Yaklaşık 2,5 aydır ev hapsinde tutulan ve Türkiye ile ABD arasında gerilime neden olan rahip Andrew Craig Brunson davası 12 Ekim Cuma günü karara bağlandı. Davanın seyri ve ABD ile ilişkiler arasında sıkı bir bağ olması nedeniyle dava sonucu yurt içi piyasaların yakın takibinde yer aldı. Mahkeme, Rahip Brunson'a 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verdi. Brunson'un ev hapsi cezası ve yurt dışı yasağı kaldırıldı. Brunson'a verilen 3 yıl 1 ay 15 günlük ceza, ABD'li rahibin cezaevinde kaldığı süreye sayılacak. Mahkeme sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Brunson'un avukatı, "Bu mahkumiyeti de kabul etmiyoruz, temyize gideceğiz. Brunson büyük ihtimalle ABD'ye dönecek" dedi. Böylece piyasalar üzerinde önemli bir stres yaratan Rahip Brunson sorunu büyük ölçüde geride kalmış oldu. Piyasalarda haber akışları ve yaşanan gelişmelere bağlı olarak ABD – Türkiye ilişkilerinin düzeleceğine ilişkin olumlu beklentilerle davanın karara bağlanması öncesinde TL varlıkların değer kazandığı görülmüştü. Beklentinin gerçekleşmesine paralel olarak TL varlıklarda bir miktar kâr satışı etkili oldu. Brunson konusundaki gelişmeler ABD – Türkiye arasındaki gerilimi düşürebilecek bir gelişme olarak yorumlanırken ilerleyen süreçte bu gelişmenin ilişkilere yansıması piyasaların odağında kalmaya devam edecektir.

Enflasyon beklentilerden önemli ölçüde sapma kaydetti

Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) eylül ayında bir önceki aya göre %6,30 oranında bir artış kaydetti. Yıllık TÜFE %17,90'dan %24,52 seviyesine yükseldi. Piyasadaki beklentiler TÜFE’nin aylık bazda %3,40 - %3,60 aralığında bir artış kaydetmesi yönündeydi. Eylül ayında üretici fiyat endeksi ise aylık %10,88, yıllık ÜFE %46,15 arttı. Enflasyonun piyasa beklentilerinin üzerinde bir artış kaydetmesinde ağustos ayında Türk Lirası’nda yaşanan sert değer kayıplarının gecikmeli etkisinin eylül ayı enflasyonuna yansıması olduğunu değerlendiriyoruz. Bu tarafta üretici fiyatlarındaki yüksek seyrin devam etmesi (ÜFE yıllık %46,15) ilerleyen süreçte tüketici fiyatları üzerinde yukarı yönlü baskının devam etmesine neden olabilecektir. Enflasyon sonrasında Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak 9 Ekim Salı günü 'Enflasyonla Topyekün Mücadele Programı'nı açıkladı. Bakan Albayrak enflasyonla mücadelede özel sektörün katılımının ve desteğinin önemine değindi. Bu kapsamda alınan kararlar açıklandı. Alınan kararların ilerleyen süreçte enflasyonla mücadeleye sağlayacağı katkı piyasaların takibinde yer alacak.

Küresel risk iştahındaki zayıf seyir devam ediyor

Eylül ayı içerisinde ve ekim ayının ilk haftalarında küresel risk iştahının baskılanmaya devam ettiğini izledik. 24 Eylül itibariyle ABD’nin 5 bin farklı ürünün yer aldığı ve toplam değeri 200 milyar dolar olan Çin menşeli ürünlere 24 Eylül'den itibaren yüzde 10 gümrük vergisi uygulanmaya başlaması, Çin’in de 60 milyar dolarlık ABD ürününe %5 ile %10 aralığında gümrük tarifesi uygulamaya başlaması küresel piyasalarda ticaret savaşlarına yönelik endişeleri tekrar gündeme taşıdı. Bununla birlikte ekim ayının ilk haftalarında İtalya kaynaklı gelişmeler de risk iştahı üzerinde baskıyı artırdı. İtalya hükümeti Avrupa piyasalarında merakla beklenen bütçe hedeflerini açıkladı. İtalya’daki popülist koalisyon hükümeti kamu harcamalarında büyük bir artışa gitme konusunda anlaşmaya vardı. İtalya'da Parlamento Alt Meclisi Bütçe Komisyonu Başkanı Claudio Borghi ise ülkesinin mali sorunlarının kendi para birimleri olsaydı çözülebileceğini kaydetmesi ve Avrupa Komisyonu başkanının Yunanistan benzeri bir kriz uyarısında bulunması da küresel risk iştahını baskılayan gelişmeler olarak ön plana çıktı. Tüm bu gelişmelerin yanında ekim ayının ilk haftasında Fed Başkanı Powell’ın açıklamaları ön plana çıktı. Fed Başkanı Powell’ın ülkede faiz oranlarının hala düşük olduğunu belirtmesi, Fed’in faiz artırımlarının devam edeceğine yönelik güçlü bir mesaj olarak algılandı. Powell’ın açıklamalarının ardından ABD'de 10 yıllık tahvil faizleri 2011 yılından bu yana ilk kez %3,20 seviyesinin üzerine çıkarak sert bir yükseliş kaydetti. ABD 10 yıllık tahvil faizlerindeki yükselişe bağlı olarak dolar küresel piyasalarda değer kazandı. Gelişmekte olan ülke varlıkları başta olmak üzere küresel hisse piyasalarında sert satışların etkili olduğu görüldü.