SON DAKİKA
Hava Durumu

Katar saldırısının jeopolitik şifreleri

Yazının Giriş Tarihi: 26.09.2025 10:40
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.09.2025 10:41

İsrail’in Katar’a yaptığı saldırı, İsrail ve ABD’nin ortak emperyalist bir operasyonudur. ABD, bir teklif sunarak ateşkesin müzakeresi için Hamas heyetinin Katar’da toplanmasını sağlamış ve heyet toplanınca saldırı emrini doğrudan İsrail’e vermiştir.

Kuşkusuz Katar’a yapılan bu alçak girişim, diğer mücavir ülkelere yapılan Siyonist saldırılarla aynı kefeye konamaz. Zira Katar, El-Udeyd üstünde asgari on bir Amerikan askerine ev sahipliği yapan, NATO üyesi olmamasına rağmen ABD himayesinde bulunan ve güvenliği ve savunması için ABD’ye yıllık trilyonlarca dolar haraç ödeyen, Boeing 747 uçağı hediye edecek kadar Trump sevdalısı, sadık bir Amerikan müttefikidir.

Ne var ki Trump’ın tuzak kurarak ve yalan söyleyerek istişare için bir araya getirdiği Hamas üst düzey yöneticilerinden hiçbiri hayatını kaybetmemiştir. Bu bakımdan operasyon hedefine ulaşamamıştır. Bu neticenin alınmasında Türk İstihbaratının rolü, tüm uluslararası medyada geniş geniş kendine yer bulmuştur.

Bu saldırı Ortadoğu tarihine ciddi bir kırılma yarattı. Zira Amerika’nın emriyle Katar, 2017 yılında Hamas’ın ülkesinde misafir edilmesine izin verdi. İsrail’in emriyle de Hamas yetkililerinin ihtiyaçlarını karşıladı. Bunun sebebi, bir yandan Hamas’ı bir bütün halinde kontrol altında tutabilmek iken, diğer yandan da gerektiğinde müzakere için muhatap bulabilmekti.

Bu şartlar altında bu saldırının yapılması, İsrail’in ateşkes, müzakere ya da nihai bir barış istemediğini göstermekti. Zira son zamanlarda Fransa liderliğinde İngiltere ve Kanada, Yeni Zelanda ve Avustralya gibi İngiltere’nin peyki olan ülkeler Eylül sonunda New York’taki Birleşmiş Milletler Zirvesinde iki devletli çözüm ve Filistin devletinin bağımsızlığını tanıma taahhüdünde bulundular. İsrail ise bu oldubittiyi daha doğmadan boğmak için soykırımı durdurabilecek hamleleri yok etmek için ön aldı. Öyle ki Filistin devletinin bağımsız ve egemen bir kimlikle ortaya çıkmaması için Batı Şeria’da işgal, ilhak ve katliamlarını hızlandırdı. Gazze’de ise Gazzeliler’in önemli bir kısmını Sina Çölüne sürmek için soykırımı hızlandırdı.

Öte yandan hiç beklenmedik bir biçimde ABD’nin en sadık müttefiki ve ateşkes görüşmelerinin ana karargâhı olan Katar’ın ABD’nin iş birliği ile vurulması, bölgesel bir güvenlik krizinin doğmasına yol açtı. Katar üssündeki İngiliz jetlerinin saldırgan İsrail uçaklarına yakıt ikmali yapması, Ürdün, Katar ve Suudi Arabistan radarlarının köreltilerek hava savunma sistemlerinin harekete geçmesinin bizzat ABD tarafından engellenmesi tüm Körfez ülkelerinde ABD himayesine duyulan güvenin sorgulanmasına yol açtı.

Bir diğer boyutuyla bu saldırının İsrail İç İstihbarat Teşkilatı Şin Bet tarafından yapıldığının ve ABD’nin operasyon hususunda son anda bilgilendirildiği yalanının katil Netanyahu tarafından söylenmesi, hem ABD’yi rahatlatmayı ve hem de İsrail içi kurumsal anlaşmazlığı ortaya çıkarmayı hedeflemektedir. Zira 7 Ekim 2023 Hamas hurucunu haber vermediği için soykırımcı Netanyahu tarafından itham edilen Şin Bet, katil Netanyahu’yu Katar’dan rüşvet almakla suçlamıştı.

Sonuç itibarıyla İsrail’in barbar ve vahşi saldırısını büyük bir teslimiyetle sineye çeken Katar başta olmak üzere Körfez ülkeleri, ABD’den umudu kesen Avrupalı liderlerin yaptığı gibi yakında Türkiye’nin kapısını çalacak gibi görünmektedirler.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.