Toparlanmaya ilişkin güç kazanan beklentiler risk iştahını destekliyor

Mayıs ayından itibaren dünya çapında atılan normalleşme adımları, salgın konusunda en kötünün geride kaldığına ilişkin iyimser beklentileri destekliyor. Ekonomik anlamda da en zayıf rakamlar nisan ayına ait verilerde görülürken, ekonomilerdeki kısmi açılmalar ve normalleşmelerin katkısıyla sınırlı da olsa toparlanma işaretleri alınmaya başlandı. Bu tarafta ekonomilerde toparlanmaya ilişkin artan beklentiler özellikle son iki haftalık süreçte risk iştahı ve küresel piyasaları destekleyen temel gelişme olarak karşımıza çıkıyor. Önümüzdeki günlerde salgın konusundaki gelişmeler ve toparlanmaya dair beklentileri etkileyecek ekonomik veriler ön planda kalmaya ve gündemi belirlemeye devam edecektir. Tüm bu olumlu gelişmelerin yanında ABD – Çin ilişkilerinin seyri ve ilk günlere kıyasla bir miktar yatışmış olsa da ABD’de devam eden protesto gösterileri piyasalar açısından aşağı yönlü risk unsurları olarak takip ediliyor.

ABD – Çin gerilimi kontrollü şekilde artıyor

ABD ile Çin arasındaki gerilim kontrollü bir şekilde artmaya devam ediyor. Geçtiğimiz hafta da her iki ülke tarafından ticaret anlaşmasını riske atacak ve gerilimi tırmandıracak adımlar gelmesine karşın, şuana kadar piyasalar üzerinde önemli bir etki oluşturmadığını gördük. Buna karşın devam eden sokak olayları nedeniyle iç politikada zor günler geçiren ve Kasım ayındaki Başkanlık seçimlerine hazırlanan Trump’ın dış politikada atacağı adımlar ön plana çıkabilir. Trump’ın daha önce salgının yayılması konusunda ve Çin’deki gelişmeleri görmezden geldiği gerekçesiyle eleştirdiği Dünya Sağlık Örgütü ile ilişkileri sonlandırması ve Hong Kong'a verilen politika ayrıcalıklarını kaldırılması talimatını vermesi geçtiğimiz haftanın ilk adımları olurken, Çin, ABD ile artan gerilim sebebiyle soya ithalatını durdurma kararı aldı ancak yapılan açıklamada Çin'in birinci faz ticaret anlaşması gereği ABD'den gerçekleştirdiği tarım ithalatını durdurma kararında iç talepte soya fasulyesine olan talebin düşmesinin etkili olduğu öne sürüldü. ABD hükümeti ise Çin'e, ABD hava yolu şirketlerinin tekrar pazara girmesine müsaade etmemesi durumunda bu ülkeden yapılacak yolcu uçuşlarının askıya alınacağı uyarısında bulundu. ABD Ulaştırma Bakanlığı, Çin’in ABD merkezli United Airlines ve Delta Air Lines adlı şirketlere, yeniden uçuş izni vermemesinin adından, Çin havayolu şirketinin, ABD’ye yönelik yolcu uçuşlarının 16 Haziran’dan itibaren durdurulacağını duyurdu. Önceki haftasonu Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi düzenlediği basın toplantısında Çin ile ABD arasındaki ilişkilerin yeni bir “Soğuk Savaş" noktasına gidebilecek bir risk taşıdığını açıklamıştı. Atılan son adımlar ABD ile Çin arasında yıl başında varılan ticaret anlaşmasını riske atarken, ABD’de kasım ayında gerçekleşecek seçimler öncesinde gerilimin daha da tırmanabileceği beklentisi hakim. Bu nedenle geçtiğimiz haftalarda piyasalar tarafından göz ardı edilse de ABD – Çin ilişkileri orta vade için piyasalar üzerinde oldukça önemli bir risk unsuru olmaya devam ediyor. Bu nedenle de yakından takip edilmeye devam edilmesi gerekiyor.

Yeni haftada gündem

Yeni haftada yurt içinde işsizlik rakamları, cari işlemler dengesi ve sanayi üretimi; Avrupa’da GSYH ve sanayi üretim rakamları; ABD’de toptan stoklar, TÜFE/ÜFE, FOMC toplantısı ve faiz kararı ile haftalık işsizlik rakamları takip edilecektir. 10 Haziran Çarşamba günü açıklanacak Fed’in faiz kararı ve devamında Fed Başkanı Powell’ın mesajları piyasalar açısından oldukça önemli olacaktır. Yurt içinde ise 12 Haziran Cuma günü açıklanacak olan nisan ayına ait sanayi üretim rakamları ön plana çıkmaktadır. Mart ayında bir önceki aya göre %7,1; yıllık bazda ise %2 oranında düşüş kaydeden sanayi üretimi rakamlarında, alınan tedbirler ve ekonomideki kapanmalar nedeniyle en zayıf rakam ve en sert bozulma açıklanacak nisan ayı verisinde görülecektir. Piyasadaki konsensüs beklentiler sanayi üretimi rakamlarında nisan ayında aylık bazda %10,5; yıllık bazda ise %23,3 oranında bir düşüş olması yönünde şekilleniyor. Nisan ayı rakamlarında en kötünün görülmesinin ardından normalleşme adımlarının etkisiyle önümüzdeki aylara ilişkin açıklanacak ekonomik verilerde dipten dönüş sinyalleri piyasalar tarafından izlenecektir.