SON DAKİKA
Hava Durumu

Piyasalar 2021 e umutlu başlıyor

Yazının Giriş Tarihi: 04.01.2021 20:34
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.01.2021 20:34

2020’yi ekonomik aktivitelerdeki salgın kaynaklı bozulmaya rağmen sürpriz denebilecek bir performansla tamamlayan piyasalar 2021’e de umutlu başlıyor. Buna karşın özellikle yılın son bölümündeki iyimserlik ve varlık fiyatlarında görülen hızlı artışlar yakın bir dönemde bir düzeltme olasılığını da artırmış durumda. 2021’e yönelik makro senaryolara baktığımızda global ekonomide hızlı bir toparlanma beklentisinin ön plana çıktığını görüyoruz. Bununla birlikte bizim için ciddi belirsizlikler oluştursa da ABD’de de yeni Başkan Biden’ın küresel ölçüde jeopolitik risklerin azalmasına katkı sağlayabileceği, uluslararası siyasette öngörülebilirliği artıracağı beklentisi de oldukça kuvvetli. Tüm bunların yanında küresel ölçüde istihdam hedeflerinden uzak olunması enflasyonla ilgili endişelerin 2021’de çok fazla ön plana çıkmayacağını bunun için de merkez bankalarının ultra gevşek para politikasını devam ettireceği beklentisini artırıyor. Çizilen bu tablo sermeye piyasalarında da olumlu havayı destekliyor. Çizilen ana resim bu olsa da başta salgının seyri gibi tabloyu bir anda değiştirebilecek çok fazla risk unsuru olduğunu da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bu nedenle 2021’e girerken iyimserliğin dozunu iyi ayarlamak gerektiğini, özellikle yılın ilk aylarında temkinli duruşun korunmasının faydalı olabileceğini değerlendiriyoruz.

İçeride parasal duruş sıkı kalmaya devam edecek

Yılın son bölümünde ekonomi yönetimdeki değişiklikle birlikte, politikalarda da hızlı bir değişim izledik. Bu süreçte sıkılaşma adımları ardı ardına gelirken, para politikasının fiyat istikrarı ekseninde şekillendirileceği vurgusu çok net bir şekilde yapıldı ve geçtiğimiz dönemde atılan genişlemeci önlemlerin birçoğundan vazgeçilerek sıkılaşma hamleleri üstü üste geldi. Önümüzdeki dönemde de para politikasında sıkı duruşun korunması ve reel kurun tarihi diplerinde olduğu da göz önüne alındığında TL’nin daha istikrarlı bir seyir izleyeceğini düşünüyoruz. Son haftalarda TL değer kazanırken dahi devam eden yerli talebi önemli bir risk oluştursa da TL’nin son haftalarda kazandığı istikrarı bir süre daha koruması ve mevduat faizlerinin görece yüksek seyri bu talebi sınırlayabilir. Sıkı duruş korunabilir ve TL’ye güven konusunda yabancı yatırımcı ikna olmaya başlarsa 2021 yılında cari açıktaki hızlı gerileme potansiyeli de göz önünde bulundurulduğunda, TL için daha pozitif bir atmosfer oluşabilir. Bu durum bir süre sonra, şu ana kadar risk olarak görülen DTH’lardaki artışın çözülmesini sağlayabilir. DTH’larda olası bir çözülme başlangıcı TL’nin orta vadeli istikrarı için de önemli bir potansiyel oluşturmaktadır.

 İlk çeyrek sıkıntılı görünüyor

2021’in tamamına ilişkin beklentiler daha pozitif olsa da ilk çeyrek için endişelerin ağır bastığını görüyoruz. Aşılama ile ilgili pozitif haber akışı takip edilse de mutasyon haberleri ve aşılamanın kitlesel bağışıklığa katkısının yılın son bölümünü bulacağı beklentileri ile içinde bulunduğumuz kış ayları kaynaklı mevsimsel etkiler kısıtlama tedbirlerinin daha da artmasına neden olabilir. Bununla birlikte geçtiğimiz yıl düşük faizler nedeniyle öne çekilen talep ve başlayan sıkı duruş da ilk çeyrekte ekonomideki aktivitelerin daha da yavaşlamasına neden olabilir. İkinci çeyrek ise baz etkisi nedeniyle toparlanma hızlı gerçekleşebilir. Bu nedenle yukarıda çizdiğimiz ana resim değişmediği sürece ilk çeyrek içinde piyasalarda oluşabilecek düzeltmelerin orta vade için fırsat oluşturacağı kanaatindeyiz. Özellikle aşı çalışmalarına bağlanan umudu kıracak bir gelişmenin küresel ekonomi ve piyasalar için senaryoyu baştan aşağı değiştirebileceği göz önünde bulundurulmalı. Türkiye özelinde ise Biden sonrası ABD – Türkiye ilişkilerinin seyri ilk çeyrek içinde şekillenmeye başlayacak ve piyasalarımızı etkileyebilecek önemli bir başlık olarak izlenecek. Biden’ın seçim öncesi Türkiye söylemleri göz önünde bulundurulduğunda burası bir fırsattan ziyade risk unsuru olarak önümüzde bulunuyor.

BIST 100 emsallerine göre halen ıskontolu

BIST-100 Endeksi Kasım ayının başlarına kadar gelişmekte olan piyasalardan önemli oranda negatif ayrıştı; bunun nedenlerinden biri yurtdışı yerleşiklerin sene başından beri 6 milyar $’a ulaşan hisse senedi satışlarıydı. Yerli bireysel yatırımcının düşen faizler sonrası hisse senedi piyasasına artan ilgisi ile borsadaki yabancı yatırımcı payı %65 civarından %50’nin altına geriledi. Kasım ayı başından itibaren, ekonomi politikalarındaki değişim algısıyla, hisse senetlerine yeniden yabancı ilgisinin başladığı ve yaklaşık 1,3 milyar $’lık bir giriş olduğu görüldü. Bu girişlerle birlikte borsadaki yabancı yatırımcı oranı %50 civarında seyrediyor. BIST-100 Endeksi Ekim sonundan itibaren güçlü bir trend ile Türk Lirası bazında %25’e yakın bir getiri sağlamış, USD bazında ise gelişmekte olan ülke piyasalarına karşı %19’lık bir getiri sağlamıştır. Bu güçlü dönemsel performansa rağmen, BIST-100 endeksinin 2020 Ocak ayı başından bu yana GOÜ’lere göreceli performansı - %15 olarak devam etmektedir. Yakın zamandaki toparlamanın ana nedeni makro ekonomi ve adalet reformları beklentileri ve artan global likidite koşullarıdır. Bu koşulların kısa/orta vadede piyasalara destekleyici etkilerinin devamı beklenebilir. BIST 100’ün emsallerine göre ıskontosunun tarihi ortalamalarının çok üzerinde seyrediyor olması BIST için potansiyelin halen devam ettiğinin de bir göstergesi. Bu nedenle yukarıda da bahsettiğimiz gibi oyun değiştirici majör bir olay yaşanmadığı sürece ilk çeyrekteki belirsizlikler kaynaklı olacak geri çekilmelerin orta ve uzun vadeli düşünen yatırımcılar için yeni bir fırsat oluşturacağı kanaatindeyiz.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.