SON DAKİKA
Hava Durumu

Avrupa Konseyi Türkiye’yi niçin izleme sürecine aldı?

Yazının Giriş Tarihi: 05.05.2017 01:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.05.2017 01:10

Denetim Süreci adı verilen sistem bilindiği üzere 1990’ların başında hayata geçirilmiştir.  Avrupa Konseyine üye ülkeleri “demokrasi” ve “insan hakları” noktasında irdeleyen bu mekanizmanın nihai amacı Orta ve Doğu Avrupa ülkelerini Batı Avrupa’nın belirlediği demokrasi ve insan hakları standartları ile terbiye etmeye çalışmaktan başka bir şey değildir. İşte bu yapı Türkiye’yi ilk kez 1996 yılında denetim sürecine almış söz konusu durum 2004 yılına kadar sürmüştür. 2004’ten sonra Türkiye denetim süreci kapsamından çıkarılmış “demokrasi” ve “insan hakları” noktasında attığı adımlar aynı yapı tarafından dünyaya örnek gösterilir olmuştur. Çok ilginçtir ki 2013 yılına kadar dünyaya örnek gösterilen ülke olan Türkiye’nin yeniden siyasi denetim sürecine alınması gündeme gelmiş Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Türkiye’ye iki yıl süre vermiştir.

İlginçtir diyoruz çünkü; 2013 yılı, onlarca yılda Batı’nın kollayıp kollamasıyla Türkiye’nin deyim yerindeyse kılcal damarlarına kadar yerleştirilmiş olan Fettullahçı Terör Örgütü mensuplarının devletten temizlenmesi noktasında ilk adımın atıldığı yıldır. Zira dönemin başbakanı şimdiki Cumhurbaşkanı olan Erdoğan bu teröristlerin en büyük militan devşirme yeri olan dershaneleri kapatacağını ücretli olan bu dershanelerin yerini ücretsiz devlet kurslarının alacağını ilan etmişti. Bu adımın atılması üzerine söz konusu terör örgütü mensupları 17-25 Aralık kumpasıyla seçilmiş meşru hükümeti devirme yoluna gitmiş bu girişimden sonuç alamayınca kamuoyunun bildiği diğer kumpas planlarını tek tek devreye sokmuştur.

Esasında 2013 yılında Türkiye’ye iki yıl süre verilmesinin altında yatan temel neden kendi devletine adeta savaş açan bu teröristlerin başarıya uluşacağına Batının inancının tam olmasıdır. Zira Batı Türkiye’nin askeri ve sivil bürokrasine sinsice sızmış bu örgüt eliyle onlarca yıl boyunca Türkiye’yi istediği gibi manipüle edebilmiş ve istediği sonuçları her zaman elde edebilmişti. Ancak bu kez işler onların istediği ve beklediği gibi gitmedi. Yerli ve milli bir lider olan Erdoğan milletiyle kenetlenerek onların bütün beklentilerini boşa çıkardı. İşte birkaç gün önce Türkiye’nin yeniden siyasi denetim sürecine alınması noktasında verilen karar bu sürecinin sonucudur.

Alınan bu kararda iki husus ön plana çıkartılmaktadır. Bunlardan ilki darbe girişimi sonrası Türkiye’nin; kendi meclisini bombalayan, yüzlerce vatandaşını şehit eden, binlerce vatandaşının gazi olmasına sebep olan devletin kılcal damarlarına kadar sızmış terör örgütü mensuplarına hukuk devleti bağlamında ceza vermesi ve terör örgütü üye ile sempatizanlarını devletten temizlemesidir. İkincisi ise 16 Nisan’da referandumda kabul edilen yeni sistem değişikliğidir. Bu iki noktadan hareketle AKPM 45’e karşı 113 oyla Türkiye’yi yeniden denetim sürecine alma kararı almıştır.

Bu bağlamda akla gelen ilk sorulardan birisi Türkiye ile birlikte denetim sürecine tabi başka ülkelerin olup olmadığıdır. Mesela Gürcistan Türkiye gibi denetim sürecinde olan bir ülkedir. Saçmalık o dur ki denetim sürecine girdiği için Türkiye ile üyelik müzakerelerinin devam ettirilip ettirilmemesini tartışmaya açıp büyük ihtimalle yakın zamanda üyelik müzakerelerini de askıya alacak olanlar Gürcistan’a yakın zamanda Schengen bölgesi için vize muafiyeti tanıdı. Yine Ukrayna siyasi denetim sürecinde olan bir başka ülke. Hani Batının Rusya’ya karşı adeta bir kalkan olarak kullandığı Ukrayna.. Batı yüzünden iç savaş yaşayan ülkesi bölünen Ukrayna.. Bugün Ukrayna’da yaşanan tüm ihmallerin sebebi olup sonrada bu ülkeyi siyasi denetim sürecine almak her şeyden önce bu yapının ne kadar samimi ve kayda değer bir yapı olduğunun sorgulanmasına neden olmaktadır. Bu iki ülkenin yanında birkaç ülke daha Türkiye ile birlikte denetim kapsamına alınmış durumdadır.

Peki Türkiye’den beklenti nedir?

1-    15 Temmuz darbe girişiminin ardından teröristlere karşı atılan  adımların azaltılması mümkünse durdurulması.

2-    Darbe girişimi atlatmış ve yüzlerce insanını şehit vermiş bir ülkenin OHAL uygulamasına son vermesi.

3-    Kamuya sızmış ve görevlerinden ihraç edilmiş teröristlerin görevlerine iade edilmesi.

4-    Terör örgütleriyle her türlü grift ilişki içerisine girmiş, devlet ve millet aleyhine çalışıp eli kanlı teröristlerin adeta sözcülüğünü yapmış tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılması.

5-    Türkiye aleyhine casusluk yapıp Batılı istihbarat örgütlerinin emirleri doğrultusunda haber yapan, toplumu manipüle eden tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması.

.

Eğer 2018 yılına kadar Türkiye bu sayılan beş adımı atarsa AKPM lütfedip(!) Türkiye’nin durumunu yeniden gözden geçirecek.

Hanımefendiler ve Beyefendiler; kusura bakmayın lakin Türkiye artık eski Türkiye değil.. Yep yeni bir Türkiye var artık.. Sizden emir alan Türkiye eskide kaldı hem de çok eskide.. Artık askeri ve sivil bürokrasiye sızmış hainler eliyle manipüle edebileceğiniz bir Türkiye yok.. Kendi koyduğunuz ve neredeyse hiç birinizin yerine getiremediği Maastricht kriterlerini yerine getiren bir Türkiye var.. Cuma günü darbe girişimi yaşayıp pazartesi tüm piyasa işlemlerini açacak kadar ekonomisine güvenen bir Türkiye.. Terör saldırılarının en ağırına maruz kaldığı halde hukuk devleti anlayışından, adaletten ve insan haklarından asla ödün vermeyen bir Türkiye.. Son olarak aldığı her kararı referandum veya seçim aracılığıyla halkının onayına sunan demokratik bir lidere sahip Türkiye..

Türkiye çok değişti siz eskide kaldınız. Ya yeni Türkiye ayak uyduracaksınız yada bu diyardan çekip gideceksiniz. 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.