SON DAKİKA
Hava Durumu

Madrid Zirvesi’nin stratejik sonuçları

Yazının Giriş Tarihi: 17.08.2022 16:56
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.08.2022 16:56

 

NATO kurulduğu günden itibaren değişen tehdit algılarına cevap verebilmek için farklı dönemlerde farklı jeopolitik gerekçelerle dört stratejik konsept benimsemiştir. 1950 Washington Stratejik Konsept Belgesi başta olmak üzere 1991 Roma, 1999 Madrid, 2010 Lizbon Stratejik Konsept Belgeleri güncel jeopolitiği yeniden yorumlayarak örgütün kimliğini, savunma ve güvenlik öncelikleri ekseninde yeniden şekillendirmiştir. Bu bakımdan 28-30 Haziran 2022 Madrid Zirvesi geçmişteki tüm strateji belgelerini geçersiz kılan yeni bir stratejik ufuk ortaya koymaktadır. Bu ufkun arka planında Ukrayna-Rusya Savaşı vardır. Öyle ki bir önceki 2010 Lizbon Strateji belgesinde Avrupa-Atlantik arasında barışın mevcudiyetinden söz edilirken Madrid’de benimsenen belge, Rusya’yı istikrarı bozan, güvenlik düzenini zedeleyen bir aktör olarak tanımlamış ve Atlantik’in iki yakasında barışın ortadan kalktığı neticesine varmıştır. Öyle ki, belgeye göre, Rusya Kuzey Buz Denizinden Akdeniz’e kadar çok geniş bir coğrafyada nüfuz alanları kurmaya çalışması ve nükleer silahlara vurgu yapmasıyla NATO için “en önemli ve doğrudan tehdit” mesabesine yükselmiştir. Tam da bu nedenle ilk defa bir strateji belgesinde ABD, İngiltere ve Fransa’nın nükleer silahlarının ortaya koyduğu caydırıcılık gündeme getirilmiştir.

Öte yandan bir NATO belgesine ilk defa Çin Halk Cumhuriyeti dahil edilerek bu ülkenin Atlantik kampının çıkarlarına, güvenliğine ve değerlerine meydan okuduğu belirtilmektedir. Buna ilaveten Çin, “kurallara dayalı uluslararası düzeni yıkmaya çalışmaktadır”. Bu ibarenin altında haddi zatında ABD hegemonyasının zayıflamaya başladığının ve Çin’in hegemonik üstünlüğü sağlayacak en güçlü alternatif aktör haline geldiğinin itirafı yatmaktadır. Üstüne üstlük Çin ve Rusya’nın gittikçe derinleşen ittifakı da NATO için göz ardı edilemeyecek bir tehdit olarak görülmektedir. Ayrıca NATO’nun açık kapı politikasının devam ettiğinden hareketle Hint-Pasifikteki yeni ve mevcut ortaklarla işbirliğini güçlendirme iradesinin metin içinde beyan edilmesi, NATO’nun Asya-Pasifik’e doğru genişleme politikasını açıkça ortaya koymaktadır. Japonya, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın Madrid Zirvesi’nde yer almasının sebebi de bu politikadır. Batı Balkanlar ve Karadeniz bölgesinin NATO için stratejik düğüm noktaları olarak nitelendirilmesinin ve Bosna-Hersek, Gürcistan ve Ukrayna ile ortaklık sürecinin ivme kazanacağının ifade edilmesi, NATO-Rusya savaşının Ukrayna’dan sonra Avrupa’nın göbeğine taşınacağı endişesini yaratmaktadır. Nitekim Sırbistan ve Kosova’da Mitroviça’da yaşayan Sırp azınlığın Kosova pasaportu ve araba plakası kullanmasına yönelik kanunun 1 Ağustos itibarıyla yürürlüğe girmesi üzerinden başlatılan tartışma ve lokal gerginlik, bu endişeye haklılık kazandırmaktadır. Türkiye’nin zorlamasıyla metne dahil edilen terörün her türlüsüyle mücadele edileceğine dair taahhüt, NATO’nun şimdiye kadar sergilediği performans ve Türkiye’de etkin olan terör örgütlerine (FETÖ, PKK, YPG, PYD ve DHKP-C) verdiği doğrudan destek göz önüne alındığında inandırıcılıktan uzak görünmektedir.            

Sonuç itibarıyla NATO, ortaya çıkan uluslararası krizlere karşı kendi yapısını reforme etme, yeni meydan okumalara cevap verebilme ve tehdit algısına göre yeniden kendini şekillendirebilme esneklik ve kabiliyetini önemli zirvelerde benimsediği strateji belgelerine borçludur. 2022 Stratejik Belgesi Çin ve Rusya’yı tehdit algısının en başına koyması, ilk defa nükleer caydırıcılıktan söz etmesi, Karadeniz ve Kuzey Buz Denizinde hak iddia etmesi ve Asya-Pasifik’e kadar uzanan bir NATO projeksiyonuyla ön plana çıkmaktadır. Belgenin bize söylediği en önemli gerçeklik, Rusya-NATO çatışmasının Ukrayna ile sınırlı kalmayacağı ve Avrupa’nın içlerinden Balkanlara ve Kafkasya’ya kadar uzanan geniş bir alanda ihtilafın farklı boyut ve formasyonlarda karşımıza çıkacağı hakikatidir. Öyle ki yeni bir dünya düzeninin inşa sürecinde NATO, ihtilafların sıcak çatışmaya dönüşmesinde aktif bir rol oynayacak ve merkezi bir karakter kazanacak gibi görünmektedir.      

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.