Pazartesi günü yurt içinde ağustos ayı enflasyon verisi ile imalat PMI verisi açıklandı. Açıklanan enflasyon verileri piyasaların yakın takibinde yer aldı. Ağustos ayında TÜFE aylık bazda %2,3 artış gösterirken, yıllık enflasyon %17,90'a yükseldi.  Piyasadaki genel beklentiler TÜFE’nin ağustos ayında %2,20 ile %2,50 arasında açıklanması yönündeydi. Açıklanan TÜFE verisinin beklentiler paralelinde gerçekleştiği söylenebilir. Ağustos ayında giyim ve ayakkabı dışında tüm ana harcama grupları enflasyonu yukarı yönlü etkiledi. En yüksek yukarı yönlü katkılar sırasıyla 80 ve 56 baz puan ile ulaştırma ve konut grubundan geldi. Çekirdek enflasyon ise önceki aya göre 212 baz puan artışla yüzde 17,22'ye yükseldi.  Kur gelişmeleri ve maliyet kaynaklı baskılar tüketici fiyatlarına yansımaya devam ediyor. Ağustos üretici fiyatları aylık  %6,6 artarken, yıllık ÜFE %32,13 seviyesine ulaştı. ÜFE’deki aylık artışa en yüksek katkıyı tekstil ve ana metal ürünleri yaptı.  Böylece, TÜFE ve Yİ-ÜFE’deki artış oranları 2003 bazlı serinin yeni en yüksek seviyelerine ulaştı. Ağustos ayında Akaryakıt fiyatlarının yanı sıra doğalgaz ve elektrik fiyatlarında gerçekleştirilen zamların etkisi enflasyon rakamları içinde izlendi. Türk Lirası’nda son dönemde hız kazanan satışların etkisiyle TL’nin tarihi düşük seviyelerinden işlem görmesi ve yaşanan sert değer kayıplarının enflasyon rakamları üzerindeki etkisini gecikmeli olarak önümüzdeki aylarda görüyor olacağız. ÜFE’nin kur kaynaklı gelişmelerin de etkisiyle %30’lu seviyeleri aşması ve Çekirdek göstergelerdeki yukarı yönlü seyrin sürmesi enflasyon beklentilerini olumsuz etkiliyor. Bununla birlikte kur kaynaklı gelişmelere bağlı olarak yurt içinde ürün gruplarına yapılan zamların devam etmesi ve fiyat zamlarının süreceğine yönelik beklentiler de eylül ayı enflasyon rakamlarını kritik hale getirmektedir. Enflasyon verisinin yanında imalat PMI verisi de izlendi. İmalat PMI, temmuz ayında yer aldığı 49 seviyesinden 46,4 seviyesine geriledi. Art arda 5'inci ay da referans değerin altında kalan imalat PMI verisinde üretim ve yeni siparişlerdeki yavaşlama etkili oldu. Düşüş göstermeye devam eden İmalat PMI endeksi, faaliyetlerdeki yavaşlamanın bir miktar daha belirginleştiğini gösterdi ve yılın ilerleyen bölümünde ekonomideki yavaşlama beklentilerini teyit etti. TCMB’nin açıklamaları önemliydi Ağustos ayı enflasyon verisi sonrasında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) açıklaması önemliydi. TCMB’den gelen  “Son dönemde enflasyon görünümüne ilişkin gelişmeler fiyat istikrarı açısından önemli risklere işaret etmektedir. Merkez Bankası fiyat istikrarını desteklemek amacıyla gerekli tepkiyi verecektir. Bu çerçevede, daha önce yapılan iletişimle de uyumlu olmak üzere, son gelişmeler dikkate alınarak Eylül ayı Para Politikası Kurulu toplantısında parasal duruş yeniden şekillendirilecektir”  açıklaması piyasalarda faiz artırım sinyali olarak algılanırken, TL varlıklar açıklamanın ardından bir miktar toparlanma kaydetti. 13 Eylül’de gerçekleşecek TCMB Para Politikası Kurulu toplantısında alınacak faiz kararı ilerleyen günlerde piyasaların gündeminde yer alacak önemli konu başlıkları arasında yer almaktadır. Jeopolitik gelişmeler önemini koruyor ABD – Türkiye arasındaki gerginlik devam ederken, mevcut sorunların sürmesi TL varlıklarda satış baskısının etkili olmasına ve volatilitenin yüksek seyretmesine neden oluyor. Bu süreçteki haber akışları TL varlıklardaki fiyatlamalar üzerinde belirleyici olacağından, olası gelişmelerin yakından takip edilmesi önem taşımaktadır. ABD – Türkiye geriliminin yanında Suriye İdlib bölgesindeki gelişmeler de piyasalar üzerinde etkili olabilecek bir diğer önemli başlık. İdlib kaynaklı gelişmelerin şu ana kadar fiyatlamalar üzerinde önemli bir etkisi olmasa da salı günü Rusya’nın İdlib’te hava saldırısı düzenlemesi ve Suriye’nin de İdlib’i vurmaya başlaması bölgedeki gelişmelerin önemini artıran bir gelişme olarak yorumlanabilir. İdlip’te olası bir operasyon ve bunun yansımaları ilerleyen günlerde TL varlıklar üzerinde satış baskısını artırabilecek riskler olarak sıralanabilir. Bu nedenle Suriye özelinde jeopolitik gündemin daha fazla takip edileceği bir döneme girdik. Bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 7 Ağustos’ta gerçekleştireceği İran ziyareti önemli olacaktır. İran’da gerçekleşecek Türkiye – Rusya – İran arasındaki üçlü zirvenin bölgedeki gelişmelerin seyri açısından önemli olacağını ifade edilebilir.