TCMB, politika faizinde piyasa beklentisi olan 250 puanın üzerine geçerek 325 baz puanlık bir indirime gitti. Böylece politika faizi (1 hafta vadeli repo ihale faizi) %19,75 seviyesinden %16,50’ye düşürdü. Temmuz ayında olduğu gibi faiz indirimi beklentileri aşsa da TL ve diğer TL varlıklar bundan olumsuz etkilenmedi hatta kurlarda aşağı yönlü hareketler dikkat çekti. Enflasyon görünümündeki iyileşmenin devamında TL’nin görece istikrarlı seyri, beklentilerdeki iyileşme ve iç talep koşulları ve parasal sıkılık düzeyine atıfta bulunulduğu görüldü. Yılsonu enflasyonun Temmuz Enflasyon Raporu’ndaki öngörülerin altında kalabileceğini işaret ettiği belirtildi. Bu doğrultuda 325bp’lik indirime gidilmesinin kararlaştırıldığı ifade ederken, gelinen seviye itibariyle mevcut parasal duruşun hedeflenen dezenflasyon patikasıyla büyük ölçüde uyumlu olduğunun değerlendirildiği ifadesinin metne eklendiği görüldü. Metindeki en önemli değişikliklerden birinin bu ibare olduğunu ve piyasanın beklentilerin önüne geçen faiz indirimine olumsuz reaksiyon vermemesinin önüne geçildiğini düşünüyoruz. Avrupa Merkez Bankası (ECB) de Perşembe günkü toplantısında beklentilerle uyumlu olarak 10 baz puan faiz indirimine giderken kasım ayından itibaren başlamak üzere aylık 20 milyar euroluk varlık alım programı açıkladı. ECB’nin genişlemeci adımı piyasaları destekleyen bir gelişme oldu.

Ticaret savaşlarında da iyileşme dikkat çekiyor

Geçen hafta ticaret savaşlarına yönelik gelişmeler ön plandaydı. Önceki hafta ABD – Çin arasında ticaret müzakerelerinin ekim ayında tekrar başlayacağı haberi ticaret savaşlarına yönelik kaygıları hafifleten bir gelişme olmuştu. Geçen hafta ise ABD ve Çin gelecek haftalarda gerçekleşecek yüz yüze ticaret görüşmeleri öncesinde gerilimi azaltmak için bazı adımlar atmaya başladı. Çarşamba gününün erken saatlerinde Çin, ticaret savaşının negatif etkilerini azaltmak için geçen sene yüzde 25 vergi uygulanmasına karar verilen bazı ABD ürünlerine yönelik muafiyet lisesi yayımlamıştı. Çarşamba günü ABD Başkanı Donald Trump, Çin’e uygulanacak ekstra yüzde 5 gümrük vergisini iki hafta süreyle ertelediğini söyledi. Ayrıca bazı kaynaklara dayandırılan haberlerde Çin’in iyi niyet göstergesi olarak ABD’li üst düzey temsilciler ile yüz yüze görüşme öncesinde bazı şirketlere ABD’den ürün almaları konusunda izin verebileceği belirtildi. Tüm bu gelişmelerle ticaret savaşlarına ilişkin endişeler azalış gösterirken risk iştahının güç kazandığı ve küresel hisse piyasalarında olumlu bir görünümün etkili olduğu görüldü. Cuma günü de ABD ve Çin arasında yüz yüze üst düzey ticaret görüşmelerinin ikinci halkası yaklaşırken, Trump Çin ile geçici ticaret anlaşması yapmaya açık olduğunu ama yine de tercihinin kalıcı bir anlaşmadan yana olacağını söyledi. İlerleyen süreçte ticaret görüşmelerinin seyri ve haber akışları küresel çaptaki fiyatlamalar üzerinde etkili olacaktır.

Yeni haftaya jeopolitik risk artışıyla başlıyoruz

Suudi Arabistan'ın milli petrol şirketine ait iki fabrikaya hafta sonu düzenlenen saldırı sonrasında petrol üretiminin sekteye uğraması yeni haftada petrol fiyatlarında sert bir yükselişi beraberinde getirdi. Suudi Arabistan'da petrol sahasına düzenlenen saldırının ülke arzını yaklaşık yüzde 5 azalttığı değerlendirilirken, ABD saldırıdan İran’ı sorumlu tuttu. Artan jeopolitik riskler yeni haftada küresel risk iştahı üzerinde baskı oluştururken riskli varlıklarda değer kaybı gözleniyor. İlerleyen süreçte bölgedeki gelişmeler ve ABD – İran arasındaki ilişkiler küresel risk iştahı ve fiyatlama davranışı üzerinde etkili olacaktır. Petrol fiyatlarında gözlenen sert yükseliş ve ilerleyen süreçte petrol fiyatlarının seyri de önem taşıyan bir diğer konu olacak. Petrol mevcut seviyelerini ve yükseliş eğilimini koruyacak olursa yurt içinde enflasyondaki iyileşme ve faiz indirimlerinin devam edeceği beklentileri üzerinde baskı oluşturabilecektir.

Bu hafta piyasaları bekleyenler

Ayın hatta belki de yılın en kritik haftasına başlıyoruz. 18 Eylül Çarşamba günü sonlanacak olan Fed toplantısı küresel piyasaların gündeminde yer alacak. Özellikle Fed’in ne yapacağı oldukça önemli olacak zira ABD’de terse dönen verim eğrisi resesyona işaret ederken, piyasalar Fed’i tahvil piyasası üzerinden faiz indirimine zorluyor. ABD’li bürokratlar resesyon ihtimallerini kabul etmeseler de ECB’nin mevduat faizlerini daha da aşağıya çekmesi Trump’ın Fed üzerindeki eleştirilerin de artmasına yol açtı. Geçen hafta Çin ve İran politikalarında söylem değişikliğine giden Trump kalıcı bir anlaşma olmadan geçici bir anlaşmanın da olabileceğine açık kapı bırakırken, ABD’de TÜFE ve ÜFE rakamlarının beklentileri aşması dikkat çeken bir gelişme oldu. Piyasaların Fed’in 25bp faiz indirimine gitmesine kesin gözüyle bakarken Fed’in faiz kararı ve devamında Fed Başkanı Powell’ın açıklamaları önemli olacak. Bu hafta Fed toplantısı dışında İngiltere, Japonya, Tayland, Brezilya ve Güney Afrika Merkez Bankalarının da faiz kararları takip edilecek.