SON DAKİKA
Hava Durumu

Ekonomilerde toparlanmanın devamlılığı önem taşıyor

Yazının Giriş Tarihi: 01.08.2020 14:38
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.08.2020 14:38

Mayıs ayı itibariyle dünya çapında salgın kaynaklı alınan ciddi tedbirlerin gevşetilmeye başlandığı görüldü. Mevcut ekonomik sistem ve nakit akışında uzun süreli durmaların yaratacağı elim sonuçlardan kaçınılmak adına tedbirlerin gevşetilmesini makul karşılamak gerektiği kanısındayız. Normalleşme hamlelerinin etkisiyle mayıs ayından itibaren açıklanan ekonomik verilerde bir toparlanma görülürken, nisan ayı en zayıf verilerin açıklandığı ay olarak geride kaldı. Mayıs ayı itibariyle başlayan ve ivmesini belirli ölçüde kaybetmesine karşın devam eden ekonomik toparlanma, risk iştahını ve piyasaları destekleyen en önemli katalizör olarak karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda merkez bankaları ve hükümetlerden ekonomiyi desteklemeye yönelik atılan adımlar da piyasaları destekleyen temel gelişmeler oldu. Düşük faiz ortamı ve bollaşan likidite, 2008 krizinden sonra da deneyimlemiş olduğumuz gibi hisse piyasalarına ve altına yaradı. Genişlemeci para ve maliye politikaları ile ekonomik toparlanma, mart ayının son bölümünden temmuz ayı başlarına kadar hisse piyasalarında yukarı yönlü bir fiyatlamayı beraberinde getirdi. Son haftalarda salgın kaynaklı endişeler piyasalar ve risk iştahı üzerinde baskı oluşturmasına karşın, bol likidite ortamı ve toparlanmaya ilişkin görece korunan iyimser beklentiler piyasalarda sert satışların yaşanmasının önüne geçiyor. Önümüzdeki süreçte ekonomik toparlanmaya ilişkin iyimser beklentilerin korunması, risk iştahı ve piyasaların seyri açısından kritik önem taşıyor. Son olarak önümüzdeki birkaç haftalık süreçte hem yurt dışında hem de yurt içinde başlayan ikinci çeyrek finansal sonuç açıklama dönemi de fiyatlamalar üzerinde etkisini hissettirecektir.

 

Aşağı yönlü riskler varlığını sürdürüyor

 

Mayıs ayı itibariyle atılan normalleşme adımları ekonomilerde toparlanmayı gündeme getirirken, aynı zamanda kaçınılmaz bir sonuç olarak vaka sayılarında artışları da beraberinde getirdi. Haziran ayı ortalarından itibaren vaka sayılarının artış hızında ivmelenme görülürken, özellikle ABD’deki bazı eyaletlerde durum oldukça ciddi boyutlara gelmiş durumda. ABD’nin güney eyaletlerinde rekor vaka sayıları görülürken, dünya çapında devam eden vaka artışları ikinci dalga korkularını gündeme getiriyor. Vaka sayılarında yaşanan artışa bağlı olarak belirli tedbirler tekrar konuşulmaya başlanırken, ilerleyen süreçte salgın kaynaklı gelişmeler fiyatlamalar açısından büyük önem taşımaktadır. Önümüzdeki aylarda mevsimsel etkilerle vaka sayılarında tekrar bir ivmelenmenin yaşanması durumunda sağlık sistemi üzerinde oluşabilecek ağır yükü hafifletmek adına daha ciddi tedbirlerin tekrar uygulamaya alınması kaçınılmaz bir sonuç olabilir. Tabi bu durum yukarıda detaylıca değindiğimiz ekonomik toparlanmanın sekteye uğraması hatta tedbirlere bağlı olarak tekrar daralmaya dönmesi anlamına gelebilir. Bu nedenle piyasalar tarafında en büyük risk olarak tedbirlerin tekrar gündeme gelmesini görürken, bu konudaki belirleyici salgının dünya çapındaki seyri olacaktır. Ekonomik sistemin sürdürülebilirliği ile sağlık sisteminin arasında dengenin kurulmaya çalıştığı pandemi döneminde, Koronavirüse yönelik etkili bir ilaç ya da aşı geliştirilmediği sürece bu konunun genel olarak devam edeceğini değerlendiriyoruz. Dünya çapında aşı çalışmaları büyük bir hızla ilerken, son aşama testlere geçen aşı denemelerinin olduğu haberleri dikkat çekiyor. Onaylanmış ve gerçekten mevcut salgının olumsuz etkilerini giderebilecek bir aşının geliştirilmesi ile piyasalar açısından oldukça büyük bir katalizör olacaktır. Bu nedenle salgın ve aşı kaynaklı haber akışlarını yakından izlemeyi sürdüreceğiz.

Son dönemde fiyatlamalar üzerinde çok anlamlı bir etkisi olmasa da ABD – Çin ilişkilerinin seyri de takip edilmesi gereken diğer bir önemli konu başlığı. ABD’de kasım ayında yapılacak seçimlere yaklaştıkça ABD Başkanı Trump’ın gerek Çin gerekse diğer konularda vereceği mesajlar ve izleyeceği tutum da önem kazanıyor. Geçtiğimiz günlerde ABD ve Çin’in karşılıklı olarak konsolosluk kapatmaları da iki ülke arasında artan gerilimin sadece sözlü olmadığının somut bir göstergesi oldu. Salgın nedeniyle küresel ekonomilerin zor bir dönemden geçtiği bu konjonktürde, ABD – Çin arasındaki rekabetin artış kaydettiği görülürken, atılacak hamlelere bağlı olarak gerilimin artış kaydetmesi piyasalar açısından aşağı yönlü risk oluşturacaktır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.