24 Haziran Pazar günü Cumhurbaşkanı seçimi ve 27. Dönem Milletvekili seçimi gerçekleşti. Bir süredir seçim sürecinin oluşturduğu belirsizlik ortamının yurt içi piyasaları olumsuz etkilediğine dair değerlendirmeleri okuyorduk. Bu süreç boyunca gerek yurt dışı piyasalarda düşen risk iştahı gerekse gelişen ülkelerden portföy çıkışlarının hız kazanması TL varlıklar üzerinde bir baskı oluştururken, seçime yönelik belirsizlikler yurt içi piyasalarda negatif ayrışmayı beraberinde getirmişti. 24 Haziran’daki seçimlerden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti birinci çıktı. Seçimin ardından seçim belirsizliklerinin sona ermesi ve seçimden alınan sonuçlara göre olası bir erken seçim ihtimalinin gündemden kalkmasına bağlı olarak ilk fiyatlamalarda TL varlıkların değer kazanarak pozitif ayrıştığını izledik. Türk Lirası diğer para birimleri karşısında değer kazanırken, Borsa İstanbul güne güçlü bir yükselişle başladı.  Seçimin ardından piyasalar neyi fiyatlıyor? Seçimin yarattığı belirsizliklerin geride kalmasına bağlı olarak TL varlıkların ilk fiyatlamalarda pozitif ayrıştığını izledik. Ancak TL varlıklardaki güçlü değer kazanımının korunamadığı ve hem Türk Lirası’ndaki hem de Borsa İstanbul’daki kazançların geri verildiğini takip ettik. TL varlıklardaki değer kazançların korunamamasında; birinci neden olarak her ne kadar seçim geride kalmış olsa da ekonomi yönetiminin atacağı adım ve reformlara ilişkin endişeler ile ikinci neden olarak küresel ticaret savaşlarına ilişkin kaygılar sıralanabilir. Seçimin ardından enflasyondan cari açığa, mali disiplinden döviz kuruna birçok konu, piyasaların odak noktası olacak. Ekonomi politikalarının nasıl şekilleneceği dair açıklamalar ve sunulacak yol haritasının piyasaları ikna edip edememesi oldukça önemli. Planlanan ekonomi politikalarının etkinliğine güven oluşur ve bu politikalar yapısal reformlar ile desteklenir ise bir süredir ciddi bir satış baskısı altında olan ve emsallarine göre iskontosunu artıran Türk varlıklarının hızlı bir şekilde değer kazandığı görülebilir. Bununla birlikte ittifakın uyumu ile makro ihtiyati politikaların hayata geçirilmesi ve başarısı da piyasalardaki yön konusunda belirleyici olacak. Ancak uygulamaya alınacak politikalara ilişkin belirsizlikler devam ettiği sürece Türk varlıklarındaki satış baskısının devam ettiği ve yükselişlerin sınırlı kaldığı izlenebilir.  Ticaret savaşları ile ilgili haber akışları yakın takipte  Geçen haftaki yazımızda ABD – Çin arasında yaşanan gelişmeleri ve ticaret savaşlarına yönelik artan kaygıları ele almıştık. Hafta boyunca ticaret savaşlarına yönelik gelişmelerin ve bu tarafta artan endişelerin risk iştahı ve fiyatlamalar üzerinde temel belirleyici olduğunu izledik. Bununla birlikte ticaret savaşları ile ilgili taraflardan bir yumuşama sinyali gelmezken, Avrupa Birliği (AB), ABD'nin ithal çelik ve alüminyuma ilave gümrük vergileri uygulamaya başlamasına karşı ticari misillemenin 22 Haziran Cuma günü başlatılması kararı alması da ticaret savaşlarına yönelik endişeleri beslemeye devam etti. AB’nin kararının ardından 22 Haziran Cuma günü ABD Başkanı Trump’ın Avrupa'dan ithal edilen otomobillere yüzde 20 ek gümrük vergisi getirilebileceği açıklamasının yankıları haftanın ilk işlem gününde küresel piyasalarda etkisini göstermekte. Ticaret savaşı endişelerinin özellikle gelişen ülke varlıkları ve doğal olarak Türk varlıkları üzerinde etkili olduğunu izliyoruz. Önümüzdeki dönem için ekonomi yönetiminin atacağı adım ve reformlar ile küresel piyasalarda görülen gelişmelerin BIST’in performansı üzerinde belirleyici olduğu görülebilir.