Özbekistan’ın Artan Diplomasi Trafiği ve “Orta Ve Güney Asya: Bölgesel Karşılıklı Bağımlılık. Tehditler ve Fırsatlar" Konferansı
Yazının Giriş Tarihi: 15.08.2021 23:58
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.08.2021 23:58
Özbekistan dış politikası Mirziyoyev ile beraber bölgesel barışın sağlanarak komşu ve bölge ülkelerinin ekonomik kalkınmasının artması üzerine odaklanmıştır. Bu sebeple komşu ve bölge ülkelerinin yanı sıra küresel aktörler ile de çok yönlü ilişkiler geliştirilmiş ve zayıf olan Türkiye ile ilişkiler de büyük bir ilerleme kat edilmiştir. Diplomasiyi etkin kullanarak uluslararası kuruluşlarla ilişkiler geliştirilmiş, önemli uluslararası toplantılara katılım gösterilmiş ve birçok toplantı ve konferansa da ev sahipliği yapılmıştır. Bu toplantılardan biri olan 2018 yılında Taşkent'te gerçekleştirilen Afganistan konulu üst düzey barış konferansında Mirziyoyev: “Afganistan'ın güvenliği Özbekistan'ın güvenliğidir, ve Orta ve Güney Asya bölgesinin istikrarıdır ve kalkınmanın garantisidir” ifadelerini kullanmış ve bir anlamda çözüm önerilerinde de bulunulmuştur. Yine Taliban temsilcileri ile Doha’da yapılan toplantılara aktif katılım gösteren Özbekistan, Afganistan özel temsilcisi ataması da yaparak bölge sorunlarının çözümü konusundaki iradesini göstermektedir. Afganistan ile işbirliği içinde Surkhan-Puli-Khumri elektrik şebekesinin inşası ve Trans-Afgan ulaşım koridoru gibi önemli altyapı projelerini hayata geçirmekte olması Afganistan ilişkilerinin geliştirilmesine imkân sağlamakla beraber bölgede barışın sağlanmasına katkı sunmaktadır. Dolayısı ile sadece diplomatik faaliyetler değil somut projeler üzerinde de çalışılmaktadır.
Özbekistan’ın artan diploması trafiğinde Mirziyoyev baş rol oynamakla beraber özellikle dışişleri bakanlığı da önemli görevler üstlenmektedir. Özellikle 2021 yılının başlangıcından beri yoğun bir diplomasi çalışması yürütülmektedir. 2021 Mart’ında Moskova’da olan Dışişleri Bakanı Kamilov, 7 Mart 2021 tarihinde Semerkant'taki Başkonsolosluğu’nun açılışına katılan Çavuşoğlu ile görüşmeler gerçekleştirmiş ve 18-20 Haziran 2021 tarihleri arasında düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu’nda da bu görüşmeler devam etmiştir. Kamilov 1 Temmuz 2021’de ise ABD’de üst düzey görüşmeler gerçekleştirmiştir. Son olarak 13-14 Temmuz tarihlerinde Duşanbe'de ŞİÖ üye ülkelerinin Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısına katılmıştır. Bu toplantılarda Afganistan meselesi, artan önemi sebebi ile ana konu olarak ele alınmıştır. Yine 16 Temmuz'da “Orta ve Güney Asya: Bölgesel Karşılıklı Bağımlılık: Tehditler ve Fırsatlar" konferansının bir parçası olarak Orta Asya-Rusya Dışişleri Bakanlarının dördüncü toplantısı gerçekleştirilmiş ve Afganistan'daki mevcut durum başta olmak üzere uluslararası ve bölgesel siyasetin güncel konuları hakkında görüş alışverişinde bulunulmuştur. Ayrıca Orta Asya dışişleri bakanların gayrı resmi bir toplantı tertip ederek 5-6 Ağustos 2021’de Türkmenistan’da yapılacak olan Orta Asya Devlet Başkanları İstişare Toplantısı’na ilişkin konular görüşülmüştür.
“Orta ve Güney Asya: Bölgesel Karşılıklı Bağımlılık:. Tehditler ve Fırsatlar" konferansını Özbekistan’ın yürüttüğü yoğun diplomasi politikasının sonucu olarak değerlendirmek mümkündür. Böylelikle Özbekistan politikasındaki bütünlük de daha net olarak ortaya konmuş olmaktadır.
Söz konusu konferans Taşkent’te 15-16 Temmuz 2021 tarihlerinde Özbekistan Devlet Başkanı Mirziyoyev'in girişimleri ve liderliğinde gerçekleştirildi. Daha önce gerçekleştirilen çeşitli konferanslar ve Mirziyoyev’in Afgan sorununu barışçıl bir şekilde çözme ve ulusal ekonomisini restore etme çabalarının devamı olarak da gürülebilecek olan konferansa Orta ve Güney Asya ülkelerinin devlet ve hükümet başkanları, Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani, Pakistan Başbakanı İmran Han, Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Josep Borrell, ABD'nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Khalilzad, Rusya, Çin, Hindistan, Türkiye olmak üzere 37 ülkenin dışişleri bakanları, 44 ülkeden çeşitli heyetler, uluslararası finans kuruluşlarının temsilcileri, önde gelen bankaların yönetim kurulu üyeleri, 180'den fazla iş adamı ve 30 uluslararası kuruluş ve düşünce kuruluşlarının başkanlarının katılmıştır. BM Genel Sekreteri de video mesaj ile konferansa dâhil olmuştur. Türk Konseyi’ni de Genel Sekreteri Baghdad Amreyev temsil etmiştir. Konferansın zamanlamasının doğru seçilmesi ve küresel çapta destek görmesi Özbekistan’ın ne kadar isabetli bir diploması izlediğini ortaya koymaktadır. Özbekistan Devlet Başkanı Mirziyoyev’in her ülkenin temsilcileri ile birebir görüşme gerçekleştirmesi de, Özbekistan tarafının konferansa verdiği değeri ortaya koymaktadır.
Konferansın ana hedefleri; bölgede ve uluslararası arenada Afgan topraklarında kalıcı barışın inşa etmek, Afganistan'ın coğrafi konumunu sosyo-ekonomik kalkınmasında etkin hale getirmek, bölgede karşılıklı güven ortamını, ulaşım ve transit potansiyelini yeniden tesis etmek ve ortak altyapı projelerini geliştirmek olarak özetlenebilir. Konferansın en büyük etkisi ise, tarih boyunca iki bölge büyük bir etkileşim içinde olunmasına karşın küresel rekabetin etkisi ile birbirinden kopan Orta ve Güney Asya ülkelerini birbirine yakınlaştırması olmuştur. Yine ara ve ana oturumlarda ele alınan konular ve yapılan anlaşmalar sadece Orta ve Güney Asya için değil tüm Avrasya bölgesinin barış ve istikrarı için büyük önem taşımaktadır.
Mirzoyev yaptığı açılış konusunda Orta ve Güney Asya arasındaki bağları genişletecek büyük ölçekli, uzun vadeli ve stratejik altyapı projelerinin hayata geçirilmesi teklifinde bulunmuş ve iki bölge arasındaki yakın işbirliği, yeni bilgi ve felsefi görüşler, tıp ve astronomi, coğrafya ve matematik, jeodezi ve mimarlık, diplomasi ve kamu yönetimi alanlarındaki başarılar, yüksek kültürel ve manevi-aydınlanma değerleri yayılmasına ve bölge halklarının, siyasi, ekonomik ve insani alanlarda olduğu kadar, ortak devlet yapıları çerçevesinde defalarca uyum içinde yaşamasına vurgu yapmıştır. Mirziyoyev konuşmasının devamında ortak değer olan bilim adamları ve şairlerin yanı sıra Orta ve Güney Asya'da İslam, Budizm, Hinduizm ve farklı halkların eşsiz geleneklerinin yayılması nedeniyle büyük bir etnokültürel ortaklığın varlığına işaret etmiştir.
Etkili sınır ötesi yolların olmaması, ticari ve ekonomik ilişkilerin gelişmemiş olması ve kültürel ve insani ilişkilerin potansiyelinin yeterince kullanılmamasının olumsuz sonuçlarına değinen Mirziyoyev, karşılıklı bağımlılığın, işbirliğinin, diyalogun ve en önemlisi güvenin, tutarlı ve sürdürülebilir kalkınma için itici bir güç olacağından, bölge insanlarının yaşam standartlarını ve refahını iyileştireceğine vurgu yapmıştır. Orta ve Güney Asya'nın tarihi ve medeniyet ortaklığı, halklarımızın ve ülkelerimizin ortak çıkarları, birlikte müreffeh bir gelecek inşa etmek için sağlam bir temel oluşturarak, tehdit ve sorunların çözümü için ikili ilişkilerin ve bölgesel işbirliğinin önünü açacağını vurgulamıştır. Mirziyoyev, Afganistan'da kalıcı barışın tesis edilmesi ile Orta ve Güney Asya ülkelerinin potansiyelinin daha iyi bir şekilde ortaya çıkacağını bu durumunda, bölge ülkeleri arasında dayanışmayı artıracağına vurgu yaparak çeşitli önerilerde bulunmuştur:
Orta ve Güney Asya'da modern, verimli ve güvenli bir ulaşım ve lojistik altyapısı oluşturmak. Termez-Mezar-ı Şerif-Kabil-Peşaver demiryolu ağı, bölgelerimiz arasındaki bağlantı haline gelmelidir;
Ticaret, transit, sınır ötesi alanlarda dijital işbirliğini güçlendirmek için somut önlemler geliştirilmelidir.
BM Uyuşturucu ve Suç Ofisi'nin katılımıyla uyuşturucuya karşı ortak bir eylem planı geliştirilmesi, Bölgede gıda güvenliği konusunda ortak bir program geliştirmek için Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) himayesinde Tarım Bakanları toplantısı düzenlemesi,
Yeşil" bir ekonominin gelişmesini teşvik etmek ve çevre sorunlarına özel önem vermek;
Dünya Turizm Örgütü çerçevesinde Orta ve Güney Asya'daki halklarımızın tarihi ve kültürel mirasını tanıtmayı amaçlayan bir programın geliştirilmesi ve Orta ve Güney Asya'nın devasa turizm potansiyelinin tam olarak gerçekleştirilmesi.
Bilimsel, kültürel ve insani değişimleri genişletmek için, UNESCO himayesinde "Orta ve Güney Asya'nın Tarihsel Mirası" konulu uluslararası bir forum düzenlenmesi,
Gençlik alanında etkin işbirliği kurmak için kalıcı bir Orta ve Güney Asya Gençlik Konseyi'nin kurulması
Bölgesel işbirliğini geliştirmek amacıyla, bu düşünce kuruluşu bünyesinde ülkelerimizin tanınmış bilim adamları, araştırmacıları ve analistlerinden oluşan bir Uzman Konseyi kurmak
Orta ve Güney Asya'dan bilim adamları ve araştırmacılar için basitleştirilmiş bir vize rejiminin yanı sıra üniversiteler ve araştırma merkezleri arasında işbirliğinin geliştirilmesi.
Önerileri, komşu ülkelerle barış ve dostluğun, güvenin ve iyi komşuluk ilişkilerinin güçlendirilmesi, karşılıklı yarar sağlayan işbirliğinin genişletilmesi, bölgenin uzun vadeli beklentilerinin ve gelecekteki gelişiminin kilit bir itici gücü olarak hizmet edecek istikrarlı ticaret, ekonomik, ulaşım ve iletişim bağlarının kurulması, Afgan topraklarında uzun zamandır beklenen barışa siyasi bir çözüm bulunması ve uluslararası toplumun bu sürece tam destek vermesi olarak özetlemek mümkündür.
Afgan topraklarında kalıcı barışın tesisi için bölgede ve uluslararası düzeyde ortak bir yaklaşıma ulaşmak ve Afganistan'ın bölgesel ticaret ve ekonomik ilişkiler sistemine aktif katılımını sağlamak hedefinde olan Özbekistan’ın Afganistan politikasının, Afganistan, Afganistanlılarındır söylemiyle askeri çözümler yerine Afganistan'daki krizin sadece barışçıl müzakereler yoluyla çözülmesi, ülke halkının geleceği için ülkedeki tüm siyasi partilerin ve kuvvetlerin birleştirilmesi, tüm iç siyasi grupların Afganlar arası barış sürecine dâhil edilmesi ve bölgede karşılıklı güven ortamını yeniden tesis etmek üzerine kurulu olduğunu söylemek mümkündür. Bu manada Özbekistan, Afganistan ve Pakistan'ın ulaşım ve transit potansiyelini artırmak önemli bir girişimdir. Mirziyoyev’in de üzerinde durduğu Termez-Mezar-ı Şerif-Kabil-Peşaver demiryolu girişiminin uygulanması ile dış ticaretini %50 artıracak olan Afganistan transit geçişten yılda 400-500 milyon dolar kazanacaktır. 2 Şubat 2021'de Taşkent’te, 4.8 milyar dolar maliyeti olan ve 5 yıl sürmesi beklenen Özbekistan’ı, Afganistan üzerinden Pakistan'a bağlayacak olan Mezar-ı Şerif-Kabil-Peşaver demiryolunun inşası için bir Yol Haritası imzalanmıştı. Genel olarak Trans-Afgan koridoru projesinin tam olarak uygulanmasıyla, Pakistan'dan Özbekistan'a malların taşınması 35 değil 3-5 gün sürecektir. Karaçi limanı üzerinden Taşkent'ten Güneydoğu Asya ülkelerinin limanlarına olan ulaşım yollarının mesafesi, İran'ın şu anda işletmekte olan Bandar Abbas limanından 661 km daha kısadır. 20 fitlik bir konteyner taşımanın maliyeti 3 kattan fazla düşecektir. Dolayısı ile bölge ülkeleri için gelecek vaat eden pazarlara girme konusunda ek avantajlar sağlayacak ve Güney Asya ve Avrupa ülkeleri arasında Orta Asya üzerinden mal taşıma süresini ve maliyetini azaltacaktır. Salgına rağmen Özbekistan-Afganistan arasındaki ticaret 2021’in ilk beş ayında %50 artmış ve Özbekistan'da Afgan sermayeli 160 yeni işletme kurulmuş olmasına bakıldığında yeni hatların kurulması ile ticaretin daha gelişeceğini söylemek mümkündür.
Konferans her ne kadar ABD’nin Afganistan’dan çekilmesi ile Taliban’ın artan saldırıları gölgesinde kalsa da bölgenin istikrarı ve barışı için kalkınmanın önemine de vurgu yapıldığı görülmektedir. Özellikle Afganistan’da artan karmaşıklığa rağmen Pakistan ve Özbekistan arasında ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine yönelik yapılan anlaşma, dikkat çekicidir. Özbekistan ile Pakistan arasında stratejik ortaklığın kurulmasına ilişkin ortak bir bildiri de imzalanmıştır. Mirziyoyev, Imran Khan ile görüşmesinde "Sizinle Yeni Pakistan ve Yeni Özbekistan'ı inşa ediyoruz" ifadelerini kullanarak iki ülke arasında benzerliğe değinerek yeni bir dönemin de başlamakta olduğunu ortaya koymuştur. Transit ve ticaret, iş ve turizm grupları için vize kolaylığına ilişkin hükümetler arası anlaşmalar imzalandı. Ayrıca, Savunma Bakanlıkları arasında askeri eğitim alanında işbirliği protokolü, 2021-2026 Kültür Değişim Programı, turizm, devlet sınırından taşınan mal ve araçlara ilişkin mutabakat zaptı, bilgi alışverişi ön protokolü, Dünya Ekonomisi ve Diplomasi Üniversitesi ile Pakistan Diplomatik Hizmet Akademisi arasında bir mutabakat zaptı ve Özbek-Pakistan İş Konseyi'nin kurulmasına ilişkin bir anlaşma onaylandı. Hükümetlerarası Komisyon ve Özbek-Pakistan iş forumunun toplantısında 500 milyon doların üzerinde anlaşma imzalandığı açıklanmıştır. Yapılan anlaşma ile Pakistan ve Özbekistan arasındaki bağlar daha da güçlenmiş ve Afganistan sorununun çözümü konusunda da iki ülkenin beraber çalışma iradesi ortaya konmuştur. Böylelikle Özbekistan’ın, Pakistan üzerinden dünya pazarlarına ulaşmak için hedeflenen demiryolu gibi çeşitli projelerin de gerçekleşme ihtimali artmaktadır. Böylelikle Özbekistan’ın Afganistan’da yürütmekte olduğu enerji, ulaştırma ve iletişim projeleri de daha da anlamlı hale gelmektedir.
Konferansın önemli kazanımlarından bir diğeri ise, uluslararası ve ikili ticaretin genişletilmesi, yeni geçiş yollarının oluşturulması ve ekonomik bağların güçlendirilmesi için ABD, Özbekistan, Afganistan ve Pakistan'ın katılımıyla yeni bir dörtlü siyasi platform oluşturulması olmuştur. İlerleyen günlerde içeriğinin daha netleşmesi beklenen platformun taraf devletlerin uyumlu çalışmasına bağlı olarak bölge barışına katkı sunması beklenebilir.
Konferans sonuç olarak özellikle bölge ülkeleri için güvenlik, bilim ve teknoloji, sağlık, çevre ve eğitim gibi alanlarda işbirliğinin önemi üzerinde durarak huzur ve istikrarın herkesin yararına olacağı mesajı vermiştir.
Konferansın genel değerlendirmesi açısından Özbekistan’ın bölge sorunlarının çözümünde önemli bir diplomatik gayret gösterdiği görülmektedir. Özbekistan, bölge sorunlarının çözümü konusunda dış politikasını önceliğin bölge ülkelerinde olduğu ancak küresel aktörlerinde bu çabalara desteklenmesi gerektiği esasına göre kurduğu gözlenmektedir. Bu yüzden hiçbir küresel aktörün hegemonyası olmadan bölge ülkeleri ve küresel aktörlerle beraber tehditleri ortadan kaldırarak bölgesel barışın sağlanması hedeflenmektedir. ABD’nin çekilmesi ile artan Taliban saldırı sonrası Kolektif Güvenlik Antlaşmasına katılması gündeme gelmesine rağmen bu durum reddedilmiş ve Özbekistan’ın askeri olarak yeterli güce sahip olduğu vurgulanmıştır. Rusya etkisinin artmasına karşı duyulan bu şüphenin ABD’ye karşı da bulunduğu söylenebilir. Özbekistan Dışişleri Bakanının ABD’de de bulunduğu 1 Temmuz 2021’de gündeme gelen ABD ile işbirliği yapan Afganlıların Özbekistan’a geçmesine sıcak bakılmamıştır. Hatta Taliban saldırıları sonrası Özbekistan’a gelen Afganistanlılar, gerekli güvenlik sağlanarak geri gönderilmeye çalışılmaktadır. Çinli yetkililer ile de gerekli görüşmeler yapılarak Afganistan konusunda bilgi alışverişi yapılmaktadır. Böylelikle küresel aktörlerin hepsiyle dengeli ve çok boyutlu bir iletişim kurulmaya çalışıldığı görülmektedir.
Bölgesel ve küresel aktörler daha önemlisi Afganistanlılar ülkelerinde savası bitirerek hem kendi ülkelerinde hemde bölge de barışı sağlayacak bir anlaşmaya varabilecekler mi? sorunun cevabını önümüzdeki günlerde daha net olarak vermek mümkün olacaktır. Olumsuz bir durumda ise ekonomik çıkarlar ile ulusal güvenlik arasında çelişkili bir durumla karşı karşıya kalacak olan Özbekistan’ın diplomatik çabaları da boşa gitme ihtimali bulunmaktadır. Özellikle bir türlü istikrarın sağlanmadığı Afganistan’da halkın barış özlemi içinde olduğu bilinmektedir. Umudunu yitiren birçok Afganlı da ülkelerini terk ederek başka ülkelere göç etmektedir. ABD’nin çekilmeye başlamasını zafer olarak ilan edip saldırılarını artıran Taliban ise ülkedeki yabancı güçlerin tamamen çekilmesini istemekte hatta Türkiye’nin Afganistan’da varlık göstermesine karşı çıkmaktadır. Orta Asya ülkelerine yönelik herhangi bir saldırı planı olmadığını ifade eden Taliban’ın, Çin ile ilişkilerine önem verdiği görülmektedir. Ülkenin %85’ine hâkim olduklarını söyleyen Taliban sözcüsü Süheyl Şahin, South China Morning Post'a yaptığı açıklamada, "Çin, Afganistan'ın dostudur ve ülkeyi yeniden inşa etme çabalarını memnuniyetle karşılıyoruz" demiştir. Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani ise 14 Temmuz 2021’de TOLO News kanalındaki konuşmasında, "Ülkedeki güvenlik durumu önümüzdeki üç ay içinde önemli ölçüde iyileşecek. "Taliban yenilecek ve işgal ettiği topraklar geri verilecek" ifadelerini kullanmıştır. Ne var ki Taliban'ı yenmek için ulusal dayanışmaya ihtiyaç olduğunu da vurgulamıştır. Halk, Taliban ve siyasi iktidar her ne kadar siyasi-toplumsal birliğin zorunluluğu konusunda hemfikirse de bu birliğin nasıl olacağı hala belirsizliğini koruduğu görülmektedir.
Konferansa katılım gösteren ülkelerden biri de Türkiye’dir. Türkiye’yi temsil eden Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ülkeleri antik İpek Yolu boyunca ulaşım koridorlarını restore ederek işbirliğini derinleştirmeye çağırmış ve bölgedeki tehdit ve zorluklara karşı ortak mücadelenin etkili olduğunu vurgulamıştır. Ayrıca koalisyon güçlerinin Afganistan'dan çekilmesinden sonra da Türk ordusunun kalacağını vurgulamıştır. Çavuşoğlu ayrıca Özbekistan Devlet Başkanı Mirziyoyev, Afganistan Devlet Başkanı Eşref Ghani, ABD'nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad, Afganistan Dışişleri Bakanı Muhammed Hanif Atmar ve çok sayıda dışişleri yetkilisiyle bir araya gelmiştir. Çavuşoğlu’nun konferansa katılarak Türkiye’nin Afganistan’da kalacağını dile getirmesi ve üst düzey görüşmelerde bulunması Türkiye’nin Afganistan’da karşılaşacağı riskleri azaltmaya yönelik olarak değerlendirmek mümkündür. 30 Haziran’da Savunma Bakanı Akar da, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov ve Tacikistan’da mevkidaşı ile görüşmeler gerçekleştirmişti. Hem Akar’ın hem de Çavuşoğlu’nun bölge ülkeleri ve küresel aktörlerle ilişkilerini yoğunlaştırması Türkiye’nin Afganistan konusunda oyun kurucu rolünün artmakta olduğunu göstermektedir. Ancak hem Taliban’ın açıklamaları ve Türkiye’nin ABD tarafından kalmaya ikna edildiğine dair propagandaların yoğunlaşması Türkiye açısından durumu daha karmaşık hale getirmesi mümkündür.
İktidara geldikten sonra Yeni Özbekistan sloganıyla önemli reformlar yapan ve aktif bir dış politika izleyerek Özbekistan’ı dış dünyaya açmaya çalışan Mirziyoyev’in, yavaş yavaş izlediği politikanın meyvelerini almaya başladığı görülmektedir. Komşu ülkelerle sorunlarını çözerken bölge ve dünya barışının sağlanmasına yönelik diplomatik girişimlerde bulunmaktadır. Özbekistan’da ağırlanan yabancı devlet yetkilileri dışında Devlet Başkanı Mirziyoyev’in yurtdışı ziyaretleri ve Özbekistan Dışişleri Bakanı ve temsilcileri de ABD’den Türkiye ve Katar’a Çin’e Endonezya’ya kadar her türlü diplomatik toplantıya katılmaktadır. Artan diplomasi faaliyetleri, Özbekistan’ın sadece bölgede değil küresel anlamda da ağırlığını her geçen artırmasına büyük bir katkı sunacaktır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Prof. Hüsamettin İnaç
Özbekistan’ın Artan Diplomasi Trafiği ve “Orta Ve Güney Asya: Bölgesel Karşılıklı Bağımlılık. Tehditler ve Fırsatlar" Konferansı
Özbekistan dış politikası Mirziyoyev ile beraber bölgesel barışın sağlanarak komşu ve bölge ülkelerinin ekonomik kalkınmasının artması üzerine odaklanmıştır. Bu sebeple komşu ve bölge ülkelerinin yanı sıra küresel aktörler ile de çok yönlü ilişkiler geliştirilmiş ve zayıf olan Türkiye ile ilişkiler de büyük bir ilerleme kat edilmiştir. Diplomasiyi etkin kullanarak uluslararası kuruluşlarla ilişkiler geliştirilmiş, önemli uluslararası toplantılara katılım gösterilmiş ve birçok toplantı ve konferansa da ev sahipliği yapılmıştır. Bu toplantılardan biri olan 2018 yılında Taşkent'te gerçekleştirilen Afganistan konulu üst düzey barış konferansında Mirziyoyev: “Afganistan'ın güvenliği Özbekistan'ın güvenliğidir, ve Orta ve Güney Asya bölgesinin istikrarıdır ve kalkınmanın garantisidir” ifadelerini kullanmış ve bir anlamda çözüm önerilerinde de bulunulmuştur. Yine Taliban temsilcileri ile Doha’da yapılan toplantılara aktif katılım gösteren Özbekistan, Afganistan özel temsilcisi ataması da yaparak bölge sorunlarının çözümü konusundaki iradesini göstermektedir. Afganistan ile işbirliği içinde Surkhan-Puli-Khumri elektrik şebekesinin inşası ve Trans-Afgan ulaşım koridoru gibi önemli altyapı projelerini hayata geçirmekte olması Afganistan ilişkilerinin geliştirilmesine imkân sağlamakla beraber bölgede barışın sağlanmasına katkı sunmaktadır. Dolayısı ile sadece diplomatik faaliyetler değil somut projeler üzerinde de çalışılmaktadır.
Özbekistan’ın artan diploması trafiğinde Mirziyoyev baş rol oynamakla beraber özellikle dışişleri bakanlığı da önemli görevler üstlenmektedir. Özellikle 2021 yılının başlangıcından beri yoğun bir diplomasi çalışması yürütülmektedir. 2021 Mart’ında Moskova’da olan Dışişleri Bakanı Kamilov, 7 Mart 2021 tarihinde Semerkant'taki Başkonsolosluğu’nun açılışına katılan Çavuşoğlu ile görüşmeler gerçekleştirmiş ve 18-20 Haziran 2021 tarihleri arasında düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu’nda da bu görüşmeler devam etmiştir. Kamilov 1 Temmuz 2021’de ise ABD’de üst düzey görüşmeler gerçekleştirmiştir. Son olarak 13-14 Temmuz tarihlerinde Duşanbe'de ŞİÖ üye ülkelerinin Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısına katılmıştır. Bu toplantılarda Afganistan meselesi, artan önemi sebebi ile ana konu olarak ele alınmıştır. Yine 16 Temmuz'da “Orta ve Güney Asya: Bölgesel Karşılıklı Bağımlılık: Tehditler ve Fırsatlar" konferansının bir parçası olarak Orta Asya-Rusya Dışişleri Bakanlarının dördüncü toplantısı gerçekleştirilmiş ve Afganistan'daki mevcut durum başta olmak üzere uluslararası ve bölgesel siyasetin güncel konuları hakkında görüş alışverişinde bulunulmuştur. Ayrıca Orta Asya dışişleri bakanların gayrı resmi bir toplantı tertip ederek 5-6 Ağustos 2021’de Türkmenistan’da yapılacak olan Orta Asya Devlet Başkanları İstişare Toplantısı’na ilişkin konular görüşülmüştür.
“Orta ve Güney Asya: Bölgesel Karşılıklı Bağımlılık:. Tehditler ve Fırsatlar" konferansını Özbekistan’ın yürüttüğü yoğun diplomasi politikasının sonucu olarak değerlendirmek mümkündür. Böylelikle Özbekistan politikasındaki bütünlük de daha net olarak ortaya konmuş olmaktadır.
Söz konusu konferans Taşkent’te 15-16 Temmuz 2021 tarihlerinde Özbekistan Devlet Başkanı Mirziyoyev'in girişimleri ve liderliğinde gerçekleştirildi. Daha önce gerçekleştirilen çeşitli konferanslar ve Mirziyoyev’in Afgan sorununu barışçıl bir şekilde çözme ve ulusal ekonomisini restore etme çabalarının devamı olarak da gürülebilecek olan konferansa Orta ve Güney Asya ülkelerinin devlet ve hükümet başkanları, Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani, Pakistan Başbakanı İmran Han, Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Josep Borrell, ABD'nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Khalilzad, Rusya, Çin, Hindistan, Türkiye olmak üzere 37 ülkenin dışişleri bakanları, 44 ülkeden çeşitli heyetler, uluslararası finans kuruluşlarının temsilcileri, önde gelen bankaların yönetim kurulu üyeleri, 180'den fazla iş adamı ve 30 uluslararası kuruluş ve düşünce kuruluşlarının başkanlarının katılmıştır. BM Genel Sekreteri de video mesaj ile konferansa dâhil olmuştur. Türk Konseyi’ni de Genel Sekreteri Baghdad Amreyev temsil etmiştir. Konferansın zamanlamasının doğru seçilmesi ve küresel çapta destek görmesi Özbekistan’ın ne kadar isabetli bir diploması izlediğini ortaya koymaktadır. Özbekistan Devlet Başkanı Mirziyoyev’in her ülkenin temsilcileri ile birebir görüşme gerçekleştirmesi de, Özbekistan tarafının konferansa verdiği değeri ortaya koymaktadır.
Konferansın ana hedefleri; bölgede ve uluslararası arenada Afgan topraklarında kalıcı barışın inşa etmek, Afganistan'ın coğrafi konumunu sosyo-ekonomik kalkınmasında etkin hale getirmek, bölgede karşılıklı güven ortamını, ulaşım ve transit potansiyelini yeniden tesis etmek ve ortak altyapı projelerini geliştirmek olarak özetlenebilir. Konferansın en büyük etkisi ise, tarih boyunca iki bölge büyük bir etkileşim içinde olunmasına karşın küresel rekabetin etkisi ile birbirinden kopan Orta ve Güney Asya ülkelerini birbirine yakınlaştırması olmuştur. Yine ara ve ana oturumlarda ele alınan konular ve yapılan anlaşmalar sadece Orta ve Güney Asya için değil tüm Avrasya bölgesinin barış ve istikrarı için büyük önem taşımaktadır.
Mirzoyev yaptığı açılış konusunda Orta ve Güney Asya arasındaki bağları genişletecek büyük ölçekli, uzun vadeli ve stratejik altyapı projelerinin hayata geçirilmesi teklifinde bulunmuş ve iki bölge arasındaki yakın işbirliği, yeni bilgi ve felsefi görüşler, tıp ve astronomi, coğrafya ve matematik, jeodezi ve mimarlık, diplomasi ve kamu yönetimi alanlarındaki başarılar, yüksek kültürel ve manevi-aydınlanma değerleri yayılmasına ve bölge halklarının, siyasi, ekonomik ve insani alanlarda olduğu kadar, ortak devlet yapıları çerçevesinde defalarca uyum içinde yaşamasına vurgu yapmıştır. Mirziyoyev konuşmasının devamında ortak değer olan bilim adamları ve şairlerin yanı sıra Orta ve Güney Asya'da İslam, Budizm, Hinduizm ve farklı halkların eşsiz geleneklerinin yayılması nedeniyle büyük bir etnokültürel ortaklığın varlığına işaret etmiştir.
Etkili sınır ötesi yolların olmaması, ticari ve ekonomik ilişkilerin gelişmemiş olması ve kültürel ve insani ilişkilerin potansiyelinin yeterince kullanılmamasının olumsuz sonuçlarına değinen Mirziyoyev, karşılıklı bağımlılığın, işbirliğinin, diyalogun ve en önemlisi güvenin, tutarlı ve sürdürülebilir kalkınma için itici bir güç olacağından, bölge insanlarının yaşam standartlarını ve refahını iyileştireceğine vurgu yapmıştır. Orta ve Güney Asya'nın tarihi ve medeniyet ortaklığı, halklarımızın ve ülkelerimizin ortak çıkarları, birlikte müreffeh bir gelecek inşa etmek için sağlam bir temel oluşturarak, tehdit ve sorunların çözümü için ikili ilişkilerin ve bölgesel işbirliğinin önünü açacağını vurgulamıştır. Mirziyoyev, Afganistan'da kalıcı barışın tesis edilmesi ile Orta ve Güney Asya ülkelerinin potansiyelinin daha iyi bir şekilde ortaya çıkacağını bu durumunda, bölge ülkeleri arasında dayanışmayı artıracağına vurgu yaparak çeşitli önerilerde bulunmuştur:
Orta ve Güney Asya'da modern, verimli ve güvenli bir ulaşım ve lojistik altyapısı oluşturmak. Termez-Mezar-ı Şerif-Kabil-Peşaver demiryolu ağı, bölgelerimiz arasındaki bağlantı haline gelmelidir;
Ticaret, transit, sınır ötesi alanlarda dijital işbirliğini güçlendirmek için somut önlemler geliştirilmelidir.
BM Uyuşturucu ve Suç Ofisi'nin katılımıyla uyuşturucuya karşı ortak bir eylem planı geliştirilmesi, Bölgede gıda güvenliği konusunda ortak bir program geliştirmek için Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) himayesinde Tarım Bakanları toplantısı düzenlemesi,
Yeşil" bir ekonominin gelişmesini teşvik etmek ve çevre sorunlarına özel önem vermek;
Dünya Turizm Örgütü çerçevesinde Orta ve Güney Asya'daki halklarımızın tarihi ve kültürel mirasını tanıtmayı amaçlayan bir programın geliştirilmesi ve Orta ve Güney Asya'nın devasa turizm potansiyelinin tam olarak gerçekleştirilmesi.
Bilimsel, kültürel ve insani değişimleri genişletmek için, UNESCO himayesinde "Orta ve Güney Asya'nın Tarihsel Mirası" konulu uluslararası bir forum düzenlenmesi,
Gençlik alanında etkin işbirliği kurmak için kalıcı bir Orta ve Güney Asya Gençlik Konseyi'nin kurulması
Bölgesel işbirliğini geliştirmek amacıyla, bu düşünce kuruluşu bünyesinde ülkelerimizin tanınmış bilim adamları, araştırmacıları ve analistlerinden oluşan bir Uzman Konseyi kurmak
Orta ve Güney Asya'dan bilim adamları ve araştırmacılar için basitleştirilmiş bir vize rejiminin yanı sıra üniversiteler ve araştırma merkezleri arasında işbirliğinin geliştirilmesi.
Önerileri, komşu ülkelerle barış ve dostluğun, güvenin ve iyi komşuluk ilişkilerinin güçlendirilmesi, karşılıklı yarar sağlayan işbirliğinin genişletilmesi, bölgenin uzun vadeli beklentilerinin ve gelecekteki gelişiminin kilit bir itici gücü olarak hizmet edecek istikrarlı ticaret, ekonomik, ulaşım ve iletişim bağlarının kurulması, Afgan topraklarında uzun zamandır beklenen barışa siyasi bir çözüm bulunması ve uluslararası toplumun bu sürece tam destek vermesi olarak özetlemek mümkündür.
Afgan topraklarında kalıcı barışın tesisi için bölgede ve uluslararası düzeyde ortak bir yaklaşıma ulaşmak ve Afganistan'ın bölgesel ticaret ve ekonomik ilişkiler sistemine aktif katılımını sağlamak hedefinde olan Özbekistan’ın Afganistan politikasının, Afganistan, Afganistanlılarındır söylemiyle askeri çözümler yerine Afganistan'daki krizin sadece barışçıl müzakereler yoluyla çözülmesi, ülke halkının geleceği için ülkedeki tüm siyasi partilerin ve kuvvetlerin birleştirilmesi, tüm iç siyasi grupların Afganlar arası barış sürecine dâhil edilmesi ve bölgede karşılıklı güven ortamını yeniden tesis etmek üzerine kurulu olduğunu söylemek mümkündür. Bu manada Özbekistan, Afganistan ve Pakistan'ın ulaşım ve transit potansiyelini artırmak önemli bir girişimdir. Mirziyoyev’in de üzerinde durduğu Termez-Mezar-ı Şerif-Kabil-Peşaver demiryolu girişiminin uygulanması ile dış ticaretini %50 artıracak olan Afganistan transit geçişten yılda 400-500 milyon dolar kazanacaktır. 2 Şubat 2021'de Taşkent’te, 4.8 milyar dolar maliyeti olan ve 5 yıl sürmesi beklenen Özbekistan’ı, Afganistan üzerinden Pakistan'a bağlayacak olan Mezar-ı Şerif-Kabil-Peşaver demiryolunun inşası için bir Yol Haritası imzalanmıştı. Genel olarak Trans-Afgan koridoru projesinin tam olarak uygulanmasıyla, Pakistan'dan Özbekistan'a malların taşınması 35 değil 3-5 gün sürecektir. Karaçi limanı üzerinden Taşkent'ten Güneydoğu Asya ülkelerinin limanlarına olan ulaşım yollarının mesafesi, İran'ın şu anda işletmekte olan Bandar Abbas limanından 661 km daha kısadır. 20 fitlik bir konteyner taşımanın maliyeti 3 kattan fazla düşecektir. Dolayısı ile bölge ülkeleri için gelecek vaat eden pazarlara girme konusunda ek avantajlar sağlayacak ve Güney Asya ve Avrupa ülkeleri arasında Orta Asya üzerinden mal taşıma süresini ve maliyetini azaltacaktır. Salgına rağmen Özbekistan-Afganistan arasındaki ticaret 2021’in ilk beş ayında %50 artmış ve Özbekistan'da Afgan sermayeli 160 yeni işletme kurulmuş olmasına bakıldığında yeni hatların kurulması ile ticaretin daha gelişeceğini söylemek mümkündür.
Konferans her ne kadar ABD’nin Afganistan’dan çekilmesi ile Taliban’ın artan saldırıları gölgesinde kalsa da bölgenin istikrarı ve barışı için kalkınmanın önemine de vurgu yapıldığı görülmektedir. Özellikle Afganistan’da artan karmaşıklığa rağmen Pakistan ve Özbekistan arasında ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine yönelik yapılan anlaşma, dikkat çekicidir. Özbekistan ile Pakistan arasında stratejik ortaklığın kurulmasına ilişkin ortak bir bildiri de imzalanmıştır. Mirziyoyev, Imran Khan ile görüşmesinde "Sizinle Yeni Pakistan ve Yeni Özbekistan'ı inşa ediyoruz" ifadelerini kullanarak iki ülke arasında benzerliğe değinerek yeni bir dönemin de başlamakta olduğunu ortaya koymuştur. Transit ve ticaret, iş ve turizm grupları için vize kolaylığına ilişkin hükümetler arası anlaşmalar imzalandı. Ayrıca, Savunma Bakanlıkları arasında askeri eğitim alanında işbirliği protokolü, 2021-2026 Kültür Değişim Programı, turizm, devlet sınırından taşınan mal ve araçlara ilişkin mutabakat zaptı, bilgi alışverişi ön protokolü, Dünya Ekonomisi ve Diplomasi Üniversitesi ile Pakistan Diplomatik Hizmet Akademisi arasında bir mutabakat zaptı ve Özbek-Pakistan İş Konseyi'nin kurulmasına ilişkin bir anlaşma onaylandı. Hükümetlerarası Komisyon ve Özbek-Pakistan iş forumunun toplantısında 500 milyon doların üzerinde anlaşma imzalandığı açıklanmıştır. Yapılan anlaşma ile Pakistan ve Özbekistan arasındaki bağlar daha da güçlenmiş ve Afganistan sorununun çözümü konusunda da iki ülkenin beraber çalışma iradesi ortaya konmuştur. Böylelikle Özbekistan’ın, Pakistan üzerinden dünya pazarlarına ulaşmak için hedeflenen demiryolu gibi çeşitli projelerin de gerçekleşme ihtimali artmaktadır. Böylelikle Özbekistan’ın Afganistan’da yürütmekte olduğu enerji, ulaştırma ve iletişim projeleri de daha da anlamlı hale gelmektedir.
Konferansın önemli kazanımlarından bir diğeri ise, uluslararası ve ikili ticaretin genişletilmesi, yeni geçiş yollarının oluşturulması ve ekonomik bağların güçlendirilmesi için ABD, Özbekistan, Afganistan ve Pakistan'ın katılımıyla yeni bir dörtlü siyasi platform oluşturulması olmuştur. İlerleyen günlerde içeriğinin daha netleşmesi beklenen platformun taraf devletlerin uyumlu çalışmasına bağlı olarak bölge barışına katkı sunması beklenebilir.
Konferans sonuç olarak özellikle bölge ülkeleri için güvenlik, bilim ve teknoloji, sağlık, çevre ve eğitim gibi alanlarda işbirliğinin önemi üzerinde durarak huzur ve istikrarın herkesin yararına olacağı mesajı vermiştir.
Konferansın genel değerlendirmesi açısından Özbekistan’ın bölge sorunlarının çözümünde önemli bir diplomatik gayret gösterdiği görülmektedir. Özbekistan, bölge sorunlarının çözümü konusunda dış politikasını önceliğin bölge ülkelerinde olduğu ancak küresel aktörlerinde bu çabalara desteklenmesi gerektiği esasına göre kurduğu gözlenmektedir. Bu yüzden hiçbir küresel aktörün hegemonyası olmadan bölge ülkeleri ve küresel aktörlerle beraber tehditleri ortadan kaldırarak bölgesel barışın sağlanması hedeflenmektedir. ABD’nin çekilmesi ile artan Taliban saldırı sonrası Kolektif Güvenlik Antlaşmasına katılması gündeme gelmesine rağmen bu durum reddedilmiş ve Özbekistan’ın askeri olarak yeterli güce sahip olduğu vurgulanmıştır. Rusya etkisinin artmasına karşı duyulan bu şüphenin ABD’ye karşı da bulunduğu söylenebilir. Özbekistan Dışişleri Bakanının ABD’de de bulunduğu 1 Temmuz 2021’de gündeme gelen ABD ile işbirliği yapan Afganlıların Özbekistan’a geçmesine sıcak bakılmamıştır. Hatta Taliban saldırıları sonrası Özbekistan’a gelen Afganistanlılar, gerekli güvenlik sağlanarak geri gönderilmeye çalışılmaktadır. Çinli yetkililer ile de gerekli görüşmeler yapılarak Afganistan konusunda bilgi alışverişi yapılmaktadır. Böylelikle küresel aktörlerin hepsiyle dengeli ve çok boyutlu bir iletişim kurulmaya çalışıldığı görülmektedir.
Bölgesel ve küresel aktörler daha önemlisi Afganistanlılar ülkelerinde savası bitirerek hem kendi ülkelerinde hemde bölge de barışı sağlayacak bir anlaşmaya varabilecekler mi? sorunun cevabını önümüzdeki günlerde daha net olarak vermek mümkün olacaktır. Olumsuz bir durumda ise ekonomik çıkarlar ile ulusal güvenlik arasında çelişkili bir durumla karşı karşıya kalacak olan Özbekistan’ın diplomatik çabaları da boşa gitme ihtimali bulunmaktadır. Özellikle bir türlü istikrarın sağlanmadığı Afganistan’da halkın barış özlemi içinde olduğu bilinmektedir. Umudunu yitiren birçok Afganlı da ülkelerini terk ederek başka ülkelere göç etmektedir. ABD’nin çekilmeye başlamasını zafer olarak ilan edip saldırılarını artıran Taliban ise ülkedeki yabancı güçlerin tamamen çekilmesini istemekte hatta Türkiye’nin Afganistan’da varlık göstermesine karşı çıkmaktadır. Orta Asya ülkelerine yönelik herhangi bir saldırı planı olmadığını ifade eden Taliban’ın, Çin ile ilişkilerine önem verdiği görülmektedir. Ülkenin %85’ine hâkim olduklarını söyleyen Taliban sözcüsü Süheyl Şahin, South China Morning Post'a yaptığı açıklamada, "Çin, Afganistan'ın dostudur ve ülkeyi yeniden inşa etme çabalarını memnuniyetle karşılıyoruz" demiştir. Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani ise 14 Temmuz 2021’de TOLO News kanalındaki konuşmasında, "Ülkedeki güvenlik durumu önümüzdeki üç ay içinde önemli ölçüde iyileşecek. "Taliban yenilecek ve işgal ettiği topraklar geri verilecek" ifadelerini kullanmıştır. Ne var ki Taliban'ı yenmek için ulusal dayanışmaya ihtiyaç olduğunu da vurgulamıştır. Halk, Taliban ve siyasi iktidar her ne kadar siyasi-toplumsal birliğin zorunluluğu konusunda hemfikirse de bu birliğin nasıl olacağı hala belirsizliğini koruduğu görülmektedir.
Konferansa katılım gösteren ülkelerden biri de Türkiye’dir. Türkiye’yi temsil eden Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ülkeleri antik İpek Yolu boyunca ulaşım koridorlarını restore ederek işbirliğini derinleştirmeye çağırmış ve bölgedeki tehdit ve zorluklara karşı ortak mücadelenin etkili olduğunu vurgulamıştır. Ayrıca koalisyon güçlerinin Afganistan'dan çekilmesinden sonra da Türk ordusunun kalacağını vurgulamıştır. Çavuşoğlu ayrıca Özbekistan Devlet Başkanı Mirziyoyev, Afganistan Devlet Başkanı Eşref Ghani, ABD'nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad, Afganistan Dışişleri Bakanı Muhammed Hanif Atmar ve çok sayıda dışişleri yetkilisiyle bir araya gelmiştir. Çavuşoğlu’nun konferansa katılarak Türkiye’nin Afganistan’da kalacağını dile getirmesi ve üst düzey görüşmelerde bulunması Türkiye’nin Afganistan’da karşılaşacağı riskleri azaltmaya yönelik olarak değerlendirmek mümkündür. 30 Haziran’da Savunma Bakanı Akar da, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov ve Tacikistan’da mevkidaşı ile görüşmeler gerçekleştirmişti. Hem Akar’ın hem de Çavuşoğlu’nun bölge ülkeleri ve küresel aktörlerle ilişkilerini yoğunlaştırması Türkiye’nin Afganistan konusunda oyun kurucu rolünün artmakta olduğunu göstermektedir. Ancak hem Taliban’ın açıklamaları ve Türkiye’nin ABD tarafından kalmaya ikna edildiğine dair propagandaların yoğunlaşması Türkiye açısından durumu daha karmaşık hale getirmesi mümkündür.
İktidara geldikten sonra Yeni Özbekistan sloganıyla önemli reformlar yapan ve aktif bir dış politika izleyerek Özbekistan’ı dış dünyaya açmaya çalışan Mirziyoyev’in, yavaş yavaş izlediği politikanın meyvelerini almaya başladığı görülmektedir. Komşu ülkelerle sorunlarını çözerken bölge ve dünya barışının sağlanmasına yönelik diplomatik girişimlerde bulunmaktadır. Özbekistan’da ağırlanan yabancı devlet yetkilileri dışında Devlet Başkanı Mirziyoyev’in yurtdışı ziyaretleri ve Özbekistan Dışişleri Bakanı ve temsilcileri de ABD’den Türkiye ve Katar’a Çin’e Endonezya’ya kadar her türlü diplomatik toplantıya katılmaktadır. Artan diplomasi faaliyetleri, Özbekistan’ın sadece bölgede değil küresel anlamda da ağırlığını her geçen artırmasına büyük bir katkı sunacaktır.