SON DAKİKA
Hava Durumu

TL varlıklarda geçen hafta pozitif ayrışma dikkat çekti

Yazının Giriş Tarihi: 03.07.2018 13:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.07.2018 13:00

24 Haziran’daki seçimin geride bırakılmasının ardından, seçim belirsizliklerinin sona ermesi ve seçimden alınan sonuçlara göre olası bir erken seçim ihtimalinin gündemden kalkmasına bağlı olarak ilk fiyatlamalarda TL varlıkların değer kazandığını izlemiştik. Geçen hafta genelinde belirsizliklerin azalması ve OHAL’in uzatılmayacağına ilişkin güç kazanan beklentiler TL varlıkları destekleyen gelişmeler olarak ön plana çıktı. Seçim politikaları ile birlikte mali disiplinde görülen bir miktar gevşemenin, yeni kabine ile yeniden sıkılaştırılacağına dair beklentiler, sıkı para politikasının devam ettirileceğine yönelik söylemler de yurt içi piyasalardaki yükselişi destekleyen diğer önemli etkenler olarak sıralanabilir. TL varlıklardaki pozitif fiyatlamanın devam etmesi için piyasada beklentilerin karşılanması ve güvenin artırılması önem taşıyor. 8 Temmuz’dan sonra açıklanması beklenen yeni kabine ve ekonomi politikaları TL varlıkların seyri açısından büyük önem taşıyor. Yeni kabinenin kimlerden oluşacağı, ekonomi yönetiminin içerisinde yer alacak isimler ile ekonomi politikaları ve makro politikalardaki yol haritası ilerleyen süreçte TL varlıklardaki fiyatlamada temel belirleyici olacaktır. Mali politikalarda oluşturulacak disiplin, kamu harcamalarında gerçekleşecek olası kısıntılar ile sıkı para politikası koşullarının desteklenmesi olumlu fiyatlamaları beraberinde getirebilecektir.

Haziran ayı enflasyon verisinde zirve görüldü

Salı günü açıklanan enflasyon verileri yurt içi piyasalar açısından büyük önem taşımaktaydı. Piyasadaki konsensus beklentiler TÜFE’nin aylık bazda %1,30; yıllık bazda ise %13,90 oranında bir artış kaydetmesi yönündeydi. Açıklanan haziran ayı TÜFE, bir önceki aya göre %2,61, bir önceki yılın aynı ayına göre %15,39 oranında artış gösterdi. Aylık en yüksek artış %5,98 ile gıda ve alkolsüz içecekler grubunda oldu. Yıllık en fazla artış %24,26 ile ulaştırma grubunda gerçekleşti.  Haziran ayında özellikle patates ve soğan fiyatlarında yaşanan artış sonrasında gıda enflasyonunda da tarihi zirve kaydedildi. Gıda fiyatlarındaki yıllık artış yüzde 18,89 olarak endeks tarihinin en yüksek seviyesine çıktı.  Haziran ayında enflasyon 2003 bazlı tüketici fiyatları endeksinin en yüksek seviyesinde gerçekleşti. Endeks tarihinde bir önceki zirve yüzde 12,98 ile Kasım 2017 tarihinde gerçekleşmişti.  Çekirdek enflasyon göstergelerindeki bozulmanın da sürdüğü görüldü. Haziran ayında çekirdek enflasyon da 2003 bazlı endeks tarihinin en yüksek seviyesini kaydetti.  Açıklanan rakamlar piyasa beklentilerinin oldukça üzerinde gelirken, enflasyon verisi sonrasındaki ilk fiyatlamalarda Türk Lirası sert bir değer kaybı yaşadı. Veri öncesi 4,62’li seviyelerden işlem gören Dolar/TL enflasyonun beklentilerin oldukça üzerinde bir artış kaydetmesine bağlı olarak anlık olarak 4,68’li seviyelerin üzerini test etti. Enflasyon görünümde yaşanan bozulmaların, mart ayının ikinci yarısından itibaren TL varlıkları baskıladığı izlenmekteydi. Açıklanan son verinin bozulmanın sürdüğünü göstermesi TL varlıklar üzerinde baskı oluştururken, TL’de değer kayıpları ile yurt içi faizlerde yukarı yönlü bir seyir izlendi. 8 Temmuz’dan sonra ortaya konan ekonomi politikalarında enflasyonla mücadeleye dair kapsamlı bir stratejinin ortaya konması ve sıkı duruşun devam edeceğine dair piyasalara verilebilecek olası mesajlar TL’deki değer kayıplarını sınırlayabilir. Bu tarafta gelecek mesajlar ve bu mesajların piyasa üzerinde bırakacağı etki TL varlıkların seyri üzerinde orta vadede belirleyici olacaktır.

Küresel piyasalardaki gelişmeler yurt içi fiyatlamalar üzerinde etkili olabilir

Yurt içi piyasalarda yeni kabine ve ekonomi politikalarına yönelik açıklamalar takip edilen temel konu olurken, küresel piyasalardaki gelişmeleri gözden kaçırmamak ve yakından takip etmek büyük önem taşıyor. Ticaret savaşlarına yönelik gelişmeler ve bu husustaki haber akışları fiyatlamalar üzerinde temel belirleyici olarak ön plana çıkmaktadır. Ticaret savaşlarına yönelik endişeler nedeniyle risk iştahının baskılanması gelişmekte olan ülke varlıklarında ciddi bir satış baskısına neden oldu. 2018 yılı içerisinde gelişmiş ülke merkez bankalarının normalleşme yönünde attıkları ve atmaları beklenen adımların etkisiyle küresel likidite koşullarının sıkılaşacağı yönünde kuvvetlenen beklentiler gelişen ülkelerden portföy çıkışlarına neden olmaktaydı. Ticaret savaşları nedeniyle gelişen ülkelerden portföy çıkışlarının hız kazandığı izlenirken, dolar küresel piyasalarda değer kazanmaya devam ediyor. Çin varlıklarının başı çektiği değer kayıplarında, küresel piyasalardaki baskının devam etmesi yurt içi varlıklardaki fiyatlamaları üzerinde etkili olabilecektir. Gelişen ülkelerden portföy çıkışlarının devam ediyor olması ve doların değer kazanımlarını sürdürmesi yurt içi varlıklar üzerinde baskı oluşturabilecek gelişmeler olarak takip edilebilir.

Özetle piyasalar…

Yurt içinde fiyatlamalar üzerinde temel belirleyici 8 Temmuz’dan sonra açıklanması beklenen yeni kabine ve ekonomi politikaları olacaktır. Mali politikalarda oluşturulacak disiplin, kamu harcamalarında gerçekleşecek olası kısıntılar ile sıkı para politikası koşullarının desteklenmesi ve piyasalarda güvenin tesis edilmesi TL varlıklardaki değer kazanımlarını gündeme getirebilir. Beklentilerin üzerinde artış kaydederek bozulmanın devam ettiğini gösteren enflasyon verisi kısa vadede bir baskı yaratsa da, ekonomi yönetimine dair oluşabilecek iyimserliğin TL varlıklarda olumlu fiyatlamaları beraberinde getirdiği görülebilir. Kur ve faiz tarafında enflasyon verisi sonrasında yukarı yönlü bir seyir izlenirken, enflasyondaki bozulmaların devam etmesi bu tarafta yukarı yönlü risk oluşturuyor. Ancak yaz aylarında turizm gelirlerindeki yükselişe bağlı olarak döviz girişinin artış kaydetmesi ve yaz döneminde özel sektörün dış borç ödemesinin önceki aylara doğru gerilemesi kur tarafındaki olumsuz etkiyi sınırlayabilecektir. Bu hususta Dolar/TL kurunun 4,50 – 4,75 bandı içerisinde fiyatlanmaya devam ederek konsolidasyon içerisine girdiği görülebilir. Borsa İstanbul ise mart ayından bu yana yaşanan düşüşlerin etkisiyle, hem kendi tarihsel çarpanları hem de yurt dışındaki emsalalerine göre iskontosunu artırırken, ekonomi yönetiminin piyasaları desteklemesine bağlı olarak Borsa İstanbul’da yukarı yönlü fiyatlamaların ağırlık kazandığı ve bu durumda BIST-100 Endeksi’nde tekrar 100 binli seviyelerin üzerindeki rakamların konuşulduğu izlenebilir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.