SON DAKİKA
Hava Durumu

TCMB politika faizi enflasyonun altına indi

Yazının Giriş Tarihi: 21.01.2020 13:32
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.01.2020 13:32

TCMB, yılın ilk Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizinde, 75 baz puan ile piyasa beklentilerine paralel bir indirime gitti. Böylelikle, geçtiğimiz yılın ortalarında başlayan faiz indirimi serisi devam ederek, son 5 toplantıda yapılan toplam 1275 baz puanlık indirimle politika faizi %11,25’e geriledi. Kararla birlikte yayınlanan metinde en dikkat çekici değişiklik, önceki metinde yer alan “parasal sıkılığın düzeyi” ifadesinin metinden çıkarılarak yalnıza “parasal duruş” ifadesinin tercih edilmesi oldu. Son durum itibariyle politika faizinin, yıllık TÜFE’nin altına gerilemiş olması söz konusu değişikliğin ana nedeni olarak değerlendirilebilir. Yayınlanan metinde, iç ve dış talep koşullarına yönelik önemli bir ifade değişikliği görülmezken; gelişmekte olan piyasaları destekleyici yönde gelişen mevcut küresel finansal koşullara ek olarak yakın dönemde küresel ticaret ilişkin beklentilerdeki kısmi iyileşmenin de risk iştahını desteklediği ifadesi metne eklenmiş. Diğer taraftan, jeopolitik gelişmelerin emtia fiyatları üzerinden oluşturabileceği etkilerin yakından izlendiği yönünde bir ifadenin de metne eklenmiş olması dikkat çekti. Enflasyondaki seyrin yılsonu tahminiyle (Ekim Enflasyon Raporu: %8,2) büyük ölçüde uyumlu olduğu ve bu çerçevede ölçülü bir indirim yapılmasına karar verildiği ifadesi kullanıldığı görülüyor. Son durum itibariyle, TCMB politika faizi, yıllık TÜFE’nin altına inmiş durumda. TCMB Beklenti Anketi’ndeki aylık enflasyon tahminleri, yıllık TÜFE’nin Ocak-Mart 2020 döneminde yataya yakın hafif yukarı yönlü bir eğilimde olacağını işaret ediyor, bu da halihazırda negatif bölgeye geçen reel faizin gelecek birkaç ay boyunca bu bölgede kalabileceği anlamına geliyor. TCMB’nin bu son faiz indirimi hamlesinden sonra da öncekilerde olduğu gibi TL’nin ilk anda değerlendiğini gördük. Haftalık fonlama faizi ile gerçekleşen yıllık enflasyon arasındaki vade uyumsuzluğu nedeniyle teknik olarak doğru bir söylem olmasa dahi, piyasadaki yaklaşımlardan biri olan bu karşılaştırmaya göre negatif reel faize geçilmiş olması küresel risk iştahının düştüğü dönemlerde etkileri görülebilecek bir durum. Bu nedenle TL varlıkların seyri konusunda bundan sonraki dönemde küresel risk iştahının seyri ana belirleyici olabilir.

 

İdlib ve Libya ekseninde Rusya ilişkileri

 

Türkiye ve Rusya’nın gerek İdlib gerekse Libya üzerinde sağlamaya çalıştıkları ateşkes, geçtiğimiz hafta başarılı olamadı. Suriye’de rejim güçleri ve destekçileri İdlib’e hem karadan hem havadan saldırırken, bölgeden Türkiye’ye doğru yoğun bir göç dalgası başladığı ifade ediyor. Diğer taraftan Rusya tarafından da desteklenen Libya’daki Hafter güçleri de meşru hükümete yönelik saldırılarını şiddetlendirmiş durumda. Her iki cephede gerçekleşen bu saldırıların şiddetlenmesi Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkileri olumsuz etkileyebilir. S400’lerin aktif hale getirilmesinin planlandığı bu aylarda iki ülke arasındaki ilişkilerin seyri Türkiye’nin jeopolitik risk fiyatlaması üzerinde etkili olacaktır. Son aylarda ABD’den farklı kanatlardan gelen birçok olumsuz açıklamaya rağmen Trump yönetiminin Türkiye ile ilişkileri normalleştirme gayreti, piyasalarımızda olukça olumlu bir fiyatlamaya neden oldu ancak bu fiyatlamanın içinde Rusya ile ilişkilerde olası bir bozulma senaryosunun olmadığını söyleyebiliriz. Bu nedenle her iki coğrafyada gerçekleşecek olaylar, şuana kadar çok olmasa da piyasalarımızdaki fiyatlamalar üzerinde her an etkisi görülebilecek başlıklar.

 

Ticaret savaşlarında ilk anlaşma

 

ABD ve Çin, 15 Ocak Çarşamba günü geniş çaplı bir anlaşmanın ilk aşaması olarak değerlendirilen birinci aşama ticaret anlaşmasını Beyaz Saray’da düzenlenen tören ile imzaladı. Anlaşma ile birlikte Çin ABD şirketlerinden yapılan fikri mülkiyet haklarını daha fazla korumayı taahhüt ederken, 200 milyar dolarlık daha ek harcama ile iki ülke arasındaki ticaret dengesizliğinin ABD lehine düzeltilmesini de kabul etti. Anlaşma ayrıca, Pekin’in ticarette avantaj kazanmak için kur manipülasyonu yapmamasını ve taahhütlerin yerine getirilmesinin temini için yaptırım sistemini de kapsıyor. ABD Başkanı Donald Trump, “Bu çok önemli ve mükemmel bir olay. Geçmişteki ticaret anlaşmalarında yapılan adaletsizlikler belki de başkanlık yarışına girmemin en önemli nedeni. Birlikte geçmişte yapılan yanlışları düzelteceğiz” dedi. Çin lideri Xi Jinping ise törende okunan mektubunda, “Anlaşma iki ülkenin bir araya gelerek farklılıkları azaltabileceğinin bir kanıtı oldu. Birinci aşama ticaret anlaşması bir çeşit ateşkes olarak görülüyor ve Çin’in fikri mülkiyet hakları ve zorunlu teknoloji transferi konusunda sert önlemler almasını içeriyor. Bu haliyle anlaşmanın içeriği birçok önemli konuyu ikinci faza devrediyor. Özellikle Çin’in sektörleri desteklediği devlet sübvansiyonlarına yönelik reformlar birinci faz anlaşmaya dahil edilmedi. Trump yönetimi bu konuların ikinci faz anlaşmada yer alacağını bildirirken, bu görüşmelerin ne zaman başlayacağı ve sürecin nasıl şekilleneceği ise belirsizliğini koruyor.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.