatandaşı olan Papa 14. Leo, ABD Başkanı Trump’ın desteğini alarak bu makama sahip olmuştur. Bu durum Ortadoğu’nun dizaynı aşamasında Papanın da etkin rol oynayacağını göstermektedir. Zira bugün Hristiyan dünya içerisinde en fazla söz sahibi olan mezhep, Hristiyan Siyonizmi olarak da bilinen Evanjelizmdir.
Bu mezhep bugün İsrail’e en fazla desteği vererek Siyonistlerin yaptığı soykırımın doğrudan ortağı olmaktadır. Bu bağlamda Evanjelizmin sapkın ideolojisinin etkinliğini azaltma, teopolitik anlamda Hıristiyan tesirini rasyonel bir zemine çekme ve İslam dünyasının hassasiyetlerini dikkate alan bir çerçeve oluşturma misyonlarını bu Papa üstlenmiş görünmektedir.
Sonuç itibarıyla Anadolu topraklarının Hristiyanlığın gelişiminde üstlendiği rolü bilen, Osmanlının gayrimüslim azınlığa gösterdiği toleransın hakkını teslim eden ve dinler arası olmasa bile dindarlar arası diyaloğu başlatmaya hazır olan bir Papanın Türkiye’de ağırlanması son derece yerinde bir karar olmuştur. Vatikan devletinin başkanı olarak en üst seviyede karşılanan Papanın İslam dünyasının yaşadığı problemleri aşma hususunda Sayın Cumhurbaşkanımızla işbirliği içerisinde çalışacağı aşikârdır.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Prof. Hüsamettin İnaç
Papa ziyaretinin şifreleri
Aristo, Platon, Öklid, Pisagor, Heraklit gibi Antik Yunanın büyük filozofları İyonya medeniyetine ev sahipliği yapan Anadolu, aynı zamanda Roma hukukunu ihdas eden kurumsal ve kavramsal dönüşüme de şahitlik etmiştir. Konumuz açısından bakıldığında, Nasıra’da doğan Hz. İsa’nın getirdiği Hıristiyanlık, bu topraklardan çıkıp Suriye üzerinden Antakya’ya ulaşmıştır. Zamanla Antakya bu dinin en önemli inşa sürecinin merkezi olmuştur.
Paganizmin hâkim olduğu dönemde Hıristiyanlar Orta Anadolu’da yer altı şehirleri inşa ederek dinlerini yaşama ceht ve gayreti içinde olmuşlardır. Öyle ki Kütahya Hristiyanlığın yasaklandığı zaman diliminde imanını haykırarak Roma askerleri tarafından şehit edilmeyi şeref sayan Martyres (şehitler) tarikatına ev sahipliği yapmıştır.
Hristiyanlığı Roma’ya taşıyan ve annesi Hristiyan olan ve Hristiyan kültürüyle yetişen I. Konstantin olmuştur. Hıristiyanlığın paganizmden etkilenmesinden rahatsız olan ve çok farklı ve birbiriyle çelişen din yorumları yerine ortak bir öğretinin esas alınmasını isteyen Konstantin, 325 senesinde İznik’te Konseyini toplamıştır. Bu konseyde yüzlerce İncil’in yerine Matta, Yuhanna, Luka ve Markus İncilleri temel dini referans kaynakları olarak kabul edilmiştir. Tüm Hıristiyan mezheplerine hitap eden umdeler benimsenmiştir.
Tüm bu tarihsel ve teolojik arka planı dikkate aldığımızda Papa 14. Leo’nun Türkiye ziyareti büyük bir ehemmiyet arz etmektedir. 1960’a kadar yurtdışı ziyareti yapmaları yasak olan Papalar, şimdiye kadar beş defa Türkiye’yi ziyaret etmiştir. Altıncı ziyareti gerçekleştiren bu Papa, bir önceki papanın vasiyetini yerine getirmiştir. Bu yıl, İznik Konsilinin toplanmasının 1700. sene-i devriyesidir. Farklılıkları ortak değerler etrafında toplama arayışı, bugün kendi içinde çatışma içine giren ve dini aidiyetini/hassasiyetini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalan Hristiyan âlemi açısından oldukça önemlidir.
Günümüzde tüm Katolikleri temsil eden Vatikan, hem siyasi ve hem de teolojik bir merkezdir. Bu bakımdan Papa, hem tüm Katoliklerin ruhani lideri ve hem de Vatikan Devletinin başkanıdır. Ne var ki Vatikan bugün pedofili, taciz, tecavüz ve yolsuzluk gibi ciddi ithamlarla maluldür ve Avrupa hızla Hristiyan değerlerden uzaklaşmaktadır. Kiliseler cemaat bulamadığı için bir bir kapanmaktadır. Söz konusu Papa, Hıristiyanlığı mümkün mertebe özüne döndürerek bu ithamlardan Kiliseyi arındırma arayışındadır.
Bu papayı diğerlerinden ayıran önemli alamet-i farikalar mevcuttur. Şimdiye kadar Papa seçimlerinde kıtalar arası denge gözetilmiş olmakla beraber Amerikan bir Papa seçilmemiştir. Hâlbuki Amerikan vatandaşı olan Papa 14. Leo, ABD Başkanı Trump’ın desteğini alarak bu makama sahip olmuştur. Bu durum Ortadoğu’nun dizaynı aşamasında Papanın da etkin rol oynayacağını göstermektedir. Zira bugün Hristiyan dünya içerisinde en fazla söz sahibi olan mezhep, Hristiyan Siyonizmi olarak da bilinen Evanjelizmdir.
Bu mezhep bugün İsrail’e en fazla desteği vererek Siyonistlerin yaptığı soykırımın doğrudan ortağı olmaktadır. Bu bağlamda Evanjelizmin sapkın ideolojisinin etkinliğini azaltma, teopolitik anlamda Hıristiyan tesirini rasyonel bir zemine çekme ve İslam dünyasının hassasiyetlerini dikkate alan bir çerçeve oluşturma misyonlarını bu Papa üstlenmiş görünmektedir.
Sonuç itibarıyla Anadolu topraklarının Hristiyanlığın gelişiminde üstlendiği rolü bilen, Osmanlının gayrimüslim azınlığa gösterdiği toleransın hakkını teslim eden ve dinler arası olmasa bile dindarlar arası diyaloğu başlatmaya hazır olan bir Papanın Türkiye’de ağırlanması son derece yerinde bir karar olmuştur. Vatikan devletinin başkanı olarak en üst seviyede karşılanan Papanın İslam dünyasının yaşadığı problemleri aşma hususunda Sayın Cumhurbaşkanımızla işbirliği içerisinde çalışacağı aşikârdır.